Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2010 E. 2020/603 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2010 Esas
KARAR NO : 2020/603 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/272 Esas – 2019/110 Karar
TARİH: 07/02/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile;Müvekkil şirket, davalı şirkete ait emteaların uluslararası taşımasını çeşitli zamanlarda üstlendiğini, ancak davalının kusur ve ihmali neticesinde müvekkil şirketin aracı beklemek zorunda kaldığını bu nedenle 10.07.2017 tarih ve … nolu 5.600,00 Euro bedelli bekleme ücreti faturası düzenlendiğini, davalı şirket ile müvekkil şirket arasında iade faturası kesileceğine dair herhangi bir düzenleme olmamasına rağmen sürekli iade faturası kestiğini, bu defa müvekkil şirket tarafından davalının kesmiş olduğu iade faturalına noter kanalı ile itiraz edildiğini, netice itibariyle müvekkil şirket davalı taraf ile olan ticare ilişkisi nedeniyle cari hesabında davalı taraftan toplam 5.600,00 Euro alacaklı bulunduğunu, davalı tarafın bakiye 5.600,00 Euro’yu ödemekten imtina etmesi üzerine müvekkilin haklı fatura ücreti alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu …. İcra müdürlüğünün.. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya tebilği üzerine takip davalı borçlu şirketin, İcra müdürlüğünün yetkisine ve borca karşı yapmış olduğu itiraz ile durdurulduğunu,davacı borçlu şirketin icra müdürlüğünün yetkisine karşı yapmış olduğu itirazı haksız ve hukuka aykırı olduğunu, itiraz nedeniyle müvekkilin haklı alacağının tahsilinin engellenmesi üzerine iş bu itirazın iptali davasını açarak yargılama giderlei ve ücreti vekaletin karşı taafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında yapılmış olan her hangi bir yetki sözleşmesi bulunmadığını, davacı taraf açmış olduğu icra takibinde her ne kadar cari hesap sözleşmesine dayandığını ifade etmişse de taraflar arasında böyle bir sözleşme bulunmadığını, bu husus icra takibinde yetkiye ve borca itiraz dilekçesinde ifade ettiğini, taraflar arasında yapılmış bir yetki sözleşmesi de bulunmadığını, taraflar arasında kesinleşmiş bir fatura ves de söz konusu olmadığını, bu nedenle davacı şirketin genel yetki kurallarına göre hukuki yollara başvurması gerektiğini, TBK 89. Madde dava konusu olayda uygulanmayacağını, taraflar arasında kurulmuş bir sözleşme olmadığından davacının yaptığı iş vekaletsiz iş görme niteliğinde olabileceğinden dava konusu olayda da para alacağından söz edilemeyeceğini, dava konusu olayda davacı malları İzmir’de davalının ikametgahına getirmiş olmakla ifa yerinin İzmir olduğu tartışmasız olduğunu, ayrıca İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarından da davalının ikametgahının İzmir olduğu dolayısı ile genel yetki kuralları uygulanacağından yetkili mahkeme ve İcra Müdürlüğü İzmir Mahkeme ve İcra Müdürlükleri olduğunu, bu nedenle davada yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönedrilimesine karar verilmesi gerektiğini bu nedenlerle öncelikle yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesine, bilahare haksız ve yersiz olan davanınn reddine, davacının haksız ve kötü niyetle, kesinleşmemiş ve her hangi bir sözleşmeye de dayanmayan alacak talebinde bulunması nedeni ile %20 icra tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesi, yargılama giderleri ile dava vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesinin 07/02/2019 tarih ve 2018/272 Esas-2019/110 Karar sayılı kararında;”Davaya dayanak İstanbul Anadolu …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine cari hesap alacağı nedeniyle 12/02/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının süresi içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine itiraz ederek sözleşmenin ifa edileceği yer olan İzmir icra dairelerinin yetkili olduğunu ve davacıya borcu bulunmadığını ileri sürdüğü, davacı tarafça süresi içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalının cari hesap alacağını ödemediğinden bahisle takip başlatıldığı, davalı tarafça takipteki yetkiye ve borca itiraz edildiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları bakımından yetkili icra dairesinde usulüne uygun icra takibi yapılmış olması dava şartlarındandır. İcra takipleri bakımından İ.İ.K.’nın 50.maddesinde HMK’da yer alan yetkiye ilişkin düzenlemelerin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Genel yetkili icra dairesi davalı borçlunun ikametgahı icra daireleri olmakla birlikte takip dayanağı alacağın niteliğine göre özel yetki de düzenlenmiştir. HMK 10. Maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü içermektedir. Davaya konu alacağın fatura alacağı olduğundan bahisle icra takibi başlatılmış ise de, dava dilekçesinde davaya konu faturanın davacı şirkete ait aracın beklemek zorunda kaldığından bahisle düzenlendiği belirtilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklandığı, sözleşmeden kaynaklanan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek ve davalı tarafça da sözleşmenin ifa edileceği yer olan İzmir icra dairelerinin yetkili olduğunun ileri sürüldüğü bu hali ile yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir takip bulunmadığından davanın usulden reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, ” Usulüne uygun takip yapılmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE, ” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile;Yerel Mahkeme yönünden yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay kararlarında da aksine bir hüküm bulunmadığını,- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 02/05/2005 tarih 2004/7974 E. – 2005/4509 K. – Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 29/05/2014 tarih 2014/3226 E. – 2014/10030 K.- Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 22/12/2015 tarih 2015/28945 E. – 2015/30485 K.Yargıtay tarafından istikrar kazanan kararların da aksine bir hüküm bulunmadığı durumlarda para alacakları alacaklının yerleşim yerinde ödendiği yönünde olduğunu, işbu nedenle yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olmasını ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, karayoluyla CMR hükümlerine tabi taşımadan kaynaklı bakiye navlun bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, Usulüne uygun takip yapılmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, ” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiştir. Uyuşmazlık; davanın temelini oluşturan icra takibinin para alacağına ilişkin olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre icra dairesinin yetkili olup olmadığı ve mahkemece verilen kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacı vekilinin icra müdürlüğünün yetkili olduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; Her ne kadar dava konusu alacağın sebebini teşkil eden taşıma ilişkisi CMR hükümlerine tabi ise de CMR Konvansiyonu’nda navlun alacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından bu yöne ilişkin ihtilaflarda iç hukuk kuralları uygulanmalıdır. Taraflar arasındaki taşıma ilişkisi sabit görüldüğünden bu taşıma ilişkisinden kaynaklı navlun (bekleme ücreti) alacağının tahsili hususunda hangi yer mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu yukarıda açıklandığı üzere iç hukuk kuralları uyarınca belirlenecektir. Dava navlun (bekleme ücreti) alacağının tahsili istemine ilişkin olup navlun alacağı para borcu olması hasebiyle 6098 sayılı TBK’nın 89 maddesi gereğince alacaklının ifa zamanında mukim bulunduğu yerde ödenmelidir. HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa yerinde de dava ve takip yapılabilecektir. (Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’ nin 2015/15452 Esas, 2016/369 Karar sayılı içtihadı benzer mahiyettedir.) Somut olayda, davacı alacaklının muamele merkezi Sultanbeyli/İstanbul olup Yargıtay 11 HD.nin 06/12/2017 tarih ve 2016/12801 Esas, 217/6955 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik içtihatları gözetildiğinde 6098 sayılı TBK’nın 89. madde hükmü uyarınca davacı alacaklının muamele merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Daireleri ve İstanbul Anadolu Mahkemeleri’nin de yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmekle, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 07/02/2019 tarih ve 2018/272 Esas – 2019/110 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dava dosyasının mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı 121,30.TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş-dönüş masrafı 19,00.TL olmak üzere toplam: 140,30.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/06/2020 tarihinde HMK’ nın 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.