Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2069 E. 2021/1318 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2069 Esas
KARAR NO: 2021/1318 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2019
NUMARASI: 2017/606 Esas 2019/38 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/09/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile davalı tarafa yönelik olarak 26/07/2016 tarihinde motorin satışından kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra müdürlüğüne sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile söz konusu takibin konusu olan alacağa ve diğer ferilere itiraz ettiğini, davalı yanın borca olan itirazının tamamen kötü niyetli olup zaman kazanmaya yönelik olduğunu, davalı taraf ile müvekkili arasında motorin satışından kaynaklı cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, 14/01/2016 tarihinden 14/03/2016 tarihine kadar faturalarla da belgeli toplamda 10 ayrı motorin satışı yapıldığını, belirtilen süre zarfı içinde davalının müvekkiline herhangi bir ödemede bulunmadığını, bu satış işlemleri neticesinde davalının müvekkiline toplamda 31.855,33 TL borcu olduğunu, müvekkilinin icra takibinin açıldığı tarihe kadar iyi niyet gösterip kendisini beklediğini, bu süre zarfında davalının borcunu ödemediğini, bu sebeple yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili 14/07/2017 havale tarihli dilekçesi ile, açılan davayı kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/01/2019 tarih ve 2017/606 Esas – 2019/38 Karar sayılı kararında; ” …Tüm dosya kapsamı ,defter ve belgeler üzerinde yapılan incelem uyarınca davacının davasında haklı olduğu ;Cari hesaba konu faturalar üzeirnde yapılan incelemeler neticesinde, faturalara konu malların davacı yan tarafından davalı yana sipariş fişleri ile teslim edildiği,Davacı yanın Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında davalı yandan 31/08/2016 takip tarihi itibariyle 31.855,33 TL cari hesap alacaklı olduğu kanaati ile aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir….”gerekçesi ile, Açılan davanın KABULÜNE, Davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (31.855,33 TL) aynen devamına, Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı tarf sipariş fişleri ile teslimin yapıldığını belirtse de bu husus kanıtlanamadığını, Yerel Mahkemece; “Cari hesapa konu faturalar üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; faturalara konu malların davacı yan tarafından davalı yana sipariş fişleri ile teslim edildiği, davacı yanın teslim edimini yerine getirdiği sonuç ve kanaatine varılmıştır….” denilse de bunun hukuki dayanakları ortaya konmadığını, Ticaret hukuku açısından fatura edilen hizmetin ticari defterlerde kayıtlı olsa bile bunun Kanunun korundu hukuki yollarla fatura içeriğinin tamamının teslim edildiğinin ispatı gerektiğini, Sipariş fişlerinin geçerliliğine ve aradaki ticarin bir parçası olduğuna dair bir anlaşma / protokol bulunmadığını, Davacının mal teslimini ispat edemediğini, İstinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar öncelikle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, devamında sipariş fişlerinin hukuki geçerlilik durumu dikkate alınıp ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, motorin satışından kaynaklı faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, açılan davanın KABULÜNE, davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (31.855,33 TL) aynen devamına, Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu Küçükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 31.855,33 TL. Motorin satışından kaynaklı faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun yasal süresindeki borca itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. Davalı vekili 14/07/2/17 havale tarihli dilekçesi ile,açılan davayı kabul etmediğini belirtip davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili dava dilekçesi ekinde takibe konu alacakla ilgili faturaları ibraz ettiği, yargılama aşamasında ise davacı tarafından davalı adına düzenlenen sipariş fişleri ibraz edildiği anlaşılmıştır.Mahkemece, 20/10/2017 tarihli ön inceleme duruşmasının ara kararı ile, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenerek mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verildiği, davalı vekiline ön inceleme duruşma zaptının 05/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Davalı tarafın bilirkişi incelemesine ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın ticari defterleri incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişi tarafından 12/01/2018 tarihli rapor ibraz edilmiş olup bilirkişi raporunda;Davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı yanın incelenen kendi ticari defterlerine göre takip tarihi olan 31/08/2016 tarihi itibariyle davalı yana düzenlemiş olduğu faturalardan dolayı 31.855,33 TL cari hesap alacaklı olduğu, cari hesaba konu faturalar üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, faturalara konu malların davacı yan tarafından davalı yana sipariş fişleri ile teslim edildiği belirtilmiştir.Bilirkişi raporunun taraf vekillerine meşruatlı davetiye ile tebliğ edildiği ve taraflarca bilirkişi raporuna yönelik beyanda bulunulmadığı tesbit edilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/1. maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. (Emsal mahiyetinde Yargıtay 8. HD 2018/5522 Esas 2020/5316 Karar- Yargıtay 21 HD 2015/5210 Esas 2015/11321 Karar- Yargıtay 11. HD 2013/10446 Esas 2014/3825 Karar- Yargıtay 17 HD 2019/4957 Esas 2020/3496 Karar- Yargıtay 3 HD 2015/14043 Esas 2016/8002 Karar) Mahkemece, sipariş fişlerindeki söz konusu plakası bulunan araçların davalıya ait olup olmadığı hususlarında beyanda bulunmasının istenmesine, bunlarla ilgili beyanda bulunmadığı takdirde davacının akaryakıt alındığına dair iddialarını kabul etmiş sayılacağı ihtarlı davalı tarafa isticvap davetiyesi çıkartıldığı, davetiyenin davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen davalının duruşmaya gelmediği ve beyanda bulunmadığı tesbit edilmekle, isticvap davetiyesinde belirtilen hususların davalı tarafça kabul edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmediğine yönelik istinafının olmadığı da gözetildiğinde, İlk Derece Mahkemesince sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında kurulan hüküm gerekçesinin dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve davalının istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davalıdan alınması gereken 2.176,03.TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 545,00.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 1.631,03.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/09/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Bilirkişi raporunda faturalara konu malların davacı yan tarafından davalı yana sipariş fişleri ile teslim edildiği belirtilmiş ise de, davacı tarafından ibraz edilen faturalar incelendiğinde, motorin ve benzin faturaları olduğu, mal teslimine ilişkin irsaliye ibraz edilmediği, davacı tarafından ibraz edilen sipariş fişlerinde ise davalı … adına düzenlendiği, malı teslim edenin ad -soyad ve imzasının olduğu, sadece 08/01/2016 tarih ve … nolu sipariş fişinde sipariş fişini alan olarak … ad-soyad ve imzasının olduğu, diğer sipariş fişlerinde teslim alanın ad-soyad ve imzasının olmadığı tesbit edilmiştir. Davalıya ait …lı çalışanlara ait kayıtların getirtilerek dosya arasına konulduğu ve incelendiğinde 08/01/2016 tarih ve … nolu sipariş fişinde sipariş fişini alan olarak imzası olan …’nin davalının sigortalı çalışanı olmadığı tesbit edilmiştir. Davacı vekili 31/07/2017 havale tarihli delil listesi ile, taraflara ait ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanıp verilen hizmete ait ilgili vergi dairesinden BA ve BS formlarının istenmesini talep ettiği halde mahkemece bu yönde olumlu/olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır. Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 Esas ve 2017/2738 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, fatura içeriği malların teslim edildiğinin ispat külfeti davacıya aittir. Takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) Mahkemece, davalının davaya ve takibe konu faturaları BA formu düzenlemek suretiyle vergi dairesine bildirip bildirmediği araştırılmamıştır. Davacı tarafından münhasıran davalının ticari defterlerine dayanılmamış olduğuna göre davalı defterlerinin sunulmaması tek başına davacının defterlerine göre davacının alacaklı olduğunun kabulüne olanak vermez. Kaldı ki, mahkemece davalı yana ticari defterlerini ibraz için verilen kesin süre usulüne uygun olmadığı da tesbit edilmiştir. Mahkemece sipariş fişlerindeki söz konusu plakası bulunan araçların davalıya ait olup olmadığı hususlarında beyanda bulunması hususunda davalı tarafa isticvap davetiyesi çıkartılmış isede mahkemece de uyap sisteminden plaka sorgulamasının yapılabildiği ve bu konuda uyap sisteminden sorgulama yapmadan ve ilgili trafik tescil şube müdürlüğünden ilgili plakalara ait kayıtlar istenmeden ve bu yönde gerekli araştırma yapılmadan imzasız belge içeriği ile ilgili isticvap davetiyesi çıkartılmasının usule uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, davalının ilgili döneme ait BA formlarının ilgili vergi dairesi müdürlüğünden getirtilmek suretiyle dosya arasına konulup Mahkemece, davalı tarafa incelenecek döneme ait ticari defterlerini inceleme gün ve saatinde bilirkişi incelemesi için ibraz etmesi, edilmediği taktirde sonuçları da hatırlatılmak suretiyle davetiye çıkartılıp bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle ve gerektiğinde taraflara yemin delilide hatırlatılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmıyor muhalif kalıyorum. 30/09/2021