Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2188 E. 2019/1831 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2188 Esas
KARAR NO : 2019/1831 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/1317 Esas 2019/520 Karar
TARİH: 30/04/2019
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Zayi Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirkete ait defter ve dosyaları şirket yetkililerince, şirketin muhasebesini tutan mali müşavir … vefat etmesinden sonra mirasçılarından teslimini talep ettiklerini, mirasçılar tarafından şirkete ait kıymetli evrakların gecikmeli olarak teslim edildiğini, şirket yetkililerince yapılan incelemede şirkete ait 2013 yılı defter ve dosyaların olmadığının fark edildiğini iddia ile müvekkilinin hukuki menfaatlerini korumak ve mağduriyetini engellemek için müvekkili şirketin 2013 yılına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter ve dosyalarının defterleri ve dosyalarının iptaline ve zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 30/04/2019 tarih 2017/1317 Esas 2019/520 sayılı kararında;”Ayrıntıları Yargıtay 11.Hukuk dairesinin 2008/3544 Esas, 2009/7573 Karar sayılı ve 22/06/2009 günlü içtihadında da açıklandığı üzere, 6102 sayılı TTK:82/7 bendi gereğince madde hükmünde yazılı “afet” kavramına davacıya kusur izafe edilemeyecek olan ve iradesi dışında meydana gelen olayların girebileceği, bu maddede, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve kağıtlar, yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet nedeniyle ve kanuni müddet içinde ziyaa uğrarsa, tacirin, kendisine zayi belgesi verilmesini mahkemeden isteyebileceği, her ne kadar maddede yer alan “gibi” sözcüğü açıklanan olayların sınırlı sayılı olmadığını göstermekte ise de, tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerektiği gibi, olayın şüpheden uzak bir şekilde meydana geldiğine mahkemenin kesin kanaat getirmesi gerektiği, Oysa somut davada faturanın kaybolması için kanunda sayılan ve buna benzer hiçbir sebebe dayanılmamış olduğu, “kaybetme” olayının madde de sayılan olaylardan olmadığı, “kaybetme” olayının varlığına yönelik bir kanıt sunulmamış olduğu, salt “kaybetme” olgusunun zayi belgesi verilmesi için yeterli olamayacağı, her tacirin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında tüm ticari defter, belge ve kayıtlarını saklamasının gerektiği …”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkemenin dava dilekçesindeki beyan ve itirazları dikkate almayıp usul ve yasaya aykırı karar verdiğini, Yerel mahkemece dava konusu 2013 yılına ait ticari defterlerin müvekkilinin eline hiçbir zaman geçmediği hususunun dikkate alınmadığını, Davaya konu olayın TTK 82/7 bendinde yer alan “davacıya kusur izafe edilemeyerek olan ve iradesi dışında meydana gelen olaylar” dan biri sayılması gerektiği, zira davaya konu ticari defterleri elinde bulundurmayan müvekkilin söz konusu evrakları kendi kusuruyla kaybetmiş olmasının mümkün olmadığını, Tanık anlatımları davanın haklılığını ortaya koyduğunu, ancak yerel mahkemece tanık ifadelerine itibar edilmeden hüküm kurulmadığını, İstanbul Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/180 Esas sayılı dosyası hukukun temel ilkelerinin aksine müvekkilinin aleyhine yorumlandığı ve yerel mahkeme hiçbir gerekçe belirtilmeksizin müvekkili aleyhine hüküm kurduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1317 Esas 2019/520 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari defter ve belgelerin zayi olduğundan bahisle zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir.TTK’nın 64. maddesinde her tacirin ticari defterleri tutmakla yükümlü olduğu, 82/1 maddesinde Ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini, Alınan ticari mektupları, Gönderilen ticari mektupların suretlerini, 64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri, sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir.Söz konusu maddelere göre tacir ticari işletmesi ile ilgili ticari defterleri tutmak, ticari defter ve belgelerini saklamakla yükümlüdür. Tacir söz konusu ticari defter ve belgelerini işletmesinde saklamalıdır. İşletmesinde saklamaması halinde bunun nedenini açık bir şekilde belirtmeli ve ispatlamalıdır. Basiretli bir tacirin defter ve belgelerini işletmesinde özenle saklaması gerekir.Davacı ticari defter ve belgelerinin muhasebecisinde olduğunu belirtmiş ise de ticari defter ve belgelerinin muhasebecisi tarafından saklanmasının nedenini açıklamamıştır. Zayi belgesi istenen defterler 2013 yılına ait defterlerdir. Bu defterlerin muhasebecide durmasının sebebi açıklanmamıştır. Mahkemece yapılan araştırmada davacı hakkında vergi dairesince inceleme yapıldığı, 2013 yılı ticari defter ve belgelerinin inceleme için istendiği, defter ve belgelerin teslim edilmemesi üzerine hakkında vergi usul kanununa muhalefet suçundan kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır.Buna göre davacı söz konusu ticari defter ve belgelerini işletmesi dışında bulunması sebebini açıklayamadığı gibi, defter ve belgelerinin kendi kusuru dışında zayi olduğunu da ispatlayamamıştır. Bu nedenle davacı istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harçı istinaf eden tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/12/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.