Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2175 E. 2021/1661 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2175 Esas
KARAR NO: 2021/1661 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2014/193 Esas – 2016/790 Karar
TARİH: 29/12/2016
DAVA: Alacak (Üye İşyeri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin mail order yolu ile kredi kartlarından uzaktan satış işlemi yaptığını, dava konusu olan satış işleminde de kendi satış elamanları ile irtibata geçen ve kendisini … olarak tanıtan şahsın kendisinden 10.626,01-TL tutarında ürün sipariş ettiğini, prosedür gereği kendisinden mail ile kredi kartı ve kimlik bilgileri ile kaşeli olarak mail order formu istendiğini, bunların eksiksiz olarak gönderilmesi üzerine bankadan onay alınarak işlemin gerçekleştirildiğini, satılan malların ise aynı gün alıcı tarafça satıcı firmadan teslim alındığını, aynı kişinin daha sonra tekrar kendileri ile irtibata geçip birtakım ürünler için fiyat istediğini, verilen fiyatı kabul ederek ertesi gün Çin’e gideceğini belirterek aynı gün ürünlerin teslimini istediğini, müvekkili tarafından satın alınmak istenen …’in aynı gün yapılabileceğinin, ancak …nin ertesi gün teslim edilebileceğinin söylendiğini, , evde olduğundan kaşenin yanında olmadığını belirtip önceki imzalı mail order ile tahsilat yapılmasını, şirkete geçince imzalı kaşeli halini tekrar göndereceğini bildirip imzaladığı formu müvekkiline gönderdiğini, bunun üzerine mail order sistemi ile birincisinde 29.708,63-TL ikincisinde 881,37-TL olmak üzere toplam 30.590,00 TL tutarında iki çekim yapıldığını, bunlarda da bankadan onay alındığını ve ürünlerin satıcıdan teslim alındığını, ertesi gün iphone teslim alacakları için çekim işleminin ne şekilde olacağı sorulduğunda aynı kredi kartından çekileceğini belirttiğini, kart sahibinin ortağı olduğunu ve bu kartın da ek kart olduğunu söylediğini, ancak daha önce tahsilat yapılan bu karttan bu sefer 4.000,00 TL civarında bir tutar için bankanın onay vermemesi sonucu banka ile irtibata geçilip sebebi sorulduğunda kart üzerinde çalıntı kaydının bulunduğunun belirtildiğini, bunun üzerine müvekkilinin dolandırıldığını anlayarak savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, bu tür satışlarda bankanın onay vermesi sonucu işlem yapıldığını, bu dolandırıcılığın ortaya çıkmasından sonra satıcı … şirketi 11/07/2013 tarihinde 29.708,63-TL lik tutar ile satıcı … şirketi 11/07/2013 tarihinde 10.626,00-TL lik kısmı müvekkil şirketin hesabına borç kaydederek bu miktarı müvekkilinden tahsil ettiklerini, bu işlemlerde müvekkilinin değil bankanın kusurlu olduğunu, davalı banka bu işlemlere onay verdiği için müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek 40.334,63 TL’nin 11/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafça sözü edilen 4.000,00 TL bedelli işleme ilişkin olarak müvekkili nezdinde herhangi bir kayıt veya belge bulunmadığını, mail order yoluyla gerçekleştirilen işlemlerde işlemin güvenli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için firmanın işlem ve kart hamiline ilişkin bilgileri kontrol etmesi gerektiğini, ayrıca kart hamilinin kimlik ve kredi kartının arkalı önlü fotokopisini de mail order formu ile birlikte talep etmesi gerektiğini, aksi halde sorumluluğunun firmaya ait olacağını, dava konusu olayda davacının yükümlülüklerinin sadece mail order kuralları gereği değil aynı zamanda taraflar arasında akdedilen Üye İşyeri Sözleşmesinden de kaynaklandığını, davacı işyerine gerçekleşen harcamalara ilişkin olarak kredi kartı hamilinin harcamaya onay vermediğini belirterek müvekkiline başvurduğunu ve harcamalara ilişkin belgelerin davacıdan talep edildiğini, ancak davacı tarafından gönderilen belgelerle harcamanın kart hamili tarafından yapıldığının kanıtlanamadığını, nitekim yapılan incelemede harcamaların kart hamilleri tarafından değil 3.kişiler tarafından yapıldığının tespit edildiğini, öncelikle davacının bu işlemlere ilişkin olarak nezdinde bulunması gereken belgelerin tamamını iletemediğini, kredi kartı hamillerinin … ve … olduğunu, oysa davacı tarafından gönderilen belgelerde mail order işlemi için kullanılan kredi kartının … adına düzenlendiğinin görüldüğünü, işlemlerin gerçekleştirildiği kartlar şirket kartları olmakla birlikte …’ın şirketlerle hiçbir bağlantısının bulunmadığını, dolayısıyla itirazların haklı olduğu sonucuna varıldığını, müvekkilinin bu olayda kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin Üye İşyeri Sözleşmesinin 9. ve 12.maddesine uygun davrandığını, yine davacı ile imzalanan Elektronik Ticaret Sözleşmesi gereğince de davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 29/12/2016 tarih ve 2014/193 Esas 2016/790 Karar sayılı Kararı ile; ” ….… taraflar arasındaki sözleşme ve tüm dosya kapsamı itibari ile yapılan değerlendirmede, bilirkişi raporundaki açıklamaların mevzuat ve uygulamaya göre yerinde olduğu, olay sıralaması ve taraf beyanlarının değerlendirilmesinin açık ve ayrıntılı şekilde yapıldığı, mahkememizce hükme esas alınmaya elverişli olduğu kanaatine varılarak, bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı tarafın talepleri bakımından davalı tarafın herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı ….” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin zararı ile davalı bankanın onayı arasında illiyet bağı bulunmakta olduğunu, zira müvekkilinin kendisine belgeleri ile birlikte gönderdiği mail order işlemlerine gerekli ve yeterli incelemeyi yaparak onay vermiş olsa idi zararın meydana gelmeyeceğini, mail order talebi üzerine kartın kayıtlarında başka kişi adına kayıtlı olduğu veya kart türünün farklı göründüğü, bu nedenle onay verilmediği şeklinde cevap verilebileceğini, chargeback kurallarının ancak müvekkilince mail order işlemine ilişkin bilgilerin bankaya temin edilmemesi halinde söz konusu olabileceğini, belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki elektronik ticaret sözleşmesi ve üye iş yeri sözleşmesi kapsamında yapılan satış işlemlerinden dolayı gelen chargeback itirazları nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Uluslararası Kart Kurallarına uygun olarak taraflar arasında bila tarihli Üye İşyeri Sözleşmesi ve 04/11/2010 tarihli Elektronik Ticaret Sözleşmesi akdedilmiş olup, Üye İşyeri Sözleşmesi uyarınca davacıya mail order yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Mail order, kart hamilinin kredi kartı ile ödeme yapmak istediğini bildirir bir kredi kartı ödeme talimatı olup, kart hamili satın almak istediği mal veya hizmeti alışveriş yaptığı firmaya iletir ve firma tarafından kendisine mail order formu onaylanmak üzere gönderilir. Ödeme işlemi, kart hamilinin mail order formunda yer alan bilgiler doldurarak kimlik doğrulamasında kullanılmak üzere gerekli diğer belgelerle birlikte firmaya gönderilmesi ile tamamlanır. İşlemin güvenli şekilde gerçekleştirilebilmesi için firmanın işlem ve kart hamiline ilişkin bilgileri kontrol etmesi gerekir. Bu kontrolü yaparken kart bankası ile irtibatta olması gerekli olup, aksi halde sorumluluk firmaya ait olacaktır. Keza gerek Üye İşyeri Sözleşmesinin 9/4 ve 12.maddeleri, gerekse Elektronik Ticaret Sözleşmesinin 3/4 ve 9.maddeleri de bu yönde düzenlenmiş olup, buna göre üye işyeri, geçerli ve gerçek bir kredi kartı olmadan yapılan işlemler, üye işyeri sahibi, personeli veya 3.şahısların ihamli veya suiistimalinin bulunduğu işlemler, dolandırıcılık veya sahtecilik olaylarına zemin hazırlayan eylemler nedeniyle bankanın yapacağı ödemelerden kendisinin sorumlu olduğu kabul ve taahhüt etmektedir. Kredi kartı ile yapılan bir işlemin ihtilafa dönüşmesi halinde, kart sahibi bankanın, işlem tutarını, işyerine ödeme yapan bankadan geri alma hakkı ve imkanı vardır, bu işleme Ters İbraz (chargeback ) adı verilmektedir. Harcama tarihlerinden itibaren belli süreler içinde harcamalara itiraz edilmesi halinde, kart çıkaran bankanın, harcamanın yapıldığı iş yerine ödemeyi yapan bankadan geri isteme hakkı vardır. Somut olayda, 31/05/2013 ve 03/06/2013 tarihlerinde iki farklı kredi kartı ile işlemler yapılmış ve davacı tarafça kart hamilleri … ve … olarak bildirilmiş ise de, bankaya yapılan itiraz üzerine 31/05/2013 tarihinde yapılan harcamaya ilişkin kart hamilinin … olduğu, … isimli kişinin başka harcamalar da yaptığı görüldüğünden açık bir şekilde kart bilgilerinin kopyalandığı ve 03/06/2013 tarihinde yapılan harcamaya ilişkin kart hamilinin … olduğu ve bankaca kart bilgilerinin doğrulanmadığı bilgisinin verildiği tespit edilmiş olup, hamiller tarafından harcama yapılmadığının anlaşılması nedeniyle kart hesaplarına söz konusu tutar kadar alacak geçilmesi uluslararası kurallar gereğidir. İtiraz nedeniyle harcamaların hamilden tahsil edilememesi halinde ise açık sözleşme hükümleri uyarınca sorumluluk üye iş yerine ait olacağından bankanın buna neden olan olay ve işlemlerden sorumlu tutulamayacağı açıktır. O halde mahkemece davanın reddi yönünde verilen kararda isabetsizlik görülmemiş olup, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/11/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.