Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2031 E. 2021/1391 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2031
KARAR NO: 2021/1391
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2019
DOSYA NUMARASI: 2015/1227 Esas – 2019/279 Karar
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalı hakkında, İstanbul … İcra dairesinin … Esas sayılı dosyasıyla 7.946,00 TL (Asıl alacak) fatura alacağının tahsili için takip başlatıldığını, davalı tarafça, taşıma bedelinin müvekkili şirkete hatalı olarak iki kez ödendiği ve taraflar arasında takas/mahsup işlemi yapıldığı iddiası ile borca itiraz edildiğini, davalı tarafın itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin belirtilen navlun alacağından kaynaklı ödeme yapmadığını belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, takibe konu alacağın %20‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davaya dayanak olan icra takibine konu ettiği alacağın, İstanbul/Almanya nakliye ücretine ilişkin düzenlenen 02.02.2015 tarihli … no’lu fatura olduğunu, müvekkilinin, davacı ile daha evvel yapılan taşıma anlaşmasına istinaden, davacının yine Almanya/Türkiye taşıma işini ifa ettiğini, müvekkilinin Almanya’da yerleşik firması/acentesi … tarafından davacının hesabına 2.900-Euro ödeme yapıldığını, ardından yine aynı taşıma için davacının araç şoförüne 1.300-Euro, müvekkili … tarafından da 1600-Euro karşılığı 2.926,24 -TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla müvekkili ve müvekkilinin Almanya’da acentesi tarafından 2.900 -Euro olan tek navlun ücretinin 2 defa ödendiğini, ardından davacı ile yapılan görüşmelerde mükerrer ödemenin iadesi yerine bir başka taşımada takas mahsup yoluna gidilmesi konusunda mutabık kalındığını, fakat sonradan iş bu dava konusu taşımaya dek tekrar birlikte taşıma yapılmadığını, davanın dayanağı icra takibinin yapılması üzerine, müvekkili şirket muhasebe ve finans personeli tarafından davacıya e-mail gönderilerek yukarıda anlatılanların tekrar özetlendiğini ve icra takibine konu edilen 2.900-Eur faturanın kayıtlarda takas mahsup yapılarak cari kaydın kapatıldığını ve hesabın sıfırlandığının bildirildiğini, aynı izahatlar ile icra takibine karşı itirazda bulunulduğunu, müvekkili, daha evvel davacıya, davaya konu bedel kadar fazladan/mükerrer ödeme yapmış olduğundan, takas mahsup taleplerinin kabulü ile bu yönde inceleme yapılmasını ve davanın takas mahsup talepleri gereğince reddine ve müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/03/2019 tarih ve 12/03/2019 2015/1227 Esas – 2019/279 Karar sayılı kararı ile; “… 16.03.2007 tarihli 1.600,00 EURO tutarlı ödemenin davalı şirket tarafından doğrudan davacı şirkete ödendiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda ödemenin davacı defterlerine kayıtlı olmadığı, yalnızca davalı defterlerine kayıtlı olmasının ödemenin yapıldığına delil olamayacağını belirtmiş ise de davalı vekili bilirkişi raporuna karşı sunduğu15/08/2017 tarihli beyan dilekçesinin ekinde … Bankası 16.03.2007 tarihli ödeme dekontu dikkate almamıştır. Ödemenin yalnızca davalı tarafın defterinde kayıtlı olması davacının defterlerinde söz konusu ödemeye dair herhangi bir kaydın bulunmaması davalının bu ödemeyi yaptığına delil olmasa da söz konusu ödemenin yapıldığına dair ayrıca banka dekontu sunulmuş olması nedeniyle bu hususun davalı lehine delil olarak kabul edilmesi gerekir. 1.300,00 Euro’luk bedeli … adlı şoförün davacı çalışanı olduğu ve adı geçene 08.02.2007 tarihli makbuzla ödendiği anlaşılmış ise de davacı şirketin 1.300,00 Euro bedelin …’e ödenmesi hususunda herhangi bir talimatın veya taraflar arasında bu yönde bir teamülün olduğuna dair herhangi bir kayda rastlanılmamıştır. Kaldı ki davalı taraf tacirdir. Tacir sıfatına sahip bir kişi borçlarını ifa ederken basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorundadır. Hal böyle iken davacının bu yönde bir talimatı ve taraflar arasında herhangi bir teamül olmamasına rağmen davalı şirketin davacının şoförüne yaptığı ödeme ile edimini yerine getirdiğinin kabul edilmesi mümkün değildir. Bu sebeple davalının davacıya 3.663,00 TL(1.300,00 EURO’nun takip tarihindeki karşılığı) borçlu olduğu, alacağın likit olmaması sebebiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” Davanın KISMEN KABULÜ ile, 1-Davalı borçlunun İAA …İcra Müd. … Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın 4.508,32 TL yönünden iptali ile, takibin bu miktar üzerinden davamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-İcra inkar tazminat talebinin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafça mükerrer bir ödeme yapılmadığı gibi talep edilen navlun alacağından kaynaklı hiçbir ödeme yapılmadığını, taraflar arasında takas ve mahsup işlemlerine ilişkin hiçbir görüşme yapılmadığını, bu beyanlarının gerçek dışı olduğunu, yine davalının takas talebinin zamanaşımına uğradığını, Müvekkili şirketin, davalı yanla yapmış olduğu hizmet sözleşmesinin 27.01.2015 tarihli olduğunu, 30.01.2015 tarihinde ise söz konusu taşımanın yapıldığını, takibe konu faturanın da 02.02.2015 tarihli olduğunu, davalı tarafın iddia ettiği 2007 yılına ait taşımanın müvekkilini bağlamadığını, dosyaya sundukları 19.01.2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinden anlaşıldığı üzere, şirket ortaklığının değiştiğini ve müvekkili şirketin eski ortaklarının şirkette hiçbir ortaklığı bulunmadığını, davalı tarafın şirketin devrinden sonra takas beyanında bulunmasının hukuken korunmayacağını, Davalı tarafın takasla ödeme yaptığını iddia ettiği alacaktan sonra 2007-2013 tarihleri arasında da yine aynı firma ile çalışıldığını ve bu çalışmalardan sonra bu hak kullanılmadığı gibi taraflar arasında yapılan sözleşmede de mahsup beyanı bulunmadığını, iddia edilen 2007 yılına ait mükerrer ödeme için bugüne kadar hiçbir yasal işlem başlatmayan davalı tarafın, müvekkili şirket ortaklarının değişmesinden sonra ve bir taşıma sözleşmesi olmasına rağmen bu iddiasını ortaya atmasının açık bir kötü niyetin varlığını gösterdiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının, … isimli şoförün kendi çalışanı olmadığı iddiasına dayandığını, …’e yapılan ödeme neticesinde alınan makbuzda 08.02.2007 tarihinde … — … plaka sayılı araç sürücüsü …’e 1.300-Euro verildiğinin açıkça belirtildiğini, Trakya Gümrük ve Ticaret Müdürlüğü tarafından mahkemeye verilen müzekkere cevabında, 01.04.2006/ 01.04.2007 tarihleri arasında … — … plaka sayılı aracı kullanan şoför ve giriş çıkış kayıtlarının mahkemeye arz edildiğini, araç sürücüsünün ödemeyi alanın … olduğunun sabit olduğunu, davacının şoföre yapılan ödeme nedeni ile takas mahsup taleplerine karşı; bu kişinin çalışanı olmadığına dair savunmasının çürütülmüş olduğunu, Mahkemenin takas mahsup isteminin reddine karar verdiği kısımla ilgili gerekçesinin; davacının savunmasından ayrık olarak, davacının, müvekkiline şoföre ödeme yapılması talimatı vermediği ve böyle bir teamül olmadığı gerekçesine dayalı olduğunu, mahkeme, davacının ileri sürmediği bir hususu davayı kabul için gerekçe yapmış olmakla birlikte; yurt dışında şoföre elden ödeme yapılacağına dair teamül/ uygulama olup oladığının araştırılmadığını, müvekkili ile davacı arasında bu şekilde bir teamül aramanın mantıklı olmadığını, bir hususun teamül haline gelmesi için taraflar arasında taşıma işinin süreklilik arz etmesi gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında bu şekilde süreklilik arz eden bir taşıma hizmeti bulunmadığını, bu durumda Uluslararası taşımada araç şoförüne ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda bir temülün olup olmadığının UND gibi meslek birliklerinden sorulması gerektiğini, yurtdışında, yani çalıştığı şirketten uzakta olan araç şoförünün araç ve kişisel ihtiyaçlarının temini için para tahsil etmesinin, işverenler için uygulanan bir yöntem olup, işverenin zaten zorunlu olarak karşılaması gereken bu giderler için şoförüne para göndermek yerine, araç şoförüne malın tesliminde parayı tahsil etmesi için yetki vermesinin sıradan fiili bir durum olduğunu, mahkemenin bu yönde herhangi bir inceleme yapmaksızın müvekkili tarafından şoföre ödenen parayı, borcun ifası olarak kabul etmemesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davacının bu yönde bir savunmasının da olmadığını, Davacının kendi çalışanı olmadığını iddia ettiği şoförün, kendileri tarafından davacının çalışanı olduğu ispatlandığı noktada takas mahsup taleplerinin, davacının dayanmadığı ve mahkemenin inceleme yapmadığı bir gerekçe ile reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili tarafından mükerrer ödeme yapıldığı ve bu durumun davacının bilgisi dâhilinde olduğu halde icra takibi başlatıldığının sabit olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacıya 24 Mart 2015 tarihinde mail gönderildiğini ve 1.600-Euro banka yolu ile ödeme ve 1.300 -Euro şoföre yapılan ödemenin izah edildiğini, buna rağmen davacının icra takibi başlattığını, dolayısıyla kötü niyet tazminatı taleplerinin kabulü için şartların mevcut olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine ve müvekkili lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK’nın 67 vd. maddeleri uyarınca iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacının İstinaf Başvurusu Yönünden; 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesinde; “Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nın Ek 1./1.maddesinde; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır….” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nun 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00 TL. olmuştur. Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava değeri 7.946,00 TL’dir. Davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davacının red edilen alacak miktarı 3.467,68 TL’dir. Dolayısıyla yerel mahkemece verilen karar hüküm tarihinde davacı yönünden miktar itibarı ile kesin niteliktedir. Hükmün verildiği tarih itibarı ile miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle, davacının istinaf başvurusunun, HMK’nın 352. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir. Davalının İstinaf Başvurusu Yönünden; Taraflar arasında 27.01.2015 tarihli Taşıma sözleşmesi düzenlenmiştir. Sözleşmenin konusu; davacı şirketin, davalı şirkete ait Almanya’dan Türkiye/Bursa’daki adrese 19.044 kg yükü 2.900,00 EURO bedelle taşıması hizmetini içermektedir. Davacı alacağını, bu taşımaya ilişkin 02.02.2015 tarihli 1 adet navlun faturasına dayandırmaktadır. Davalı ise, söz konusu taşıma hizmetinin yapıldığını kabul etmekle beraber 2007 yılında yapılan başka bir taşımadan ötürü iki kez 2.900,00 EURO ödeme yapıldığını, bu ödemelerden birinin davacının Almanya’da yerleşik acentesi Boltas Gmbh tarafından davacının hesabına 2.900,00 Euro ödenerek yapıldığını ve aynı taşıma işi için davacının araç şoförüne 1.300 Euro, davacı şirkete de 1.600,00 Euro ödendiğini, aynı taşıma için 2 defa 2.900,00 Euro ödeme yapılması nedeniyle, bu ödemelerden birinin takibe konu edilen taşıma bedeline mahsup edilmesi gerektiği belirtilerek, davalı tarafça takas def’inde bulunulmuştur. Mahkemece, davalı tarafça davacının hesabına banka aracılığı ile yapılan 16.03.2007 tarihli 1.600,00 EURO tutarlı ödemenin 2007 yılında yapılan taşımaya ilişkin mükerrer ödeme olduğu kabulü ile, 1.600 Euro yönünden davalının takas/mahsup talebi kabul edilmiş, davacı şoförüne yapıldığı belirtilen 1.300 Euro ödemenin ise, söz konusu borca ilişkin yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesi ile 1.300 Euro yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilince, makbuz üzerinde adı geçen … isimli kişinin, müvekkili şirket çalışanı olmadığı beyan edilmekle, şoföre yapılan ödeme kabul edilmemiştir. 08/02/2007 tarihli makbuzda … isimli şahsa 1.300 Euro’nun ne için ödendiği belirtilmemiştir. Adı geçen şoförün, davacı çalışanı olduğunun kabulü halinde dahi, davacı tarafça şoföre yapılan ödeme kabul edilmediğinden, söz konusu ödemenin davalı tarafça dayanılan 2007 yılında yapılan taşımaya ilişkin olduğunun davalı tarafça kesin delillerle ispatlanması gerekmektedir. Bu hususta yazılı delil ibraz edilmemiştir. Cevap dilekçesinde yemin deliline dayanılmakla, davacıya yemin teklif edilebilecek ise de mahkemece davalıya bu hususta yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamış, davalı tarafça da bu hususta ayrıca bir talepte bulunulmamıştır. İstinaf incelemesi istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılmaktadır. Davalıya yemin teklif etme hakkının mahkemece hatırlatılmadığı hususu istinaf sebebi olarak ileri sürülmediğinden, dairemizce belirtilen eksiklik kararın kaldırılma sebebi yapılmamıştır.(Yrg.19.HD.09/05/2018 T.2017/5093 E.20182596 K.) Bu hali ile dosya kapsamı ile davalı tarafça 1,300 Euro’luk ödeme iddiası ispatlanamamıştır. Davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, dosya kapsamı ile davacının kötüniyetli olarak davalı aleyhine icra takibi başlattığı kabul edilemeyeceğinden, davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi de yerindedir. Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352/1 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 3-Harçlar Kanunu gereğince davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,9 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 307,96.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 77,00.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 230,96 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/10/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.