Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2372 E. 2021/1767 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2372 Esas
KARAR NO: 2021/1767 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/703 Esas – 2018/631 Karar
TARİH: 23/05/2018
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde müvekkil şirket tarafından üstlenilen taşıma hizmetlerinin ifa edilmiş olmasına karşın, karşı tarafça müvekkili şirketin alacaklarının ödenmediğini, cari hesaplardan kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle iki ayrı icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini ancak itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının varlığını iddia ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, taşıma hukukunu düzenleyen CMR Konvansiyonu 32/1 maddesine göre taşıma hukukundan kaynaklanan alacakların 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, ön görülen 1 yıllık süre içerinde alacak talebinde bulunulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DAİREMİZİN ÖNCEKİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 21/12/2016 tarih 2015/1260 E., 2016/768 K. sayılı kararı ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen kararının davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 13/07/2017 tarih 2017/403 E. 2017/417 K. sayılı kararı ile “….Dava konusu icra dosyalarından olan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında takip dayanağı olarak cari hesap ekstresi gösterilerek 6.459,90 TL üzerinden 17/09/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, icra takibi dayanağı olan cari hesap ekstresine göre davalının en son ödemesinin 20/03/2015 tarihli olduğu anlaşılmakla; iş bu icra takibine konu cari hesap alacağına ilişkin varsa faturasının ibrazı için HMK’nın 140/5.maddesi gereğince davacı vekiline kesin süre verilerek faturanın ibrazının sağlanması, gerektiğinde tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra dosyasında takibe konan fatura tarihlerinden sonra davalıya hizmet verilip verilmediği, davalı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı yapılmış ise ödemelerin hangi tarihli faturalara istinaden yapıldığı, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında takibine konu edilen cari hesap alacağının doğduğu tarihin kesin olarak tespiti ile zamanaşımının buna göre değerlendirilmesi gerekirken taraflarca gösterilen deliller hiç toplanıp değerlendirilmeden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.” gerekçesiyle hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/05/2018 tarih ve 2017/703 Esas 2018/631 Karar sayılı Kararı ile; ” ….… Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasındaki cari hesap farklılığının nedeninin; davalı şirketin incelenen 2013 yılı ticari defterlerinde davacı yan tarafından düzenlenen 2013 yılına ait 7 adet toplamı 40.817,46-TL olan faturaların davalının ticari defterlerinde kayıt altına almamasından kaynaklandığı, uyuşmazlık konusu olan faturalara ilişkin davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı tarafça yapılan ödemelerin ihtilaf konusu olmayan başkaca faturalara ilişkin olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasında takibe konu edilen cari hesap alacağının doğduğu tarihin, en son fatura tarihi olan 14/11/2013 tarihi olduğu, bu faturanın davalının ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olmadığı ve bu faturaya ilişkin ödeme yapılmadığı nazara alındığında, hem CMR konvansiyonu hem de TTK’da taşıma sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda 1 yıllık zamanaşımı öngörüldüğü, takip tarihi olan 08/01/2015 tarihi itibariyle 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. Davalı, kötü niyet tazminat talebinde bulunmuş ise de; davacının icra takibini kötü niyetle başlattığı ispat edilemediğinden, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; “Davanın zamanaşımı nedeni ile reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2013 yılı öncesinden başladığını ve 20/03/2015 tarihine kadar devam ettiğini, devam eden ticari ilişki içinde müvekkili tarafından kesilen son faturanın 15.01.2015 tarihli ve davalı tarafından yapılan son ödemenin ise 20.03.2015 tarihli olduğunu, müvekkili şirket alacaklarının ödenmeyeceği hususunun davalı şirket tarafından ifade edilmesini müteakip davalı şirket aleyhine icra takipleri başlatıldığını, müvekkili şirketin cari hesaptan kaynaklanan alacağının zamanaşımına uğramış olduğu kararın açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, Alacağın zamanaşımına uğradığının kabulü anlamına gelmemek kaydı ile davalı tarafından müvekkili nezdinde devam eden ticari ilişki çerçevesinde borcun ödeneceği yönünde bir güven oluşturulmuş olup, davalı tarafından devam eden ticari ilişki çerçevesinde düzenlenen ve davalı tarafından ticari defterlerine işlenen faturaların zamanaşımına uğradığı yönündeki itiraz açıkça bir hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, cari hesaptan doğan alacakların tahsili için başlatılan iki ayrı icra takibine itirazların iptali istemine ilişkin olup, davalı zamanaşımı definde bulunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda taraf kayıtları arasındaki farkın davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 25/05/2013-14/11/2013 tarihleri arasında düzenlenmiş olan toplam 40.817,46 TL bedelli 7 adet davacı faturasından kaynaklandığı tespit edilmiş, teslimin fatura tarihlerinden sonra olduğu yönünde bir iddia da ileri sürülmemiştir. Dava konusu cari hesap alacağını oluşturan uyuşmazlık konusu faturaların tarihi ve icra takip tarihleri (08/01/2015-17/09/2015) dikkate alındığında gerek CMR 32.m. gerekse TTK 855.m. uyarınca dava konusu alacağın 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılmakta olup, takip öncesinde zamanaşımını kesen veya durduran bir nedene de rastlanılmamıştır. Bu itibarla ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,4 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.