Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2207 E. 2021/1605 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2207
KARAR NO: 2021/1605
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2019
DOSYA NUMARASI: 2017/645 Esas – 2019/601 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirketin alkollü içki satış ve dağıtımı ile iştigal ettiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen 04.05.2016 tarihli “On-Trade Sözleşmesi”nin bitiş tarihinin 04.05.2017 olarak kararlaştırıldığını, sözleşmenin davalı şirketin Arnavutköy … cadde … Beşiktaş İstanbul’da bulunan “…” (…) isimli işletmesinde müvekkili şirketin ithalat satış ve dağıtım hakkına sahip belirtilen yüksek alkol grubu ürünlerinin satışına ve ürünlerin tanıtımının yapılmasına ilişkin olduğunu, sözleşmenin 3.2 maddesi ile; 1 yıllık süre sonunda ulaşılması amaçlanan bir kota hedefi konulduğunu, davalı firmanın bu kota hedefine ulaşamayacağı yönünde yeterli ve ciddi emare oluştuğunu, bu durumun sözleşmenin 7.2 ve 7.1 maddelerine göre sözleşmenin ihlali anlamına geldiğinden müvekkili şirket tarafından İzmir … Noterliği’nin 21.03.2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.2. maddesinde; müvekkili şirket tarafından davalının belirlenen kota hedefine ulaşması ve sözleşme şartlarına uyması karşılığında nakit katılım bedeli olarak 45.000 TL + KDV ödenmesi kararlaştırıldığını, söz konusu nakit katılım bedeli, kotanın gerçekleşmesi şartına bağlı olarak sözleşmenin başlangıcında avans niteliğinde olmak üzere ödendiğini, kotanın gerçekleşmemesi halinde ise iade edileceğinin kararlaştırıldığını, nakit katılım bedeli olarak 53.100,00TL’nin (45.000 TL + KDV), müvekkili şirket tarafından 11.05.2016 tarihinde davalıya ödendiğini, 45.000,00TL + KDV ödemeye istinaden alınması taahhüt edilen … adlı ürün minimum 600 şişe iken, davalı şirketin GreyGooseVodka adlı üründen anlaşma başlangıcından itibaren 129 şişe ürün aldığını, sözleşmenin 3.2 maddesinin, “1 (bir) yıllık şüre sonunda kota hedefinin gerçekleştirilememesi halinde müşterinin, …’nin kendisine ödediği madde 4.2’de düzenlenen nakit katılım bedeli ödemesinin, gerçekleştiremediği kota hedefine tekabül eden miktarını, nakit katılım bedeli ödemesinin kendisine ödendiği tarihten itibaren, …’ye ödeyeceği sona erme tarihine kadar geçen süre için işleyecek aylık % 1 faizi ite birlikte, sözleşmenin sona erdiği tarihte hiçbir bildirime gerek olmaksızın, …’ye nakden ve defaten iade edeceğini beyan, kabul ve taahhüt eder” hükmünü içerdiğini, sözleşmenin, davalının adem-i ifası nedeni ile feshedilmesinin ardından, müvekkili şirketin ihtarname ile; ödemiş olduğu nakit katılım bedelinin, gerçekleştirilmeyen kota hedefine tekabül eden 41.683,50 TL’lik (35.325 TL+KDV) kısmın ödenmesini talep ettiğini, davalı tarafından ödeme yapılmaması nedeni ile müvekkili şirket tarafından,03.04.2017 tarihinde davalı şirket aleyhine ilamsız haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takibe itirazı neticesinde takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirketin Arnavutköy’de bulunan … isimli restoran ve eğlence yerinin işletmecisi olduğunu, davacı şirket ile 04.05.2016 tarihinde sözleşme akdedildiğini, miş olup sözleşmenin akdedilmesinden kısa bir süre sonra yaşanan 15 Temmuz terör saldırısından sonra yurt genelinde olağanüstü hal ilan edildiğini, bununla birlikte yine İstanbul’da bulunan birçok eğlence yerinde birbirinden farklı terör saldırıları yapıldığını ve eğlence sektöründe bulunan müvekkili şirketin bu saldırılardan ciddi derecede etkilendiğini, bilindiği üzere yine yılbaşı gecesinde müvekkilinin eğlence yerinin bulunduğu yere yakın bir başka eğlence yerinde ciddi bir terör saldırısı olduğunu ve bu durum sonrasında güvenlik gerekçesi ile müvekkilinin bulunduğu sokakta var olan eğlence yerlerinin bir süre kapanmak durumunda kalındığını, bu kapsamda müvekkilinin faaliyet göstermiş olduğu alanda ekonomik sıkıntılar meydana geldiğini, müvekkili şirketin de bu durumu davacı ve davacının distribütörüne bildirdiğini, buna rağmen müvekkili şirketin sözleşme ile ilgili almış olduğu ürünlerin bedellerini ödediğini, yeni ürün için davacı tarafa birden çok defa talepte bulunduğunu, buna rağmen davacı şirketin söz konusu güç durumu bilmesine ve müvekkili şirketin herhangi bir borcu bulunmamasına rağmen uyarı/ihtar ve benzeri başka bir husus olmaksızın müvekkili şirketin sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, iki tarafa borç yükleyen devamlılık içeren sözleşmelerde temerrüdün gerçekleşmesi için diğer tarafa öncesinden söz konusu borcun ifası için uygun bir süre verilmesi gerektiğini, davacı tarafça alınan ürünler ile taahhüt edilen ürün alımı arasında yapılan hesaplama neticesinde ortaya çıkan miktarın da hatalı olduğunu, davacı tarafından talep edilen alacağın net bir alacak olmaması ve yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra inkâr tazminatı talep edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddine, davacının %20 kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/07/2019 tarih ve 2017/645 Esas – 2019/601 Karar sayılı kararı ile; ” ….Somut olayda, taraflar arasında 04.05.2016 tarihli “On – Trade Sözleşmesinin” akdedildiği, davalının sözleşme kapsamında borçlarını ödeyemediği gerekçesine dayanarak sözleşmenin İzmir … Noterliğinin 21 Mart 2017 tarih … sayılı ihtarnamesi ile 1 yıllık süre dolmadan feshedildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3.2 maddesinde, 1 yıllık süre sonunda kota hedefinin gerçekleştirilememesi halinde sözleşmenin 4.2 maddesinde düzenlenen nakit katılım bedelinin faizi ile birlikte davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı, ancak taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 1 yıllık süre dolmadan feshedildiği ve ve sözleşmenin 3.2 maddesinde 1 yıllık süre dolmadan önce sözleşmenin feshi halinde nakit katılım bedelinin iade edileceğine dair bir hükme yer verilmediği, fesih tarihi itibariyle sözleşmenin akdinden itibaren bir yıllık süre dolmadığından davacının 3.2 maddesi kapsamında kota hedefinin gerçekleştirilemediğinden bahisle nakit katılım bedelinin iadesi talebinde bulunamayacağı kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının davasının REDDİNE, 2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hatalı ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gözden kaçırılarak sonuca varıldığını, sözleşmenin 7.2 maddesinde, 1 yıllık süre dolmasa dahi, müşteri’nin (davalının) o ana kadar yaptığı alımlardan, süre sonunda toplam kota hedefini tutturamayacağının anlaşılması halinde, sözleşmenin feshedilebileceği ve nakit katılım bedelini iade isteyebileceğinin açıkça düzenlendiğini, Sözleşmenin 7.2 maddesinin; “Müşterinin gerçekleştirdiği alım adedinin kota hedefini süresinde gerçekleştiremeyeceği yönünde ciddi bir emare teşkil etmesi … Sözleşmenin ihlalini teşkil eder”. Sözleşmenin 7.3 maddesinde ise; “Sözleşmenin Müşteri tarafından ihlal edilmesi halinde, “…, Müşteriye ödediği tüm nakit katılım bedellerinin, ilgili bedelin müşteriye verildiği tarihten itibaren işleyecek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ticari avans faizi ile birlikte kendisine geri ödenmesini talep edebilir” hükmünün bulunduğunu, Dolayısıyla, sözleşmenin bu hükümleri karşısında, 1 yıllık sözleşme süresinin dolmasından önce dahi, müşterinin alım hedefini gerçekleştiremeyeceğinin açıkça anlaşılması halinde, sözleşmenin feshi ve nakit katılım bedelinin iadesini talebinin mümkün olduğunu, Dava konusu olay bakımından bu emarenin fazlasıyla mevcut olduğunu, ek bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, davalının 1 yıllık sözleşme süresi için alım taahhüdünün 1.000 şişe olduğunu, yani 1.000 şişe alım yapması halinde nakit katılım bedeline hak kazanmış sayılacağını, aksi halde bu bedeli iade etmesi gerekeceğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 04.05.2016 tarihinde akdedildiğini, sözleşmenin müvekkili şirket tarafından 21.03.2017 tarihinde feshedildiğini, davalının, sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar geçen 10 aydan fazla süre içinde 1.000 şişe olan alım taahhüdünün yalnızca 129 şişesini yerine getirdiğini, yani 12 ayda 1.000 şişe almayı taahhüt edip, 10,5 ayda yalnızca 129 şişe aldığını, bu nedenle alım taahhüdünü yerine getiremeyeceğine dair ciddi emarenin bulunduğunu, Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, kotanın gerçekleşmemesi halinde nakit katılım bedeli olarak ödenen bedelin iade edileceği kararlaştırılmış olup, nakit katılım bedeli olarak 53.100 TL’nin (45.000 TL + KDV), müvekkil şirket tarafından 11.05.2016 tarihinde, davalıya ödendiğini, sözleşmenin açık hükmü karşısında, nakit katılım bedelinin faizi ile birlikte iadesi gerektiğini, sözleşmenin davalının ademi ifası nedeni ile feshedilmiş olması nedeni ile nakit katılım bedelinin, gerçekleştirilmeyen kota hedefine tekabül eden 41.683,50 TL’lik (35.325.TL+KDV) kısmının tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine itiraz edilen kısım üzerinden %20’ den az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; taraflar arasında yapılan sözleşme hükümlerine aykırılık iddiasından kaynaklanan davacı tarafından davalıya ödenen nakit katılım bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Taraflar arasında 04.05.2016 tarihli “On-Trade Sözleşmesi” yapıldığı, sözleşmenin davalının “…” (…) isimli işletmesinde, davacı şirketin ithalat satış ve dağıtım hakkına sahip olduğu yüksek alkol grubu ürünlerinin satışına ve ürünlerin tanıtımının yapılmasına ilişkin olduğu, bilirkişi raporunda davalı tarafça 05/04/2016 tarihinden 29/11/2016 tarihine kadar 129 şişe satın alındığı, 29/11/2016 tarihinden sonra hiç alım yapılmadığının belirtildiği, söz konusu sözleşmenin, davacı tarafça, davalının satın aldığı ürün bedellerini ödemediği ve taahhüt ettiği satış kotası hedefine ulaşamayacağı yönünde yeterli ve ciddi emare oluştuğu, bu durumun sözleşmenin 7.2 ve 7.1 maddelerine göre sözleşmenin ihlali anlamına geldiği belirtilerek İzmir … Noterliği’nin 21.03.2017 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek tek taraflı olarak feshedildiği görülmektedir. Sözleşmenin 3.2 maddesi “1(bir) yıllık süre sonunda Kota Hedefinin gerçekleştirilmemesi halinde MÜŞTERİ, …’nin kendisine ödediği Madde 4.2’de düzenlenen nakit katılım bedeli ödemesinin gerçekleştiremediği Kota Hedefine tekabül eden miktarlarını nakit katılım bedeli ödemesinin kendisine ödendiği tarihten, kendisinin …’ye ödeyeceği sona erme tarihine kadar geçen süre için işleyecek aylık %1 (yüzde bir) faizi ile birlikte sözleşmenin sona erdiği tarihte, hiçbir bildirime gerek olmaksızın, …’ya nakden ve defaten iade edeceğini beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü, 4.2 maddesinde “”… tarafından MÜŞTERİ’ye yapılacak nakit ödemeler aşağıdaki gibidir; ÖDEME NO ÖDEME TARİHİ ÖDENECEK NAKİT KATILIM BEDELİ MİKTARI 1 11.5.2016 45.000 TL (Kırk beş bin) + KDV 2 Müşteri alış kotasını tamamladığında 30.000 TL (Otuz bin) + KDV Bu ödemeler “Nakit Katılım Bedeli” olarak adlandırılır ve MÜŞTERİ’ye EK 2’de belirlenen toplam Kota Hedefine uluşması ve bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine uyması karşılığında önceden yapılmaktadır. MÜŞTERİ’nin ödemeye hak kazandığı tarihte Distribütöre vadesi geçmiş borcu var ise, ödeme bu borç ödenene kadar ertelenir. …’nin Sözleşme’den doğan hakları saklıdır. MÜŞTERİ 2. ve 3. Nakit Katılım Bedeli ödemelerine yukarıda belirtilen tarihlerden önce hak kazansa bile ilgili ödemelerin gerçekleşmesi için belirtilen tarihler beklenir.” hükmü, Sözleşmenin “Fesih” başlıklı 7.2 maddesinde “Müşterinin … ve/ veya distribütörüne yapması gereken ödemelerde temerrüde düşmesi, müşterinin faaliyetlerini aksatması, durdurması veya durdurma derecesinde yavaşlatması, müşterinin gerçekleştirdiği alım adedinin kota hedefini gerçekleştiremeyeceği yönünde ciddi bir emare teşkil etmesi, işletmenin içki ruhsatının iptali veya yenilenmemesi, işletmenin mühürlenmesi veya mahkeme tarafından tahliyesine karar verilmesi de -bu sayılanlarla sınırlı olmamak kaydıyla- sözleşmenin ihlalinin teşkil eder.” hükmü, 7.3. maddesinde ise; “Sözleşmenin … tarafından müşterinin sözleşme hükümlerinin ihlali veya müşteri tarafından haklı bir nedene dayanmaksızın feshedilmesi durumunda, … müşteriye ödediği tüm nakit katılım bedellerinin, ilgili bedelin müşteriye verildiği tarihten itibaren işleyecek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ticari avans faizi ile birlikte kendisine geri ödenmesini talep edebilir. …’nin sözleşmenin ihlalinden dolayı uğradığı zararı genel hükümler uyarınca talep ve dava hakkı …’nin/distribütörün madde 5.2 de düzenlenen mahsubu ilişkin hakları ve madde 6.’da düzenlenen cezai şartı ilişkin hakları saklıdır. ” hükmü yer almaktadır. Yukarıda belirtilen sözleşme hükümlerine göre davacı tarafça sözleşmenin 3.2 ve 7.3 maddesi hükümlerinde belirtilen koşulların gerçekleşmesi halinde, sözleşmenin 4.2 maddesinde düzenlenen nakit katılım bedelini talep edebilecektir. Takip talebinde de sözleşmenin 4.2 madde hükmü uyarınca nakit katılım bedelinin talep edildiği belirtilmiştir. Mahkemece taraflar ve dava dışı distribütöre ait ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından davalının ilgili dönemde 129 şişe ürün satın aldığı tespit edilmiş ise de, davalının sözleşmenin fesih tarihine kadar satın aldığı ürün bedellerini ödeyip ödemediği, davacı ve/veya distribütöre borcunun bulunup bulunmadığı açıkça belirtilmemiştir. Mahkemece, fesih tarihi itibariyle sözleşmenin akdinden itibaren bir yıllık süre dolmadığından davacının 3.2 maddesi kapsamında kota hedefinin gerçekleştirilemediğinden bahisle nakit katılım bedelinin iadesinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, sözleşmenin 7.2 ve 7.3 maddesi kapsamında bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davalının sözleşmenin fesih tarihine kadar satın aldığı ürün bedellerini ödeyip ödemediği, sözleşme kapsamında davacı ve/veya distribütöre borcunun bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi raporu da alınmak suretiyle ve sözleşmenin 7.2 ve 7.3 maddelerine göre de değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2019 tarih ve 2017/645 Esas – 2019/601 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/11/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.