Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2213 E. 2019/1584 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2213 Esas
KARAR NO : 2019/1584 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 09/05/2019
DOSYA NUMARASI : 2019/66 Esas – 2019/532 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …San Tic A.Ş nin ortağı olduğunu, kendisinin yurt dışında yaşadığını, şirketin diğer ortağı ve şirketi temsile yetkili olan ise … olduğunu, şirket yetkilisinin piyasaya borçlanıp çok sayıda karşılıksız çek verip fabrikayı ve ülkeyi terk ettiğini, bu durumdan haberdar olan müvekkilinin fabrikaya geldiğinde fabrikanın yerinde olmadığını, talan edildiğini görmüş olduğundan 2019 yılı ticari defter kayıt ve belgelerinin ve son 10 yıllık ticari kayıt ve belgelerinin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 09/05/2019 tarih ve 2019/66 Esas – 2019/532 Karar sayılı kararında;”… Dosyada mevcut davacı şirket sicil kaydında davacı şirketin … tarafından münferiden temsile yetkili olduğu, davacı şirket adına davayı açan şirket ortağı … HMK 114/1-e maddesi gereği dava takip yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, HMK 115/2 maddesi gereği davanın usulden reddine karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile;Davacı vekilinin açmış olduğu zayi belgesi verilmesi davasının USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve esas bakımından hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili … cad. No : … sefaköy- Küçükçekmece İSTANBUL adresindeki …SANAYİ VE TİCARET A.Ş unvanlı, … ticaret sicil no. lu ticari işletmenin ortağı olduğunu, müvekkilinin yurt dışında yaşıyor olması nedeni sürekli olarak şirkete gelemediğini, müvekkili 25.01.2019 tarihinde yakınları ile yaptığı telefon görüşmesi sırasında ortağı olduğu şirketteki tüm malların çalındığını işletmedeki tüm evrak ve mal ve demirbaşların tamamen çalındığını öğrendiğini,Söz konusu çalınma olayı nedeniyle ticari işletmede bulunan tüm ticari defterleri, faturalar, vergiye esas belgeler ve sair her türlü belge ve evrakların zayi olduğunu, TKK madde 82, (7) numaralı fıkra uyarınca 2019 yılı ve geçmiş yıllara ait tüm defter, fatura ve sair belgelerin zayi olduğuna dair tarafıma zayi belgesi verilmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, ancak yerel mahkeme tarafından talebin red edildiğini, Müvekkili ile ortağı … Mart 2018 tarihinden bu yana görüşmediğini, edindikleri bilgiye göre ruh sağlığının bozulduğunu ve kimseyle görüşmediğini ve şuanda nerede olduğunun bilmediğini, iş bu tehditlere ilişkin şikayet dilekçelerinin ek olarak sunulduğunu, müvekkili tarafından iş bu belgelerin saklanması huşunda gerekli özen ve ihtimamı göstermiş olması karşısında fabrikanın yağmalanması sonucu ticareti defterlerin zayi olmasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, TTK 68 /son maddesin gereğince müvekkili defterlerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında meydana gelmiş olması nedeni ile somut olayda da , müvekkilinin defter ve belgeleri belirtildiği gibi konulmasının, TTK’nın 68/4. maddesi uyarınca müvekkilinin ticari defterleri saklanmasında gerekli dikkat özen ve ihtimamı gösterdiği sonucunu doğurduğunu, defter ve belgelerini saklama konusunda gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekçesiyle zayi olma durumundan kusurunun olmadığı açıkça ortada olduğunu, müvekkili basiretli tacir gibi davrandığını, ancak defter ve belgelerin çalınması nedeni ile de mağdur durumda olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvuru dilekçesinin kabulü ile yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, 6102 sayılı TTK’nın 82. maddesine dayalı olarak açılmış zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, dosyada mevcut davacı şirket sicil kaydında davacı şirketin … tarafından münferiden temsile yetkili olduğu, davacı şirket adına davayı açan şirket ortağı … in HMK 114/1-e maddesi gereği dava takip yetkisi bulunmadığı gerekçesi ile; Davacı vekilinin açmış olduğu zayi belgesi verilmesi davasının USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6102 sayılı TTK’nın 82/7 madde ve fıkrası uyarınca sadece tacirler zayi belgesi isteminde bulunabilirler. 6102 sayılı TTK’nın 365/1. maddesinde;”Anonim Şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur,”hükmü düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 370/1. Maddesinde;” Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kruluna aittir,”hükmü düzenlenmiştir.Somut davada, davacı şirkete ait dosya arasında bulunan sicil kaydı incelendiğinde,yönetim kurulu üyesinin … olduğu, başkaca yönetim kurulu üyesi olmadığı,… aynı zamanda yönetim kurulu başkanı ve yetkilisi olduğu, davacı … SAN. Ve TİC. A.Ş adına Şirket ORTAĞI olarak dava açan … şirket yönetim kurulu üyesi, başkanı ve şirket yetklisi olmadığı ve şirketi temsilen dava açma ehliyetinin olmadığı, İDM.’nce davanın reddine dair verilen karar yerinde olup davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında tartışılıp değerlendirildiği, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/11/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.