Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2197 E. 2019/1610 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2197
KARAR NO : 2019/1610
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/08/2019 ( İhtiyati Tedbir Ara Kararı )
DOSYA NUMARASI : 2019/495 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA : Menfi Tespit
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 14/11/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı taraf arasında akdedilen Sözleşmeler ve Protokoller kapsamında dosyaya ibraz edilen teslim tesellüm listesinde yer alan (kurumsal kimlik, otomasyon, 1 adet jeneratör 52 kw, 3 adet akaryakıt pompası 3*6*2 (Dispenser), 1 adet hava-su saati) müvekkili şirketin malzeme ve ekipmanlarının davalıya ariyet olarak teslim edildiğini, Davalı bayi tarafından müvekkili şirkete gönderilen 25/05/2017 tarihli Üsküdar …. Noterliği’ nin … yevmiye numaralı ihtarname ile bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak haksız şekilde feshettiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Beyoğlu …. Noterliği’ nin 31/05/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Bayilik sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle bayiye ariyet olarak bırakılan menkul malların zamanında ve eksiksiz olarak müvekkili şirkete teslim edilmesinin ihtar edildiğini, davalının ihtarnameye uymayarak müvekkiline ait malzeme ve ekipmanları kullanmaya devam ettiğini, bu sebeple davaya konu ariyet malzeme ve ekipmanların tedbiren kullanılmasının önlenmesi, davalıdan alınarak müvekkili şirkete yada müvekkili şirketin muhafaza için göstereceği 3. kişiye teslim edilmesi konusunda öncelikle mümkün ise teminatsız, bunun mümkün olmaması halinde makul ve teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 02/08/2019 tarih ve 2019/495 Esas sayılı ara kararı ile; “1-Davacının ihtiyati tedbir talebinin % 40 teminat ile kabul edilmesine, 2-Belirlenen teminat miktarı yatırıldıktan sonra, İstanbul …. İcra Dairesi’ nin… Esas sayılı dosyasına, icra takip işlemlerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verildiğine dair müzekkere yazılmasına, Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. ” şeklinde istinaf kanun yolunun açık olduğu belirtilerek karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkil şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün …E. numarası ile 05.07.2019 tarihinde davacı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacıya( borçluya ) usulüne uygun ödeme emri tebliğ edildiğini, fakat borçlunun itiraz süresi içerisinde takibe itiraz etmediğini, böylece icra takibinin kesinleştiğini, Davacı borçlunun, bu defa menfi tespit davası açarak icra takip işlemlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, bu talebin kabulüne ilişkin ara kararın verilmesinin ardından yerel mahkemenin 08.08.2019 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ ne … Esas sayılı dosyasında takibin durdurulmasına ilişkin yazıyı gönderdiğini, İcra ve İflas Kanunu 72. maddeye göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15’ inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceğini, Yerel Mahkemenin hatalı olarak % 40 teminat ile icra takibinin durdurulması yönünde karar verdiğini, menfi tespit davası icra takibinden sonra açılmış olduğu için yerel mahkemenin ancak ve ancak icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verebileceğini, buna rağmen takibin durdurulması yönünde verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı borçlunun dahi ihtiyati tedbir talebinde bulunurken icra takip alacağına ek olarak % 15 teminat ile takibin durdurulmasını talep ettiğini beyanla; İhtiyati tedbir kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: 6100 sayılı HMK’ nın ” İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar ” başlıklı 341’inci maddesine göre, “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” Söz konusu maddenin gerekçesinde de değinildiği üzere, ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacze ilişkin geçici hukukî koruma taleplerinin kabulü hâlinde itiraz imkânı bulunduğundan, önce bu yola (itiraz) başvurulması gerekli olup, ancak itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması mümkündür. Nitekim HMK’ nın 389 ve devamı maddelerinde de ihtiyati tedbir konusu düzenlenmiş olup, aynı Kanun’ un 394/1. maddesinde “karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir” denilmek suretiyle, bu durumda öncelikle kararı veren mahkemeye itiraz yolu öngörülmüştür. HMK’ nın 394/4. maddesinde, ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz başlığı altında “İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.”, 394/5.maddesinde de, “İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.” düzenlemesi mevcuttur. Somut olaya bakıldığında; mahkemece verilen 02/08/2019 tarihli ara kararın her ne kadar istinaf kanun yolu açık olarak verildiği yazılmış ise de, HMK’ nın 394/1. maddesi gereğince kararı veren mahkemeye itiraz yolu açık olup, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir isteminin kabulüne ilişkin kararı, istinaf yoluna başvurulabilir nitelikte bir karar değildir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf istemi üzerine dosya dairemize gönderilmişse de, 6100 sayılı HMK’ nın 341/1 ve 394/5 maddeleri gereğince ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz yolu tüketilmeden istinaf yoluna başvurulamayacağından, davalının istinaf başvurusunun itiraz olarak kabulü ile bu konuda bir karar verildikten sonra istinaf isteminde bulunulur ise dairemize gönderilmesi gerekmekle; davalı vekilinin istinaf dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvuru dilekçesinin görev yönünden 6100 sayılı HMK’ nun 352/1 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/11/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.