Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/203 E. 2020/1110 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/203 Esas
KARAR NO : 2020/1110 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI : 2015/471 Esas 2018/408 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı aleyhine müvekkiline olan borcu nedeniyle icra takibi başlattıklarım, davalının borca İtiraz ederek takibi durdurduğunu, Müvekkili şirketin borç dayanağının, faturalar, mail yazışmaları, teslimatı yapan kişi beyanları İle ürünlerin teslimine ilişkin sevk irsaliyeleri olduğunu, İlgili faturalara itiraz edilmeyerek faturaların kesinleştiğini ileri sürerek; Davanın kabulü ile İtirazının iptaline, takibin devamına, Davalının kötü niyetli itirazı nedeniyle asıl alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının, müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, başlatılan İcra takibinin haksız ve kütü niyetli olduğunu,Müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişki neticesinde davacının düzenlediği faturalarda belirtilen mallan müvekkiline sattığını ancak malları testim etmediğini, müvekkilinin malların teslimi ile ilgili davacıya yaptığı bildirimlere rağmen malların müvekkiline teslim edilmediğini, testim ediimeyen malların bedelinin talep edildiğini, davacının bu haliyle kötü niyetli olduğunu ve malların davalıya teslim edildiğinin ispatının gerektiğini, davanın reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir,
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/04/2018 tarih ve 2015/471 Esas – 2018/408 Karar sayılı kararında;”…Yapılan yargılama sonucu dosya mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; Dava dosyası, dosya içeriğine sunulu bilgi ve belgeler ve davacı taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle mahkemenin kabulü ile, Davacı şirketin ticari defterlerinin HMK. 222. Maddesine göre sahibi lehine delil vasfının bulunduğu,2- Davalı şirketin HMK . 222. Maddesine göre ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı hususu Yüce Mahkemenin takdirinde olduğu 3- Dava ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 68.099,15 TL alacaklı olduğu,4- Borçlunun BK. 101 maddesi anlamınca temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağının bulunmadığı, davacının takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Ticari Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin kanunun ilgili hükmü gereğince avans faiz oranı üzerinden faiz talep edebileceği5- Davacının icra inkar tazminatı ve sair taleplerinin, Mahkeme’nin takdirinde olduğu, açıklanmış, bilirkişi raporunda aıklandığı üzere, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 68.099,15 TL alacaklı olduğu subut bulduğundan davanın bu miktar üzerinden kabulüne, takip tarihi itibariyle davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faizi ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun Büyükçekmece ….İcra Dairesi … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 68.099,15 TL asıl alacak üzerinden devamına, 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlarda asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, Asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Dosyada yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, Davacı şirketin, icra takibine konu faturalara dayanmakta ve faturada belirtilen malların bedellerini talep etmekte olduğu, icra takibine vaki itirazları üzerine iş bu davayı açtığını, Müvekkili ile davacı arasında yapılan ticari ilişki neticesinde davacı müvekkiline faturalarda belirtilen malları sattığı ve fakat bu malları teslim etmediğini, davacı şirket davaya konu faturaları müvekkiline gönderdiği ve fakat faturalarda belirtilen malları müvekkiline teslim etmediğini, Müvekkilinin kendisine malları teslim hususunda yaptığı bildirimlere rağmen de bu güne kadar bu malları teslim etmediği, Davacı teslim etmediği malların bedelini talep etmekte olduğu ve bu haliyle haksız ve kötü niyetli olduğunu, Davacının malları teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, oysa davacının kendi defterleri dışında bu malların müvekkiline teslim edildiğini gösterir herhangi bir delili mevcut olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı tarafından davalıya satılan ve bedelinin ödenmediği iddiasıyla üç adet fatura alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan iptali davasıdır. Mahkemece, davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile, davalı borçlunun Büyükçekmece ….İcra Dairesi … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 68.099,15 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık taraflar arasındaki alım satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır.Davacı davalıya mal satıp teslim ettiğini ancak satım bedelinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise mal teslim edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, davalının ticari defterlerini usulüne uygun ihtara rağmen inceleme gününde hazır etmediği, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde, alacağa dayanak 3 adet irsaliyeli faturadan dolayı alacaklı göründüğü,Davacı şirketin ticari defterlerinin HMK. 222. Maddesine göre sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, davacı ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 68,099,15 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.Davacı tarafından davalıya 06/02/2014 tarih, … numaralı ve 19.122,45 TL tutarlı İrsaliyeli Fatura, 17/02/2014 tarih , … numaralı ve 13.787,90 TL tutarlı İrsaliyeli Fatura, 25/02/2014 tarih , … numaralı ve 35.188,80 TL tutarlı irsaliyeli Faturaların düzenlendiği, faturalardan 06/02/2014 tarihli fatura üzerinde teslim alan kısmında davalı şirket kaşe ve imzasının olduğu, 17/02/2014 ve 25/02/2014 tarihli faturalarda ise teslim alan kısımlarında isim ve imzalar olduğu, Fatura içeriği malların irsaliyeli fatura ile birlikte davalıya teslim edildiği tespit edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde faturalardaki malların teslim edilmediğini beyan ettiği ve davalı vekili uyap sisteminden gönderdiği 30/08/2016 tarihli dilekçede ise;”….biz faturaların tarafımıza ibraz edildiğini fakat malların teslim edilmediğini beyan ediyoruz. Faturalarda yer alan imzalar faturaların teslimine dairdir. Malların faturalarla birlikte teslim edildiği gerçek dışıdır…,” şeklinde beyanda bulunmuş olup irsaliyeli faturalardaki teslim alan kısmındaki imzaya itiraz edilmemiş ve irsaliyeli faturanın kendisine teslimini kabul etmiştir.İrsaliyeli fatura; fatura ve sevk irsaliyesinin yerine geçerek düzenlenen bir belgedir. İmzalı irsaliye faturasına göre, malların ve faturaların davalıya tesliminin 06/02/2014 ,17/02/2014/25/02/2014 tarihlerinde yapıldığının kabulü gerekmektedir. Bu durumda, davalının TTK’nun 21/2.maddesi gereğince 8 iş günü içinde faturalara karşı itirazda bulunması; iade faturası düzenlemesi ya da noter ihtarı göndermesi gerektiği sabittir. Davalı tarafça, süresi içerisinde fatura ve içeriğine itiraz edilmediğinden, bu şekilde akdi ilişkiyi ve mal teslimi kabul edilmiş sayılmalıdır. Kabul edilen irsaliyeli faturalar nedeni ile de ispat yükü davalıdadır. Davalı, ödeme iddiasında bulunmadığı gibi ödemeye dair herhangi bir kayıt ve belge de sunmadığından, takibe konu asıl alacak açısından davacının davası yerinde olup ilk Derece Mahkemesince sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında kurulan hüküm gerekçesinde davalı vekilinin istinaf sebepleri de karşılanmıştır. Sonuç olarak, İlk Derece Mahkemesi hüküm ve gerekçesinde dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.651,85.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 1.163,00.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 3.488,85.TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/10/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.