Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2121 E. 2019/1476 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2121
KARAR NO : 2019/1476
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME :İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :11/07/2019(İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İlişkin Ara Karar)
DOSYA NUMARASI :2019/413 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
KARAR TARİHİ : 23/10/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; payları davalılara ait dava dışı … Tic. A.Ş hisselerinin, davacılara satışının kesinleşmiş mahkeme kararı ile geçersiz hale geldiğini ileri sürerek; hisse devir bedelinin şimdilik 50.000 USD’sinin, hisse devrine konu proje için yapılan masraflar için şimdilik 100.000 TL’nin ve sözleşme hükümsüzlüğü nedeniyle uğranılan zarardan şimdilik 100.000 TL’nin davalılardan tahsilini ve davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 11/07/2019 tarih ve 2019/413 Esas sayılı ara kararı ile;
” … Talep, davalılar aleyhine açılan alacak ve tazminat davasında ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
HMK 389. maddesi gereğince, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
Somut olayda dava, alacak davası olup, üzerine tedbir konulması istenilen taşınır ve taşınmaz mallar dava ve uyuşmazlık konusu değildir. Bu nedenle koşulları oluşmayan tedbir isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile;
” Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın geçici hukuki koruma sağlanması ve telafisi imkansız sonuçların önlenmesi amacına aykırı olarak, “haksız”, “maddi ve hukuki” olgu ve dayanaklardan yoksun olduğunu ve bu kararın telafisi imkansız zararlara ve mağduriyete yol açtığını,Yerel Mahkeme tarafından her ne kadar İhtiyat-i Tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; tüm dosya içeriği ve mevcut delil durumuna aykırı olduğunu, karara karşı istinaf yoluna başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu, İhtiyati Tedbirin, nitelik itibari ile bir hukuki koruma özünde, taşınır ve taşınmaz malların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi amacı bulunduğundan, ihtiyati tedbirin koşullarının oluşup, oluşmadığı incelenirken, salt uyuşmazlık konusu olup olmadığı değerlendirilirse, telafisi imkansız zararlara yol açılacağını, 6100 sayılı HMK 389. md. (Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen İMKANSIZ hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLEBİLİR.” ) hükmü gereğince; müvekkillerinin haklılığının çekişmesiz bir hale geldiğini ve “ihtiyati tedbirin” tüm koşullarının somut olayda oluştuğunu, davalılar adına kayıtlı taşınmaz tapu kaydı üzerine 3. şahıslara devir ve satışını ve her türlü tasarrufunun önlenmesi zımnında “ihtiyat-i tedbir kararı” verilmesi gerektiğini,
İhtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini beyanla; Yerel Mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına ve davalılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
İstinaf açısından uyuşmazlık konusu, ihtiyati tedbir kararı verilme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. HMK’nın 389/1 maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmü düzenlenmiştir. Maddeye göre şartların mevcut olması durumunda ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararında belirttiği gibi dava, alacak davası olup, üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilen davalı malvarlığı uyuşmazlık konusu değildir. İlk derece mahkemesinde görülen davada uyuşmazlık konusu, dava konusu hisse devir sözleşmesinin geçersiz olup olmadığı, bu bağlamda davacıların davalılardan alacaklı olup olmadıkları ve miktarıdır. Davacıların istinaf nedenleri, davacıların haklarını elde etmelerinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zararın doğacağı iddiasıdır. HMK’nın 389/1.maddesindeki ifadenin son bölümü maddenin esası olup, uyuşmazlık konusu olmayan hususlarda hiçbir koşulda ihtiyati tedbir kararı verilemez.
Sonuç olarak, uyuşmazlığı esastan çözecek olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre; ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/10/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.