Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2089 E. 2021/1311 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2089 Esas
KARAR NO: 2021/1311 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/06/2019
NUMARASI: 2015/1263 Esas 2019/849 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/09/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkil şirketin kapı pazarlama ve satışı ile ilgili faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalı …’ın kara yolu ile şehirlerarası yük taşımacılığı yapan bir şirket olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş’nin davalı …’ın sigorta şirketi olduğunu,müvekkil şirketin distribütörü olduğu … şirketinden alınan kapıların ve kapı malzemelerinin şirketin “… Mah. … Sk. No:… Seyrantepe-Kağıthane/İSTANBUL” adresindeki deposundan 23/02/2015 tarihinde Adana’ya götürülmek üzere …’a ait olan … ve … dorse plakalı araca yüklendiğini, yola çıkan aracın seyir halindeyken kaza yaptığını ve kaza sırasında araca yüklenmiş olan kapılar devrildiğinden müvekkil şirkete ait kapıların hasar gördüğünü, müvekkil şirket ile davalı arasında yapılan sevkiyat anlaşmasında verilen taahhütlerin karşı tarafça yerine getirilememesi ve bu doğrultuda müvekkil şirketin de zarara uğraması nedeniyle hasar bedelinin 7 gün içerisinde ödenmesi için 19/06/2015 tarihinde noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini ancak karşı tarafın bu durum karşısında hareketsiz kaldığını, müvekkilinin uğramış olduğu zararların tespiti için İstanbul 14.Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2015/77 esas nolu dava sonunda hasarlı ürünlerin tamir edilemez durumda olduklarının ve yeniden kullanımlarının mümkün olmadığının anlaşıldığını, inceleme sonucu toplam 73 adet kapı kanadı ile 32 adet kapı kasasının tamir edilemez nitelikte hasar gördüğünü ve bunların toplam bedelinin 11.275,56 Euro, Türk Lirası cinsinden ise 34.206,79 TL olduğunun keşif tarihindeki döviz satış kuruyla birlikte haseplanarak takdir edildiğini, meydana gelen kazada … çalışanı olan sürücü …’un kaza tutanağında öndeki aracın yavaşladığını fark etmediğinden dolayı araca arkadan çarparak kazaya sebebiyet verdiğini belirttiğini, bu durumda kazanın sürücü hatasında kaynaklandığını, dava sebebiyle hükmedilecek tazminat için müvekkil şirketin Türkiye satışını yapmak üzere … şirketinden tesis ettiği ürünlerin kargo bedelinin de bu hesaba dahil edilmesi gerektiğini ve kargo bedelinin 8 palet toplam 1.733,28 Euro olduğunu, kaza sonucu oluşan hasar için bilirkişi incelemesiyle takdir edilen toplam 11.275,56 Euro, hasarlı bedelinin ve malların yurtdışı kargo bedeli olan 1.733,28 Euro olmak üzere toplam 13,008,84 Euro’nun (hurda bedelleri düşülerek) hasar bedelinin/kaza neticesinde oluşan maddi zararın kaza tarihinden itibaren, taleplerinin kabul edilmemesi halinde ihtarnamenin gönderildiği tarihten itibaren uygulanacak T.C.M.B.’nın Euro cinsi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz ile birlikte davalılardan (poliçe miktarı ile sınırlı olarak) müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, …’ın müvekkil şirket mezdinde …-…-… numaralı nakliyat sigorta poliçesi sigortalı olduğunu, dava konusu zarara ilişkin olarak sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava konusu olaya ilişkin düzenlenen ekspertiz raporunda, kapılar üzerinde yapılmış olan incelemede bazı kapıların strece sarılarak ahşap palet üzerinde istiflendiğinin ve plastik çember ile sabitlendiğinin belirtildiğini, bu nedenle hasarın en önemli nedeninin ambalaj ve yükleme hatası olduğunu, söz konusu hatanın müvekkil şirket tarafından düzenlenen sigorta poliçesi haricinde olduğunu, dava konusu tazminat talebinin fahiş olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin poliçe teminat limitleri ile sınırlı sorumlu olduğunun kabulünün gerektiğini, dava dilekçesinde hasar tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edildiğini, ancak dava tarihinden önce müvekkil sigorta şirketine yapılmış herhangi bir başvuru bulunmadığını, bu nedenle müvekkil şirket aleyhine faize hükmeldimş olsa bile faiz başlangıç tarihinin dava tarihi ocağını, aksi halde davacı beyanlarının reddi gerektiğini, usul ve yasaya aykırı davanın reddine, yargılama ve harç giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ldt.Şti.’ne usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya karşı süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/06/2019 tarih ve 2015/1263 Esas – 2019/849 Karar sayılı kararında; “…6102 sayılı TTK’nın 875.maddesinde,” Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır. Gecikme halinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresiyle orantılı olarak indirilir, meğer ki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Taşıyıcının, yükün ziya ve hasarından sorumlu tutulabilmesi için yüke özen göstermek yükümlülüğünü ihlal etmiş olması gerekir. Nitekim TTK 876. maddesinde, taşıyıcının özen borcu düzenlenmiş ve en yüksek özeni göstermekle yükümlü olduğu açıklanmıştır. Yüke özen borcunun ihlalinde taşıyanın veya adamlarının kusurlu olması gerekir. TTK 879.maddesi gereğince, taşıyıcı kendi adamlarının ve taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmesi sırasındaki fiil ve ihmallerinden kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olacaktır. Taşıyıcının yükü taşınmak üzere teslim aldığı tarihten teslim ettiği ana kadar geçen süre içinde yükün ziya ve hasarından sorumlu olduğu açık olmakla birlikte kanunda bu sorumluluktan kurtulabilmesi için kurtuluş beyyinesinin getirildiği ve TTK 876.maddesinde açıkça, ziya ve hasarın taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmesi durumunda ve bunun dışında TTK 878.maddesinde belirtilen hallerden birinin mevcut olması durumunda sorumluluktan kurtulabileceği ifade edilmiştir. Yükleme sırasında emtianın ahşap paletler üzerine yerleştirilerek sabitlendiğinin ekspertiz raporunda belirtildiği, dolayısıyla yükleme ve istifleme hasarından söz edilemeyeceği, bir kısım çizilme ve hasarlar yönünden streç ile ambalajlama yapılması sebebiyle davacının müterafik kusurundan bahsedilebileceği anlaşılmıştır. Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; fatura, sevk irsaliyesi, kaza tutanağı, sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, fotoğraflar,ticari defterler, ihtarname, İstanbul 14.Sulh Hukuk Mah. 2015/77 D.İş sayılı dosyası, hasara ilişkin tutanak, tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, taraflar arasında taşıma sözleşmesine istinaden, taşıma işinin davalı şirketin aracı ile gerçekleştirildiği konusunda ihtilaf olmadığı, davalı şirketin taşıma sırasında hasar gören emtianın zararından sorumlu bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından da, sigorta poliçesi kapsamında, taşınan emtianın teminat altına alındığı ve teminatın da dava konusu taşımayı kapsadığı bu nedenle zarardan sorumlu olduğu, teknik bilirkişi hesaplaması ile sovtaj tenzili sonrasında, taşınan malların ambalajlarının yetersiz oluşu nedeniyle davacı tarafın müterafik kusurunun olduğu,bu nedenle hesaplanan zarardan takdiren %25 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, kanaati oluştuğundan, davacının davasının kısmen kabulü ile, 13.008,84-EUR. üzerinden, 650,08-EUR. sovtaj bedelinin tenzili ile, 12.356,76-EUR. olan davacının zarar bedeli üzerinden %25 müterafik kusur indirimi sonucu, davacının maddi zararının 9.267,57-EUR. olduğu, kabul edilen bu miktara, davalı … Ltd.Şti.’den 26.06.2015 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş.’nden 29.12.2015 tarihinden itibaren, fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince EURO cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı işletilmesi suretiyle, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 9.267,57-Euro’nun, davalı … Ltd.Şti.’den 26.06.2015 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş.’nden 29.12.2015 tarihinden itibaren, fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince EURO cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 2-Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkemece verilen kararın eksik incelemeye dayalı, gerekçesiz, haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Diğer davalının müvekkili nezdinde Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Müvekkili şirket tarafından düzenlenen sigorta poliçesi incelendiğinde sigorta poliçesinde yükleme aktarma ve boşaltmaya atfedilecek rizikoların teminat harici olduğunun belirtildiğini, dava konusu hasar ise emtiadaki yükleme, istif ve ambalajlama hatası nedeni ile meydana geldiğini, bu nedenle müvekkili şirketin dava konusu olay nedeni ile sorumluluğu bulunmadığını, Yerel mahkeme dosyasında bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu eksik ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen ekspertiz raporunda, kapılar üzerinde yapılmış olan incelemede bazı kapıların strece sarılarak ahşap palet üzerine istiflendiği ve plastik çember ile sabitlendiği belirtildiğini, yine bazı kapıların hava kabarcıklı naylonlar ile kaplandığı ve yine kapılarda hasar olmadığının belirtildiğini, Bu nedenle dava konusu hasarın en önemli nedeni emtiadaki ambalaj ve yükleme hatası olduğunu, söz konusu hata müvekkili şirket tarafından düzenlenen sigorta poliçesi gereği teminat harici olduğunu, Dosyada mübrez bilirkişi raporlarında da kabul edildiği üzere, dava konusu olayda hasar trafik kazası sonucu meydana gelmediğini, hatta bilirkişi raporunda kazanın çok küçük çaplı olduğu ve yükün taşındığı araç dorsesinin dahi hasarlandığı tespit edildiğini, yine bilirkişi raporlarında hasarın sebebinin ambalaj ve istifleme hatası olduğu da tespit edildiğini, Hasarın sebebinin ambalaj ve istifleme hatası olduğu tespit edilmesine rağmen bilirkişi raporlarında hasardan müvekkili şirketin sorumlu olduklarını belirtmeleri hatalı ve kesik inceleme oluşturmakta olduğunu, Yerel mahkeme itirazları dikkate alınmadan hüküm kurulmuş olması adil yargılanma ve savunma hakları kısıtlamakta olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, Dosyada mübrez bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmakta olup yine raporlar ile ekspertiz raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 21/10/2014 T. 2014/17107 E. 2014/13941 K.) Ekspertiz raporları bağımsız eksperler tarafından düzenlenen raporlar olduğunu, sigortacılık kanunu ile de ekspertiz raporlarının delil niteliğinde olduğunu kabul ettiğini, Davayı kabul anlamına gelmemekle hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafa %50 kusur izafe edilmiş olmasına rağmen yerel mahkemece davacının %25 kusurlu olduğu kanaatine varılarak hüküm kurulmuş olup kararın bu yönüyle de kaldırılması gerektiğini, Yukarıda bahsedilen hususlar göz önünde bulundurulmadan yerel mahkemece eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı ile davalı … Şirketi arasında yapılan yurt içi taşıma sözleşmesi uyarınca taşıma sırasında aracın kaza yapması sonucu hasarlanan emtia hasar bedelininin tahsili talebiyle açılan alacak davasıdır. Mahkemece, 1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 9.267,57-Euro’nun, davalı … Ltd.Şti.’den 26.06.2015 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş.’nden 29.12.2015 tarihinden itibaren, fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince EURO cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 2-Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı Sigorta vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde; Somut olayda, davacı şirketin distribütörü olduğu dava dışı … Şirketinden aldığı kapı ve kapı malzemelerini Kağıthane/İstanbul adresinde depoladığı, davacının Ankara’da bulunan …Şirketine Tufanbeyli/Adana’da bulunan … Santralinde kullanılmak üzere 112 adet yangına dayanıklı metal kapı ve aksamı sattığı, söz konusu emtianın Tufanbeyli /Adana adresine götrülmesi için davalı … Şirketi ile anlaştığı, davalı sigorta şirketinin ise diğer davalı taşıyıcı şirketin nakliye sigorta şirketi olduğu, emtianın 23/02/2014 tarihinde davalı … Şirketine ait … plakalı (çekici)/… (römork) plakalı tıra İstanbul’da yüklendiği, aracın 23/02/2014 tarihinde İstanbul’da trafik kazası geçirdiği, kaza sonucu içerisindeki emtianın hasar gördüğü ve araç sürücüsünün imzasıyla kaza tespit tutanağı düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu taşımanın yurt içinde yapılan bağımsız bir taşıma olması nedeniyle, taşıma hakkında Türk Ticaret Kanunu’ nun taşımaya ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Dosya içerisinde davacı gönderici ile davalı … Şirketi arasında yapılmış yazılı bir taşıma sözleşmesinin ve yükün teslimine ilişkin kayıt bulunmamaktadır. Taşıma ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 863. maddesi hükmüne göre, sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. Aynı Kanun’un 864. madde hükmünde gönderenin kusursuz sorumluluk halleri düzenlenmiştir. TTK’nın 864/3. hükmüne göre, zararın veya giderlerin doğmasında taşıyıcının davranışlarının da etkisi olmuşsa, tazmin yükümlülüğü ile ödenecek tazminatın kapsamının belirlenmesinde, bu davranışların ne ölçüde etkili oldukları da dikkate alınacaktır. 6102 sayılı TTK’nın 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 23/02/2015 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tesbit tutanağında davalı taşıma şirketine ait … yönetimindeki tırın …har Caddesi üzerinde seyir halinde ilerlerken … Plakalı kamyonun yavaşladığını fark etmeyerek arkadan çarpması sonucu trafik kazasının meydana geldiği, kazanın oluşumunda davalı … Şirketine ait araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu bilirkişi raporlarında belirtilmiştir. Taraf delilleri mahkemece toplanmış, iddia ve savunma doğrultusunda Mahkemece 3 ayrı bilirkişiden kusur, zarar miktarı, zararın sigorta kapsamında olup olmadığı ve tarafların sorumluluğu yönünden rapor alınmıştır. HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemeleri de gözetildiğinde; Davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yargılama aşamasında verdiği cevap dilekçesi ve bilirkişi rapor ve ek raporlarına yönelik verdiği beyan dilekçeleri ile de ileri sürüldüğü, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında bu iddiaların değerlendirildiği ve İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, bilirkişiler tarafından düzenlenen kök ve ek rapor içeriğindeki tespitler de gözetildiğinde, bilirkişi raporlarının hukuki değerlendirilmesi de mahkemeye aittir.Bilirkişi raporlarında bilirkişilerin görev alanı içindeki uzmanlık alanlarına ilişkin değerlendirme ve tespitlerinde aykırılık bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde teknik hususlar dışındaki hukuki konuların hakim tarafından değerlendirileceği de tartışmasızdır. Müterafik kusur taktiri ve tenzili de mahkemeye ait bir konudur. Hasarın kamyon sürücüsünün kusuru sebebiyle kazaya karışması sonucu yükte sarsılma sebebiyle kaymanın meydana geldiği, emtianın araç içerisinde birbirine ve kamyon kasasına çarparak hasar gördüğü, davalı taşıma şirketinin aracın dikkatli ve özenle güvenli seyrinin sağlanamamış olması ve (taşıyıcının malın tıra yüklenmesi, istiflenmesi-sabitlemesine nezaret görevi olup davalı taşıyıcı şirket ve şöförü tarafından herhangi bir çekince konulmadan malın araca yüklendiği ve TTK. 858/2 Madde gereği dış görünüşü itibariyle ambalajın uygun olduğu karinesi de gözetildiğinde ) yüke özen borcu eksikliğinden dolayı kusurlu olup bu hallerin sigorta poliçesinde teminat kapsamında olduğu, bu durumda davalı sigorta şirketininde sorum olup, zararın sigorta poliçesi kapsamında kaldığı, müterafik kusur taktiri ve tenzili mahkemeye ait olup HMK 282 maddesindeki yasal düzenleme ile ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da dikkate alındığında, davalı vekilinin bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden, sonuca gidilmesinin yasal olmadığı ve mahkemece davacı tarafa atfedilen kusur oranına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. HMK’nın 146.maddesine göre hakim delillerden davanın yeterince aydınlandığı kanaatine varırsa tahkikatı bitirebilir. Bu hükümle birlikte yukarıda belirtilen tesbitler ve ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde ; mahkemenin kabul ve gerekçesine göre Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davalıdan alınması gereken 1.925,75 TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 482,00.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 1.443,75.TL harcın istinaf talep eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/09/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.