Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2194 E. 2021/1615 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2194
KARAR NO: 2021/1615
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2019
DOSYA NUMARASI: 2014/1205 Esas – 2019/577 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki faturalar, cari hesap ve ticari defter kayıtlarına dayalı ticari ilişki sonucunda müvekkilinin davalıdan alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile, davacı tarafından satın alınan … A.Ş arasında kuru çay alım ve satımı konusunda 05/01/2011 tarihli … Fason İmalat anlaşması düzenlendiğini, … A.Ş.’nin, … A.Ş’den değişik miktarlarda paket halinde kuru çay aldığını, bu çayların değişik tarihlerde sevk irsaliyeleri kesilerek davalıya teslim edildiğini ve davalıya gönderilen kuru çaylar karşılığında kesilen faturaların düzenli olarak ticari defterlere işlendiğini, 2012 yılının 5. ayında … A.Ş’den hesap mutabakatı için hesap ekstresinin istendiğini, ancak hesap mutabakatına varılamadığını, … A.Ş’nin 2013 yılında … A.Ş ile birleştiğini, müvekkilinin 2013 yılında … A.Ş’den cari hesap alacağından kaynaklanan 357.776,41 TL alacağının bulunduğunu, bu alacaktan … A.Ş’ye olan 124.313,22 TL’lik borçlarının tenzili ile bakiye 233,463,19 TL alacaklarının olduğunu belirterek, davacının açmış davanın reddine, 233.463,19.TL’nin 09/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte karşı davalı …’ den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı – karşı davalı tarafça, karşı davaya yönelik sunulan cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafça 124.313,22 TL üzerinden başlatılan takibin kabul ve ikrar edildiğini, karşı davanın ise, derdestlik nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davalı/karşı davacı tarafça, … A.Ş aleyhine karşı dava konusu cari hesap alacağının tahsilini teminen İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/32 esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını ve yargılamanın devam ettiğini, … A.Ş’nin hisselerinin Üsküdar … Noterliğinin 12/07/2013 tarih ve … sayı ile onaylı yönetim kurulu kararıyla … A.Ş’ye devredildiğini, Üsküdar … Noterliğinin 21/10/2013 tarih ve … sayısı ile onaylı olağanüstü genel kurulu kararıyla … A.Ş ile birleştiğini, dolayısıyla, İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/32 esas sayılı dosyasında müvekkili şirketin davalı sıfatıyla taraf olduğunu ve davalı/karşı davacı tarafça önceden açılan İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/32 sayılı dosyasında görülen davanın derdest olduğu belirtilerek, karşı davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı – Karşı davacı tarafça 02/09/2014 havale tarihli dilekçede özetle; İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinde … A.Ş’nin açmış olduğu davanın cari hesaptan kaynaklanan alacak davası olmadığını, davanın sözleşmeden kaynaklanan ve sözleşmenin içeriğinde yer almayan kalemler adı altında, … A.Ş’den haksız olarak kesildiği iddia olunan alacakların tahsiline yönelik bir dava olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazını kabul etmediklerini, her iki davanın konusunun farklı olduğunu, işbu davanın cari hesaptan kaynaklanan alacak davası olduğunu beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/05/2019 tarih ve 2014/1205 Esas – 2019/577 Karar sayılı kararı ile; ” İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/32 sayılı dava dosyasında (İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi) dava dosyasında … A.Ş tarafından … A.Ş’ye yönelik açılan davada, taraflar arasında 05/01/2016 tarihinde düzenlenen anlaşma gereğince kuru çay alım satımı konusunda anlaşmaya varıldığı, iş bu kuru çay alım sayımı nedeniyle ticari defterlere yansıdığı, davalı olan …A.Ş’nin değişik tarihlerde sözleşmede yer almadığı faturalar kestiği ve bu faturaların … A.Ş tarafından kabul edilmediği, … A.Ş’nin … A.Ş’den bakiye alacağı kaldığı belirtilerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 20.000 TL’nin 09/05/2012 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacıya ödenmesi gerektiği halde cari hesabından mahsup edilerek ödenmediği belirtilen 323.226,95 TL alacağın bulunduğu, ancak davanın harçlandırıldığı miktar nazara alınarak, davanın kabulü ile 109.166,78 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dava tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına, davalı tarafça dava açılmasından sonra ödendiği belirtilen , 102.614,12 TL’nin infazda nazara alınmasına karar verilmiştir. Mahkememizce taraflara ait 2010-2014 yıllara ilişkin tüm yasal ticari defterlerin incelenmesi konusunda 23/12/2014 tarihli celsede ara karar oluşturulmuş ve mahkememizce inceleme günü olarak, 05/01/2015 günü belirlenmiş ise de, inceleme gününde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı anlaşıldığından, ticari defterlerin incelenmesi konusunda 30/05/2015 tarihi belirlenmiş, taraf vekillerine bu tarihin tebliği için tebligat çıkartılmış, ancak PTT’den yapılan sorgulamada, ilgililere tebligatın tebliğ edilemediği anlaşıldığından, incelemenin 02/03/2015 tarihinde yapılacağına dair yeniden ara karar oluşturulmuş ve iş bu kararın taraf vekillerine usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği görülmüştür. Mali müşavir ve iktisadi idari bilimler alanında öğretim üyesinden oluşan bilirkişi heyetinden oluşan 03/08/2015 tarihli heyet raporunu özetle ; takip konusu 124.313,22 TL tutarındaki bakiye alacakla ilgili uyuşmazlığın bulunmadığı, ticari defterler üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı – karşı davalı şirket ile birleşen … A.Ş kayıtlarında davalı şirkete olan borç bakiyesini 08/05/2013 tarihi itibariyle sıfırlanmış olduğu ve bu haliyle İstanbul 8. ATM’nin 2014/470 sayılı dosyası kapsamında uyuşmazlık konusu alacak tutarının oluşumu ile, huzurdaki asıl davaya konu, davacı şirket alacağının oluşumunun farklı olduğu ve davalı – karşı davacının İstanbul 8. ATM’nin 2014/470 sayılı dosyasında talebinin bulunmadığı ve huzurdaki davada da, davalı – karşı davacının talep edebileceği bir alacak bakiyesinin bulunmadığı belirtilmiştir. Davalı karşı davacı vekilince mahkememize sunulan 29/04/2019 tarihli beyan dilekçesinde derdestlik itirazının doğru olmadığının, İstanbul 8. ATM’nin 2014/470 sayılı dosyasında 323.226,95 TL alacaklarının bulunduğunun belirlendiği, ancak bu davada dava miktarının 109.226,95 TL olarak ıslah edilmesi sonucunda kalan bakiye 214.000 TL alacaklarının bulunduğunu, davalı – karşı davacının 323.226,95 TL alacaklı olduğu yönündeki mahkeme ilamının da kesinleştiğini, yargılama sırasında 102.614,12 TL ödeme yapıldığını ve bu ödeme mahsup edildiğinde 220.612,83 TL bakiye alacaklarının da kaldığını, 109.226,95 TL alacağa yönelik henüz ilamın infaz edilmediğini, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesince tespit edilen 323.226,95 TL alacaktan yine aynı mahkemece tahsiline karar verilen 109.226,95 TL’nin tenzili ile bakiye 214.000 TL alacağının bulunduğu, 214.000 TL bakiye alacaktan, davacı karşı davalı …nin alacağı olan 124.313.22 TL ‘lik miktarın tenzil edilmesiyle bakiye 89.686,78 TL alacaklarının bulunduğunu belirterek , takas ve mahsup talebi doğrultusunda itirazın iptali davasının reddine, davalı – karşı davacının kalan bakiye alacağı yönünden , karşı davanın kabulüne karar verilmesine karar verilmiştir. 14/05/2019 tarihli celsede, davacı – karşı davalı vekili karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ve aynı zamanda , davacı karşı davalı vekilince sunulan takas defiine karşı muvafakatlerinin bulunmadığını belirtmiştir. Yine aynı celsede davalı karşı davacı vekilide karşı davanın kabulüne karar verilmesini, nitekim asıl davadaki davacı tarafın alacağının tahsilinin tenzili ile birlikte 89.686,78 TL bakiye alacaklarını mevcut bulunduğunun belirterek, karşı davanın kabulüne, asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava (asıl dava yönünden) İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında … A.Ş tarafından yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Karşı dava yönünden ; … AŞ ile … arasında düzenlenen 01/05/2011 tarihli kuru çay alım satımına ilişkin düzenlenen anlaşma gereğince … A.Ş.’ ye gönderilen … alımı nedeniyle cari hesaptan kaynaklandığı belirtilen 357.776,41 TL alacaktan 124.313,22 TL ‘lik borcun tenzili ile birlikte kalan 233.463,19 TL ‘lik alacağın ticari faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir. Mahkememizce öncelikle, İstanbul 35. ATM’ nin 2013/32 ( İstanbul 8. ATM 2014/470 esas , 2015/499 karar ) sırasında kayıtlı dava dosyası ile mahkememizde görülen karşı dava yönünden derdestlik itirazları incelenmiştir. Yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere, tarafların ticari defterleri ve dosyada mevcut sunulan tüm delillerin incelenmesi sonucunda bilirkişi heyetince düzenlenen bilirkişi raporunda , davacı – karşı davalının 124.313,22 TL alacağının bulunduğu, davalı – karşı davacının ise talep edebileceği alacak bakiyesinin söz konusu olmadığı, iş bu bilirkişi heyet raporunun düzenlenmesinde davalı karşı davacının ticari defterlerini ibraz etmediği, ancak mahkememizce ticari defterlerin incelenmesine yönelik verilen ara kararın taraf vekillerinin huzurunda belirlenmiş olduğu ve aynı zamanda inceleme gününün belirlenmesine yönelik ara kararlarında taraf vekillerine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Gerek davalı – karşı davacı vekilince sunulan beyan dilekçesi, karşı dava dilekçesi ve düzenlenen bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarasıyla kayıtlı olan … A.Ş’nin 01/08/2013 tarihinde yapılan olağan üstü genel kurul kararıyla hazır edilen tutanağında şirketin ünvanının … A.Ş olarak değiştirildiği ve bu durumun 06/08/2013 tarihinde tescil edildiği, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 13/08/2013 tarihli sayfasında da ilan edildiği, İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/32 sayılı dosyasında da alacak istemli olarak … A.Ş tarafından … A.Ş’ye yönelik dava açıldığı, iş bu davada da 05/01/2011 tarihli fason anlaşmasının nazara alındığı ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla , 20.000 TL alacak talebinde bulunduğu, davalının sözleşmede yer almadığı belirtilen faturalar keserek davacının hesabından düştüğü ve bu nedenle davacının davalıdan alacağının bulunduğunun iddia olunduğu, iş bu dava dosyasında da rapor alındığı, anılan dosyadaki davacının toplamda 323.226,95 TL alacağının bulunduğunun mahkemece belirlendiği, ıslah edilen miktara göre 109.166,78 TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiğinin görüldüğü anlaşılmaktadır. Mahkememizce bu haliyle birleşme kararının tescil tarihi olan 31/10/2013 öncesinde ve 30/06/2013 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten takibe konu 124.313,22 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça sunulan beyan dilekçelerinden ve dosyadaki tüm delillerden anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkememizce asıl dava yönünden davanın kabulüne karar verilerek, davalı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline ve asıl alacağın likit olması nazara alınarak, %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmesi gerekmiştir. Karşı dava yönünden ise yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere, karşı dava ve İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/35 sayılı dosyasındaki davanın derdest olup olmadığı üzerinde mahkememizce araştırma yapılmıştır. 02/09/2014 havale tarihli karşı davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinde mahkememizde açılan karşı davanın ve İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davanın tarafları aynı olsada , konularının farklı olduğu, İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinde sözleşmeden kaynaklanan ve sözleşmenin içeriğinde yer almayan kalemler adı altında, davalı karşı davacıdan haksız olarak kesildiği iddia olunan alacakların tahsiline yönelik davanın devam ettiği, mahkememizde açılan karşı davada ise cari hesaptan kaynaklanan bir alacak davası olması nedeniyle her iki mahkemedeki alacak konularının farklı olduğu belirtilmiş ve nitekim dosyada mübrez bilirkişi heyet raporunda da, mahkememizde görülen karşı dava ile İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen (İstanbul 8. ATM’nin 2014/470) dava konularının farklı olduğunun belirlendiği ve davacı karşı davalının 29/04/2014 tarihinde mahkememize sunulan takas define yönelik beyan dilekçesine muvafakat etmedikleri beyanları birlikte değerlendirildiğinde mahkememizce karşı davanın cari hesaptan kaynaklı alacak davası olduğu göz önüne alınmış ve derdestlik itirazına itibar edilmemiştir. Hükme açık denetime elverişli bilirkişi raporunda belirlenmiş olduğu üzere, davacı karşı davalı şirket ile birleşen … A.Ş kayıtlarında davalı karşı davacıya yönelik borç bakiyesinin 08/05/2013 tarih itibariyle sıfırlanmış olduğu göz önüne bulundurulduğunda, karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” a-)Asıl dava yönünden; 1-DAVANIN KABULÜNE, 2-Davalı tarafça İstanbul Anadolu … İcra dairesinin … sayılı takip dosyasında 124.313,22 TL. Alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren yıllık %11 faiz işletilmek suretiyle TAKİBİN DEVAMINA, 3-Asıl alacağın %20’si oranında 24.862,64 TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … b-)Karşı dava yönünden ise; 1-DAVANIN REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı – karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı – karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının gerekçesinde belirttiği üzere uyuşmazlık konusunun aydınlatılması için gereken yeterlilikte araştırma yapmadığını, ilgili dosyaların hiçbirinin dosya arasına alınmadığını, İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/35 Esas sayılı dosyasının İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/470 olarak değiştiğini gözardı eden mahkemenin, 24/09/2018 tarihli dilekçede İstanbul 8.ATM 2014 / 470 E. sayılı dosyasına ait kesinleştirme şerhini sunmalarına rağmen, hala derdestmiş gibi nazara alınmasının, mevcut dosyanın seyrini değiştirdiğini, söz konusu dosyanın, mevcut dosya arasına alınmadığını, ayrıca mahkemece ticari defterlerinin eksik olduğundan bahisle inceleme yapılmadan karşı davanın reddine karar verildiğini, Karşı davanın, davacının alacağı mahsup edilerek ve İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/470 E. sayılı dosyası kapsamında tespit edilen alacaklarından bakiye kalan alacak için açıldığını, bu sebeple kesinleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/470 E. sayılı dosyasının, dosya arasında alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekirken mahkemenin yazılı şekilde karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/470 E. sayılı dosyası kapsamında tespit edilen alacakları dışında kalan tutardan, davacının alacağı düşüldükten sonra işbu davanın açıldığını ve icra takibine itiraz edildiğini, yani davacıya olan 124.313.22 TL borçlarının alacaklarından düşüldükten sonra bakiye kısım yönünden karşı dava açıldığını, işbu durumun da dava dilekçelerinde belirtildiğini, bu halde aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Davacı-karşı davalı … Ticaret A.Ş. tarafından, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/470 E sayılı kararının, Rize İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile infaza konulduğunu, davacının kendi alacağından Rize İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/119 Esas sayılı dosyası ile takas talebinde bulunduğunu, mahkemece takas talebinin kabul edildiğini ve 16.161.61 TL’nin işbu dosyadaki alacağından mahsup edildiğini, mahkemece bu durumun da göz ardı edildiğini, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/470 E – 2015/499 K sayılı dosyasında müvekkili şirketin bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında tespit edilen alacağının 323.226,95.TL olduğunu, ancak bu davada bilirkişi incelemesi yapılmadan önce mahkemenin süre vermesi üzerine 20.000,00 TL olarak açılan davanın, 109.226,95 TL olarak ıslah edildiğini ve mahkeme kararında 109.226,95 TL’nin tahsiline hükmedildiğini, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde tahsili talep edilen alacak miktarının da 109.226,95 TL olduğunu, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi kararında davalıdan tahsiline karar verilen 109.226,95 TL’nin içinde davalı tarafça yargılama sırasında ödenen 102.614,12 TL’nin de mevcut olup, kararda bu ödemenin infazda gözetilmesine hükmedildiğini, yani İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilamı icraya intikal ettirildiğinde 6.612,83 TL alacak yönünden icra takibi başlatılabileceğini, dolayısıyla mahkeme tarafından tespit edilen 323.226,95 TL alacaktan mahkemece tahsiline hükmedilen 109.226,95 TL tenzil edildiğinde halen bakiye 214.000,00 TL alacakları bulunduğunu, bu miktar yönünden sadece tespit hükmü mevcut olduğundan, bakiye alacağa tahsil kabiliyeti kazandırabilmek adına davacı şirketin açmış olduğu davaya karşı, bir karşı dava açtıklarını, ancak yerel mahkemenin farklı bir alacak kalemi arayışına girdiğini ve hak kaybı yaşamalarına neden olduğunu, Mahkemece takas def’ileri red edilmiş ise de, 6098 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca iki kişinin karşılıklı olarak bir miktar parayı veya konuları bakımından aynı türden malı birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise, taraflardan her birinin borcunu alacağı ile takas edebileceğini, takasın bozucu yenilik doğuran bir hak olduğunu, bu hakkın tek taraflı, şekle bağlı olmayan, varması gerekli bir irade beyanıyla ve şarta bağlanmadan kullanılacağını, takasın geçerli olması için karşı tarafın kabul veya onayına gerek olmadığını, mahkemece, davacı-karşı davalının muvafakat vermemesi gerekçesiyle takas def’ileri red edilmiş ise de, takas def’inin kabule bağlı bir hak olmadığını, koşullarının oluşması durumunda takas def’inin öne sürülebileceğini ve karşı tarafın onayına gerek olmaksızın kabulü gerektiğini, İstanbul 8. ATM’nin 2014/470 E – 2015/499 K sayılı ilamının kesinleştiği ve işbu ilam ile 214.000,00 TL alacağın bakiye alacak olarak tespit altına alındığı düşünüldüğünde, mahkemenin takas def’ini reddetmesinin usul ve yasaya aykırılı olduğunu belirterek, İlk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl dava, fatura ve cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali; karşı dava ise; kuru çay alım satımı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı/karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/470 Esas 2015/499 Karar sayılı (İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/32 Esas sayılı) dosyasıyla, davacı … A.Ş tarafından, davalı … A.Ş (… A.Ş.) aleyhine açılan davada; taraflar arasında 05/01/2016 tarihinde … Fason İmalat anlaşması düzenlendiğini, anlaşma gereğince kuru çay alım satımı konusunda anlaşmaya varıldığını, bu anlaşma gereğince davalının müvekkili şirketten değişik tarihlerde kuru çay aldığını, bu çayların sevk irsaliyeleri ile davalıya ulaştırıldığını, bu kuru çaylar karşılığında düzenlenen faturaların defterlere işlendiğini, 2012 yılının 5. ayında davalı şirketten hesap mutabakatı için hesap ekstresi istendiğini, ancak davalı ile mutabakata varamadıklarını, davalının değişik tarihlerde sözleşmede yer almadığı faturalar kestiğini, ancak bu faturaların müvekkili tarafından kabul edilmediğini, davalının varsaydığı bu alacaklarını müvekkilinin hesabından düştüğünü, hesaplarda uzlaşmaya varılamadığından belirsiz alacak davası açmak gereği hasıl olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL’nin 09/05/2012 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacıya ödenmesi gerektiği halde cari hesabından mahsup edilerek ödenmediği belirtilen 323.226,95 TL alacağın bulunduğu, ancak davanın harçlandırıldığı miktar nazara alınarak, davanın kabulü ile 109.166,78 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dava tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına, davalı tarafça dava açılmasından sonra ödendiği belirtilen, 102.614,12 TL’nin infazda nazara alınmasına karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 27/04/2018 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. İstinaf dilekçesi ekinde davalı/karşı davacı vekilince ibraz edilen Rize İcra Hukuk Mahkemesinin 11/07/2016 tarih 2016/119 Esas 2016/160 Karar sayılı kararının incelenmesinde; davacının …, davalının … olduğu, davacı vekilince ibraz edilen dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan İstanbul 8. Asliye Ticaret mahkemesinin 2014/470 esas 2015/499 karar sayılı alacak davası neticesinde, davanın kabulüne karar verildigini, davalı yanca Rize İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile anılan mahkeme kararının ilamlı takibe konu edildiğini, söz konusu kararın Yargıtay’ca onandığını, müvekkili şirketin ise davalıdan olan alacağı sebebiyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını, söz konusu icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini, davalı şirkete itirazın iptal talebiyle İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1205 esas sayılı dosyası kapsamında dava açıldığını, müvekkili şirket tarafından açılan bu davanın 06.11.2014 tarihli duruşma tutanağında davalının müvekkili şirkete olan 124.313,22 TL borcunu ikrar ettiğini, anılan tutanağın İİK madde 68 belgesi niteliğine haiz olduğunu, bu nedenle davalının, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1205 esas sayılı dosyası kapsamında ikrar ettiği borç miktarınca, alacaklısı olduğu Rize İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki alacağının takas mahsubuna karar verilmesinin talep ve dava edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile, davacı alacaklının (icra dosyası borçlusu) Rize İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu asıl alacak, asıl alacak faizi, yargılama gideri ve işlemiş faize ilişkin toplam 16.161,61 TL alacağın, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1205 esas sayılı dava dosyasında davalı/ karşı davacı taraf sıfatıyla olan ve 06.11.2014 tarihli celsede vekili tarafından ikrar edilmiş borcundan mahsubuna, bu miktar dışında kalan kısım yönünden açılan davanın reddine, takibin kalan miktar üzerinden devamına karar verildiği, kararın kesinleşip kesinleşmediğine dair dosya kapsamında bilgi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Asıl dava dosyası yönünden; Davalının, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile talep edilen 124.313,22 TL. miktarında davacıya borçlu olduğu hususunun davalı ikrarı ile de sabit olup, bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Talep edilen alacağın faturaya dayalı ve likit olduğu, davalı tarafça takibe haksız itiraz edildiği nazara alındığında, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerindedir. Davalı/karşı davacı tarafça sunulan istinaf dilekçesinde, Rize İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/119 Esas 2016/160 Karar sayılı kararı ile, Rize İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 16.161.61 TL’nin işbu dosyadaki davacı alacağından mahsup edildiği, mahkemece bu durumun göz ardı edildiği ileri sürülmüş ise de, Rize İcra Hukuk Mahkemesinin 11/07/2016 tarih 2016/119 Esas 2016/160 Karar sayılı kararı yargılama sırasında taraflarca mahkemeye bildirilmemiş olup, mahkeme karar örneğinin istinaf dilekçesi ekinde ibraz edildiği, HMK’nın 357. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar istinaf incelemesinde dinlenemeyeceği gibi, söz konusu Rize İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/119 Esas sayılı dosyasında, işbu dava açıldıktan sonra 11/07/2016 tarihinde karar verildiği nazara alındığında, söz konusu kararın (kesinleşmesi halinde), işbu dosyada verilen kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınması gerekmektedir. Karşı dava yönünden; Her ne kadar davalı/karşı davacı vekilince, İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/32 Esas sayılı dosyası ile iş bu dosyanın tarafları aynı olsa da, alacak taleplerinin konusunun farklı olduğu, bu nedenle derdestlik itirazını kabul etmedikleri savunulmuş ise de; Yukarıda özetlenen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/470 Esas 2015/499 Karar sayılı (İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/32 Esas sayılı) dosyasına ibraz edilen dava dilekçesi ile iş bu dosyaya ibraz edilen dava dilekçesinde taraflar ve ihtilafın anlatımı aynı olup, bildirilen aynı sebeplere binaen talepte bulunulduğu, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/470 Esas sayılı dosyasında davacı tarafça fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydı ile talepte bulunulduğu; işbu dosyada alınan bilirkişi raporunda, davalı – karşı davacının İstanbul 8. ATM’nin 2014/470 sayılı dosyası kapsamında olmayıp da huzurdaki davada davacı – karşı davalıdan ayrıca talep edebileceği bir alacak bakiyesinin söz konusu olmadığının belirtildiği; davalı vekilinin 29/04/2019 tarihli dilekçesinde, (Karşı dava dilekçesinde her ne kadar 357.776,41 TL alacağımızın olduğu, bu alacaktan davacı-karşı davalı tarafından talep edilen 124.313,22 TL’nin mahsubu ile bakiye 233.463,19 TL alacaklı olduğumuz belirtilmişse de karşı dava açılış aşamasında henüz İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/470 E. Ve 2015/499 K, sayılı dosyası kesinleşmemiş olduğundan bu rakamlar üzerinden karşı dava açılmıştır. Karşı dava dilekçesinde talep edilen alacak İstanbul 8.Asliye Ticaret mahkemesinde talep edilen alacak ile aynıdır.) şeklinde beyanda bulunduğu, Yine istinaf dilekçesinde de; karşı davanın, davacının alacağı mahsup edilerek ve İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/470 E. sayılı dosyası kapsamında tespit edilen alacaklarından bakiye kalan alacak için açıldığını,… “İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/470 E – 2015/499 K sayılı dosyasında müvekkili şirketin bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında tespit edilen alacağının 323.226,95 TL olduğunu, ancak bu davada bilirkişi incelemesi yapılmadan önce mahkemenin süre vermesi üzerine 20.000,00 TL olarak açılan davanın, 109.226,95 TL olarak ıslah edildiğini ve mahkeme kararında 109.226,95 TL’nin tahsiline hükmedildiğini, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde tahsili talep edilen alacak miktarının da 109.226,95 TL olduğunu, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi kararında davalıdan tahsiline karar verilen 109.226,95 TL’nin içinde davalı tarafça yargılama sırasında ödenen 102.614,12 TL’nin de mevcut olup, kararda bu ödemenin infazda gözetilmesine hükmedildiğini, yani İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilamı icraya intikal ettirildiğinde 6.612,83 TL alacak yönünden icra takibi başlatılabileceğini, dolayısıyla mahkeme tarafından tespit edilen 323.226,95 TL alacaktan mahkemece tahsiline hükmedilen 109.226,95 TL tenzil edildiğinde halen bakiye 214.000,00 TL alacakları bulunduğunu, bu miktar yönünden sadece tespit hükmü mevcut olduğundan, bakiye alacağa tahsil kabiliyeti kazandırabilmek adına davacı şirketin açmış olduğu davaya karşı, bir karşı dava açtıklarını” beyan ettiği nazara alındığında, karşı dava ile talep edilen alacak hakkında açılmış ve görülmekte olan bir dava var iken aynı alacakla ilgili tekrar dava açıldığı anlaşılmakla, mahkemece derdestlik dava şartı yokluğundan karşı davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacının, 8. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasına konu alacağın, asıl davadaki davacı alacağına takas mahsup talebi ise; her davanın açıldığı tarihteki durum ve koşullara göre değerlendirilmesi gerekmekle, söz konusu talebe konu alacağın, işbu dava tarihi itibarı ile görülmekte olan bir davanın konusunu teşkil etmesi nedeniyle yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, davalı/karşı davacı vekilinin asıl dava yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, karşı dava yönünden istinaf başvurusunun usulen kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)Asıl davada davalı – karşı davada davacı …’nin asıl dava yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B)Asıl davada davalı – karşı davada davacı …’nin karşı dava yönünden istinaf başvurusunun USULEN KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2019 tarih ve 2014/1205 Esas – 2019/577 Karar sayılı kararının karşı dava yönünden HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, C) Asıl dava yönünden; 1-DAVANIN KABULÜNE, 2-Davalı tarafça İstanbul Anadolu … İcra dairesinin … sayılı takip dosyasında 124.313,22 TL. Alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren yıllık %11 faiz işletilmek suretiyle TAKİBİN DEVAMINA, 3-Asıl alacağın %20’si oranında 24.862,64 TL. İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Harçlar Kanunu’na göre tahsili gereken 8.491,83 TL harçtan, peşin alınan 1.501,50 TL harcın mahsubuyla eksik kalan 6.990,33 TL harcın davalı – karşı davacıdan tahsili ile hazineye iradına, 5-Karar tarihindeki Avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanan 12.695,06 TL avukatlık ücretinin davalıdan – karşı davacıdan alınarak alınarak davacıya – karşı davalıya verilmesine, 6-Davacının yapmış bulunduğu 1.530,50 TL ilk dilekçe gideri, 143 TL davetiye ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.673,50 TL davalı – karşı davacıdan alınarak alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine, D) Karşı dava yönünden; 1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-ı ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu’na göre tahsili gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 3.987,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.927,7 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı dava davacısı …’ne iadesine, 3-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesine göre hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı dava davacısı …’nden alınarak karşı davalı …’ne verilmesine, 4-Karşı dava davacısı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, E) Asıl ve karşı davada yönünden; Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: F)Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı – karşı davacı … tarafından asıl ve karşı dava yönünden ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, G)Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince, istinaf kanun yoluna başvuran davalı – karşı davacı …’nden – asıl dava yönünden – tahsili gereken 8.491,83 TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 2.122,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.368,88 TL harcın istinaf kanun yoluna başvuran davalı – karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, H)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı – karşı davacı … tarafından – karşı dava yönünden – yatırılan 44,40 TL harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde …’ne iadesine, I)Davalı – karşı davacı … Anonim Şirketi tarafından istinaf aşamasında – karşı dava yönünden – sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının, davacı – karşı davalı …Ş.’den alınarak davalı – karşı davacı … Anonim Şirketi’ne verilmesine, J)Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 17/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.