Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2225 E. 2019/1717 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2225 Esas
KARAR NO : 2019/1717 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/338 D.iş 2019/372 Karar
TARİH : 09/05/2019 Ek Karar
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 04/12/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile karşı taraf arasında yapılan akaryakıt satış sözleşmesi karşılığında, müvekkilinin 5.237.600,00 USD ödemede bulunduğunu, ancak müvekkili tarafından yerine getirilen edimin karşılığında karşı tarafın hiç bir şekilde mal tesliminde bulunmadığını ve ödenen bedelleri de iade etmediğini, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/8419 Esas sayılı dosyasından verilen kararla bir kısım paranın iade edildiğini belirterek, bakiye 1.357.000,00 USD için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 26/02/2019 tarihli kararı ile; ihtiyati haciz talebinin kabulü ile alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla; (1.357.000,00 USD karşılığı 7.178.534,81.-TL) alacak yönünden alacağın %15’ine tekabül eden (1.076.780,22-TL) teminat karşılığında İİK’nun 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarının İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili itiraz dilekçesi ile; müvekkillerinin akaryakıt ticareti yaptığını, …. isimli şirketin müvekkilinden ağır mazot, fuel oıl ve kurşunsuz benzin temini konusunda talepte bulunduğunu, yazılı sözleşme akdedilmediğini ancak teslim edilecek ürün miktarı ve ödemeler konusunda mutabakat yapıldığını ve bu doğrultuda müvekkilinin bir lojistik şirketi ile anlaşma yaptığını ve alıcı adına tüm işlemleri gerçekleştirerek lojistik firmasına ödemelerin de yapıldığını, müvekkilinin kendisine verilen talimat doğrultusunda ürünleri tedarik ettiğini ve alıcı … firması tarafından her üç taşıma ücreti için rezervasyon ve taşıma bedellerinin peşin olarak ödendiğini, üç farklı gemi ile taşınmak ve alıcı firmaya teslim edilmek üzere anlaşmalar yapıldığını ve ürünlerin gemilere yüklenmesinden sonra alıcının kusuru neticesinde ve gerekli belgelerin temin edilmemesi nedeni ile ürünlerin teslim edilemediğini, üç ayrı ürün satımına ilişkin mutabakattan sadece birinin mal bedelinin ödendiğini, diğer iki mutabakata konu ürünler yönünden rezarvasyon ücreti ve navlun dışında bir ödeme yapılmadığını, ürünlerin teslim edilmemesi nedeni ile karşı tarafça müvekkili hakkında şikayette bulunulduğunu, soruşturma yürütüldüğünü ancak müvekkilinin karşı tarafı aldatma kastıyla hareket etmediğini, varılan mutabakat doğrultusunda akaryakıt ürünlerini tedarik ederek bunların nakliyesini sağladığını ve ilgili taraflara gerekli ödemeleri yaparak tüm organizasyonu sağladığını, ancak müvekkilinden değil, alıcıdan kaynaklanan sebeplerle ürünlerin teslimatının yapılamadığını, savcılıkta alınan ifadesinin yeminli olmayan bir tercüman tarafından yanlış ve eksik tercüme edildiğini ve bu ifadesinde iade etmesi gereken tutarı iade edeceğini beyan etmişken, paranın tamamını iade edecekmiş gibi tercüme edildiğini, karşı taraftan akaryakıt ürünlerinin teslimi karşılığında ödeme aldığının doğru olduğunu ve ürünleri de teslim edemediğini, ancak ihtiyati hacze konu miktar kadar borcu olmadığını bu bedelin ancak yargılama ile belirlenebileceğini belirterek haksız ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/05/2019 tarih 2019/338 D.iş 2019/372 Karar sayılı ek kararında;”İleri sürülen itirazların, İİK 265 maddesinde tanımlanan ihtiyati hacze itiraz nedenleri kapsamında bulunduğunun kabul edilemeyeceği, ancak açılan bir davada savunma yahut açılacak bir davada iddia olarak ileri sürülebileceği, başka bir deyişle ileri sürülenlerin yargılama konusu olabileceği, ihtiyati hacze itiraz çerçevesinde değerlendirilemeyeceği …” gerekçesi ile; İhtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin (İtirazın) reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile;İlk derece mahkemesi ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İhtiyati hacze itiraz dilekçesinde ihtiyati haczin dayandığı nedene karşı itirazların mevcut olduğunu, ihtiyati haciz kararının hangi sebeple ve hangi somut delile dayanılarak verildiğinin kararda belirtilmemiş olduğundan ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiklerini, İhtiyati haczin dayanağı olan savcılık dosyası kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati haciz gerekçesinde de yeterli ve gerekçeli bir ihtiyati haciz sebebi belirtilmediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/338 D.iş 2019/372 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden ödenen bedelin sözleşme edimini yerine getirmeyen karşı taraf borçludan tahsilinin temini yönünde verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir.İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.258/1. maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır.İhtiyati haciz kararına itiraz İİK 265 maddesinde düzenlenmiştir. İİK 265/1 maddesine göre borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilecektir. Maddede öngörülen itiraz sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup bu sebepler dışında ihtiyati haciz kararına itiraz mümkün değildir.Dosyaya sunulan belgelerden, sözleşme, savcılık soruşturma dosyası bu dosyada alınan karşı taraf ifadesi, ödeme dekontları, mutabakat metni birlikte değerlendirildiğinde alacağın varlığı ve muaccel olduğu konusunda yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiş, İİK 257. maddede öngörülen ihtiyati haciz koşulları oluşmuştur. İhtiyati hacze itiraz edenlerin itirazları yapılacak yargılama aşamasında değerlendirilecek hususlar olup İİK 265. maddede öngörülen sınırlı itiraz sebeplerinden değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/12/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.