Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2087 E. 2019/1530 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2087
KARAR NO : 2019/1530
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2019 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI : 2018/928 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA: Alacak
TALEP: İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ : 06/11/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı taraf arasında akdedilen Sözleşmeler ve Protokoller kapsamında dosyaya ibraz edilen teslim tesellüm listesinde yer alan (kurumsal kimlik, otomasyon, 1 adet jeneratör 52 kw, 3 adet akaryakıt pompası 3*6*2 (Dispenser), 1 adet hava-su saati) müvekkili şirketin malzeme ve ekipmanlarının davalıya ariyet olarak teslim edildiğini, Davalı bayi tarafından müvekkili şirkete gönderilen 25/05/2017 tarihli Üsküdar … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarname ile bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak haksız şekilde feshettiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Beyoğlu … Noterliğinin 31/05/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Bayilik sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle bayiye ariyet olarak bırakılan menkul malların zamanında ve eksiksiz olarak müvekkili şirkete teslim edilmesinin ihtar edildiğini, davalı tarafından ihtarnameye uyulmayarak müvekkiline ait malzeme ve ekipmanları kullanmaya devam ettiğini, bu sebeple davaya konu ariyet malzeme ve ekipmanların tedbiren kullanılmasının önlenmesi, davalıdan alınarak müvekkili şirkete yada müvekkili şirketin muhafaza için göstereceği 3. kişiye teslim edilmesi konusunda öncelikle mümkün ise teminatsız, bunun mümkün olmaması halinde makul ve teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 02/07/2019 tarih ve 2018/928 Esas sayılı ara kararı ile; ” HMK’ nın 389 vd maddelerinde ihtiyati tedbir düzenlenmiştir. HMK’nın 390/3’e göre; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”. Somut olayda davacı vekili tarafından sunulan belgelerden taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin iddiaların yargılamayı gerektirmesi ve bu kapsamda yaklaşık ispatın gerçekleşmemiş olduğu … ” gerekçeleri ile; ” İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin ret kararının hukuka, yasa hükmüne ve mevcut delil durumuna açıkça aykırı olduğunu ve HMK’ nın 391/3. maddesi uyarınca istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, Davalı ile müvekkil şirket arasında akdedilmiş olan Ariyet Sözleşmesi’ nin 5. maddesinin “… Bayi, feshin haksızlığını öne sürerek ariyet malzemelerini TP’ye geri vermekten kaçınamaz ve fesih nedeniyle TP’den herhangi bir ad altında zarar ve ziyan talep edemez. Bayi, fesih ihbarının kendisine tebliğinden edilmesinden sonra, derhal ariyet malzemesini sağlam ve tüm işlevleriyle kullanılabilir bir şekilde TP’ye ve TP’nin göstereceği şahıs veya şirkete geri verecektir. …” açık hükmüne rağmen; davalının, müvekkil şirketin malzeme ve ekipmanlarını kullanmaya devam etmesi nedeniyle, malzeme ve ekipmanların yıpranarak hızla değer kaybına uğradıklarını ve müvekkil şirketin zararının gün geçtikçe arttığını, davalının kendisine ariyet olarak verilen kurumsal kimlikleri kullanarak müvekkil şirketin markasına telafi edilmesi güç zararlar da verdiğini, bunun yanında Petrol Piyasası mevzuatı uyarınca akaryakıt istasyonlarının, dağıtıcısının tescilli markası altında faaliyet gösterme zorunluluğu kuralının ihlal edildiğini ve halen müvekkil şirketin ariyetlerini kullanan davalının, nihai tüketiciyi de yanıltmakta olduğunu,İhtiyati tedbir için yasada aranan tüm şartlar mevcut iken, Yerel Mahkemece bu şartlar gözetilmeden tedbir taleplerinin reddedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, Malların mülkiyetinin müvekkil şirkette olduğunu, davalı tarafından imzalanmış olan Ariyet Sözleşmesinin de bunu tasdik eder nitelikte olduğunu, söz konusu davada zararın önlenmesi amacıyla başka bir şekilde tedbir talep edilmesinin de mümkün olmadığını, bu durumda telafisi güç zararların doğmaması amacı ile ihtiyati tedbir talep edilmesinin, basiretli bir tacirden beklenen bir yaklaşım olduğunu, 6100 sayılı HMK’ nın 390. maddesinin 3. fıkrasının, ihtiyati tedbir talep eden tarafın, “davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda” olduğunu hükme bağlamakta olduğunu, kanunun açık düzenlemesi gereği, kanun koyucunun, ihtiyati tedbir talep eden tarafın haklılığının “yaklaşık ispat ölçüsü” ile ispatını aramakta olduğunu, dosyada ihtiyati tedbir talepleri yönünden, tam ve kesin bir ispatın aranamayacağı, haklılıklarını büyük ölçüde belgelerin yerel mahkemece, bu yönlerin nazara alınmadan, bu hususlarda değerlendirme dahi yapılmadan peşin hükümle ihtiyati tedbir taleplerinin genel geçer ifadelere yer verilerek reddedilmesinin yasa hükmünün hem özüne hem de ruhuna aykırı olduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre başlangıçta hiç bir kanaatin oluşmadığı durumlarda bile muhtemel zarar görme tehlikesine dayalı olarak ihtiyati tedbire karar verilmesi gerektiğinin ifade edildiğini, dava konusu olayda müvekkilin zarara uğradığı ve davasını yaklaşık olarak ispat ettiğinin açıkça ortada olup yerel mahkemenin ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Tedbir kararı verilmeyip yargılama neticesinin beklenmesi durumunda, esasa ilişkin olarak verilecek hükmün, müvekkil şirkete koruma sağlamayacağını beyanla; Re’sen dikkate alınacak nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/928 E. sayılı dosyasında verilen 24.01.2019 tarihli tensip ara kararı ve 02.07.2019 tarihli İhtiyati Tedbirin Reddine dair kararın HMK’ nın 391/3. maddesi uyarınca istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak; ariyetlerin müvekkil şirkete veya 3. kişiye veyahut bir yediemin deposuna teslimine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi taleplerinin kabulüne, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında davalıya ariyeten teslim edilen emtianın iadesi, istinaf açısından uyuşmazlık konusu ise ihtiyati tedbir kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Mahkeme HMK 390/3 uyarınca yaklaşık ispat kuralının karşılanmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebini reddetmiştir. Talebin mahiyeti yargılamayı gerektirmektedir. HMK’nın 389. maddesindeki koşulların oluştuğu yönündeki iddia, mahkemenin gerekçesinde belirttiği gibi, HMK’ nın 390. maddesine göre yaklaşık olarak ispatlanmamıştır. Yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/11/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.