Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2045 E. 2021/1403 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2045 Esas
KARAR NO : 2021/1403 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/838 Esas – 2019/868 Karar
TARİH: 04/07/2021
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/10/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraf şirketler arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin cari hesabına göre davalıdan 398.633,18 TL alacaklı olduklarını, söz konusu alacağın davalıya … Bankası ve … Bankası vasıtasıyla 01/08/2014 – 02/10/2014 tarihinde gönderilen paralardan kaynaklandığını, bu paraların karşılığı olan malları alamadıklarını, hatta davalının bir ara “mal veremiyoruz, ev verelim” demek suretiyle müvekkilini oyaladığını, hiç bir sonuç alamayınca davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava devam ederken, davacı şirket iş bu dosyadaki alacağını Kartal …. Noterliğinin 30/04/2018 tarihli ve … yevmiye nolu temlik sözleşmesi ile devretmiş bulunduğundan ve temlik sözleşmesinde açıkça icra dairesi numarası yazıldığından alacaklı olarak temliknamenin mahkememize ibraz edildiği tarihten sonra … kabul edilmiş ve yargılamaya bu şekilde devam edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, icra dosyasındaki takipten sonra tarafların bir araya geldiğini, anlaştıklarını; icra dosyasında takibi başlatan davacı vekili Av. … tarafından kendilerine “ibraname” verildiğini, ibranamede açık açık icra takibinden dolayı herhangi bir borcun bulunmadığının kabul edildiğini, artık bu aşamadan sonra davacının iş bu davayı açmaması gerektiğini, ibraname veren vekilin daha sonra istifa ettiğini, yeni vekil Av. … tarafından bu davanın açıldığını bildirerek, davanın ibraname nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 04/07/2019 tarih 2017/838 Esas – 2019/868 Karar sayılı kararında;” Davacı, icra takibi ile davalı aleyhine kalem kalem çok sayıda cari hesap alacağının doğduğu tarihi bildirmek suretiyle ve her birinin takip tarihine kadar işlemiş faizini belirtmek suretiyle toplam 398.633,18 TL yönünden takipte bulunmuş, takibe davalı “davacıya herhangi bir borcumuz bulunmamaktadır” şeklinde itiraz etmiş, itiraz üzerine icra takibi durmuş, iş bu davada 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır. Mahkememizce öncelikle davalı tarafın tutunduğu ibraname incelenmiştir. Davacı taraf, ibranameyi kabul etmediği için, ibranameyi imzalayan vekile bu ibraname gönderilmiş ve diyeceklerini bildirmesi istenmiş, Av. … ibraname altındaki imzanın kendisine ait olduğunu ancak belgenin sahtecilikle oluşturulduğunu, müvekkili olan davacı şirketin davalı şirketten cari hesap alacağının bulunduğunu, böyle bir alacak varken ibraname vermesinin mümkün bulunmadığını, söz konusu ibranamenin yazılarının ve içeriğinin bir başka belgeden taşıma yoluyla oluşturulduğunu, belgenin içerik olarak sahte olduğunu ve kendisince yazılan değil, oluşturulan belge niteliğinde bulunduğunu bildirmiştir. Bunun üzerine, mahkememizce belgenin gerçekten orjinal bir belge mi olduğu, yoksa bir başka tarafa yazılan yazının veya avukatın bir başka belgedeki imzasının taşınması yoluyla mı oluşturulduğunun incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Davacı taraf belgeyi kabul etmediği için ve belgeye tutunan davalı tarafta bu belgenin bulunması gerektiğinden, davalı taraftan belgenin aslı istenmiştir. Fakat davalıya verilen tüm mehillere ve kesin süreye rağmen belgenin aslı mahkememize ibraz edilmemiş, düşünülen inceleme bu nedenle yapılamamıştır. Belgenin davalı tarafça ibrazı istenirken, ibraz edilmemesi halinde sonuçları da hatırlatılmış olup, buna rağmen davalı tarafça ibraname ibraz edilmediğinden yok kabul edilmiştir. Bu aşamadan sonra mahkememizce ticari defter ve kayıtlarında incelenmesi gerekmiş olup, davacı şirketin merkezi İstanbul’da olduğu için davacı kayıtları İstanbul’da incelenmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davacının kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacımızın, davalımıza mal almak için 422.582,00 TL ödemede bulunduğu ve sadece 55.202,76 TL’lik mal aldığı, bu nedenle davacı kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalı borcunun 367.379,24 TL olduğu belirlenmiştir. Davalının kayıtlarının da incelenmesi gerekmiş olup, davalı Manisa şirketi olduğundan Manisa’ya talimat yazılmıştır. Talimat mahkemesince görevlendirilen bilirkişi, dosyayı ve mevcut kayıtları incelemiş olup, davalının 2014 yılı kayıtlarını ibraz etmediği, diğer kayıtlar ve 2014 yılının davalı bilgisayar çıktıları üzerinden hazırlanan raporda, davacının kayıtlarında görülen alacağın davalı kayıtlarında da 382.532,40 TL olarak görüldüğü, hatta dava konusu olmayan bir de 245.729,67 TL davacı ödemesinin görüldüğü, böylece davacının davalıya toplam 628.262,07 TL ödemesinin mevcut olduğu, bunun karşılığında 30/09/2014 ve 10/10/2014 tarihlerinde 3 parça malın ( toplam 187.797,00 TL bedelli ) davalı kayıtlarında görüldüğü, bu bedel düştüğünde takibe konu alacaktan daha çok bir alacağın davacı yararına görüldüğü ancak söz konusu bu borcun davalının 2014 yılı bilgisayar kayıtlarında sıfırlanmış gözüktüğü, zira davalı kayıtlarına göre 31/12/2014 tarihinde “kasa ödeme işlemi ile” davacıya 224.268,28 TL ödeme yapıldığı, yine davalı kayıtlarına göre dava dışı … Ltd. Şti’ye 2013 yılından devredilen 216.196,79 TL’lik borç bakiyesinin davacı firmanın cari hesabından yapılan virman ile kapatıldığı, bu iki ödeme yüzünden de davalı kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacıya borcunun kalmamış gözüktüğü ancak 224.268,28 TL’lik ödemeye ilişkin davacının imzasını taşıyan bir ödeme belgesinin ya da banka havalesinin bulunmadığı, … firmasına yapılan ödemeye ilişkinde talimatın kayıtlarda yer almadığının bildirildiği görülmüştür. Hal böyle olunca mahkememizce davalı tarafa 224.268,28 TL’lik ödemeye ilişkin banka havalesi ya da davacıyı bağlayan bir ödeme belgesinin mahkememize ibrazı, yine … firmasına yapılan ödeme içinde bu ödemenin kendi adına yapılması hususunda davacı yanca verilen talimatı sunması bildirilmiş ancak verilen süreye rağmen bu belgeler sunulmamıştır. Davalı vekili her ne kadar üçüncü şahıs olan … firmasının kayıtlarının incelenmesini talep etmişse de, bunun sonucu değiştirmeyeceği, o kayıtlarda borcun davacı şirkete ait olduğu anlaşılsa dahi mutlaka davalının yapmış bulunduğu virmanın, davacıdan aldığı bir talimata dayanmasının gerektiği, üçüncü şahıs defterindeki kaydın davacıyı bağlamayacağı, aksinin kabulünde davalı şirket ve dava dışı üçüncü şirketin kendi aralarında oluşturduğu kayıtlarla her zaman davacı şirketleri mağdur edebilecekleri değerlendirilmiş, Ortaya çıkan bu duruma göre hem davacı kayıtlarına göre hem de davalı kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacı alacaklı olup; davalı kayıtlarına göre 224.268,28 TL + 216.196,79 TL olan borcun toplamı takip miktarını geçtiğinden; davacının kayıtları nazara alınmak suretiyle ve davacı kayıtlarında yer alan 367.379,24 TL üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, takipte istenen bedel üzerinden takip talebinde kalem kalem işlemiş faiz talep edilmişse de, son celsede davacı vekilinin iş bu davadan önce temerrüt ihtarında bulunmadıklarını bildirmesi üzerine işlemiş faiz yönünden talebin reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca kalem kalem takip talebindeki asıl alacaklar toplandığında 367.379,24 TL’den daha yüksek çıktığından asıl alacak yönünden de talebin kısmen kabulüne karar verilmek suretiyle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur. …”gerekçesi ile, DAVANIN KISMEN KABULÜNE,Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile; TAKİBİN TEMLİK ALAN …L LEHİNE OLARAK; Takibin 367.379,24 TL üzerinden ve bu miktara takipten itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine, 367.379,24 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Mahkememizce verilmiş bulunan ihtiyati haczin devamına, Davacı vekilinin teminatın iadesi talebinin şimdilik reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı temlik alan ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Temlik alan vekili istinaf dilekçesi ile, davalı tarafın defter ve kayıtlarında yapılan incelemeye göre alacak rakamının icra takibinin üzerinde olduğunu, dolayısı ile davalı kayıtlarına göre davacının 382.532,40 TL yahut 628.262,07 TL alacaklı olduğu ispat edilmiş iken, icra takibine konu ödemeler de banka tarafından teyit edildiği halde, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddinin doğru olmadığını, davacı müvekkilinin alacağını karşı tarafın sunduğu kayıtlara göre ispat ettiğini, kısmen red bakımından gerekçeli kararın düzeltilmesi gerektiğini, istinaf gerekçelerinin kabul görmediği taktirde, itirazın iptali davasına konu icra takibi incelendiğinde, borçluya noter kanalı ile temerrüt ihtarı gönderildiğinin anlaşıldığını, faizin icra dosyasında mevcut ihtarname tarihinden başlatılması gerekirken, icra takibinde belirtilen asıl alacak da kabul edilen ana paraya göre 367.379,29 TL ve faizlerinin toplamı üzerinden hesap edilerek reddedilen kısma ulaşılması gerekirken, faizin başlangıç tarihinde ve reddedilen kısmın hesabında maddi hataya düşüldüğünü, icra takibi 382.582 TL banka havalesi, 141,57 TL noter masrafı ve faizlerinden müteşekkil faiz toplamının 15.846,59 TL olduğunu, faiz başlangıç tarihi ve reddedilen kısmın hesabı bakımından, icra takibinde talep edilen ödeme toplamı olan 382.582,00 TL den davanın kabul edilen kısmı olan 367.379,24 TL çıkarıldığında kalan 15.202,71 için davanın reddi yerine 31.253,94 TL üzerinden reddinin hatalı olduğunu,İleri sürerek alacağını davalı tarafın sunduğu kayıtlara göre ispat eden davacının davasının kısmen reddine ilişkin kararın kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkili şirket defterlerinin incelemesinde 01/01/2015 tarihli 1 numaralı açılış yevmiye kaydında ve 31/12/2015 tarihli 446 numaralı kapanış yevmiye kaydında davacı … Ltd. Şti. firmasına ilişkin herhangi bir borç ya da alacak kaydının yer almadığının görüldüğünü,2014 yılına ait defterlerin müvekkili şirketin anonim şirket olması ithalat ve ihracat yapması nedeniyle devletin sağladığı teşvik ve vergi iadesi gibi haklardan faydalanması amacıyla Manisa Defterdarlığına gönderilmiş olup defterler incelemede olduğundan sayın mahkemeye ibraz edilemediğini,2014 yılına ilişkin yevmiye defter çıktıları üzerinde yapılan incelemede müvekkili firmaya gönderilen 382.582,00 TL lik ödemelerin davalı firma kayıtlarında 49,60 TL eksiği ile 382.532,40 TL olarak yer aldığını , davacı firma talebinde yer almayan 245,729, 67 TL ‘lik alacak kayıtları dikkate alındığında müvekkili firma kayıtlarına davacı … Ltd. Şti. Ödemeler toplamının 628.262,07 TL olduğu ayrıca müvekkili firma tarafından davacı firmaya yapılan mal satışına ilişkin olarak düzenlenen faturalara göre 30/09/2014 ve 10/12/2014 tarihlerinde oluşturulan 3 işlemde toplam 187.797,00 TL ‘lik mal satış bedelinin davacı firmanın cari hesabına borç yazıldığı ayrıca 31/12/2014 tarihinde kasa ödeme işlemiyle toplam 224.268,28 TL lik davacı firma cari hesabına borç yazıldığı dava dışı …Kimya Ltd. Şti. Firmasının 2013 yılından devreden 216.196,79 TL lik borç bakiyesinin davacı … Ltd. Şti. Cari hesabından yapılan virman ile kapatıldığı kanaatine varıldığını, Müvekkili şirketin davacı şirketin yönetiminde bulunan eski şirketi ile ticaret yaptığını, bu konunun tüm ısrarlara rağmen yeteri kadar araştırılmadığını, bu konu açıklığa kavuşturulmadan verilen kararın gerçeklikten uzak olduğunu,Dava süresince gerekli ve yeterli araştırmalar yapılmadığını, dava eksik olarak tamamlandığını, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu olmamasına rağmen haksız yere bir borç ile karşı karşıya kaldığını, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF İNCELEMESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır.Davacı vekili, taraflar arasında açık hesap ticari ilişki bulunduğunu, davalıya ödeme yapmalarına rağmen mal teslimi yapılmadığını ve bedelin iade edilmediğini, bedelin iadesi için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece, davacı ticari defterlerinde davalıya 422.582 TL ödeme kaydı bulunduğu, karşılığında 55.202,76 TL mal alındığı bakiye borcun 367.379,24 TL olduğu, davalı ticari defter kayıtlarında davacının 422.582 TL’den fazla ödemesinin kayıtlı oluğu, davacı adına düzenlenen fatura kayıtlarından sonra bile davalının takipte talep edilenden fazla alacağı olduğunun kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerinde davacı alacağını mahsuplaştırdığı ödemeleri ve 3. Kişi borcuna ilişkin virmanı ispatlayamadığı, davacı vekilinin son celse davalıyı takipten önce temerrüde düşürmediklerine ilişkin beyanı bulunduğu bu nedenle takipte faiz talep edemeyeceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile takibin 367.379,24 TL üzerinden takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek suretiyle devamına karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosyada bilirkişi raporu alınmış olup, alınan bilirkişi raporuna göre davacı ticari defter kayıtlarında davalıya 422.582 TL ödeme buna karşılık 55.202,76 TL davalı faturasının kayıtlı olduğu, davacı defterlerine göre takip tarihi itibarıyla davalıdan 367.379,24 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinin asıllarını süresinde bilirkişi incelemesi için sunmamış ise de davalı bilgisayarlarında kayıtlı yevmiye ve muavin defter kayıtlarına göre 2014 yılında davacının daha fazla ödemesinin kayıtlı olduğu (628.262,07 TL), davalı faturaları (187,767 TL) düşüldükten sonra kayıtlara göre davacının davalıdan 440,465,07 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde davacı alacağının 224.268,28 TL kasa tediye fişi ve 216.196,79 TL dava dışı … firmasının cari hesabına aktarılan virmanla kapatıldığı, bu işlemlere ilişkin dayanak belgelerin bulunmadığı, anlaşılmıştır.Davalı takipte borcu olmadığına ilişkin itiraz da bulunmuş, itirazın iptali davasında ise cevap dilekçesinde davacı tarafça feragatname ve ibraneme verildiğini bu nedenle borçlarının kalmadığını savunmuştur. Ancak mahkemece verilen kesin süreye rağmen cevap dilekçelerinde belirttikleri “feragatname ve ibraname” yazılı belgenen orjinalini dosyaya sunmamıştır. Davalı, ticari defterlerinde kayıtlı olan kasa ödeme belgeleri ile 3. Kişi hesabına yapılan virmana ilişkin belgeleri dosyaya sunmamıştır, bu belgelerin sunulmasının istenmesi üzerine 3. Kişi ile davacı arasında irtibat bulunduğu savunmasında bulunmuştur. Davalının bu savunması savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalmakta olup, virman yapılan şirket hakkında araştırma yapılmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı istinaf sebepleri yerinde değildir.Davacının istinaf sebebine gelince, davacı takipte, açık hesaba dayalı olarak davalıya gönderdiği bedelleri tek tek yazarak her birine ayrı faiz hesaplayarak toplam alacağını (ihtarname masrafı da dahil ederek) 398.633,18 TL olarak belirlemiştir. Takibe itiraz üzerine itirazın iptali davasını takipte talep ettiği 398.633,18 TL toplam alacak üzerinden açmıştır. Davacı vekili (temlik alan) son celse davalı tarafı temerrüde düşürmediklerini belirtmiştir. Böylece takipte faiz talep edilmesine olanak bulunmamaktadır. Davacı da bu yöne ilişkin bir istinaf sebebi belirtmemiştir.Mahkeme, davacı ticari defterlerinde asıl alacak yönünden takipte talep edilenden daha az miktar kayıtlı oluğundan (takipte açık hesap ticari ilişkide asıl alacak olarak 382.582 TL talep edilmiş olup, davacı ticari defterlerinde ise alacak 367.379,24 TL olarak kayıtlıdır.), davacı defterlerindeki bu kayıt HMK’nın 222/4 maddesi gereğince aleyhe delil olarak kabul edileceğinden mahkemece ticari defterde kayıtlı bulunan asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı istinaf sebebi olarak davanın reddedilen kısmının hesap hatası nedeniyle fazla gösterildiğini iddia etmektedir. Oysa dava itirazın iptali davası olup dava değeri olarak 398.633,18 TL belirtilmiştir. Mahkeme hem temerrüt oluşmadığından takipte talep edilen işlemiş faize, hem de davacı defterlerinde daha az alacak kaydı olduğundan takipte talep edilen asıl alacağın bir kısmına ilişkin itirazın iptali davasını reddetmiştir. Bu nedenle reddedilen kısımda hesap hatası yapılmadığından davacının istinaf sebebi yerinde değildir.Dava dosyası içindeki belge ve bilgilere, delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından, istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, davalı tarafından fazla yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının talep halinde yatıran tarafa iadesine, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 25.095,67.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan (44,40.TL + 6.273,75.TL=) 6.318,15.TL harcın mahsubu ile bakiye 18.777,52.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 14/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.