Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2326 E. 2021/1576 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2326 Esas
KARAR NO: 2021/1576 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2019
NUMARASI: 2015/907 Esas 2019/1038 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,Davacı ile davalı arasında 01/01/2015 tarihinde indirimli elektrik enerjisi temini ve perakende kullanıcı firma müşterilerinin sağlanması ve komisyon paylaşımına yönelik akit akdedildiğini, sözleşme uyarınca davalı sözleşmede belirlenen abonelik taleplerinin onaylanarak enerji alımının sağlanması ve yeni serbest tüketicilerin, enerji tedarik şirketinin portföyüne geçmesi durumunda, sözleşmede belirtilen komisyon paylaşımı formülü uyarınca hesaplanacak komisyon bedelini, davacı şirket tarafından 3.şahıslar ile yapılan abonelik sözleşmelerine aracılık edilmiş ancak abonelere yapılan satıştan kaynaklanan komisyon alacakları davalı tarafından davacıya ödenmediğini, Beyoğlu …Noterliği 06/08/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname18/08/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, tahkikat sonucunda davalı şirketin alacak mitarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 1.000,00 TL. Alacağın ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 18/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 12/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava değerini 31.751,65 TL. artırarak 1.000,00 TL. toplam tazminat talebini 32.751,65 TL.’ye yükselttiği ve ıslah harcını yatırdığı anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, anlaşma yapılan firmanın davacı firma değil, … A.Ş. olduğunu, davacının davayı açma yetkisi olmadığını, davanın husumet yönünden reddine, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, 1 Kasım 2014 tarihinde daha sonra 01/01/2015 … adını alacak olan … ile serbest tüketici tedariki sağlamak amacıyla mutabakata varıldığını ve acentelik anlaşması şirketi … ile … arasında imzalandığı, müşteri potansiyeli yaratmak amacıyla çalışmalara başlandığını, davacı ile aralarında iyi niyet anlaşması imzalandığını, bu anlaşma çerçevesinde 01/01/2015 – 01/01/2016 tarihleri arasını kapsayan dönem için %50 (yüzde elli) komisyon paylaşımı esasıyla çalışılacağını, davacının aracılığıyla teklif istenen veya anlaşmaya varılan serbest tüketiciler için gerekli tüm teklif hazırlama, vs. İşlemler davalı tarafından yapıldığını, birçok kurumsal tarafa … adıyla verilen tekliflerin havada kalmaması ve davacı tarafın oluşturabileceği müşteri hacmini gözeterek kendilerine ayrı bir acentelik verildiğini ve davacı taraf ile olan hukukun sona erdiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/07/2019 tarih ve 2015/907 Esas – 2019/1038 Karar sayılı kararında; “….Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller, düzenlenen bilirkişi raporu ile; davacı şirket tarafından davalı tarafla yapılacak abonelik sözleşmelerine aracılık edilmesi nedeniyle hak edilen komisyon bedelinin tahsiline yönelik dava açılmış olup, davalı tarafça öncelikle husumet itirazında bulunulmuş ise de; davacı tarafla davalı taraf arasında dava dilekçesine ekli 01/01/2015 tarihli iyi niyet anlaşmasının bulunduğu anlaşıldığından davalının husumet itirazı yerinde olmadığından davalı hakkındaki yargılamaya devam edilmiş, davacı ile davalı arasındaki sözleşme gereği davacının davalı şirketin yapacağı abonelik sözleşmelerine aracılık etmesi halinde davacı tarafın komisyon ücretine hak kazanacağı belirlenmiş olup, davalı tarafın yaptığı abonelik sözleşmelerine ilişkin dava dışı şirketlerden gelen kayıtlar ile davacı ve davalı kayıtları incelenerek yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının davalıdan alacaklı olduğuna ilişkin tespit yapılmış olup, mahkememizce bilirkişiler tarafından düzenlenen 14/01/2019 tarihli raporda taraflar arasındaki sözleşme süresine aşar nitelikte hesaplama yapıldığından, taraflar arasında geçerli olan sözleşme süresince hesaplama yapılması için ek rapor alınmış, bilirkişiler tarafından düzenlenen 25/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama dosya kapsamına uygun olup düzenlenen rapor denetime elverişli bulunduğundan itibar edilmiş ve davacının davalı ile arasındaki sözleşme gereği sözleşmenin geçerli olduğu süre boyunca davalının yaptığı abonelik sözleşmelerine davacının aracılık yapması nedeniyle komisyon bedeline hak kazandığı sabit olup, davacı tarafın toplam 24.577,03-TL alacağının davalının temerrüt tarihi olan 21/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir….”gerekçesi ile, Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; toplam 24.577,03-TL alacağın davalının temerrüt tarihi olan 21/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince husumet itirazının haksız olarak reddedildiğini, Davacı işverenin iki ayrı firması olduğunu, ortakların aynı olduğunu, adresin aynı olduğunu, ticaret sicilde tüm ilanları dahi aynı günlü olduğunu, biri dava dışı …, diğeri Davacı … olduğunu, Müvekkilin sözleşme imzaladığı firma … olduğunu, ıslak imzalı ve kaşelenmiş bir sözleşme müvekkiline teslim edildiğini, bu sözleşmenin aslının da Mahkemeye sunulduğunu, ancak davacı kendisinde kalan sözleşmeye (… ticaretten terkin edildiği için) … kaşesi vurduğu ve bu davayı açtığını, Mahkemece taraflarınca ibraz edilen ıslak imzalı ve reddedilmeyen sözleşme üzerinde durulmadığını, ticaret kayıtlarının celbi talep edildiği ve dahası bizzat taraflarınca Ticaret Sicil Gazetesi sayfaları sunulduğu halde gerekli inceleme ve değerlendirme yapılmadan husumet itirazının yasaya aykırı olarak reddedildiğini, Yazılı yahut başkaca bir delil olmadan karar verildiğini, 13 firmadan elde edilecek komisyon paylaşımına konu edildiğini, Yukarıda izah edildiği üzere müvekkilinin tacir olduğu ve tedarikçi … (…) ile aracılık ilişkisi mevcut olduğunu, kendi bağımsız faaliyeti ve müşterileri olduğunu, davacı ile ilişkisi yazılı sözleşme ve ekinde açıkça yazılı olan 13 firma ile sınırlı olduğunu, bu 13 firmanın …’dan alacağı enerji için müvekkiline ödenecek komisyon paylaşıma konu olduğunu, İşbu yazılı sözleşme kapsamında olan firmaların; … Abone No’lu Yalova Kayıtlı … Ltd. Şti, … Abone No’lu Yalova Kayıtlı … Ltd. Şti, … Abone No’lu Yalova Kayıtlı … Ltd. Şti., …790 Abone No’lu Bursa Kayıtlı … Aş., … Abone No’lu Bursa Mudanya Kayıtlı … Aş., … Abone No’lu Kocaeli Kayıtlı …, … Abone No’lu Bursa Kayıtlı …-osmangazi, … Abone No’lu İstanbul Asya Kayıtlı …-pendik, … Abone No’lu İstanbul Asya …-sancaktepe, … Abone No’lu Yalova Kayıtlı …-yalova Altinova, … Abone No’lu İstanbul Avrupa Kayıtlı … Ltd. Şti., … Abone No’lu İstanbul Asya Kayıtlı … Ltd. Şti., … Abone No’lu İstanbul Asya Kayıtlı … Ltd. Şti. olduğunu, Bu 13 firma için alınan 2015 yılı komisyon tutarı 18.282,25 TL olduğunu, bu bedelin yarısı ise 9.141,13 TL olduğunu, Sözleşme dışında kalan müvekkilinin kendi bulduğu müşteri kazançları da paylaşıma konu edildiğini, İtirazda dile getirildiği üzere bilirkişinin bu yazılı sözleşmenin dışına çıkarak müvekkilinin tüm ticari faaliyetini paylaşım konusu yaptığını, Bir an için husumet itirazı bir yana bırakılsa dahi sözleşmede yer almayan (kapsam dışındaki) müvekkilinin davalıdan bağımsız kendi faaliyeti paylaştırmaya konu edilmeyeceğini, zira bu firmaların davalıdan temine edildiğine dair dosyada hiç bir delil olmadığını, HMK mad. 200 gereği davalının bu alacaklara dair iddiası varsa yazılı olarak ispat etmesi gerekmekte olduğunu, İzah edilen nedenlerle (yazılı sözleşmede sabit olduğu ve kanunun emrettiği üzere);
“ABONE NO Yıl Tutar … 2015 1.485,75 Kapsam dışı, … 2015 567,41 Kapsam dışı, … 2015 1.526,53 Kapsam dışı, … 2015 551,08 Kapsam dışı, … 2015 147,98 Kapsam dışı, … 2015 26.593,07 Kapsam dışı” abone alacaklarının paylaştırmaya konu edilmesinin mümkün olmadığını, Yukarıda da özetlendiği üzere tüm itirazlar bir yana bırakılsa dahi paylaştırmaya konu edilebilecek yegane alacak sözleşmede yer alan 13 firma için alınan 18.282,25.TL olduğunu, bu bedelin ise ancak yarısı olan 9.141,13.TL davalı tarafından talep edilebilmekte olduğunu, Enerji tedarikçisi … ve … tarafından verilen cevaplarda bu tutarların çok altında olup bilirkişinin neye dayanarak bu rakamları yazdığı bilinmediğini, dosyada yer almayan delillere göre rapor tanzim edilmiş olup kabulünün mümkün olmadığını, Özetle yapılan yargılamada yegane delil olan iyiniyet sözleşmesinin dışına çıkılarak hiç bir delile dayanmadan müvekkilinin tüm ticari faaliyeti paylaşıma konu edildiğini, müvekkilinden tahsiline karar verilen tutarın yasal hiç bir dayanağı ve delili olmadığını, anılan nedenle yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak sözleşmede yer almayan firma komisyonlarının dışlanarak yeniden hesap yapılmasını talep ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın öncelikle husumet yönünden reddine; aksi takdirde bilirkişi incelemesi yapılarak sözleşme dışında kalan firma komisyonlarının dışlanarak yeniden hüküm kurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, komisyon alacağı istemine ilişkin alacak davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; toplam 24.577,03-TL alacağın davalının temerrüt tarihi olan 21/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı ile davalı arasında 01/01/2015 tarihinde ”İYİNİYET AHLAŞMASI” başlıklı indirimli elektrik enerjisi temini ve perakende kullanıcı firma müşterilerinin sağlanması ve komisyon paylaşımına yönelik sözleşme imzalandığı, sözleşme altının davacı ve davalı tarafından imzalandığı görülmüştür. Davalı taraf sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, davacı ile böyle bir sözleşmeyi imzalamadığı veya içeriğini kabul etmediğine dair açık bir beyanı bulunmadığı gibi mahkemece 10.05.2016 tarihli duruşmada davalıya sözleşmenin gösterildiği ve davalının sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği tesbit edilmiş olup bu tesbitlere göre davacının sözleşmenin tarafı olması sebebiyle aktif husumetinin olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi ek raporunda; davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin 4.maddesinde komisyon paylaşımı “Aylık tüketim(kwh) x A= komisyon tutarı /2 şeklinde brüt kar üzerinden (vergi öncesi)” formülü ile komisyon ödemeleride enerji tedarik firması tarafından tedarik ya da perakende satış firması ilgili aylık komisyon ödentisini yaptığı günü takip eden 3 (üç) iş günü içinde + KDV şeklinde fatura karşılığı serbest tüketici aracısına ödeneceği, hükmü olduğu, … A.Ş. ve … A.Ş. Sözü geçen sözleşme kapsamında davalı …’e toplam 49.154,07 TL. (KDV hariç) komisyon bedeli ödediklerinden, davalı …’in davacı … Ltd. Şti.’ne ödenmesi gereken komisyon bedelinin 49.154,07 TL./2 =24.577,03 TL. (KDV hariç ) olduğu belirtilmiştir. HMK 266 maddesindeki “Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir…” ve yine HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemeleri de gözetildiğinde; Davalı vekili tarafından davanın esasına yönelik ileri sürülen istinaf sebepleri yargılama aşamasında bilirkişi raporlarına yönelik verdiği beyan dilekçeleri ile de ileri sürüldüğü, İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen kök ve ek rapordaki tespitler de gözetildiğinde; Davalı vekili istinaf dilekçesinde sözleşme dışındaki abonelerin de hesaplamaya dahil edildiği iddia edilmişse de, gerek sözleşme ekindeki listede iş bu müşterilerden bahsedilmiş olması gerekse de dava dilekçesinde ve davacı tarafça çekilen ihtarnamede belirtilen müşterilere yönelik davalının bir itirazının olmadığı, davalı cevap dilekçesinin 17 ve 18 maddelerindeki açıklamalar ile belirtilen abonelerin davacı şirketçe kazandırılan müşteriler olduğunu ikrar ettiği ve davalı cevap dilekçesinde davacı şirketçe kazandırılan müşterilerin sözleşme sonunda davacıya geçtiklerini, diğer abonelerin de sonradan davacı şirkete geçirileceğine yönelik beyanı nazara alındığında davacının ihtarnamede belirtilen aboneliklerle ilgilide komisyon alacağını hak ettiği anlaşılmakla; ilk derece mahkemesinin kabul ve gerekçesine göre davalı vekilinin aksi yöndeki esasa yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalıdan alınması gereken 1.678,85.TL istinaf karar harcından istinaf aşamasında yatırılan (44,40.TL+376,00.TL=) 420,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.258,45.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/11/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.