Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2249 E. 2019/1585 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2249 Esas
KARAR NO : 2019/1585 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/105 Esas – 2017/854 Karar
DAVA: Tek Satıcılık Sözleşmesinden Kaynaklanan Denkleştirme Bedeli- Rücuen Tazminat ve Yedek Parça Stokunun Geri Alınması Davası
KARAR TARİHİ : 14/11/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin … Limited Şirketi ile … Limited arasında 25 Haziran 1985 tarihli bir Tek Satıcılık (Distribütörlük) Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye göre Jaguar markalı araçların Türkiye bölgesindeki satışı konusunda müvekkillerini, yetkili kılındığını, … grubu tarafından hazırlanarak müvekkillerini sunulduğu 25 Şubat 2013 tarihli sözleşme ile … Limited’in 25 Haziran 1985 tarihli sözleşme ile üstlendiği tüm borçların … grup şirketler arasında yer alan davalı … grup şirketleri arasında yer alan davalı … tarafından deviralındığını, … markasının tüm dünyadaki tek satıcılarla ve Türkiye’de tanıtılması ve bilinir hale getirilmesini sağlayan müvekkilleri ile de tek satıcılık ilişkisinin sonlandırılması kararı aldığını, müvekkillerine olan ilişkinin devam edip etmemesi konusunda görüşmeler yapıldığını, … görüşmeler devam ederken 21 Ağustos 2012 tarihli fesih bildirimiyle taraflar arasındaki Tek Satıcılık Sözleşmesi’ni 20 Ağustos 2014 tarihi itibariyle şeklen sona erdirmesine karşın müvekkilleriyle çalışmaya devam edileceği konusunda güven oluşturur şekilde 2014/2015 yılına, yani sözleşmenin feshi tarihinden sonraya ilişkin projeksiyonları paylaşmaya, markanın Türkiye’deki geleceği konusunda görüş alışverişinde bulunmaya devam ettiğini, bu güvene dayalı olarak müvekkilerinin İstanbul/Kartal ve İstanbul/ Etiler şovrumlarında Jaguar markalı araçlara yönelik yüklü miktarlarda yatırım yaptığını, müvekkille yapılan yenileme görüşmelerine rağmen neticede …, dava dışı … Otomotiv ile anlaştığını, tek satıcılık yetkisini bu şirkete verdiğini, müvekkilleri tarafından … gönderildiği bildirilen 15/08/2014 ve 01.10.2014 tarihli iki yazı ile ilişkinin tasfiyesinde müvekkillerinin … olan alacakları kendilerine bildirilerek bu alacakların ödenmesi talebinde bulunduklarını, sulh görüşmesinde jaguar tarafından müvekkillerinin taleplerinin hiçbirine olumlu yanıt verilmediği ve müvekkil aleyhine son bir kısım aracın bedelinin tahsil edilemediği gerekçesiyle … tahkim mahkemesi nezdinde bir alacak davası ikame edildiğini, iki kez ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu ancak … taleplerinin reddedildiğini, müvekkillerinin … karşı olan alacaklarının Jaguar tarafından reddi, dolayısıyla borcun müvekkillerine ifa edilmemesi üzerine bu davayı açtıklarını, müvekkillerinin taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin sona ermesinden önceki beş yıllık kazacının bir yıllık ortalama tutarını 1.537,565 TL olduğunu bu bakımdan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere mahkemece müvekkilinin hak kazandığı denkleştirme bedelinin belirlenmesi ve şimdilik 100.000. TL’nin müvekkile ödenmesini, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki sona erene dek satılan ürünlerin teknik aksaklıkları nedeniyle müvekkillerine karşı yedi dava açıldığını bu davalardan üçünün hükmünün kesinleştiğini ve müvekkillerinin bu davalar nedeniyle 425.338,58 TL tazminat ödemek zorunda kaldığını, bu tutarın müvekkile ödenmesi gerektiğini, diğer davaların ise halen derdest olduğunu, bu nedenle müvekkilinin ödemek zorunda kalabileceği olası tazminatları da müvekkile tazmin etmesi gerektiğini, bu nedenle müvekkillerine rücuen tazminatın belirlenmesi ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000 TL nin ödenmesinin karar verilmesini talep ettiklerini, Sözleşmesel İlişkinin sona ermesi ile müvekkillerinin elinde kalan yedek parça stokunun davacı tarafından iade alınarak bedelinin müvekkile ödenmesi gerektiğini, toplam 5594 kalemden oluşan yedek parçalarının üretici tarafından geri satın alınması ve maliyet fiyatı üzerinden toplam 642.509 STG (İngiliz Sterlini) ‘den oluşan bedelinin müvekkillerine ödenmesini, bu bağlamda şimdilik 23.314 İngiliz Sterlini ödemeye mahkum edilmesini, anılan meblağlara davalıya gönderildiği bildirilen 01/10/2014 tarihli ihtarnameden itibaren 3095 sayılı Kanun m.2/2; yabancı para cinsinden alacak için ise 3095 sayılı Kanun m. 4/a gereğince temerrüt fazi işletilmesine, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/12/2017 tarih ve 2016/105 Esas – 2017/854 Karar sayılı kararı ile; ” … Davacı vekiline 27/04/2017 tarihinde yapılan tebligatta 08/09/2016 tarihli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık Muhabere Bürosu (Uluslararası Hukuk Masası) yazısı ekte gönderildiği davalıya tebligatın yapılamadığı varsa başka adresinin bildirilmesinin istenmiş ancak davacı vekili yapılan tebligata cevap vermemiştir. Davacı vekiline 01/08/2017 tarihli ara karar doğrultusunda 17/08/2017 tarihinde muhtıra tebliğ edilerek HMK’ nın 119/1-b maddesi gereğince tebliğden itibaren 1 haftalık kesin süre süre içerisinde davalının tebliğe yarar adresinini bildirilmesi, aksi halde HMK 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılacağı bildirilmiştir. Davalının adresinin yurt dışında bulunması nedeni ile kolluk araştırmasına fiilen mümkün olmadığından başvurulamamıştır. Davacı vekilince 29/08/2017 havale tarihli dilekçesi ile; davalının dava dilekçesinde belirttiği ve tebliğ yapılamayan … İNGİLTERE adresini bildirmiş olduğu ve bildirilen adrese daha önce tebligat yapılamadığı anlaşıldığından, ihtaratlı kanuni sürede başka bir adres bildirilmediği de gözetilerek kanunen davanın HMK 119. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Davacının davasının 6100 Sayılı HMK 119. maddesi hükmü gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel Mahkeme kararının bozulması gerektiğini, İngiliz yetkili makamınca tebligatın yapılmaması gerekçesi olarak ileri sürülen sebebi Yerel Mahkemenin yanlış değerlendirdiğini ve bu değerlendirmenin sonucu olarak da hatalı biçimde davanın açılmamış sayılmasına karar verdiğini, Tebligata ilişkin vakıaların alt alta konulması ve tebligat konusunda yetkili İngiliz makamının ileri sürdüğü ret gerekçesinin doğru okunmasının sorunun aydınlatılması için gerekli ve yeterli olduğunu, Davanın 02.02.2016 tarihinde açıldığını, dava dilekçesinin HMK m.119′ un aradığı tüm hususları, bu bağlamda 119/1-b uyarınca dava dilekçesinde yer verilmesi gereken ” davalının adı, soyadı ve adresi” ibaresini de eksiksiz şekilde içerdiğini, Davalının adresinin dilekçede açıkça yazıldığını, davalının adresinin Türkiye dışında yer alması nedeni ile davalıya, Türkiye’ nin de taraf olduğu Lahey Sözleşmesi’ ne uygun olarak tebligat yapılması gerektiğini, tebligatın usulüne uygun yapılmasının tamamen mahkemenin tasarrufunda olduğunu, Yerel mahkemece tebligat işlemlerine başlandığını, İngiliz yetkili makamınca bu talebin reddedildiğini, Tebligatın reddedilme gerekçesinin de ” belgelerin ikişer nüshalık takımlarının sağlanması gerekmesi ” ancak mahkemece bu şarta riayet edilmemiş olması olarak gösterildiğini, ilk derece mahkemesince tekrar bir talepname gönderildiğini ancak bunun da İngiliz Makamlarınca reddedildiğini, İngiliz Makamlarınca tebligatın davalıya yapılamamasının nedeninin, davalının adresinin doğru bildirilmemiş olması olmadığını beyanla; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen 07/12/2017 tarih ve 2016/105 Esas – 2017/854 Karar sayılı kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, tek satıcılık sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasıdır.Mahkemece, davacı vekilince 29/08/2017 havale tarihli dilekçesi ile; davalının dava dilekçesinde belirttiği ve tebliğ yapılamayan … İNGİLTERE adresini bildirmiş olduğu ve bildirilen adrese daha önce tebligat yapılamadığı, ihtaratlı kanuni sürede başka bir adres bildirilmediği de gözetilerek, davacının davasının 6100 Sayılı HMK 119. maddesi hükmü gereğince açılmamış sayılmasına, karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 114.maddesinde dava şartları, 115.maddesinde ise dava şartının incelenmesine yönelik düzenleme yapıldığı, aynı yasanın 119.maddesinde ise dava dilekçesinde bulunması gereken hususlara ilişkin düzenleme yapıldığı, 119/1-b hükmüne göre dava dilekçesinde davacı ile davalının adı soyadı ve adresinin gösterilmesinin zorunlu olduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği belirtilmiştir. Dava dilekçesinde davalının adresinin bulunduğu, dava dilekçesinin HMK 119.maddesindeki şartları taşıdığı anlaşılmaktadır.Davalının adresinin dava dilekçesinde açıkça yazıldığı, davalının adresinin İngiltere olup davalıya, Türkiye’ nin de taraf olduğu Lahey Sözleşmesi’ ne uygun olarak tebligat yapılması gerektiği, mahkemece, davalıya dava dilekçesinin tebliği için Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk Ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne iki kez talimat yazıldığı, İngiltere Yetkili Makamları tarafından talepnamenin Lahey Sözleşmesine uygun düzenlenmediği belirtilerek evrakın tebligat yapılmadan iade olduğu, mahkemece tebligat yapılmama sebebinin adres yetersizliği olarak değerlendirildiği, mahkemece, 01/08/2017 tarihli ara karar ile davacı vekiline davalının tebliğe elverişli adresini bildirmesi için meşruatlı davetiye çıkartıldığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği aynı adresi bildirdiği, bu nedenle mahkemece aynı adres olduğu belirtilerek işlem yapılmadığı ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, mahkeme kararı ve davacı istinaf dilekçesinin davalının dava dilekçesinde belirtilen adresine tebliğe çıkartıldığı ve tebligatın yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken verilen karar dosya içeriğine uygun olmadığından , davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmekle, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2017 tarih ve 2016/105 Esas – 2017/854 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı 121,30.TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş- dönüş masrafı 34,30.TL olmak üzere toplam 155,60.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/11/2019 tarihinde HMK 353/1-a4 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.