Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2220 E. 2021/1752 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2220 Esas
KARAR NO: 2021/1752 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2015/602 Esas – 2019/198 Karar
TARİH: 06/03/2019
DAVA: İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak dava dışı … A.Ş. ile akdetmiş olduğu Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi nedeniyle borçlu olduğunu, … A.Ş.’nin TMSF’ye devri ile alacağın fon alacağına dönüştüğünü, müvekkili bünyesinde birleşen … A.Ş.’nin TMSF’nin iştiraki olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin kefil olduğu tutarın 1.330,00 TL olduğunu, talep edilen tutarda kefaletinin olmadığını, 15/05/1997 tarih … nolu 1.200.000.000,00 TL bedelli teminat mektubunun tazmin bedelinin müvekkili hesabından tahsil edildiğini, müvekkilinin başkaca borcunun olmadığını, müvekkilinin takip öncesi temerrüde de düşürülmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 06/03/2019 tarih ve 2015/602 Esas 2019/198 Karar sayılı Kararı ile; ” 09/11/2018 tarihli bilirkişi ek raporu ile; … Rize Şubesi’nin Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne hitaben yazdığı 24/10/2003 tarih ve 1806 sayılı cevabi yazıdan, 9/06/2001 kat tarihi itibariyle meri olan 15/05/1997 tarih, … nolu ve 1.200.000,00 TL miktarlı teminat mektubu bedelinin 25/06/2003 tarihinde … sayılı dosyaya yatırılmak suretiyle tazmin edildiği ve vaancak bu mektup bedelinin kefil …’ın bankada bulunan ve kredi karşılığı rehin edilen mevduat hesabından tahsil edildiği, böylelikle banka riskinin sona erdiği, dosya kapsamı ile bu ilişki dışında takip dosyasına konu edildiği üzere temlik alan davacının davalıdan alacaklı olduğunu gösteren belge ve bilgiye rastlanmadığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamı, denetime açık ve hüküm kurmaya el verişli bilirkişi raporu nazara alınmak suretiyle subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. “gerekçeleri ile; “Davanın reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu borcun sadece teminat mektubundan kaynaklanan gayrinakdi borç olmadığını, ayrıca genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan nakdi borcunun da olduğunu, ancak bu itirazlarının dikkate alınmadığını, iddialarını destekleyen banka kayıtlarının dikkate alınmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, … A.Ş. tarafından davalı aleyhine 28/06/2013 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi, ihtarname ve temlik sözleşmesine dayalı olarak 2.520,00 TL asıl alacak ve 13.488,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.008,09 TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede yetkiye ve borca itirazı ile takibin durduğu görülmüştür Davalı kendi ikametgahının Rize olması nedeniyle Rize icra dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de, İİK 50.m. yollamasıyla HMK 10 ve TBK 89.m. uyarınca ödeme zamanında alacaklının yerleşim yeri icra daireleri de yetkili olacağından ve davacı yerleşim yeri Şişli/İstanbul olduğundan icra dairesinin yetkisine itirazın haklı olmadığı sonucuna varılmıştır. 6101 sayılı Kanunun 1.m.son cümlesi uyarınca TBK’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiili ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye TBK hükümlerine tabi olup, aynı yasanın 5/2. maddesi uyarınca TBK ile hakdüşürücü süre ilk defa öngörülmüş olup da başlangıç tarihi itibariyle bu süre dolmuş ise, hak sahipleri TBK’nun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıllık ek süreden yararlanırlar. Ancak bu ek süre, TBK’nda öngörülen süreden daha uzun olamaz. TBK’nun 598/3. maddesinde ”Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak 10 yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.”, 598/4. maddesinde ”Kefalet 10 yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak 10 yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Tüm bu hükümler birlikte değerlendirilerek somut olaya döndüğümüzde, kefalet borcunun sona ermesiyle ilgili olarak 6098 sayılı TBK hükümlerinin uygulanması gerektiği, buna göre bila tarihli sözleşme uyarınca kullandırılan kredilere ilişkin borcun 19/06/2001 tarihli ihtarname ile kat edildiği, buna göre TBK’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden önce, en geç 19/06/2011 tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu, ancak 1 yıllık ek süre dolmadan 28/06/2013 tarihinde dava konusu icra takibinin başlatıldığı, dolayısıyla davalının kefil olarak sorumluluğunun devam ettiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. İcra takibinin dayanağı olan Rize …Noterliği’nin 19/06/2001 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi incelendiğinde, …bank tarafından davalı ile asıl borçluya hitaben düzenlendiği, 19/06/2001 tarihi itibariyle 14/01/1996 tarihli 130.000.000 TL’lik ve 25/06/1997 tarihli 1.200.000.000 TL’lik rehin blokaj taahhütnamesine istinaden kullanılan gayrinakdi krediden tazmin edilmemiş 2 adet teminat mektubundan dolayı toplam 1.330.000.000 TL ve teminat mektubu komisyon bedeli olan 36.400.000 TL borcun olduğu belirtildiği, 1.200.000.000 TL’nin depo edilmesi ve 36.400 TL’nin ödenmesinin talep edildiği, ödeme için süre verilmediği, borçlulara 20/06/2001 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Konusunda uzman bilirkişi tarafından dosya kapsamı ve banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen kök raporda, sözleşmede hüküm bulunması ve ödenmemiş teminat mektubu komisyonu görülmesi nedeniyle teminat mektupları bedellerini depo edilmesinin talep edilebileceği belirtilmiş, davacı vekilinin davaya konu borcun sadece teminat mektubundan kaynaklanan gayrinakdi borç olmadığı, sözleşmeden kaynaklanan nakdi borcunun da olduğu yönündeki itirazı ve davalı vekilinin ödeme savunmasının değerlendirilmediği yönündeki itirazı üzerine ek rapor alınmasına karar verilmiş, düzenlenen ek raporda …bank Rize Şubesi’nin Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne hitaben yazdığı 24/10/2003 tarih ve 1806 sayılı cevabi yazıdan, 09/06/2001 kat tarihi itibariyle meri olan 15/05/1997 tarih, … nolu ve 1.200.000,00 TL miktarlı teminat mektubu bedelinin muhatabı Şişli 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/06/2003 tarihli tazmin talep yazısına istinaden tazmin edildiği ve tazmin bedelinin 14.11.1996 .sözleşme gereği davalı hesabından tahsil edilmek suretiyle mahkemenin 2001 -8985 sayılı dosyaya yatırıldığı, bu yazıdan ihtara konu 1.200.000.000 TL bedelli teminat mektubu bedelinin tazmin edildiğinin anlaşıldığı, böylelikle banka riskinin sona erdiği, dosya kapsamı ile bu ilişki dışında takip dosyasına konu edildiği üzere temlik alan davacının davalıdan alacaklı olduğunu gösteren belge ve bilgiye rastlanmadığı, ispata muhtaç olduğu belirtilmiştir. İhtarnameye konu (eski para birimi ile) 1.200.000.000 TL bedelli teminat mektubu bedelinin ödendiği sabittir, ancak ihtarnamede bunun dışında henüz tazmin edilmemiş 130.000.000 TL bedelli bir teminat mektubu ve nakden ödenmesi istenen 36.400 TL komisyon bedeli de mevcuttur. İcra takibinde (yeni para birimi ile) 2.520,00 TL asıl alacak talebinde bulunulmuş olmakla birlikte, bu nakdi borcun ihtarnameye konu teminat mektubu bedellerine mi yoksa ödenmeyen teminat mektubu komisyon bedellerine ilişkin mi olduğu açıklanmamıştır. Davacı tarafça kök rapora itirazda gayrinakdi alacak talepleri yanında nakdi alacak talepleri de olduğu ileri sürülmüş ise de, zaten takipte gayrinakdi alacak talebinde bulunulmamış olduğu davacı vekilince gözden kaçırılmıştır. Bu durumda davacı tarafça kaynağı açıklanmayan ve takip tarihi itibariyle güncel banka kayıtları sunulmayan alacağın ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı harçtan muaf olduğundan davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın davacıya iadesine 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/12/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar karar verildi.