Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2029 E. 2021/1220 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2029 Esas
KARAR NO: 2021/1220 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2019
NUMARASI: 2018/610 Esas 2019/649 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının servis taşımacılığı hizmeti verdiğini, davalı borçlunun davacıdan servis taşıma hizmeti aldığını, bunun karşılığında davacının fatura kestiğini ve davalı şirketin toplam 38.621,89 TL fatura bedelinin 30.463,54 TL’lik kısmını ödediğini, kalan 8.158,35 TL’lik kısmını ödemediğini, davacının fatura alacağının tahsili amacıyla davalı borçlu şirket aleyhine 17/04/2018 tarihinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, borçlunun süresinde borca itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, borçlunun bu itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının alacağının dosyaya sunulan 6 adet faturaya dayanmakta olduğunu, davaya konu alacak faturalara dayandığından miktarın likit olduğunu, bu sebeple itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin dava dışı kurum, şirket, okul vs. gibi yerlerin personel taşıma işini yaptığını, müvekkili şirketin servis hizmetinin yürütülmesinde belirli güzergahların taşınmasını bir başka servis aracından taşeron hizmeti almak suretiyle gerçekleştirdiğini, Aynı şekilde davacıdan da 3-4 ay gibi kısa bir süreliğine taşeron olarak taşıma hizmeti alındığı aldığını, davacıdan alınan taşıma hizmetine ilişkin tüm hak edişleri ve düzenlemiş olduğu faturalar karşılığı eksiksiz olarak ödendiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi bir alacağının kalmadığını, davacı tüm çalışması boyunca yaptığı servis hizmeti karşılığını davalı şirkete fatura ettiğini, davacı tüm çalışması boyunca toplam 38.617,90-TL tutarında 6 adet fatura düzenlediğini, davacının düzenlemiş olduğu tüm fatura bedelleri ya banka havalesi yolu ile ya da davacı imzasını taşıyan Tediye Makbuzu ile elden olacak şekilde ödendiğini, Davalı müvekkile ait ticari defter kayıtlar incelendiğinde de davacının herhangi bir alacağının olmadığı davacıya ait cari hesabın sıfır bakiye olduğu anlaşılacağını, davacıya ait cari hesap özeti incelendiğinde yalnızca borç olarak kaydedilen 1.555,66-TL’nin nakti bir ödeme olmadığı bu miktarın da davacıya davalı müvekkil tarafından düzenlenmiş olan 31.10.2017 tarih ve … seri nolu fatura olduğu anlaşılacağını, davacının işe başlamasından sonra davacı tarafından kullanılan ve müvekkil tarafından temin edilen yakıt ücreti kendisine fatura edildiğini, davacı tarafından da söz konusu fatura teslim alındığını, bu sebeple davacının davalıdan herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacıya tüm ödemeleri yapılmış iken, davacı yapmış olduğu tahsilatları inkar ederek, davalıdan haksız ve kötüniyetli şekilde tahsilat yaptığını, davacı tarafından açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacının %20 Kötüniyet tazminatı ödemesini, talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/07/2019 tarih ve 2018/610 Esas – 2019/649 Karar sayılı kararında; “…Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, hükme esas alınan 01/04/2019 ve 02/11/2018 bilirkişi raporları, tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacı, taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takbine vaki itirazın iptalini, takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş davalı ise fatura bedellerini ödediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında davacının düzenlediği taşıma faturaları ve bu faturalara konu işlerin görülmesi hususunda ihtilaf mevcut değildir. Taraflar arasındaki ihtilaf toplam fatura bedellerinden ödenmeyen bakiye olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Ödeme hususunda ispat yükü kendisinde olan davalının sunmuş olduğu 7 adet tediye makbuzundaki imzaların davacıya ait olmadığı anlaşıldığından davalının ödeme olgusunu kanıtlayamadığı nazara alınarak taleple de bağlı kalınmak suretiyle davacının davalıdan 8.158,35 TL alacaklı olduğu kanaati mahkememizde hasıl olmuştur. Tüm bu nedenlerle; Davalının Küçükçekme …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 8.158,35 TL asıl alacak, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına, alacak miktarının davalı tarafından bilinmesinin mümkün olduğu bu nedenle likit olduğu haksız itiraz nedeniyle hükmolunan miktarın takdiren % 20 ‘si tutarı davacı yararına icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Davanın KABULÜ ile Davalının Küçükçekme …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 8.158,35 TL asıl alacak, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, 1.631,67 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkeme tarafından verilen karar eksik ve yetersiz bilirkişi raporları doğrultusunda verilmiş olduğunu, Dosyadan alınan 02.11.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacının, davalıya toplamda 38.617,89-TL fatura düzenlemiş olduğu, bu bedelin 22.568,38-TL’sinin banka havalesi yoluyla, 14.501,61-TL’sinin tediye makbuzu ile ödendiği, 1.555,66-TL’sinin ise davalının davacıya kesmiş olduğu ve davacının hesaplarına işlemiş olduğu yakıt yansıtma faturasının mahsubu ile ödenmiş olduğunun tespit edildiğini, Bu tespitler doğrultusunda davacı tarafça dosyaya ibraz etmiş oldukları tediye makbuzlarında yer alan imzalara itirazda bulunulduğunu, davacı dosyaya sundukları ve toplamı 14.501,61-TL olan tediye makbuzlarındaki imzaların kabul etmemekle birlikte dava dilekçesinin ilk sayfasında ifade ettiği tahsilat kalemlerinde ve talep miktarının 8.158,35-TL olması itibariyle aslında bir kısım tediye makbuzlarını kabul etmekte olduğunu, Bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de ifade ettikleri üzere; kabul anlamına gelmemek üzere davacının iddia ettiği gibi tediye makbuzlarındaki imzaların kendi eli ürünü olmadığı sonucuna varılsa dahi, davacının alacağı hüküm altına alındığı gibi 8.158,35-TL değil, en fazla 5.180,94-TL olacağını, Davacı dava dilekçesinde tarafınca yapılmış olan tahsilatları tek tek saydığı ve beyan ve kabul ettiği tahsilat toplamı 30.463,53-TL olduğunu, davacının kabul ve beyan ettiği tahsilat kalemleri içerisinde davalı müvekkili tarafından yapılmış olan ve bilirkişi raporunda da yer alan … Bankasından 795900 belge no ile yapılan 1.421,75-TL bedelli havale yer almadığını, yine davacı kayıtlarında yer alan yakıt yansıtma bedel faturası tutarı olan 1.555,66-TL yer almadığını, Davacının tüm iddialarının doğru olduğu varsayımında dahi davacının iddia ettiği 8.158,35-TL alacak miktarından davacının dilekçelerinde yer vermediği ancak hesap bilirkişisi tarafından davacı kayıtlarında da varlığı tespit edilmiş olan 1.421,75-TL bedelli havalenin ve 1.555,66-TL bedelli yakıt yansıtma faturasının mahsubu durumunda davacı alacağının 5.180,94-TL olması gerekmekte olduğunu, Tüm ödemeleri tediye makbuzuyla ödenmiş olan davacının davasının reddi gerektiğini, buna rağmen yerel mahkeme tarafından iddialarının kabul görmediği, yeniden imza incelemesi yaptırılmadığı ve davacının alacaklı sayıldığını, ancak bu durumda dahi davacının kabul ettiği alacak miktarı ve hesap bilirkişisi tarafından ortaya konulan banka dekontu ve mahsubu gereken fatura dikkate alındığında davacının en fazla 5.180,94-TL alacaklı olması gerekmekte ikan mahkemece bu hususlar dikkate alınmadan verilen kararın kaldırılması gerektiğini, Tediye Makbuzları üzerinde imza incelemesi yapan bilirkişi tarafından sunulan 01.04.2019 tarihli rapor ile; Tediye Makbuzları üzerinde yer alan ve …’e izafe edilen imzaların … eli ürünü olmadığı, adı geçenin hakiki imzalarına benzetilerek yapılandırıldığı kanaatine varıldığını,
25.02.2019 tarihli dilekçede davacının, davalı şirkete karşı düzenlenmiş olduğu ve davacı imzasının yer aldığı fatura asılları ile tediye makbuzlarındaki imzaların birlikte değerlendirilerek imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, buna rağmen bilirkişi tarafından fatura üzerinde yer alan imzalardan hiç bahsedilmeden doğrudan Tediye Makbuzları üzerinde inceleme yapıldığını, böylesi bir talepte bulunmalarının gerçeğin ortaya çıkması açısından ne denli önemli olduğunu mahkemece ve bilirkişi tarafından kavranamadığını, Davalı müvekkili filosundaki altıyüze yakın araç ile servis taşıma işi yapmakta ve bu araçların birçoğu davacı gibi sözleşmeli servis araçları olduğunu, sektörde davacı gibi servis aracı sahibi olan bir çok kişi servisi doğrudan kendisi kullanmayıp, şoför çalıştırmakta olduğunu, bu sebeple de genellik işlerin yürütülmesinde, faturaların düzenlenmesi, ödemelerin yapılmasında taşeronların şoförleri muhatap olduklarını, aynı şekilde davacının davalı şirkete vermiş olduğu taşeronluk hizmetine ilişkin iş işlemlerini … isimli şoförü yürüttüğü, bazı zamanlarda ise … isimli yakını (muhtemelen kardeşi) yürüttüğünü, bu sebeple davacı adına düzenlenen faturalar ve imzalanması gereken bazı evraklar davacının şoförü … veya yakını … tarafından imzalandığını, Davacı tarafından düzenlenmiş olan Fatura asılları ile tediye makbuzları üzerinde yer alan imzaların aynı olduğu çıplak gözle dahi anlaşılmakta olduğunu, ayrıca davacı ile imzalanmış olan sözleşmede yer alan imzalarda fatura ve tediye makbuzundaki imzalar ile benzeşmekte olduğunu, bu sebeple mahkemeden yaptırılacak imza incelemesinde Tediye Makbuzlarında yer alan imzalarla birlikte davacının ıslak imzasının bulunduğu ve davalı müvekkilinin ibraz etmiş olduğu Faturaların ve davalı ile şapmış olduğu Hizmet Sözleşmesinde yer alan imzalarında birlikte incelenmesi ve değerlendirilmesi talep edildiğini, öyle ki; eğer davacı tarafından tediye makbuzlarındaki imza kabul edilmiyor ise kendisi tarafından düzenlenen faturalar ve sözleşmede bulunan imzaların da kabul edilmemesi gerekmekte olduğunu, ters açıdan bakıldığında davacı adına düzenlenmiş ve davacı adına imzalanmış (davacı eli ürünü olmayan) faturaların varlığı ve gerçekliği kabul edilmekte ise aynı el ürünü tediye makbuzlarının da faturayı düzenleyen tarafından tahsil edilmiş olduğu aşikar olup tediye makbuzlarının davacı tarafından reddedilmesi mümkün olmayacağını, Bu sebeplerle öncelikle ve mutlaka Grafolog bilirkişiden mahkemeye sundukları Tediye Makbuzu ve Fatura Asılları ile sundukları sözleşme asılları üzerinde yer alan imzaların hep birlikte karşılaştırılması ile imzaların aynı el ürünü olup olmadıkları, fatura ve sözleşme üzerinde yer alan imzaların … eli ürünü olup olmadıklarının tespitinin yaptırılması gerekmekte olduğunu, duruma göre de … kardeşi … ve/veya şoförü …’ın celbi ile mahkemede dinlenilmesi, tediye makbuzları ve faturalar üzerinde yer alan imzaların kendisi tarafından atılıp atılmadığının sorulması gerekmekte olduğunu, bunlar yapılmadan eksik tahkikatla verilen karar hatalı olduğunu, Aynı kanaatte olunmaması halinde dahi, 3 nolu bentte ayrıntılı açıkladıkları üzere davalı olarak en aleyhlerine olan durumda dahi davacı alacağının en fazla 5.180,94-TL olması gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bakiye fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kabulü ile davalının Küçükçekme …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 8.158,35 TL asıl alacak, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, 1.631,67 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 Sayılı HMK’ nın 345/1 maddesi ” İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.” hükmünü içermektedir. İlk derece mahkemesi tarafından gerekçeli karar usulüne uygun olarak davalı vekiline e-tebligat yoluyla 20/08/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekilinin 2 haftalık istinaf başvuru süresi 03/09//2019 Salı günü mesai bitiminde sona ermektedir. (UYAP sistemi üzerinden yapılan işlemler açısından saat 00:00’a kadar ) Davalı vekili tarafından istinaf dilekçesinin, Uyap detaylı evrak işlem kütüğü bilgilerinde yapılan incelemede 06/09/2019 günü saat 19:04’de sunulduğu, istinaf harçlarının da aynı tarihte yatırıldığı anlaşılmıştır. Buna göre HMK’nın 346, 352 maddeleri uyarınca süresinde olmayan istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 346. ve 352. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan toplam 139,33.TL harçtan mahsubu ile bakiye 80,03.TL harcın talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/09/2021 tarihinde HMK’nın 346.ve 352. maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.