Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2116 E. 2019/1544 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2116
KARAR NO : 2019/1544
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 26/06/2019 ( Ek Karar)
DOSYA NUMARASI : 2019/256 D.İş – 2019/255 Karar
DAVA: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 06/11/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz isteyen vekili sunmuş olduğu 15/05/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle; borçlu … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.’nin müvekkili bankadan 14.09.2011 tarihli sözleşeme ile 20.000,00-TL, 26.08.2015 tarihli sözleşme ile 500.000,00-TL ve 30.05.2017 tarihli sözleşme ile 700.000,00-TL olmak üzere toplam 1.220.000,00-TL ticari kredi kullandığını, borçlulardan …ın borçlu şirketin ortağı ve kredi sözleşmelerinin müşterek ve müteselsil kefili olarak 28.07.2016 tarihinde vefat ettiğinden borç sorumluluğunun mirasçılarına ait olduğunu, diğer borçluların ise 26.08.2015 tarihli kredi sözleşmesinin müşterek ve müteselsil kefilleri olduğunu, …’ın ise borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi olduğunu beyan etmiştir. Kredi borçlularının kredi taksitlerini ödememesi nedeniyle Büyükçekmece ….Noterliği’nin 03.12.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlu şirkete, mirasçılarına ve kefillere ihtar edildiğini, borcun ödenmediğini bu nedenle borçluların icra takibinden haberdar oldukları takdirde mallarını kaçırma ihtimaline karşı toplam 449.573,17-TL alacak tutarı için borçluların borca yeter tutarda menkul ve gayrimenkul mallarıyla 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNİ ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesini talep ettiği; bu talep üzerine ilk derece mahkemesinin 15/05/2019 tarihli kararı ile; ” ALACAKLI BANKANIN VARLIK FONUNA DEVREDİLEN BANKALARDAN OLMASI NEDENİYLE 6741 SAYILI KANUNUN 8/2 MADDESİ GEREĞİNCE TALEBİN TEMİNATSIZ KABULÜ İLE İİK ‘ nın 257/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz isteyen alacaklının yukarıda belirtilen 449.573,17-TL alacağının tahsilini sağlamak için borçluların borca yeter miktardaki yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır , taşınmaz malları ile üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNE, ” karar verdiği anlaşılmıştır. Gerçek kişi borçlular vekili sunmuş olduğu ayrı ayrı itiraz dilekçelerinde özetle; alacaklı lehine verilen ihtiyati haciz kararının yasal olmadığını, asıl borçlu olan … LTD ŞTİ tarafından kullanılan 3 ayrı kredi sözleşmesine istinaden kefiller aleyhine tüm sözleşmelerde imzaları varmış gibi talep de bulunulduğunu, ayrıca kefalet belgesinin tek bir sayfa olarak düzenlenip imzalattırıldığını, sözleşmenin tamamında kefillerin imzası bulunmadığını, verilen ihtiyati haciz kararının müvekkillerinin mağduriyetlerine sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararının müvekkilleri yönünden kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden/ alacaklı vekili duruşma beyanlarında özetle; her bir sözleşmenin bağımsız ayrı bir sözleşme olmadığını, kullanılan kredinin limit arttırıldıkça uygulanan rotatif (becayiş) sözleşme olduğunu, itiraz edenlerin itirazlarının yasal olmadığını, bu nedenlerle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/06/2019 tarih ve 2019/256 D.İş Esas – 2019/255 Karar sayılı ek kararında; ” … Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre bir kısım borçluların murisi olan … 28/07/2016 tarihinde vefat ettiği, vefat tarihi itibariyle … yalnızca 14/09/2011 tarihli 40.000-TL’lik sözleşmede imzası bulunduğu, diğer alacağın konusunu teşkil eden sözleşmelerde … imzası bulunmadığını, bu bağlamda icra takibine konu alacak miktarı da dikkate alındığından … mirasçılarının ihtiyati hacze alacaktan sorumlu tutulamayacağı, ancak … mirasçılarından … aynı zamanda bağımsız olarak kefaleti bulunduğu dikkate alınarak … dışındaki mirasçılar yönünden ihtiyati haczin kaldırılmasına, diğer gerçek kişi borçlular yönünden ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın İİK 265/1 maddesinde ön görülen nedenlere dayanmadığı, söz konusu itirazın ancak açılacak esas davada değerlendirilebileceği dikkate alınarak reddine karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile; İtiraz edenler vekilinin itirazının KISMEN KABULÜ ile mahkememizin 2019/256-255 D.İŞ sayılı kararıyla verilen ihtiyati haciz kararının borçlular … mirasçıları olan … yönünden KALDIRILMASINA, diğer borçlular yönünden yapılan itirazın İİK 265/1 maddesinde ön görülen nedenlerden olmadığından REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden/borçlu … vekili, ihtiyati hacze itiraz eden/borçlu … vekili ve ihtiyati haciz talep eden / alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden/borçlu … vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının müvekkili … yönünden verilen ihtiyati haciz kararının yasaya ve usule aykırı olduğunu, Davacı/alacaklı borcun hangi kredi sözleşmesinden doğduğunu kötüniyetli olarak gizlediğini, davacı banka, her üç kredi sözleşmesinin kefillerini de müşterek borçlu yapabilmek için açılan işbu davada ve icra takibinde borcun sebebine üç kredinin de ismini yazarak borçlandırma yoluna gittiğini, oysa ki davaya konu borcun 30.05.2017 tarihli krediden neşet etmekte olup daha önce akdolunan kredi sözleşmesinin kefillerini kesinlikle bağlamadığını, işbu nedenle verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili, sorumluluğunda olmayan ve tarafı olmadığı işlemlerden dolayı asıl borçlunun tüm borçlarına oldu bitti ile müşterek borçlu yapılmak istendiğini, bu nedenle verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, kaldırılmasının gerektiğini, ancak ihtiyati haczin kaldırılması talebinin müvekkili yönünden reddedildiğini, Yerel Mahkeme diğer müvekkilleri muris … mirasçıları ile ilgili olarak ihtiyati haciz kararını değerlendirirken üç ayrı sözleşme olduğu değerlendirmesini yaptığını, ancak müvekkili …yönünden sözleşmelerin bağımsızlığının değerlendirilmediğini, İhtiyati haciz kararına konu kredilerin özelliği gereği çekilen kredi kapanmadan diğer yeni bir kredi kullandırılamadığını, bu nedenle kredi kullanıcısı …Ticaret Limited Şirketinin davacı tarafça iddia edildiği gibi 450.000 TL borcu var ise iş bu borcun 30.05.2017 tarihli kredi sözleşmesinden doğan borcun olacağını, bu kredinin ise müvekkilinin kefil edildiği krediden yaklaşık iki yıl sonra yapılan sözleşme kapsamında çekilen kredinin olduğunu, müvekkilinin kefaletinin bulunmadığını, bu nedenle de verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, kaldırılmasının gerektiğini, Müvekkili … asıl borçlu …Sanayi Ticaret Limited Şirketinin takip alacaklısı … Bankası A.Ş den 26.08.2015 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesine dayalı olarak kullandığı krediye takip alacaklısı tarafından ilgili yasalarda aranan şekil şartlarına ve içeriğine uygun olmaksızın hukuka aykırı olarak kefil tutulduğunu, Borçlar Kanunu 583.maddesi vd. ilgili maddeleri kefalet sözleşmelerinde kefilin borcun sebebini, kefil olunan tutarı, müşterek kefillik var ise bu durumu kendi el yazısı ile yazarak imzalamasının gerektiğini, kefalet belgesindeki içeriğin hiçbiri müvekkilin el ürününün olmadığını, Hukuka aykırı olarak düzenlenen kefalet belgesine bakıldığında belgede asıl borçlunun ismi … olarak yazılmış olup şirketin tam olarak isminin dahi belirtilmediğini, yine kefalet belgesinin incelenmesinde tüm kefillere ait alanlar aynı kişi tarafından doldurulduğunun gözüktüğünü, bu nedenle müvekkili … hukuka uygun bir kefalet beyanı olmadığından dolayı kefaletten doğacak herhangi bir borcunun bulunmadığını, İhtiyati haciz isteyen alacaklı … Bankası A.Ş 14.09.2011 tarihli kredi kapatıldıktan sonra … Sanayi Ticaret Limited Şirketine 26.08.2015 tarihinde ayrı bir sözleşme ile 500.000 TL kredi kullandırıldığını ve iş bu kredi kapatıldıktan sonra da yine aynı şirkete 30.05.2017 tarihli ayrı bir sözleşme ile 700.000 TL kredi kullandırıldığını, alacaklı tarafın her bir kredi dosyası için ayrı kredi sözleşmesi ve kefillik sözleşmesi tanzim ettiğini, dava dosyasında davacı tarafça sunulan kredi dosyalarına vd. belgelere bakıldığında her bir kredi sözleşmesi için kredi sözleşmeleri ile aynı tarihli kefillik sözleşmesinin yapıldığını, bu hususun tüm kefillerin tüm krediler için kefil olduğu iddiasını çürüttüğünü, 14.09.2011 tarihli kredi sözleşmesi ile imzalanan kefillik belgesinde kefil olarak … 26.08.2015 tarihli kredi sözleşmesi ile aynı gün imzalanan kefalet belgesinde kefil olarak … ve … 30.05.2017 tarihli kredi sözleşmesi ile aynı gün imzalanan kefalet belgesinde kefil olarak … gözüktüğünü, yani alacaklı banka her bir kredi sözleşmesini ayrı ayrı yaptığını ve ayrı ayrı kefiller ile teminatlandırma yoluna gidildiğini, buna rağmen asıl kredi borçlusunun kullandığı tüm kredileri ve kefalet sözleşmelerini aynı torbada toplayarak müşterek sorumluluk oluşturma çabasının hukuken geçersiz olduğunu, Müvekkil ….hukuka aykırı şekilde imzalatılan kefalet belgesinin 26.08.2015 tarihli Kredi Sözleşmesine ilişkin olduğunu ve iş bu kredi asıl borçlu tarafından bankaya ödenerek kapatıldığını, kredinin becayiş kredisi olduğunu, kredi ödendiği için asıl borçluya tekraren 30.05.2017 tarihli becayiş kredisinin kullandırıldığını, asıl borçlunun 14.09.2011 ve 30.05.2017 tarihli kredi sözleşmeleri ile kullandığı kredilerde müvekkilinin geçerli yada geçersiz herhangi bir şekilde kefalet beyanının olmadığını, banka hukuka aykırı olarak imzalattığı kefalet belgesi ile müvekkilleri gerek geçmişe dayalı gerekse de geleceğe dönük olarak asıl borçlunun kullandığı yada kullanacağı tüm kredilere ilişkin tamamen ipotek altına almaya çalıştığını, bu duruma hukuken cevaz verilmesinin mümkün olmadığını, İlk derece mahkemesinden 14.09.2011, 26.08.2015 ve 30.05.2017 tarihli genel kredi sözleşmelerine konu kredilerin geri ödenmesine ilişkin ödeme belgelerinin ve hesap ekstrelerinin, talebe konu borcun hangi tarihte kullanılan krediye ilişkin olduğunun davacı bankaya sorulması, bilgi ve belgelerin bankadan istenilmesi talep edildiğini ancak ilk derece mahkemesi bankadan ödeme dekontları, ve talep ettiği diğer bilgi ve belgeleri istemeden müvekkili yönünden ihtiyati haczin kararının kaldırılmasını talebini reddettiğini, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ihtiyati hacze kararına itirazının kabulü ile müvekkili hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, vekalet ücretinin ve dava giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İtiraz eden/borçlu … vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının müvekkili … yönünden verilen ihtiyati haciz kararının yasaya ve usule aykırı olduğunu, Davacı/alacaklı borcun hangi kredi sözleşmesinden doğduğunu kötüniyetli olarak gizlediğini, davacı banka, her üç kredi sözleşmesinin kefillerini de müşterek borçlu yapabilmek için açılan işbu davada ve icra takibinde borcun sebebine üç kredinin de ismini yazarak borçlandırma yoluna gittiğini, oysa ki davaya konu borç 30.05.2017 tarihli krediden neşet etmekte olup daha önce akdolunan kredi sözleşmesinin kefillerini kesinlikle bağlamadığını, işbu nedenle verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu,Müvekkili, sorumluluğunda olmayan ve tarafı olmadığı işlemlerden dolayı asıl borçlunun tüm borçlarına oldu bitti ile müşterek borçlu yapılmak istendiğini, bu nedenle verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, kaldırılmasının gerektiğini, ancak ihtiyati haczin kaldırılması talebinin müvekkili yönünden reddedildiğini,Yerel Mahkeme diğer müvekkilleri muris … mirasçıları ile ilgili olarak ihtiyati haciz kararını değerlendirirken üç ayrı sözleşme olduğu değerlendirmesini yaptığını, ancak müvekkili … yönünden sözleşmelerin bağımsızlığının değerlendirilmediğini, İhtiyati haciz kararına konu kredilerin özelliği gereği çekilen kredi kapanmadan diğer yeni bir kredi kullandırılamadığını, bu nedenle kredi kullanıcısı …Sanayi Ticaret Limited Şirketinin davacı tarafça iddia edildiği gibi 450.000 TL borcu var ise iş bu borcun 30.05.2017 tarihli kredi sözleşmesinden doğan borcun olacağını, bu kredinin ise müvekkilinin kefil edildiği krediden yaklaşık iki yıl sonra yapılan sözleşme kapsamında çekilen kredinin olduğunu, müvekkilin kefaletinin bulunmadığını, bu nedenle de verilen ihtiyati haciz kararı hukuka aykırı olduğunu, kaldırılmasının gerektiğini,Müvekkili … asıl borçlu …Sanayi Ticaret Limited Şirketinin takip alacaklısı … Bankası A.Ş den 26.08.2015 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesine dayalı olarak kullandığı krediye takip alacaklısı tarafından ilgili yasalarda aranan şekil şartlarına ve içeriğine uygun olmaksızın hukuka aykırı olarak kefil tutulduğunu, Borçlar Kanunu 583.maddesi vd. ilgili maddeleri kefalet sözleşmelerinde kefilin borcun sebebini, kefil olunan tutarı, müşterek kefillik var ise bu durumu kendi el yazısı ile yazarak imzalamasının gerektiğini, kefalet belgesindeki içeriğin hiçbiri müvekkilin el ürününün olmadığını, Hukuka aykırı olarak düzenlenen kefalet belgesine bakıldığında belgede asıl borçlunun ismi … olarak yazılmış olup şirketin tam olarak isminin dahi belirtilmediğini, yine kefalet belgesinin incelenmesinde tüm kefillere ait alanlar aynı kişi tarafından doldurulduğunun gözüktüğünü, bu nedenle müvekkili … hukuka uygun bir kefalet beyanı olmadığından dolayı kefaletten doğacak herhangi bir borcunun bulunmadığını,İhtiyati haciz isteyen alacaklı … Bankası A.Ş 14.09.2011 tarihli kredi kapatıldıktan sonra … Ticaret Limited Şirketine 26.08.2015 tarihinde ayrı bir sözleşme ile 500.000 TL kredi kullandırıldığını ve iş bu kredi kapatıldıktan sonra da yine aynı şirkete 30.05.2017 tarihli ayrı bir sözleşme ile 700.000 TL kredi kullandırıldığını, alacaklı tarafın her bir kredi dosyası için ayrı kredi sözleşmesi ve kefillik sözleşmesi tanzim ettiğini, dava dosyasında davacı tarafça sunulan kredi dosyalarına vd. belgelere bakıldığında her bir kredi sözleşmesi için kredi sözleşmeleri ile aynı tarihli kefillik sözleşmesinin yapıldığını, bu hususun tüm kefillerin tüm krediler için kefil olduğu iddiasını çürüttüğünü, 14.09.2011 tarihli kredi sözleşmesi ile imzalanan kefillik belgesinde kefil olarak …, 26.08.2015 tarihli kredi sözleşmesi ile aynı gün imzalanan kefalet belgesinde kefil olarak …, 30.05.2017 tarihli kredi sözleşmesi ile aynı gün imzalanan kefalet belgesinde kefil olarak … gözüktüğünü, yani alacaklı banka her bir kredi sözleşmesini ayrı ayrı yaptığını ve ayrı ayrı kefiller ile teminatlandırma yoluna gidildiğini, buna rağmen asıl kredi borçlusunun kullandığı tüm kredileri ve kefalet sözleşmelerini aynı torbada toplayarak müşterek sorumluluk oluşturma çabasının hukuken geçersiz olduğunu, Müvekkil … hukuka aykırı şekilde imzalatılan kefalet belgesinin 26.08.2015 tarihli Kredi Sözleşmesine ilişkin olduğunu ve iş bu kredi asıl borçlu tarafından bankaya ödenerek kapatıldığını, kredinin becayiş kredisi olduğunu, kredi ödendiği için asıl borçluya tekraren 30.05.2017 tarihli becayiş kredisinin kullandırıldığını, asıl borçlunun 14.09.2011 ve 30.05.2017 tarihli kredi sözleşmeleri ile kullandığı kredilerde müvekkilinin geçerli yada geçersiz herhangi bir şekilde kefalet beyanının olmadığını, banka hukuka aykırı olarak imzalattığı kefalet belgesi ile müvekkilleri gerek geçmişe dayalı gerekse de geleceğe dönük olarak asıl borçlunun kullandığı yada kullanacağı tüm kredilere ilişkin tamamen ipotek altına almaya çalıştığını, bu duruma hukuken cevaz verilmesinin mümkün olmadığını, İlk derece mahkemesinden 14.09.2011, 26.08.2015 ve 30.05.2017 tarihli genel kredi sözleşmelerine konu kredilerin geri ödenmesine ilişkin ödeme belgelerinin ve hesap ekstrelerinin, talebe konu borcun hangi tarihte kullanılan krediye ilişkin olduğunun davacı bankaya sorulması, bilgi ve belgelerin bankadan istenilmesi talep edildiğini ancak ilk derece mahkemesi bankadan ödeme dekontları, ve talep ettiği diğer bilgi ve belgeleri istemeden müvekkili yönünden ihtiyati haczin kararının kaldırılmasını talebini reddettiğini, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ihtiyati hacze kararına itirazının kabulü ile müvekkili hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, vekalet ücretinin ve dava giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İhtiyati haciz talep eden/alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle;… Tic. LTD. ŞTİ.’nin Müvekkili banka ile 14.09.2011 tarihinde yaptığı becayiş kredi sözleşmesinde o tarihteki şirket ortağı ve yetkilisi müteveffa … 20.000 TL limite kadar kefil olduğunu, sözleşme hükümleri çerçevesinde daha sonra kredi limiti artırımının talep edildiğini, 26.08.2015 tarihinde yeni kefil alınarak sözleşmede bulunan kredi limitinin artırıldığını, şirket ortağı … 28.07.2016 tarihinde vefat ettiğini, yine şirket ortağı olan eşinin 15.03.2017 tarihinde vefat ettiğini, vefat eden şirket ortaklarının borç ve yükümlülükleri, hakları gibi mirasçılarına intikal ettiğini,Kredi sözleşmeleri ile taahhüt edilen yükümlülüklerin kredi borçlusu tarafından yerine getirilmemesi üzerine Büyükçekmece …. Noterliği’nin 03.12.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile işbu yargılamada karşı taraf sıfatlı kişilere sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmediğinin bildirildiğini, ödeme yapmaları için sürenin verildiğini, ihtarnamede karşı tarafların …ve … varisleri olduğunun belirtildiğini, kredi borçlusu şirketin, mirasçı borçluların ve kefillerin ihtar edilen hususlara hiçbir itirazının olmadığını, … San.Tic.Ltd.Şti. müvekkilim bankadan borçluların da belirttiği üzere becayiş (rotatif) kredisinin kullandığını, ilk sözleşme tarihi olan 14.09.2011 ve 2. sözleşme tarihi olan 26.08.2015’te bahsi geçen şirketin ortağı ve yetkilisi olan …ile ….vefat ettiğini, vefat eden şirket ortaklarının mirasçıları sıfatı ile borçlulardan … hakkında ihtiyati haciz talep edildiğini, ekte sunulan Ticaret Sicil Gazetesinin 08.11.2016 tarih, 9193 sayılı nüshasının 172 sayfasında …’ın 28.07.2019 tarihinde vefatı nedeniyle şirket sermayesinin murise ait kısmının veraset ilamına göre mirasçılara intikal ettiğinin ilan edildiğinin görüldüğünü,İtiraz dilekçesinde müvekkili bankanın itiraz edenlere herhangi bir şekilde ihtarname keşide etmeden direkt ihtiyati haciz talep ettiğinin iddia edildiğini, ancak gerçeğin bu şekilde olmadığının dosya da mübrez Büyükçekmece …. Noterliği’nin 03.12.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinden açıkça görüldüğünü, ihtarname tebliğ edilemeyen ilgililere tekrar gönderilmiş ve yasal yükümlülük yerine getirildiğini, haklarında ihtiyati haciz kararı kaldırılan mirasçılar, becayiş kredi sözleşmelerinin 9. kefalet başlıklı maddesinin özellikle f-g-h-i bentleri gereğince ve mirasçılık sıfatları ile borçlardan sorumlu olduklarını,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Uyuşmazlık, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine mahkemece itirazın reddi ve bir kısım borçlular yönünden itirazın kabulü yönünde verilen kararın yasa ve usule, dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktasındadır.İhtiyati hacze itiraz ve istinaf eden muterizler, banka alacağının muaccel olmadığını, kefilliklerinin sona erdiğini, takibe itiraz ettiklerini belirtmişlerdir. Alacaklı banka ile kredi sözleşmesi imzalayan … SANAYİ VE TİCARET LTŞ. Arasındaki birden fazla genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi hesaplarının alacaklı banka tarafından Büyükçekmece …. Noterliği’ nin 03/12/2018 tarih ve … yevmiye no.lu hesap kat ihtarnamesiyle kesildiği ve ihtarların kredi borçlusu ve kefillerin sözleşmedeki adreslerine tebliğe çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Dayanak Genel kredi sözleşmelerinin maddesine göre banka tarafından hesabın kat edilmesiyle, alacak muaccel hale gelmiştir. Zira hesap kat ihtarı İİK’nın 68/b niteliğinde olup, cari hesap şeklinde işleyen kredilerde hesabın kat edilmesiyle başkaca bir işleme gerek dahi olmadığından alacak muaccel olmuştur. Somut olayda, ihtiyati haciz talep eden banka ile asıl borçlu arasında birden fazla genel kredi sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmelerde, müşteri ve kefillerin sözleşmede yazılı adreslerini kanuni ikametgah kabul ettiklerinin ve bu adrese yapılacak her türlü tebligatın geçerli olacağının belirtildiği, talep eden tarafından kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmediği gerekçesiyle hesabın kat edilerek, kat ihtarının asıl borçlu ile kefillere tebliğe çıkartıldığı ve asıl borçlunun sözleşmedeki adresine çıkartılan işbu ihtarın tebliğ edildiğinin noter evraklarından anlaşılması karşısında, kat ihtarının ayrıca kefillere tebliği şartı aranmayacağından, asıl borçluya tebliğe rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle muteriz kefiller yönünden TBK’.nın 586. maddesindeki koşulların oluştuğunun kabulü gerekecektir.
Dosyada kredi sözleşmeleri, kat ihtarı ve taraflar arasındaki ilişkiyi yansıtır şekilde tüm evrak bulunmaktadır. Mahkemenin bunları nazara alarak ihtiyati haciz kararı verdiği anlaşılmaktadır. İİK’nın ihtiyati haciz koşullarını düzenleyen 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceğinin hükme bağlandığı, muaccel alacaklar için İİK’nın 257/2 maddesi şartlarının gerçekleşmesinin gerekmediği, bu koşullar da vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para alacağının varlığı konusunda mahkemenin kanaat sahibi olmasıdır. Borçluların ileri sürdükleri itiraz sebepleri de İİK.nun 265. maddesinde sayılan sınırlı nedenlerden olmadığı, muterizler vekili ve alacaklı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında detaylı şekilde tartışılıp değerlendirildiği, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, muterizler vekili ve alacaklı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dosya kapsamı, mahkemenin gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, alacaklı ile ihtiyati hacze itiraz eden borçluların istinaf başvurularının HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından ayrı ayrı yatırılan 121,30′ ar TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı alacaklı vekili ile ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından ayrı ayrı istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına; yatırılan harçların hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/11/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.