Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2226 E. 2019/1571 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2226 Esas
KARAR NO : 2019/1571 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİH 04/07/2019
DOSYA NUMARASI : 2018/515 Esas – 2019/319 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … San. Ve Tic. A.Ş.’ye ait emtianın Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile müvekkil tarafından teminat altına alındığını, müvekkil sigortalısına ait fan motoru emtiasının 01/10/2017 tarihli … numaralı konşimento tahtında Çin’den Türkiye’ye taşımak üzere … Gemisi’ne yüklendiğini, emtianın teslimi esnasında yapılan kontrolde … nolu konteynerin tabanının delik olduğunu ve emtianın hasara uğradığının tespit edildiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde su sirayet eden fan motorlarının bir kısmının ıslanma sebebiyle çalışmadığını, bir kısmının ise motor devirlerinin düştüğünü, ıslanan ambalajların tamamına yakınının hamurlaşma şeklinde deforme olduğunu, motorların manyetik gruplarının bulunduğu kısımların su sirayetine bağlı olarak oksidasyona uğradığını, bu sebeple üretimde kullanılmalarının mümkün olmadığını, hasara sebep olan suyun tuzlu su olması sebebiyle hasarın deniz taşıması sırasında konteynerin tabınında bulunan delik, çatlak vb. açıklıklarından giren suyun deniz suyundan kaynaklandığını, emtianın hasarlı teslim edildiğine ilişkin tutanak tanzim edildiğini, hasarlı emtiaların 1.845,59 TL sovtaj bedeli ile tazminat bedelinden düşüldüğünü, hasarın Kayseri … Noterliği’ nden gönderilen 14/12/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile davalıya bildirildiğini, davalının navlun faturasını düzenleyerek navlun ücretini tahsil ettiğini, bu sebeple somut olaya konu taşımada “akdi taşıyan” olarak hareket ettiğini ve sorumlu olduğunu, dava dışı sigortalının uğradığı zararın müvekkili tarafından tazmin edilmiş olduğunu belirterek İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptalini, davalı aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu taşımada donatan/taşıyan tarafından düzenlenen konşimentoda yetki/tahkim şartı düzenlemiş olduğunu, konşimento tahtında taşıyana karşı doğan tüm talepler ve uyuşmazlıkların “İngiltere Londra Yüksek Mahkemeleri” tarafından münhasıran çözüme kavuşturulacağı ve İngiliz Hukukunun uygulanacağının öngörüldüğünü, bu sebeple davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığından davanın reddi gerektiğini, icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açılmış olduğundan geçerli icra takibi bulunmadığını, davalı şirketin merkezinin Mersin olması, tahliye Limanı’nın Mersin olması nedeniyle yetkili icra mahkemelerinin Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, TTK uyarınca donatan/taşıyana karşı konşimento tahtında yöneltilecek yük hasarından kaynaklanan taleplerin bir yıllık hak düşümü süresine tabi olduğunu ve dava konusu olayın bir yıllık hak düşümü süresinin geçmiş olduğunu, müvekkil şirketin yükü yükleyen (gönderici) … (Shangaı) Ltd’nin acentesi olduğunu taşıma işini kendi adına ve namına yapmamış olduğunu meydana geldiği iddia edilen yük hasarından dolayı sorumlu olmadığını, tüm sorumluluk ve kusurun taşımayı gerçekleştiren … A.Ş. olduğunu, acenteye doğrudan husumet yöneltilemeyeceğinden müvekkil şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının aktif husumetini ispatlaması gerektiğini, müvekkile süresi içerisinde kanuni bir ihbar yapılmadığını, hasar miktarının hatalı olduğunu belirterek davanın reddi ile davanın … A.Ş.’ye ihbarını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/07/2019 tarih ve 2018/515 Esas – 2019/319 Karar sayılı kararında; ” … İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının incelemesinde; alacaklısının … AŞ olduğu, borçlusunun … AŞ olduğu ve ödeme emrinin 02/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, 05/10/2018 tarihinde davalı borçlu tarafından İcra Müdürlüğü’ne hitaben düzenledikleri itiraz dilekçesi ile milletlerarası yetki itirazı ile iç hukuk gereği icra dairesi yetkisine ve borca itiraz edildiği, davanın 25/12/2018 tarihinde İİK nun 67. maddesi gereğince davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça milletlerarası yetki itirazı ile birlikte icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olduğundan öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yükün davacı sigortalısı tarafından taşıtılması ve gemiden tahliyesi bir sözleşmeye dayalı olarak yapıldığından icra dairesinin yetkisi sözleşmeye ilişkin yetki hükümlerine göre belirlenmelidir. HMK’nun 10.maddesinde “sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabileceği hükmü düzenlenmiştir. Tahliye işlemi Mersin Limanında yapıldığından ifa yeri Mersin olup, buna göre HMK’nun 10.maddesi gereğince yetkili icra dairesi Mersin İcra Daireleridir. Öte yandan, HMK’nun 6.maddesindeki genel yetki kuralına göre de davalının adresi Mersin olduğundan Mersin İcra Daireleri yetkilidir. Davacı taraf ise icra takibini İstanbul İcra Dairelerinde başlatmış olup, takibin yapıldığı icra dairesi yukarıda açıklandığı üzere HMK’nun 10 ve 6. maddelerine göre yetkili olmadığından icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-İcra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Söz konusu davada kesin yetki bulunmamakta olup dava konusu borcun, TBK m.89 uyarınca para borcu olduğundan icra takibinin, alacaklının yerleşim yerinde açıldığını, bu hususta çok sayıda Yargıtay kararı da mevcut olduğunu, Huzurdaki davanın ve davaya konu icra takibinin konusu münhasıran bir ” para borcu ” olduğundan BK m.89 uyarınca ” götürülecek borç ” niteliğini haiz olduğunu, alacaklı BK m.89 uyarınca kendi yerleşim yerinde dava açabileceği gibi HMK uyarınca davalının yerleşim yerinde de dava açabileceğini, yani davacıya seçimlik bir yetki verildiğini, Bu kapsamda müvekkilinin merkezi İstanbul’ da bulunduğundan icra takibinin İstanbul …. İcra Müdürlüğü nezdinde; itirazın iptali davasının ise İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde ikame edildiğini, Yerel Mahkeme kararının aksine icra müdürlüğünün yetkili olup bu hususta birçok emsal Yargıtay kararı da bulunduğunu, HMK m.10 hükmünün, kesin yetkiye ilişkin olmayıp alacaklıya seçimlik bir hak vermekte olduğunu, yerel mahkemenin sanki kesin bir yetki kuralı varmış gibi, icra takibinin HMK m.10 gereğince sözleşmenin ifa yerinde başlatılmamış olması sebebi ile davanın usulden reddi yönünde verdiği kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, Davalının yetki itirazı geçersiz olduğu halde yerel mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, HMK m.19/2 uyarınca yetki itirazının dikkate alınmaması gerektiği halde yerel mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesinin usule aykırı olduğunu beyanla; 1-) İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04.07.2019 tarihli, 2018/515 E. 2019/319 K. Sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılarak, icra dairesinin yetkili olduğuna karar verilmesine ve HMK m.353/a-3 gereğince Yerel mahkemeye gönderilmesine, 2-) İstinaf incelemesi süresince kararın icrasının geri bırakılmasına, 3-) Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı … şirketinin sigortalısı firmanın davalı tarafından deniz yolu ile taşınan emtiasının hasarlanmasından dolayı davacı sigortacının nakliyat emtea sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına yaptığı ödemeden dolayı 6102 sayılı TTK’ nın 1472. maddesine göre kanuni ve akdi halefiyete istinadan yaptığı ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, İcra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İcra dairesinin yetkisi İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK hükümleri çerçevesinde hadise şeklinde incelenip değerlendirilmelidir. Borçlu vekili tarafından İcra takibine yapılan itirazda açıkça icra müdürlüğünün yetkisine, tahkim İtirazı ve borca itiraz etmiştir.HMK 6.madde uyarınca ; genel yetkili mahkeme,davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. HMK’nın 16. maddesinde; haksız fiilden doğan davalarda ise haksız fiilin işlendiği yer dışında zararın meydana geldiği yer, gelme ihtimalinin bulunduğu yer veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olarak kabul edilmiştir.TTK 1472/1. madde ile; sigortacının, sigorta tazminatı ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçtiği, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı var ise bu hak tazmin ettiği bedel kadar olup, sigortacıya intikal etmektedir. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Halefiyet bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir.Halefiyet ilkesi gereği sigortalı hangi yetkili icra müdürlüğünde takip yapacak ise, sigorta şirketi de aynı yetkili icra dairesinde takip yapabilecektir. Aynı şekilde zarar gören hangi yer mahkemesinde davasını açacaksa, sigortacınında halefiyet gereği aynı yetkili mahkemede dava açması gerekmektedir.Yargıtay 11 HD.nin 06/12/2017 tarih ve 2016/12801 Esas, 217/6955 Karar sayılı içtihadında ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında, taşıma ilişkisinden kaynaklı borcun para borcu olup 6098 sayılı TBK’nın 89. madde hükmü uyarınca para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği belirtilmiştir.Somut olayda, davadışı sigortalının taşımasını yaptığı emtianın deniz taşıması yoluyla Mersin limanına getirildiği ve emtianın teslimi sırasında yapılan kontrolde konteynerin tabanının delik olduğu ve emtianın hasara uğradığının tesbit edildiğinin iddia edildiği,sigortalı ile taşıyıcı arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu,sigortalının yerleşim yerinin Melikgazi/Kayseri olduğu, davalının yerleşim yerinin ve aynı zamanda akdin ifa yerinin de Mersin olduğu anlaşılmaktadır.Halefiyet ilkesi gereği sigortalı hangi yetkili icra müdürlüğünde takip yapacak ise, sigorta şirketi de aynı yetkili icra dairesinde takip yapabileceğinden 6098 sayılı TBK’nın 89. madde hükmü uyarınca sigortalının yerleşim yerinin Melikgazi/Kayseri olduğundan Kayseri İcra Daireleri, davalının yerleşim yerinin ve aynı zamanda akdin ifa yerinin de Mersin olduğundan Mersin İcra Dairelerinin yetkili olduğu, buna göre İstanbul İcra Dairesi’nin yetkili olmadığı görülmüştür.Sonuç olarak, İlk Derece Mahkemesi hüküm ve gerekçesinde dosya kapsamına, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına; yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/11/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.