Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/229 E. 2020/1167 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2019/229 Esas
KARAR NO : 2020/1167 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 08/11/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/302 Esas 2018/1157 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin Ankara Ticaret sicil memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı olduğunu müvekkillerinin şirkette bulunan hisselerinin tümünün 01/03/2013 tarihli sözleşme ile nominal değere ilave olarak kararlaştırılan bedel karşılığında diğer davalı …’e devrettiğini sözleşmede kararlaştırılan bedelin davacıların banka hesabına ödeneceğinin beyan edilmesine rağmen bu güne kadar ödemenin gerçekleşmediğini , sözleşmenin 1. maddesine göre … nın şirketteki 112 payına karşılık 245.000 TL ve sözleşmenin 3. maddesine göre … nın 48 payına karşılık 105.000 TL nin 31/03/2013 tarihine kadar banka hesabına ödeneceği , sözleşmenin 5 . maddesine göre şirket adına kayıtlı 5 adet aracın davacılara devredileceğinin kararlaştırıldığını , ancak bedelin ödenmediği gibi … ve … plakalı araçların devredilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere … için 5000 TL … için 5.000 TL nin 31/03/2013 tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, …. plakalı aracın … adına ve … plakalı aracın … adına tesciline araçların trafik kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. davacı vekili 06/11/2014 tarihli dilekçesi ile … plaklalı aracın kasko değerini 56.000 TL … plakalı aracın kasko değerini 41.685 TL olarak bildirmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı şirketin merkezinin Akatlar Mahallesi Etiler Beşiktaş-İstanbul olup davalı … in adresinin de aynı yer olduğunu bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, İstanbul ATM’ nin yetkili olduğunu bildirdiğini, davalı vekili aynı dilekçe ile husumet itirazında bulunduklarını, davacıların dayanağı olan devir sözleşmesinin … ile yapıldığını şirketin taraf sıfatı bulunmadığını husumet itirazı olduğunu, Hisse devir işleminin Ankara … Noterliğinin 01/03/2013 tarih ve … numaralı sözleşmeleri ile gerçekleştiğini, davacıların dayandığı sözleşmenin resmi sözleşmeden önce yapıldığını, yasaya uygun olmadığını, geçerliliğini yitirdiğini, davacıların talep haklarının olmadığını, noterde düzenlenen sözleşmeye aykırı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 08/11/2018 tarih ve 2016/302 Esas – 2018/1157 Karar sayılı kararında;”… Dava, şirket hisse devir sözleşmesi nedeni ile alacak istemine ilişkindir.Davalı ….Tic Ltd Şti ‘nin Ankara Ticaret odasından ticaret sicil kaydı alınmış , şirket merkezinin Söğütözü Mahallesi Çankaya -Ankara adresinden İstanbul iline nakledildiği tespit edilmiştir. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin ticaret sicil dosyası getirtilmiş adresinin … Mahallesi … Caddesi. No:… Beşiktaş-İstanbul olduğu anlaşılmıştır . Ankara 7 Asliye Ticaret Mahkeme since 2014/1534-2015/273 sayılı ve 08/06/2015 tarihli yetkisizlik kararı verilmiş , dava dosyası tevzien mahkememize gelmiştir. Davalı tarafın husumet itirazı dava konusu araçlar davalı şirket adına kayıtlı olduğundan ve davalı şirket yasal hasım olduğundan kabul edilmemiştir. Tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.Dava konusu edilen … plakalı araçların trafik tescil kayıtları dosya içine alınmış , davalı şirket adına kayıtlı oldukları görülmüştür. Ankara 7 Asliye Ticaret Mahkeme sinin 06/11/2014 tarihli kararı ile araçlar üzerine %15 teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. … Tic Ltd Şti‘nin ticaret sicil kayıtları incelenmiş;Şirketin 11/01/1996 tarihinde kurulduğu , kuruluş adresinin Çıkrıkçılar Yokuşu Ulus Ankara ve ortaklarının … ile …. oldukları , daha sonra … hisselerini … ya devir ettiği Ankara … Noterliğinin 01/03/2013 tarih ve … , 01/01/2013 ve … yevmiye numaralı limited şirketi hisse devir sözleşmeleri ile davacılar … ve … nın şirketteki tüm hisselerini davalı …’e devir ettikleri yine Ankara … Noterliğinin 01/01/2013 tarih ve … yevmiyeli belgesine göre hisse devrinin davalı şirket ortaklar kurulu toplantısı ile onaylandığı , 160 pay karşılığı beheri 10.000 TL olan 1.600.000 ,00 TL bedelli hisselerin … ‘e ait olduğu ve tamamının taahhüt edilip ödendiğinin, tespit edildiği görülmüştür. Davacı delili olan davacılara ait banka hesap kayıtları getirtilmiş ve bilirkişi … aracılığı ile dökümünü gösterir raporlar dosya içine alınmıştır . Davacılar vekili alacağın dayanağı olarak bildirdiği 13 maddeden oluşan 01/03/2013 tarihli hisse devir sözleşmesi başlıklı metnin fotokopisini dosyaya sunmuştur . Davalı tarafça sözleşme aslının ibraz edilmesi istenmiş ancak davacı tarafça sözleşmenin ıslak imzalı aslı dosyaya sunulmamıştır . Tüm dosya kapsamına göre;Ankara ….. Noterliğinin 01/03/2013 tarih ve … , 01/01/2013 ve … yevmiye numaralı limited şirketi hisse devir sözleşmesi incelenmiş ; sözleşme gereğince … yevmiye numaralı sözleşmede 48 hisse karşılığı 480.000 TL nin ve 2155 yevmiye numaralı sözleşme de 112 hisse karşılığı 1.120.000,00 Tl bedelin nakden ve tamamen davalı … tarafından davacılar … ve … ‘ya nakden ve tamamen ödendiği açıklanmıştır . Davalı şirketin 01/03/2013 tarihinde alınan 2013/3 sayılı ortaklar kurulu kararı incelenmiş; Ankara … Noterliğinin 01/03/2013 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylandığı anlaşılmıştır . Bu kararda davacı … ya ait 48 adet 480.000,00 TL bedelli hissenin , davacı … Sunaya ait 112 adet 1.120.000,00 TL bedelli hissenin davalı … e satışının onaylandığı , ayrıca hisse bedellerinin tamamının ödendiği de tespit edilmiştir. Noter onaylı olarak resmileştirilen 01/03/2013 tarihli bu sözleşmelere karşılık davacılar aynı tarihli basit yazılı belgeye dayanarak alacak isteminde bulunmaktadır . Davacı taraf bu belge ile resmi olarak yapılan sözleşmenin muvazaalı olduğunu iddia etmektedir . Mahkememizce 28/06/2018 tarihli celsede belge asıllarının ibraz edilmesi istenmiş ancak davacı tarafça muvazaayı kanıtlayacak belge aslı sunulmamıştır .Muvazaanın tarafları kendi yaptıkları muvazaaya dayanarak hak iddia edemez. Muvazaalı işlemin geçersizliğinin ispatı ancak, muvazaalı işlemden sonra yapılan ve karşı tarafça kabul edilen aynı kuvvette yazılı belge ibrazına bağlıdır. Muvazaayı ispat eden sonraki tarihli belgenin varlığı , davacılarda bulunduğu ve bu belgenin noter onaylı resmi sözleşmeden sonra düzenlendiği davalı tarafca yargılama aşamalarında kabul edilmemiştir.Davacılar resmi sözleşmenin aksini kanıtlayan ve alacak isteminin dayanağı olan muvazaayı ispatlayamamıştır. Sabit olmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir… ” gerekçesi ile; “1-Davalıların husumet itirazlarının reddine,2-Davanın reddine,” karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;Tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki 01/03/2013 tarihli Ankara …. Noterliğinin … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ve 01/03/2013 aynı tarihli protokol birlikte değerlendirildiğinde son derece hatalı bir tutum ile davanın reddedildiğini,Davaya konu protokolün hisse devir bedeline mukabil düzenlendiği konusunda uyuşmazlığın bulunmadığının ortada olduğunu, Noter senedinde müvekkillere şirket devrine ilişkin bedellerin ödendiği ibaresi yazılı ise de devir bedelinin nakit olarak ödendiğine dair delilin sunulmadığını ve protokolde yer verilen şekilde ilgili bedellerin de bildirilen banka hesaplarına ödenmemiş olduğu banka hesap dökümleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile sabit olduğunu, Bu anlamda da davalı yanların müvekkillerine ilgili protokol kapsamında ödeme yapmadığının açık olduğunu, davalılar bu protokolün varlığını inkar etmediğini, davalı vekilinin duruşmada imzası alınarak verdiği ifadesinde de bu protokolün varlığını zaten kabul ettiğini, Davaya konu protokolün aslının dosyada bulunmaması ya da noter huzurunda davacıların imzalarının bulunması somut durumdaki uyuşmazlığı ortadan kaldırmadığını, İddia eden ispat ile mükellef olduğunu ve belge asılları dosyaya sunulmak zorunda olduğunu, ancak somut durum kendi içerisinde değerlendirildiğinde, ön inceleme duruşması geçtikten ve aradan geçen 2 yıl içerisinde dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına kadar geçen sürede mahkemece belge aslı talep edilmemiş ve davanın esasına girilerek tahkikat yapıldığını, yargılamanın son celsesinden önce belge aslının sunulması yönünde ara karar tesis edildiğini, Bu noktada, ara kararından dönülmesi yönündeki talebi hakkında da karar verilmediğini, bu usuli eksiklikler üzerine verilen kararın hatalı olduğunu, Davalının da elinde bulunan sözleşme aslı dosyada bulunmasa bile davalı yanın açık mahkeme içi ikrarı nedeniyle yerel mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava konusu edilen bu protokolün davalı yanlarca İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/57036 Soruşturma ve 2016/22646 Karar numaralı dosyası ile şikayet dosyasına edilmesi ve protokole göre ilgili rakamların müvekkillere ödendiğine dair belge sunulmaması sebebiyle müvekkillerin ödeme yapılmadığını ve protokole aykırı hareket edildiği iddiasının kabul edilebilir nitelikte olduğunun açık olduğunu, bu anlamda yerel mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasını talep ettiklerini, Mahkeme dosyasında daha önceki vekil tarafından dava dilekçesi ekinde ıslak imzalı hali mahkeme huzurunda onaylatılmış ıslak imzalı aslı gibidir yapılmış sözleşme aslı dosyada mevcut olduğunu, bu nedenle de ilgili ara kararından dönülmesi talep edildiğini, dosyada zaten bu belgenin mevcut olduğunu, dava önceki vekil tarafından dava Ankara’da açıldığından, bu belgenin Ankara’da sunulduğunu, Belgenin varlığı ve taraflarca akdedildiği konusunda bir uyuşmazlığın olmadığını, duruşma tutanağında davalı vekilleri açıkça “bu protokol kabul edilmiş ve protokolde işçi alacaklarına ilişkin kısmın müvekkillerce yerine getirilmediği” ikrar edildiğini, (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/11063 E ve 2014/10620 K )Emsal Yargıtay kararları ışığında davanın kabulü gerekirken, aksi yönde verilm kararın kaldırılmasını talep ettiklerini,Taraflar arasında görülen iş bu davada davacıların hisselerini davalıya devrine ilişkin akdedilmiş bir sözleşmenin mevcut olduğunu, bu sözleşmeye müstenit protokol imzalandığını, hisse devirlerinin noterde gerçekleştiğinin açık olduğunu, ancak devir protokolünde bir takım hak ve yükümlülüklerin belirlendiği hususlarda hazırlanan protokol nedeniyle uyuşmazlığın var olduğunu, Mahkemece taraflar arasında düzenlenen belgelere itibar edilerek, protokol hükümleri nazara alınıp tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde uyuşmazlığın esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle ve düzenlenen protokole itibar edilmeksizin dava, protokol aslı sunulmadığından red edildiğini, bu karar doğru olmayıp, bozulmasının gerektiğini, (YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2015/4305 K. 2016/1701 T. 18.2.2016 – YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2012/15839 K. 2014/5561 T. 21.3.2014 -YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2016/642 K. 2016/8326 T. 5.5.2016 )İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile öncelikle istinaf talebinin duruşmalı olarak yapılmasına, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/57036 Soruşturma ve 2016/22646 Karar numaralı dosyasının celbine karar verilmesine, bu belge dosyaya kazandırıldıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, dava konusu edilen durumda uyuşmazlık konusu protokol ile ilgili davalı yanın mahkemece içi ve dışı ikrarı ile dava konusu edilen sözleşmenin varlığı kabul edildiğinden ve ilgili protokolün ıslak imzalı suretinin sunulmasına gerek olmadığından ilk derece mahkemesi kararın ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne, ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin karşı yan üzerine bırakılmasını, talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, limited şirket hisse devir bedelinin tahsiline ilişkin alacak ve tescil davasıdır.Mahkemece, davanın reddine,” karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde, Dava, 01/03/2013 tarihli “HİSSE DEVİR SÖZLEŞMESİ” başlıklı belgede yer alan hisse devir ücretlerinin ödenmediği ve sözleşmenin 5. Maddesinde yer alan 5 adet araçtan 3 adet aracın devrinin yapıldığı ve … ve … Plakalı iki adet aracın devrinin yapılmadığı iddiasıyla açılan alacak ve tescil davasıdır.Davaya dayanak yapılan 01/03/2013 tarihli sözleşme davacılar …,… ve davalı … arasında yapılıp taraflar tarafından imzalandığı görülmüştür.Davalılar vekili cevap dilekçesinde imzası noterden onaylanmayan hisse devir sözleşmesinin geçerli olmadığını, davacılar ile müvekkili … arasında hisse devir işleminin Ankara … Noterliğinin 01/03/2013 tarih ve … numaralı sözleşmeleri ile gerçekleştiğini, davacıların dayandığı sözleşmenin resmi sözleşmeden önce yapıldığını, yasaya uygun olmadığını, geçerliliğini yitirdiğini, davacıların talep haklarının olmadığını beyan etmiş olup adi yazılı belgedeki davalı … adı altına atılan imzaya yönelik bir itirazının olmadığı anlaşılmıştır.Dava, limited şirket hisse devir bedelinin tahsiline ilişkin olup, taraflar arasında Ankara … Noterliğinin 01/03/2013 tarih ve … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi düzenlenmiş ve devir bedeli olarak davacı … ile yapılan 01/03/2013 tarih ve … yevmiye nolu sözleşmede 480.000,00 TL olarak gösterildiği, davacı … ile yapılan 01/03/2013 tarih ve 02155 yevmiye nolu sözleşmede 1.200.000,00 TL olarak gösterildiği, aynı tarihli taraflar arasında imzalanan adi yazılı hisse devir sözleşmesinin 2.ci maddesinde …’nın hisse devir bedeli olan 245.000,00 TL.’yi 31/03/2013 tarihinde sözleşmede belirtilen banka hesabına nakden ödeneceği, hisse devir sözleşmesinin 4.cü maddesinde …’nın hisse devir bedeli olan 105.000,00 TL.’yi 31/03/2013 tarihinde sözleşmede belirtilen banka hesabına nakden ödeneceği, sözleşmenin 5.ci maddesinde ise halen … Tic Ltd Şti. Adına kayıtlı bulunan … Plakalı araçların hiş bu hisse devir sözleşmesinin akdedilmesini müteakip gerekli yasal prosedürler tamamlanmak suretiyle … ve/veya …’ya veya ortağı, yetkilisi oldukları başkaca bir şirkete devredileceğine dair de adi yazılı belge düzenlemişlerdir.Mahkemece sözleşmede belirtilen araçlardan devredilmediği iddia edilen 2 adet aracın trafik kayıtları getirtilmiş ve davalı şirket adına kayıtlı olduğu görülmüş, sözleşmede belirtilen ve davacılara devir edildiği belirtilen 3 adet aracın trafik kayıtlarının getirtilip incelenmediği anlaşılmıştır. Karar tarihinden sonra dosya istinaf incelemesi için dairemize geldikten sonra davacılardan …’nın alacağının 60.000 TL.sini … temlik ettiğine dair 03/06/2017 tarihli temlikname başlıklı belgenin dosyaya gönderildiği anlaşılmıştır.Yargıtay 11 HD. Nin 30.10.2013 tarih ve 2013/3050 Esas- 2013/19136 Karar sayılı kararı ile ;” ….Dava, limited şirket hisse devir bedelinin tahsiline ilişkin olup, taraflar arasında 26/07/2011 tarihinde noterde hisse devir sözleşmesi düzenlenmiş ve devir bedeli 2.500,00 TL olarak gösterilmişse de aynı tarihte taraflar devir bedelinin 15.000,00 TL olduğuna ve oluşturulacak ödeme planıyla ödeneceğine dair de adi yazılı belge düzenlemişlerdir. 26/07/2011 tarihli belgeden tarafların bedelde muvazaa yaptıkları ve bu bedelin noterde ödenmediği anlaşıldığına göre mahkemece taraflar arasında düzenlenen belgeye itibar edilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Tarafların davada ileri sürdükleri iddia ve savunmalarının bir kısmının hiç bir şekilde değerlendirilmemiş olması halide HMK’nın 353/1-a-6 maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. Sonuç itibariyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’ nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, ilk derece mahkemesince sözleşmede belirtilen ve davacılara devredildiği belirtilen 3 adet aracın trafik kayıtlarının getirtilip ve yukarıda belirtilen Yargıtay 11 HD. Nin 30.10.2013 tarih ve 2013/3050 Esas- 2013/19136 Karar sayılı içtihadında ki tespitler de gözetilerek ve istinaf aşamasında dosyaya sunulan temlik sözleşmeside değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2018 tarih ve 2016/302 Esas, 2018/1157 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 98,10’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, (35,90.TL*3=) 107,70.TL istinaf karar harcının, İstanbul Anadolu ….İcra Dairesi’nin 17/03/2020 tarih ve … Esas sayılı yazısı ile davacılara ait harç ve gider avansının iadesi halinde haciz konulmasına karar verildiğinden icra dosyasına gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Davacıların artan gider avansı olması halinde İstanbul Anadolu ….İcra Dairesi’nin 17/03/2020 tarih … Esas sayılı yazısı ile davacılara ait harç ve gider avansının iadesi halinde haciz konulmasına karar verildiğinden icra dosyasına gönderilmesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/10/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.