Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2184 E. 2019/1606 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2184
KARAR NO : 2019/1606
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2019 ( İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ek Karar )
DOSYA NUMARASI : 2019/504 Esas D. İş – 2019/499
DAVA : İhtiyati Haciz
TALEP :İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ek Kararın Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 14/11/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Alacaklı vekili ihtiyati haciz talep dilekçesinde özetle; Müvekkil Bankanın, borçlu şirketle yaptığı Genel Kredi Sözleşmesi nedeniyle borçlulardan alacaklı bulunduğunu, Müvekkil bankanın, 04/03/2019 tarihinde Beyoğlu …. Noterliği aracılığıyla … yevmiye numarasıyla borçlulara 1 adet ihtarname çektiğini, işbu ihtarname ile kredi ödemelerinde yaşanan gecikmelerin kapatılmasının talep edildiğini, buna karşılık herhangi bir ödeme yapılmadığını, Borçluların kötü niyetli olup, mal kaçırmak gayreti içinde olduklarını, borçlu şirket ve borçlu şahıs … adına kayıtlı taşınmazların 18/03/2019 tarihinde … adına geçirilmiş olup, alacaklıları zarara uğratmak amacıyla mal kaçırdıklarının tespit edildiğini, bu tespit üzerine 18/03/2019 tarihinde Beyoğlu …. Noterliği aracılığıyla … yevmiye numarasıyla borçlulara 1 adet ihtarname keşide edilerek firma borcunun kat edildiğini, Muaccel alacaklarının herhangi bir teminatının da olmadığını, borçluların taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye ve kaçırmaya başladıkları TAKBİS sisteminden yapılan incelemede tespit edildiğini, teminatsız bulunan alacaklarının teminat altına alınabilmesi için borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczini istemek zarureti doğduğunu beyanla; Müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla borçlular hakkında şimdilik nakdi 10.385.426,00-TL muaccel ve teminatsız alacaklarının güvence altına alınabilmesi için uygun görülecek bir teminat karşılığında borçluların menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları için ihtiyati haciz kararı verilmesini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekilinin talebi üzerine İlk Derece Mahkemesi’ nin 19/03/2019 tarih ve 2019/504 D.İş – 2019/499 sayılı kararı ile; ” alacaklının, borçlulardan yukarıda miktarı yazılı alacağının tahsilinin ifasının temini bakımından vaki isteği İİK’nun 257.maddesinin 1.fıkrasına uygun bulunan alacak rehinme temin edilmemiş ve diğer tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına kafi teminatta alınmış bulunduğundan adı geçen borçluların yukarıda gösterilen malları ile alacaklarını, İİK’nun da muayyen tahditler dairesinde İHTİYATEN HACZİNE, ( ALACAK MİKTARI : 10.385.426,00 TL (Taleple Sınırlı Olmakla) – TEMİNAT MİKTARI: 1.557.814,00 TL – %15 ) … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, borçlular vekili tarafından itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. Borçlular vekili ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde özetle; İtiraz eden borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; itiraz edenlerin kredilerinin KGF kredileri olduğunu, ihtiyati haciz isteyen yanın ilk olarak Beyoğlu …. Noterliğinin 04/3/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek ödeme yapılması, yapılmaması halinde ayrıca hesap kat ihtarnamesinin gönderileceğinin bildirildiğini, hesap kat ihtarnamesinin gönderilerek borçlulara 2 günlük süre verdiği halde henüz hesap kat ihtarnamesinde verdiği süre dolmadan, herhangi bir tebligat yapılmadan süreler işletilmeden, aynı gün ve aynı saatte yasal işlemlere başlandığını, oysa alacağın muaccel bir alacak olmadığını, ne de hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun olduğunu, bu sebeple alınan ihtiyati haciz kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu, ayrıca itiraz edenler hakkında Burhaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/100 Esas sayılı adi konkordato davasında davasında 20/03/2019 tarihinden başlamak üzere geçici mühlet kararı verildiğini belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 24/04/2019 tarih ve 2019/504 D.İş – 2019/499 sayılı Ek Kararı ile; “… İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiştir. 2004 sayılı İİK.nun 265. maddesinde “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.” hükmü bulunmakta olup, yine İİK 265′ inci maddesinde itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. İtiraz eden tarafından esasa yönelik yapılan itirazların, itirazların mahiyeti gereği İİK’nun 265. Maddesinde belirtilen itirazlardan olmaması ayrıca mahkememizden verilen ihtiyati haciz kararının Burhaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/100 Esas sayılı dava dosyasında verilen geçici mühlet kararından önce verilmiş olması sebebiyle ihtiyati hacze itirazın reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; “-İtiraz eden tarafından yapılan itirazların İİK’ nun 265. maddesinde sayılan itirazlardan olmaması, ayrıca mahkememizden verilen ihtiyati haciz kararının konkordato kararından önce verilmiş olması sebebiyle ihtiyati hacze yönelik yapılan itirazın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati hacze itirazlarının reddine ilişkin ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, süresi içerisinde kaldırılmasını talep etme zorunluluğu doğduğunu, Ortada ”muaccel olmuş ” bir alacak söz konusu değilken verilmiş olan ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, İİK 257. maddesinde ihtiyati haciz istenebilme şartlarının belirlenmiş olup, ancak rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş yani muaccel olmuş bir alacak için ihtiyati haciz istenebileceğini, bunun yanı sıra aynı maddede vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilecek istisnaların da sayıldığını, müvekkilleri için ne maddede belirtilen şartların ne de istisnai durumların söz konusu olmadığı, verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle itirazlarının reddine dair kararın kaldırılması gerektiğini, Alacağın muaccel bir alacak olmadığını, ne KGF KREDİLERİNİN KAT EDİLMESİ USULÜNE UYULduğunu ne de hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun olduğunu, usule uygun şekilde ihtiyati haciz istenebilmesi için Davalı tarafça Müvekkillerine en azından hesap kat ihtarı gönderilmesi ve ihtarda belirtilen sürelere uyulmasının beklenmesinin esas olduğunu, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/18237 E., 2015/761 K. sayılı ve 21.01.2015 tarihli kararı ) İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararı ve bu karara karşı yaptıkları itirazın reddine dair kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebeplerinin sanki sadece konkordatodan ibaretmiş gibi ve yetki itirazları hakkında hiçbir değerlendirme yapılmaksızın hüküm kurulmuş olup, bu hükmün kaldırılması gerektiğini, Yerel Mahkemece itiraz sebeplerinin incelenmediğini, yetki itirazları yönünden gerekçeli kararda olumlu – olumsuz hiçbir karar verilmediğini, red kararının gerekçelendirilmediğini ve kendileri tarafından sanki sadece konkordato dosyası sebebi ile itiraz edilmiş gibi hüküm kurulduğunu, bu nedenle anılan hükmün kaldırılması ve itirazları doğrultusunda hukuka aykırı şekilde verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini beyanla; İstinaf taleplerinin kabulü ile usul ve yasaya aykırı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/504 D. İş, 2019/499K. sayılı ve 26.04.2019 tarihli ihtiyati hacze yönelik yapılan itirazlarının reddine ilişkin verilen kararın istinaf incelemesi sonucu ortadan kaldırılarak ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’ sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Uyuşmazlık konusu, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen itirazın reddi kararının yerinde olup olmadığıdır.Alacaklı banka ile … san ve tic. A.ş arasında 28/12/2016 tarihli 18.000.000,00 TL bedelli GKS bulunduğu, sözleşmeye … …Sanayi ve Ticaret A.Ş ile …’in aynı tutar üzerinden müteselsil kefil oldukları, bankanın 10.385.426,00 TL borcun ödenmemesi üzerine 18/03/2019 tarihinde hesabı kat ettiği, borçlulara ödeme için 2 gün süre verdiği sabittir. Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenler itiraz dilekçelerinde kendilerin 15 Ağustos 2018 tarihinde yayınlanan 30510 sayılı yönetmelik ile 21 Kasım 2018 tarihli yönetmelik, 8/10/2018 tarihli … Birliğinin duyurusu ve Cumhurbaşkanlığının 10/10/2018 tarihli kararı uyarınca kendilerine yeniden yapılandırma hakkı tanınmadığını, kendilerine 2 gün süre verilmesine rağmen bu süreye de uyulmadan ihtiyati haciz işlemlerine başlandığını, borçlu ve müteselsil kefil şirketler hakkında Burhaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/100 E sayılı dosyasında adi konkordato başvurusu nedeniyle 20/03/2019 tarihinde geçici mühlet kararı verildiğini öne sürmüşlerdir. Mahkeme itiraz nedenlerinin İİK 265.maddeyle örtüşmediği ve İ.H. Kararının geçici mühlet kararından önce verildiği gerekçesiyle itirazı reddetmiştir. Alacaklı bankanın hesabı kat ettiği tarih itibariyle alacak muaccel hale gelmiştir. Kat ihtarının borçlulara tebliği, temerrütle ilgili olup bu yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir. Kredinin Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli bir kredi olması, talebe konu alacaktan dolayı ihtiyati haciz kararı verilmesine mani değildir. İhtiyati haciz kararı, mahkemenin belirttiği gibi geçici mühlet kararından önce verilmiştir.”Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586’ncı maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. Bu itibarla, mahkemece yukarıda da açıklandığı üzere, kat ihtarının alacağı muaccel hale getirdiği ve ayrıca ihtarın tebliğinin gerekmediği, TBK’nın 586. maddesine göre de borçluya gönderilen kat ihtarnamesinin sonuçsuz kalması halinde müteselsil kefiller hakkında da ihtiyati haciz talep edilebileceği ve İİK’nın 257. madde koşullarının oluştuğu nazara alınarak borçlu kefil …yönünden de ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken…” (Yargıtay 11.H.D. 05/12/2016 T 2016/13792 E-2016/ 9336 K) Borçlulara 2 gün süre verilmesi üzerine ödenmemesi halinde hesabın kat edileceği öne sürülmüş olup, kat ihtarnamesinde böyle bir husus yoktur. Hesap kat edilmiş, borçluların borçlarını tebliğden itibaren 2 gün içinde ödemeleri istenmiş, fiili ödeme tarihine kadar temerrüt faizi işletileceği açıklanmıştır. Borçlular kendileri tarafından yapılandırma talebinde bulunulduğu, bunun dikkate alınmadığı, banka tarafından yapılandırma teklifi yapılmadığı, kredinin böyle kat edilemeyeceği öne sürülmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi İİK 257/1.maddesindeki koşulların oluşması yeterlidir. Borçluların öne sürdükleri hususlar ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını ispata yeterli değildir. Borçlular yetki itirazlarının mahkemece nazara alınmadığını, ihtiyati haczin adresleri mahkemesinde verilmesi gerektiğini öne sürmektedir. GKS’ nin 45. maddesinde yetki sözleşmesi bulunmaktadır. Taraflar tacir olduğu için HMK’nın 17.maddesine göre geçerlidir. Yetki sözleşmesinde anlaşmazlık halinde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu ifade edilmiştir. Açıklanan nedenlerle borçluların yetki itiraz ve istinaf nedenleri yerinde değildir. Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenlerin itiraz ve istinaf nedenleri, İİK’ nın 265. maddesiyle örtüşmediği için istinaf başvurularının HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden borçluların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına; yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden borçlular üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/11/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.