Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2098 E. 2021/1521 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2098 Esas
KARAR NO: 2021/1521 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/267 Esas – 2019/480 Karar
TARİH: 19/04/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, … nolu Nakliyat Emtia Sigortası ile müvekkili şirket tarafından teminat altına alınan dava dışı … A.Ş.’ne ait gemi yük vincinin davalı şirket tarafından gerçekleştirilen nakliye sırasında hasara uğradığını, müvekkili şirket tarafından yapılan ekspertiz çalışması sonucu tespit olunan hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, söz konusu hasardan taşıma işini gerçekleştiren davalı taşıyıcının sorumlu olduğunu, rücu talebini içerir yazının sonuçsuz kalması üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava dışı … A.Ş. dava konusu emtiayı Polonya’da mukim alıcı … ünvanlı şirkete “CİF” olarak sattığından taşımaya konu eşyada meydana gelen hasardan ötürü davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu uyuşmazlığa CMR hükümlerinin uygulanması gerektiğini, taşımaya konu eşyada meydana gelen hasarın ambalaj/ yükleme ve istiflemeden kaynaklanması halinde taşıyıcının sorumlu tutulamayacağını, ayrıca sigortacının halefiyet hakkına bağlı olarak taşıyıcıdan talep edebileceği hasar tazminatının CMR 25 md ne göre sigortalının taşıyıcıdan isteyebileceği tazminat ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuş, söz konusu taşımaların … Sigorta A.Ş ve … sigorta A.Ş tarafından teminat altına alındığından bahisle rücuen tazminat taleplerinin yöneltilmesi yönünden davanın adı geçen sigorta şirketlerine ihbarını talep etmiştir. İhbar olunan … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dahili davalı sıfatı taşımadığını, davalı … A.Ş tarafından organize edilecek taşımaların müvekkili şirket nezdinde … nolu 31/08/2016 – 01/01/2018 vadeli poliçe gereğince sigortalı olduğunu, söz konusu poliçenin vade başlangıç tarihinin 31/08/2016 olduğunu, dava konusu taşımaya ilişkin yüklemenin 26/08/2016 tarihinde yapıldığını, poliçenin yükleme tarihinden sonra düzenlenmesi nedeniyle müvekkili şirketin dava konusu zarara ilişkin sorumluluğun doğmadığını beyanla müvekkili şirket hakkında hüküm kurulmamasını talep etmiştir. İhbar olunan … Sigorta A.Ş.,davalının ihbar talebini içerir dilekçesine ilişkin beyanda bulunmamış, duruşmaya katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/04/2019 tarih 2018/267 Esas – 2019/480 Karar sayılı kararında; ” İstanbul’dan yüklenen Gemi Yük Vinci emtiası henüz adresine teslim edilemeden hasarın tespit edildiği, CMR belgesi üzerine şerh düşüldüğü, bu nedenle ürünlerin geri getirilerek Türkiye’de ekspertiz çalışmalarının başlatıldığı ve hasarlı ürünlerin raporlandığı, sözleşmenin (üst taşıyan ) … firması ile yapıldığı, … A.Ş firmasının fiili taşıyıcı olduğu tespit edilmiştir. Faturada “teslim şekli: CİF” (Cost, Insurance And Freight – Mal bedeli, Taşıma ve Sigorta Ödenmiş Olarak)yazılıdır. CİF kuralı kullanıldığında satıcı teslim yükümlülüğünü mallar varma yerine ulaştığında değil, taşıyıcıya tevdi ettiğinde yerine getirir. (Satıcı, masrafları kendisine ait olmak üzere, gönderdiği malın sigortasını yaptırır. Alıcıya, sigorta poliçesini veya sigorta teminatına ilişkin diğer bir kanıt vermelidir. Malları ilk taşıyıcının gözetimine devrettiği andan itibaren ilgili risk ve masraflardan kurtulur. Bu andan itibaren navlun ve sigorta primi dışındaki malla ilgili tüm masraf ve riskler alıcıya aittir. Teslim anından sonra navlun ve sigorta primi dışındaki meydana gelen bütün masraflar alıcı tarafından karşılanır.) CMR belgesi üzerinde CİF ibaresi görülememiştir. Ancak ürünlerin teslim alınmadan iade edilmiş olması, tüm hakkı alıcının devralma iradesi olmadığını düşündürmektedir. Her ne kadar teslim şekli olarak CİF yazılsa da her zaman bu teslim şeklinin kurallarına uyulmadığı da bilinen bir durumdur. Taşıma uzmanı tarafından yapılan değerlendirmeye göre; iddia olunan zarar istif uygunsuzluğu, emniyete almada yetersizlik yani ambalaj, yükleme veya istif hatasından kaynaklanabilecek bir zarardır. Ekspertiz raporunda emtianın ambalajsız olduğu belirtilmiş, emtianın özelliği gereği ”istif uygunsuzluğu, emniyete almada yetersizlik olduğu” sonucuna varılmıştır. Emtiaların gönderen tarafından iyice ambalajlanması, naylon streçle sarılması gönderici sorumluluğundadır. Yükleme ve istif sorumluluğu hususunda dosyada net bir bilgi olmamakla birlikte yükün ağır bir yük olması durumunda gönderici tarafından yüklendiği değerlendirilecektir. Ambalaj, yükleme ve istif sorumluluğu göndericide olduğundan, vinç parçalarının kaymayacak ve sağlam bir şekilde yerleştirilmesi, sabitlenmesi gerekirdi. O kadar uzun yol düşünülerek ambalajının buna göre yapılması gerekirken, gerek ambalaj gerek istifleme mal göndericisi tarafından yeterince sağlam yapılmamıştır. Hukuki sorumluluk ile ilgili değerlendirmeye gelince; TTK. Md. 862, 863 uyarınca ambalajın eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde olmasını ve taşıma güvenliğine uygun şekilde istiflenmesi sorumluluğunu gönderene yüklemiştir. Dosya içeriğinden İstanbul’dan Polonya’ya taşınması işini davalının üstlendiği ancak ürünün teslimi sırasında tespit edilen hasar için ekspertiz incelemesinin yapıldığı, davacının sigortalısına ödediği bedeli zarar sorumlusu olarak gördüğü davalı taşıyıcıdan talep ettiği anlaşılmıştır. Dosyada mevcut fotoğraflar, eksper raporu ve dosya kapsamına göre, hasarın sebebinin yükleme, istifleme kaynaklı olduğu dikkate alındığında, bu kapsamda yükleme ve istifleme sorumluluğunun kime ait olduğu hususu değerlendilmelidir. Taşıyıcı Konvansiyonda (CMR.md 17/1) öngörülen sorumluluk sistemine göre taşıdığı eşyayı varma yerinde “teslim aldığı haliyle” alıcısı emrine veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiği gibi yükün güzergah üzerinde yaptığı aktarmalarda dahil olmak üzere taşıma süresi içerisinde eşyayı gözetim sorumluluğunun da altındadır ve kural olarak yükleme yerinden varış yerine kadar taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan mesuldür. CMR md. 17/2 ye göre ” kayıp yada hasar yüke has bir kusurdan veya taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmişse yada kayıp veya hasar, hasara uğrayan malların ambalajlanmamasından yada hatalı ambalajlanmış olması, yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması yüzünden yahut da kurulma suretiyle kısmen veya tamamen zarar görebilecek malların özelliğinin doğal sonucu olan özel risklerden doğmuş ise, taşımacı zarardan sorumlu tutulamaz” CMR’deki sorumluluk sisteminde, yükün ambalajının kifayetsiz olmasından veya yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından araca yüklenip, sabitlenmesine bağlı tertipleme hatalarından kaynaklı hasarlardan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte; Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında ilke olarak ambalajlama, yükleme, boşaltma ve istifleme göndericiye veya alıcıya ait olsa da taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi (özen borcu) bulunduğu kabul edilmektedir. Açıkça görünen hatalarda taşıyıcının yükü, göndereni uyarmadan ve CMR Sözleşmesinin 8. ve 9. Maddeleri kapsamında taşıma senedine çekince koymadan teslim alır ve eğer yükte bu yüzden bir hasar meydana gelirse, öncelikle zarara sebep olan hatayı taşıyıcının nezaret borcu esnasında kendi bilgisiyle fark edip edemeyeceğinin tespiti gerekecek, fark edebileceği durumlarda ise hasar “kifayetsiz ambalaj veya istif hatasından da kaynaklansa da zararın gönderen ile taşıyıcı arasında paylaştırılması ve bunun için taşıyıcının müterafik kusur oranının belirlenmesi icap edecektir. Bu kapsamda; dava konusu taşınan emtianın demonte vinç parçaları olduğu, emtia teslim edilirken emtianın hasarlı olduğuna dair CMR belgesi üzerine şerh düşülmüş olduğu, hasar gördüğü iddia edilen vinç parçalarının Türkiye-İstanbul’a geri getirilmesi, onarılması, tekrar gönderilmesi için yapılan masrafların (17.029,38 TL) kadri marufunda olduğu, taşıma kaynaklı zararın oluşumunda davalı ile sigortalının mütefarik-eş değerde kusurlu oldukları, davacının sigortalısına ait zararın % 50’sini davalı taşıyıcıya rücu edebileceği , kalan % 50 hasar bedelinin poliçe gereğince kendi üzerinde kalması gerektiği tespit edilmiştir. TTK. 862. Md.de ”eşyanın niteliği, kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapıl- masını gerektiriyorsa, gönderen, eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorundadır. Ayrıca gönderen, eşyanın sözleşme hükümlerine uygun şekilde işleme tabi tutulabilmesi için işaretlenmesi gerekiyorsa, bu işaretleri de koymakla yükümlüdür” denilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 1472/1. maddesinde ise; ”Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefıyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir” hükmüne yer verilmiştir. İş bu davada, davacının talebi halefıyet kuralına dayalıdır. Sigortalının sahip olduğu haklar, ödenen tazminat oranında, sigortacıya geçer. Somut olayda bir sigortanın varlığı ve bu sözleşme altında tazminat ödenmesi hususlarında herhangi bir problem yoktur. Tazminat, malların taşıma için kabul edildiği tarih ve yerdeki bedeli ile bağlantılı olarak hesaplanmakta olup; bedel ya eşyanın fiyatı ya da piyasa fiyatına dayandırılmaktadır. Bu tür bir fiyatın olmadığı durumlarda benzer malların normal bedeli temel alınır. CMR Konvansiyonu kapsamında nakliyecinin sorumluluk sınırı brüt kg. başına 8.33 SDR olarak belirlenmiştir. Hasarlı ürün brüt 3.090 kg x 8.33 = 25.740 SDR (hüküm tarihindeki SDR Kuru: 25.740 SDR x 8.0420 TL=207.001,08 TL olup bu rakam taşıyıcı sorumluluğunun üst sınırını oluşturmaktadır. Davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinin talep ettiği sınırlı sorumluluk limitinin altında kaldığı ve 17.029,38 TL x % 50 = 8.514,70 TL hasar tazminatının taşıyıcı durumundaki davalıdan talep edebileceği, fazlaya ilişkin talebinin yerinde olmadığı tespit edilmekle davacının davasının kısmen kabulüne, takip ve dava konusu alacağın 8.514,70 Tl’lik kısmı itibariyle itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, dava konusu tazminatın yargılama faaliyeti gerektirmesi ve likit alacak niteliği taşımaması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatının takdirine yer olmadığına karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Davalı/borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu 17.029,38 TL’lik borcun 8.514,70 TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda basit usulde (3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına, Yasal şartlar oluşmadığından icra-inkar tazminatı takdirine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkilin aktif husumet ehliyeti varlığının yanı sıra, TBK 183 hükümlerine göre sigortalının ayrıca hak ve alacaklarını müvekkilime temlik etmiş durumda olduğunu, (T.C. Yargıtay 11. HD E. 2015/15447 K. 2016/4944 T. 2.5.2016) (T.C. Yargıtay 11. HD E. 2015/14359 K. 2016/393 T. 18.1.2016) Müvekkilinin hem sigorta hukukundan doğan halefiyet hükümleri hem de borçlar kanunu temlik hükümleri uyarınca rücuen tazminat talep hakkının mevcut olduğunu, Bilirkişilerce de “CMR belgesi üzerinde CIF ibaresi görülmemiştir.” tespitiyle iddialarının ispatlandığını, bilirkişilerin müvekkilinin aktif husumet ehliyetinin bulunduğu ve teminat kapsamında sigortalısına ödeme yaptığını tespit ettiklerini, (T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2012/1030 K. 2013/1153 T. 21.1.2013) Bilirkişiler hasarın taşıyıcının sorumluluğunda meydana geldiğini tespit ettiklerini, davalı taşıyıcının aksini ispatlayan herhangi bir delilinin bulunmadığını, müterafik kusura ilişkin yapılan tespite itiraz ettiklerini, bilirkişi raporunda davalı tarafın ispat etmesi gereken hususların sanki davacı tarafın ispatlaması gerekirmiş gibi bir ifade kullanıldığını, zararın taşıma esnasında meydana geldiğinin sabit olduğunu, (T.C. Yargıtay 11. HD E. 2014/8720 K. 2014/17039 T. 6.11.2014) (Yargıtay 11 HD E. 2015/817 E. ve 2015/2126 K. Sayılı kararı )(T.C. Yargıtay 11. HD. E. 2015/817 K. 2015/2126 T. 18.2.2015) Müvekkilinin ödenen tazminat miktarının tümünü davalıya rücu hakkının bulunduğunu, Amblaj ve istif hususunda bilirkişlerce yapılan tespite karşın, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için hasarın bu nedenlerle gerçekleştiği kabul edilse dahi taşıyıcının sorumluluğunun devam edeceğini, (T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2012/11-68 K. 2012/244 T. 28.3.2012) (T.C. Yargıtay 11. HD. E. 2014/14730 K. 2015/36 T. 12.1.2015) (T.C. Yargıtay 11. HD E. 2009/12168 K. 2011/5275 T. 2.5.2011) (T.C. Yargıtay 11.HD E. 2008/4235 K. 2010/521 T. 19.1.2010) Davalının alacağın likit olmadığına ilişkin itirazının yerinde olmadığını, alacağın likit bir alacak olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın tam kabulüne müvekkilinin davalıdan olan 17.029,38 TL alacağına ilişkin İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, dava dışı sigortalıya ödeme tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, alacağın likit ve belirlenebilir olduğundan % 20 den az olmayan oranda icra inkar tazminatı, yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemenin, müvekkili taşıyıcıyı müterafik kusurlu görerek tazminatın %50’si oranıyla davanın kısmen kabulüne karar vermiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşımaya konu edilen eşyanın istifleme hatasına bağlı olarak eşyanın ambalajsız olmasından kaynaklandığını, yerel mahkemenin savunmalarını yasalar karşısında değerlendirmediğini, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 11/07/2018 T. 2018/673 E. – 2018/3018 K.) Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının halefi olduğu dava dışı … A.Ş taşıma konusu eşyayı Polonya’da mukim … ünvanlı firmaya CIF esasına göre sattığını dolayısıyla taşımaya konu eşyada meydana gelen ziyandan ötürü davacının taraf sıfatı aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, hak sahibi, emtianın hasarından ötürü zarar gören riski üstlenen alıcı-gönderilen olduğunu, aktif husumetin davacı sıfatının alcıya ait olduğunu, (İstanbul BAM 12. HD. 10/01/2019 T. 2018/24 E. – 2019/21 K.) (Yargıtay 11. HD 28/06/2021 T. 2011/7213 E. – 2021/11335 K.) Davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla sigortacının halefiyet hakkına bağlı olarak taşıyıcıdan talep edebileceği hasar tazminatının sigortalının CMR’in 25.maddesine göre taşıyıcıdan isteyebileceği tazminat olduğunu, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın reddine ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, uluslarası karayolu taşımadan kaynaklı zararın rucüen tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili tarafından Nakliyat Emtia Sigortası ile sigortalanan dava dışı sigortalılarına ait emtianın yurtdışında bulunan alıcısına teslim edilmek üzere davalı tarafından taşındığı sırada emtianın hasarlandığını, dava dışı sigortalılarına poliçe kapsamında hasar bedeli ödemesi yapıldığını, söz konusu hasardan taşıma işini gerçekleştiren davalı taşıyıcının sorumlu olduğunu, sigortalılarına halefiyet gereğince ödedikleri hasar bedelinin sorumlu davalıdan tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı istinafa başvurmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden davacı vekilinin, TBK’nın 183. Maddesine göre sigortalının hak ve alacaklarını müvekkiline devrettiği bu nedenle müvekkilinin aktif husumet ehliyeti ve rucuen tazminat talep etme hakları bulunduğuna ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, dosyada bulunan ekspertiz ve bilirkişi raporuna göre meydana gelen hasar istif uygunsuzluğu, emniyete almada yetersizlik, emtianın ambalajlanmaması, yükleme veya istifleme hatasından kaynaklanmış olup, aksi davacı tarafça ispatlanamamıştır. Yine dosyadaki bilgi ve belgelere göre emtianın ambalaj, yükleme ve istif sorumluluğu taşıtana ait olup davacı bunlardan davalı taşıyanın sorumlu olduğunu kanıtlayamamıştır. Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere, ambalaj, yükleme ve istif sorumluluğu taşıtana ait olsa da taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi (özen borcu) bulunduğu, davalının bu özen görevini yerine getirdiğini, ambalaj, yükleme ve istif hatası konusunda taşıtanı uyardığını ispatlayamadığı kabulü ile meydana gelen hasardan davalı taşıyanın da müterafık kusuru bulunduğu kabulü ile karar verilmiş olup tüm hasardan sadece davalı taşıyanın sorumlu olduğuna ilişkin davacı istinafı yerinde değildir. Bilirkişice davalı taşıyıcının sorumluluğu CMR konvansiyonu hükümlerine göre tespit edilmiş olup, hasar ödemesinin olaya uygun ve kadri maruf olduğu, hasar bedelinin sorumluluk sınırları içinde kaldığı belirtilmiş, mahkemece de bilirkişi raporuna göre olayda tarafların kusur durumları değerlendirilerek kısmen kabul kararı verilmiştir. Verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Yine mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere, davaya konu tazminat miktarı yargılama ile belirlendiğinden alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı koşulları oluşmamıştır. Bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Dava dosyası içindeki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesince ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, mahkeme hüküm ve gerekçesinde taraf vekillerinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı ve davalının istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenler tarafından yatırılan 121,30’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 581,63.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 145,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 436,23.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/10/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.