Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2088 E. 2021/1520 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2088 Esas
KARAR NO : 2021/1520 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/988 Esas – 2018/646 Karar
TARİH: 21/06/2018
DAVA: Elatmanın Önlenmesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının ”… Kadıköy Kızıltoprak Veznesi” ünvanı ile faaliyet gösterdiğini ve … ünvanının, markasının ve logosunun davalı tarafından kullanıldığını, oysa davalı ile herhangi bir sözleşme ilişkilerinin olmadığını, bu nedenle davalının haksız faaliyetine son verilmesi ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, daha önceden davacı ile aralarında fatura tahsilatına ilişkin sözleşme bulunduğunu, sözleşme süresince davacının faturalarını tahsil ettiklerini, ancak sözleşme sona erdikten sonra hiçbir şekilde davacının adı kullanılarak fatura tahsilatı yapılmadığını ve davacının ünvan ve logolarının kullanılmadığını savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 21/06/2018 tarih2014/988 Esas – 2018/646 Karar sayılı kararında;” davacının ”davalının … markasına, ünvanını, logosunu kullandığını gösteren tabela, evrak veya tanıtıcı unsurlara ait” delil sunmadığı, davalının 3. Kişilere yetkili bayi imajı verdiğini gösteren hiçbir delilin de dosyada mevcut olmadığı, davalının davacının faturaları için işlem ücreti aldığına dair dosyada hiçbir delilin bulunmadığı, davalının sadece kendisinin yetkili olduğu diğer fatura tahsilatlarından kazanç sağladığı, bu nedenle hali hazır durumda davalının haksız rekabet içeren bir eyleminin bulunmadığı ve bu nedenle davacının haksız rekabetin sonlandırılması talebinin yerinde olmadığı;Ayrıca davacının manevi tazminat istediği görülmüş ise de; yukarıda açıklanan şekilde davalının haksız bir eyleminin olduğu tespit edilemediğinden, davacının itibarını zedeleyecek ve manevi tazminat gerektirecek bir hukuka aykırılık tespiti yapılamadığından davacının manevi tazminat istemi de yerinde görülmemiştir….”gerekçesi ile, Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,Davalının ”… Mah. … Cad. … Sk.No:… Kadıköy İstanbul” adresinde ”… KADIKÖY KIZILTOPRAK VEZNESİ” aracılığıyla ”… AŞ” unvanını kullanarak fatura tahsilatı yaptığı duyumları üzerine söz konusu adreste müvekkili şirketçe haricen tespit yapıldığını, ve davalının “… KADIKÖY KIZILTOPRAK VEZNESİ” ünvanlı olarak faaliyet gösterdiği ve … unvanı, marka ve logosunu hakkı olmadığı halde kullandığının tespit edildiğini, bunun üzerine davalı yana Kartal ….Noterliğinin 21.04.2014 tarih ve … yevmiye no ile keşide edilen ihtarname gönderildiğini, Yerel mahkemenin gerekçeli kararında ”davalının … markasına, ünvanını, logosunu kullandığını gösteren tabela, evrak veya tanıtıcı unsurlara ait” delil sunmadığı, davalının 3. kişilere yetkili bayi imajını verdiğini gösteren hiçbir delilin de dosyada mevcut olmadığı …” ibarelerine yer verdiğini, yerel mahkeme kararının gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını, Elektrik Piyasası Kanununun 3. maddesi ve EPDK ‘nın 12.09.2012 tarih ve 4019 sayılı Kararı uyarınca, Elektrik Piyasasında dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01.01.2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişiliklerce yürütülmesine karar verildiğini, … AŞ tarafından yapılmakta olan satış faaliyetleri ve fatura tahsilatlarının yasal ayrışma sonrası müvekkili AESAŞ tarafından devralındığını, dava dilekçesinde de belirtildiği gibi davalının ”… KADIKÖY KIZILTOPRAK VEZNESİ” olarak faaliyet gösterdiğini, davalı yanca arada sözleşme olmaksızın kullanılan markanın sahibinin dağıtım şirketi olması halinde dahi müvekkili şirketin satış ve faturalandırma faaliyetlerini münhasıran yürütmesi sebebiyle davayı açmakta hukuki yararı olduğunun pek çok mahkeme kararıyla tespit edildiğini, (EK:İstanbul Anadolu 2.Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/96Esas 2017/121Karar nolu kararı ,İstanbul Anadolu 2.Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/61Esas 2017/123Karar sayılı kararı) Yerel mahkemece yargılama devam ederken dahi davalı tarafından ”… AŞ ” şirketi adına fatura tahsilatı yapıldığını, buna ilişkin tahsilat makbuzunun 21.06.2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçe ekinde mahkemenin incelemesine sunulduğunu, (… ait … tesisat numaralı elektrik faturası) bu faturanın bizzat davalı işyeri tarafından kredi kartı ile tahsil edilmiş olup tahsilat dekontu ve kredi kartı ödeme slipinin de taraflarınca ilk derece mahkemesi dosyasına ibraz edildiğini, davalı şirketin müvekkili şirkete ait faturayı arada yasal sözleşme olmaksızın yetkisi olmadığı halde tahsil ettiği gibi 2.00-TL de hizmet bedeli aldığını, fatura bedelinin 11.78 -TL olmasına rağmen 2.00-TL hizmet bedeli ve 50.17-TL kredi kartı komisyonu ile beraber toplam 63.95-TL ödendiğini davalı yanca tahsil edilen bedelden müvekili şirket hesabına yalnızca 11.78-TL aktarıldığını, İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2071Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda davalının fatura tahsilatı işlemlerini gelir elde etme amacına yönelik yaptığını, bu sebeple müvekkili ile sözleşme yapması gerektiği fiilin haksız rekabet teşkil ettiği ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin belirttiğini,İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, haksız olarak, ticari ünvan, marka ve logonun kullanılması nedeniyle manevi tazminat ve tecavüzün önlenmesi istemine ilişkindir.Davacı vekili, davalının haksız olarak “Yetkili Ödeme Merkezi” ve “Yetkili İşlem Merkezi” sıfatları altında müvekkili ile herhangi bir sözleşme yapmaksızın fatura tahsilatı yaptığını, işyeri tabelası ve evraklarda … unvan, marka ve logolarının bulunduğunu, ihtarname tebliğine rağmen kaldırılmadığını beyanla davalının dürüstlük kurallarına aykırı uygulamalarının ve hukuka aykırı işlemlerin durdurulmasına, müvekkili şirketin ünvanı, markası ve logosunu taşıyan tabelaların ve her türlü ilanın kaldırımasına, matbu evrakların imhasına, ticari itibarı ve manevi hakları ihlal edildiğinden manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 71.maddesinde “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir. Bu mahkemeler tek hâkimli olarak görev yaparlar. Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler” hükmü,6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanun’nun 156. maddesinde (1) Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir” hükümleri düzenlenmiş olup, anılan yasal düzenlemeler gereğince davaya bakma görevi ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesine aittir.Görev hususu kamu düzenine ilişkin dava şartı olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilecektir.Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla istinaf konu kararın verilmesi hatalı olmuştur.Bu nedenle davacı istinaf başvurusunun HMK 355 ve 353/1-a 3 maddesi ile kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun usulen KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 1. Asliye Mahkemesi’nin 21/06/2018 tarih ve 2014/988 Esas – 2018/646 Karar sayılı kararının HMK’nın 355,353/1-a3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli ANADOLU FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,4-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/10/2021 tarihinde HMK’nın 355, 353/1-a3 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.