Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2002 E. 2021/1329 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2002 Esas
KARAR NO: 2021/1329 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2015/1242 Esas – 2019/263 Karar
TARİH: 26/11/2014
DAVA: Alacak
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2019/8 ESAS 2019/1 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
DAVA: Alacak
BİRLEŞEN İSTANBUL 15 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/518 ESAS,
2014/335 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalılardan …’nın 15/09/2008 tarihli 15 yıl 6 aylık süre için kira sözleşmesi akdettiğini, kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, davalı … LTd Şti’nin de kira sözleşmesine konu taşınmaz üzerinde kurulu bulunan akaryakıt istasyonunu işletmek amacıyla müvekkili ile 17/09/2009 tarihli Bayiilik Sözleşmesi ve 30/05/2008 tarihli protokolü akdettiğini, davalı bayii … Ltd Şti tarafından Menemen …Noterliğinin 04/09/2013 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Bayiilik sözleşmesinin 19/09/2013 tarihi itibariyle yenilenmeyeceğini, sözleşmenin feshedilmiş sayılacağının, kira şerhinin terkin edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, taraflar arasında akdedilen 19/08/2008 tarihli protokolün 4.maddesinde …pet ile malik arasında akdedilen kira sözleşmesi uyarınca 15 yıl 6 aylık kira bedeli olarak 24.000,00 USD nin ödeneceğinin belirlendiğini, bu ödemenin 28/05/2009 tarihinde TL karşılığı olarak 30.576,00 TL olarak ödendiğini, yine işletme yatırım desteği olarak 28/05/2009 tarihinde 325.000 TL, 31/12/2009 tarihinde 184.080 TL’nin davalı şirkete ödendiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı … tarafından 15 yıl 6 ay süre ile bayiilik ilişkisinin sürdürüleceği inancıyla 370.000 USD + KDV işletme yatırım destek bedeli ile 24.000 USD kira bedeli ödemesi yapıldığını, değişen mevzuat nedeniyle 19/09/2013 tarihinde ilişkinin sonlandırıldığını, bakiye 11 yıllık süre için yapılan ödemeler nedeniyle davalıların haksız olarak zenginleştiğini, davalılardan …’nın sözleşmelerde garantör sıfatıyla taraf olduğunu bildirerek; kira süresinin tamamı nazara alınarak peşin ödenen kira bedelinden kullanılamayacak kira süresine karşılık gelen 28.701,31 TL’lik kısmın davalı …’dan tahsiline, müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı olan 11.301,14 TL’nin KDVsi ile birlikte tahsilini, işletme yatırım destek bedelinden kullanılamayacak süreye karşılık gelen 361.206,98 TL ile davalının elde ettiği tüm semereler olan 135.896,96 TL’nin KDVsi ile birlikte 19/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini dava ve talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilleri … ve …’nın gerçek kişi olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan yetki şartının müvekkillerini bağlamadığını, yetkili mahkemenin Menemen/ İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, …’nın garantör veya müteselsil kefil olarak bayiilik sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, üzerinde akaryakıt istasyonu bulunan taşınmazın müvekkili …’dan 15/09/2008 tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığını, 15 yıl 6 aylık kira bedeli olan 30.576,00 TL’nin 28/05/2009 tarihinde ödendiğini, kira sözleşmesinin feshedilmesinde müvekkillerinden …’nın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, akdedilen bayilik sözleşmesi gereğince herhangi bir sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmediğini, rekabet kurulunun kararı uyarınca sözleşmenin geçersiz kaldığını, davacının rekabet kurulunun kararı gereğince yaptığı yatırımın 5 sene için olduğunu ve bayiilik sözleşmesinin yenilenmeme ihtimalinin bulunduğunu bilerek işletme yatırım bedelini müvekkili şirkete verdiğini, müvekkili şirketin sözleşmenin devam etmemesinde bir sorumluluğunun bulunmadığını, kanunen tanınan haklarını kullandığını, kötü niyetli olmadığını bildirerek açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/03/2019 tarih 2015/1242 Esas – 2019/263 Karar sayılı kararında; ” Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 05/09/2014 tarihli raporda: davaya konu istasyonun …teknik şartnameleri doğrultusunda ve standartlarında tadil edilebilmesi için gerekli olan yatırım bedelinin bayilik sözleşmesi süresine bağlı olarak 5 yıl için … Ltd Şti’ne verilmiş olduğu, söz konusu bedelin kira sözleşmesinin süresi ile ilişkili olarak verilmiş olduğuna ilişkin davacının talebinin kabulünün mümkün olduğu ihtimalinde sebepsiz zenginleşme yatırılan yatırımın davalı şirket için tutarının zenginleşen şirket ve garanti eden sıfatıyla diger iki davalıdan talep edebileceği, ancak bu incelemenin uzmanlık alanlarının dışında olduğu, keşfen yapılacak olan bilirkişi incelemesinde davalının kullanımında olduğu düşünülen yatırım bedellerinin piyasa rayiç değerinin tespitinin yapılması gerektiği, eğer mahkeme aksi kanaatte ise davalı şirketten talep edilecek bir tutarın bulunmadığı davacı …ile davalılardan … arasında imzalanmış kira sözleşmesinin işlememiş süresine tekabül eden kira bedeli tutarı olan ve davalı için sebepsiz zenginleşme teşkil eden KDV hariç 29.077,41 TL’nin davalı …’dan talep ve tahsil edilmesi gerekeceği, davacının bu bedelin alınması için davalıya fatura düzenleyecek olması düşünüldüğünde bu tutara ayrıca KDV ilavesinin yapılması gerektiği, iyiniyetli sebepsiz zenginleşme olduğundan zenginleşme tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği, davacının semere konulu diğer taleplerinin yerinde olmadığı, davalı … protokol ile davacıya karşı garanti eden sıfatıyla tahhütte bulunmuş ise de borcun sözleşmeden değil sebepsiz zenginleşmeden doğması nedeniyle … Ltd Şti’nin borcundan sorumlu olmayacağı bildirilmiştir. Mahkememizce verilen ara karar uyarınca Menemen Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak taşınmaz üzerinde davacının dava dilekçesi ekinde liste halinde sunduğu emtiaların bulunup bulunmadığı, güncel değerlerinin ne olduğu, bakiye kalan sürede kullanılma imkanının bulunup bulunmadığı açısından keşfen inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 02/06/2015 tarihli talimat raporunda; dava konusu taşınmaz üzerinde davacının dava dilekçesi ekinde liste halinde sunduğu emtilaların bulunduğu, bakiye kalan sürede aynı işletmede kullanılma imkanının bulunduğu, başka bir işletmede kullanılma imkanının bulunmadığı, emtiaların güncel değerlerinin toplam 77.100,00 TL olduğu bildirilmiştir. Mahkememizce verilen ara karar uyarınca tarafların ilk bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların ve Menemen Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan keşif sonucu sunulan raporun değerlendirilmesi suretiyle davacının ticari defter ve kayıtları incelenerek yatırım destek bedeli ve sabit yatırım bedeli ( sabit yatırım bedeline amortismanlarda uygulanmak suretiyle) kullanılmayan bakiye süreye tekabül eden bedelin ne olduğunun semereleri ile birlikte tespiti ile davacının talep edebileceği alacak miktarının var olup olmadığı, var ise miktarı yönünde hukukçu …, mali müşavir …, makine mühendisi …, inşaat mühendisi … marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup ibraz edilen; 16/01/2017 tarihli raporda; davacı ile davalılar arasındaki ilişki temelinin 30/05/2008 tarihli protokole dayandığı, protokolün ise 15 yıllık kira ilişkisi üzerine kurulduğu, 5 yıllık muafiyet süresini aşan süre bakımından taraflar arasındaki ilişkinin geçersiz olduğu, somut olayda sonradan meydana gelen bir sebeple sona erme ve dolayısıyla sebepsiz zenginleşme söz konusu olduğundan talep edilecek alacaklara sözleşmenin sonlandırıldığı 19/09/2013 tarihinden itibaren faiz işletmesi gerektiği, bu durumda davacının talebi doğrultusunda davalı … Ltd Şti’den KDV hariç 361.206,98 TL yatırım destek bedelini, bu bedelin fesih tarihinden dava tarihine kadar olan KDV hariç 4.828,63 TL tutarında faizini ve 77.100 TL sabit yatırım bedelini talep edebileceği, davalı …’dan 16.697 USD tutarında kira bedelini talep edebileceği, davalı …’nın ise kefaletin kanuni şartları oluşmadığından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı bildirilmiştir. Mahkememizce davalının bilirkişi raporuna itirazının değerlendirilmesi ve kira sözleşmesinin başlangıç tarihinden itibaren kalan bakiye süreye göre yatırım destek bedelinin hesaplanması ve ayrıca davacının talep etmiş olduğu faizin davacının davalıya davadan önce çekmiş olduğu ihtarnamenin tebliğ edildiği ve verdiği süre belirlenerek temerrüt tarihi hesap edilerek belirlenmesi açısından bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 22/02/2018 tarihli ek raporda; davacı tarafından yapılan ödemelerin dayanağı prokotol hükümlerine dayandığından, bu açıdan kök rapordaki kanaatlerinin değişmediği, 4054 sayılı kanunun 6098 sayılı kanuna göre özel hüküm niteliğinde olduğu, bu nedenle 56 ve devam hükümlerin uygulanması gerektiği, davalılar tarafından sunulan hukuki görüşün takdirinin mahkemenin yetkisinde bulunduğu, davalı tarafından sunulan 12/04/2017 tarihli tapu tetkik föyünden kira şerhinin devam ettiği, ancak intifa hakkının terkin edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda davalılar tarafından sunulan Yargıtay kararlarının takdirinin mahkemede olduğu, bununla birlikte dava konusu yerde başka bir dağıtım şirketi adına faaliyette bulunulduğundan mevcut kira şerhinin taraflar arasındaki ilişkinin sonlandırılması bakımından herhangi bir etkisinin bulunmadığının görüldüğü, dolayısıyla Yargıtay kararlarında belirtilen görüşlerin birebir somut olayla bağdaşmadığı, kira başlangıç tarihinden itibaren bakiye süreye göre; geri ödenecek yatırım destek bedelinin KDV dahil 403.948,20 TL, işlemiş faizin KDV dahil 2.314,29 TL olacağı bildirilmiştir. Davacı ile davalılar arasında 30/05/2008 tarihinde akdedilen protokol ile …’ya ait taşınmaz üzerinde … Renkleri ve ablemleri altında akaryakıt istasyonu işletileceğine dair sözleşme imzalandığı, protokolün 3.maddesinde 15 yıl süreli kira sözleşmesi akdedileceği ve bunun tapuya şerh edileceğinin, 15 yıllık kira bedeli için tapu kayıt maliki …’ya 24.000 USD verileceği, taşınmaz üzerine kira şerhi konulacağı, … lehine ipotek tesis edileceği, bayii …’a 370.000 USD + KDV işletme yatırım desteği verileceği, bu bedelin 130.000 USD’lik kısmının kira sözleşmesinin imzalanması, şerh edilmesi, ipotek tesisi ve banka teminat mektubunun …’e verilmesi üzerine ödeneceği, bakiye 120.000 USD’lik kısmının akaryakıt istasyonunun %50 sinin tamamlanması, 120.000 USD’lik kısmının ise akaryakıt istasyonunun %100 ünün tamamlanması ve faaliyete geçmesi halinde ödeneceği, bayiinin …e karşı olan tüm yükümlülüklerinin … tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla garanti edilmiş olduğunun kararlaştırıldığı, 15/09/2008 tarihli kira sözleşmesinin … ile … arasında akdedildiği, kira sözleşmesinin 15 yıl 6 ay süreli toplam 24.000 USD kira bedelli, kira başlangıç tarihinin de 01/01/2009 tarihi olduğu, kira sözleşmesinin 19/09/2008 tarihinde …. yevmiye numaralı tapu sicil memurluğunca taşınmaz tapu kaydına tescil edildiği, 17/09/2009 tarihinde … Ltd Şti ile … arasında bayilik sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin süresinin imzalandığı tarihten itibaren 5 yıl olarak belirlendiği, sürenin bitiminde tarafların anlaşması ile yine 5 yılı geçmemek kaydıyla uzatılabileceğinin kararlaştırıldığı, davalı şirket tarafından davacıya gönderilen 14/09/2013 tarihli ihtarname ile 19/09/2013 tarihinde sona erecek olan ikili ilişki çerçevesinde sözleşmelerin uzatılmayacağı, kira şerhinin ve tesis edilen ipoteğin kaldırılması, teminat olarak verilen banka teminat mektubunun iadesinin istendiği görülmüştür. 4054 sayılı kanunun 4 maddesinde “Belirli bir mal veya hizmetin piyasası da doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu yetkiyi doğuran doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmaların” yasaklandığı, dikey anlaşmalara ilişkin grup muafiyeti başlığı altında 2002/2 sayılı tebliğin 5a maddesince rekabet yasağı içeren dikey anlaşmaların belirsiz süreli veya 5 yılı aşması halinde bu tür sözleşmelere grup muafiyetinin uygulanmayacağının belirlendiği, yine ardından resmi gazetede yayınlanan 2003/3 sayılı tebliğ ile getirilen geçici madde uyarınca tebliğin yürürlüğe girdiği 18.09.2003 tarihinden itibaren sözleşmelerin 2 yıllık süre içerisinde tebliğe uygun hale getirilmesinin zorunlu kılındığı, buna göre 18.09.2005 tarihinden itibaren kalan süresi 5 yılı aşan sözleşmelerin 18.09.2010 tarihine kadar 18.09.2005 tarihinden sonra akdedilen sözleşmelerin akdedildiği sürenin ilk 5 yıllık kısmının grup muafiyetinden yararlanılacağının bildirildiği, bu kararların iptali için açılan davaların Danıştay ilgili dairelerince alınan kurum kararlarında ve alınan bu kararların sektörde faaliyette bulunan teşebbüslere duyurulması yönündeki işlemlerde hukuka aykırılık görülmediğinden reddedildiği, Rekabet Kurulu kararlarına göre 18.09.2005 tarihinden önce yapılan ve kesintiye uğramaksızın süre gelen sözleşmelerin kural olarak 18.09.2010 tarihine kadar geçerli olduğu bu tarihten sonra yapılan dikey anlaşmaların ise yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl süre ile 2002/2 sayılı tebliğ ile düzenlenen grup muafiyeti kapsamında olduğu yine davaya dayanak rekabet kurulunun 12.03.2009 tarihli bildiriminde ve bireysel başvurular sonucu verdiği 05.08.2009 tarih 09-34/798-201 sayılı 31.03.2010 tarih, 10-27/408-154 sayılı kararlarında bayilik sözleşmeleri ve bu sözleşmelerde yer alan rekabet etmeme yükümlülüğü süresine etki eden kira ve intifa sözleşmelerinin tamamının tek bir dikey sözleşme olarak kabul edildiği ve bu dikey anlaşmalar ile bayiye 5 yıldan uzun süreli rekabet yasağı getirilmesi halinde söz konusu dikey ilişkinin grup muafiyeti kapsamı dışına çıkacağının belirtildiği, Rekabet Kurulu’nun 05/03/2009 tarihinde almış olduğu kararları, 12/03/2009 tarihinde resmi internet sitesinde yayınlayarak duyurduğu, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin davalı …’ın ihtarı ile 19/09/2013 tarihi itibariyle sonlandırıldığı ve ilişkinin yenilenmeyeceğinin bildirildiği, bu ihtara karşı Üsküdar … Noterliğinin 16/09/2013 tarihli … yevmiye sayısı ile davacı tarafından gönderilen cevabı ihtarnamede … ile olan bayilik ilişkisinin 19/09/2013 tarihi itibariyle sona ereceği, mevcut kira şerhi hakkından feragat edildiği, söz konusu ilişkiye özgü ödenmiş bulunan kira bedelleri, yatırım tutarları, işletme yardım bedelleri vs. bedellerin kullanılmayan kısımlarına ilişkin bakiyesinden sözleşmelerin yatırım tarihinde öngürülmüş bulunan süreden daha erken sona erecek olmalarından kaynaklanan ve ödeme gününe kadar işleyecek yasal faiz, vade farkı hariç KDV dahil 733,176,70 TL tutarındaki bedelin ödenmesi talep edilmiştir. Davacı tarafından birleşen İstanbul 7 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1141 Esas sayılı kira alacağına yönelik davada 20/06/2016 tarihli dilekçe ile davanın kira bedeline yönelik davanın kabulü ile 28.701,31 TL’nin KDV si ile birlikte ödeme tarihi olan 28/05/2009 tarihinden itibaren avans faizi ile davalı …’dan tahsilinin talep edildiği, bayilik ilişkisinin sona ermesiyle kira ilişkisinin de bittiği, bayilik sözleşmesi ile kira sözleşmesinin ilintili olduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; ödenen kira bedelinden bakiye süreye isabet eden miktarın 29,077,41 TL olarak belirlendiği, davacının 28.701,31 TL talep ettiği, davacı tarafından Üsküdar … Noterliğinin 16/09/2013 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalılardan alacak talebinde bulunulduğu, davalı …’nın ihtarnameyi 23/09/2013 tarihinde aldığı, verilen 15 günlük sürenin sonunda 09/10/2013 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşıldığından Mahkememizin birleşen 2019/8 Esas, 2019/1 Karar sayılı dosyasında, kira bedeline ilişkin davanın kabulü ile 28.701,31 TL’nin KDV si ile birlikte davalı …’dan 09/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin KDV si ile birlikte tahsiline karar vermek gerekmiştir. Mahkememizin 2015/1242 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan asıl davada; davacı … Ltd Şti’nin ödemiş olduğu 370.000 USD + KDV, işletme yatırım destek bedelinin geçersiz ve müvekkili şirket tarafından kullanılmayacak süresine karşılık gelen 361.206,98 TL’lik kısmının KDV si ile birlikte yatırım yapıldığı tarihten itibaren davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davacı tarafından davalı şirkete 28/05/2009 tarihinde 325.000 TL, 31/12/2009 tarihinde 184.080,00 TL olmak üzere toplam 481.000,00 TL yatırım destek bedeli ödemesi yapılmıştır. Davalı tarafından yapılan bu ödemeler rekabet kurulunun 05/03/2009 tarihinde almış olduğu kararların 12/03/2009 tarihinde resmi internet sitesinde yayınlanmış ve duyurulmuş olmasından sonra yapılmıştır. Davacı taraf işletme yatırım bedeli adı altında yapmış olduğu ödemeleri bayilik sözleşmeleri ve bayilik sözleşmesi ile bağlantılı kira, intifa hakkı gibi sözleşmelerin 5 yılı aşan süreleri bakımından muafiyet koşullarının ortadan kalkacağını bilerek yapmış olup, 5 yıllık süre dolduğunda bayilik sözleşmesi yenilenmediğinden bayilik sözleşmesinde ve taraflar arasında akdedilen protokol ve kira sözleşmelerinde de işletme yatırım desteği bedelinin iadesine yönelik herhangi bir düzenleme bulunmadığından davacının işletme yatırım bedeline yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 19.hukuk Dairesinin 2017/5497 E, 2018/6693 Karar sayılı 18/12/2018 tarihli ilamı da bu yöndedir.) İstanbul 15 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/518 Esas sayılı 2014/335 Karar sayılı dosyasında; davacı, davalı şirkete peşin ödenen duran varlık inşaat bedelinin geçersiz ve müvekkili tarafından kullanılmayacak kira süresine karşılık gelen 61.514,11 TL’lik kısmının KDVsi ile birlikte ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ayrıca söz konusu bedelin dava tarihinde kadar davalı yedinde kaldığı sürede davalı şirketin elde ettiği tüm semerelerin ve müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle ekonomik kayıpların karşlığı 22.742,68 TL’nin KDVsi ile birlikte dikey ilişkinin sona erdiği 19/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce yaptırılan mali incelemeler sonucunda dava defterlerinde demirbaşlar ve haklar hesabında sabit yatırımların kayıtlı olduğu, talimat yoluyla aldırılan bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan sabit yatırımların halen kullanılmakta olduğu, taşınmaza değer kattığı, güncel değerlerinin 77.100,00 TL olarak belirlendiği,bu bedelin piyasa rayiçlerine göre kadrimaruf olduğu, davacının sabit yatırım bedeli olarak 61.514,11 TL talep ettiği, bu talebiyle bağlı olduğu, sabit yatırım bedelinin güncel değeri hesap edilerek hüküm kurulmuş olduğundan ayrıca davalı şirketin elde ettiği semerelerin ve davacının yoksun kaldığı bedelin talep edilemeyeceği anlaşıldığından; davanın kısmen kabulüne, 61.514,11 TL sabit yatırım bedelinin KDV si ile birlikte temerrüt tarihi olan 09/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin KDV si ile birlikte davalı … Ltd Şti’nden tahsiline, … ve …’nın kefaletinin geçerli olabilmesi için sözleşmenin yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olacağı muayyen miktarın gösterilmesinin zorunlu olduğu, taraflar arasında imzalanan protokolde kefalet limiti belirtilmediği gibi protokol içeriğinde kefilin sorumlu tutulacağı azami miktarın belirlenmesine yarayacak bir düzenlemenin de bulunmadığı, davacının davalı kefiller … ve … açısından geçersiz olan bu protokoldeki kefalet hükmüne dayanarak herhangi bir talepte bulunamayacağı anlaşıldığından; … ve …’ya yönelik taleplerin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile,
Birleşen Mahkememizin 2019/8 Esas, 2019/1 Karar sayılı dosyasında; 1-Davanın kabulü ile 28.701,31 TL’nin KDV’si ile birlikte davalı …’dan 09/10/2013 tarihinden işleyecek avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte tahsiline, Asıl davada;(İstanbul 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1242 E.) 1-İşletme yatırım destek bedelinin tahsili talebinin reddine, Birleşen 15 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/518 Esas sayılı dosyasında; 1-Davanın kısmen kabulüne, 61.514,11 TL sabit yatırım bedelinin KDV si ile birlikte 09/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin KDV si ile birlikte davalı … Ltd Şti’den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-… ve … hakkında açılan davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı ve davalı bayinin 30.05.2008 tarihli protokol imzalamak suretiyle akaryakıt bayilik ilişkisi kurmayı amaçladıklarını, protokol ile bayiye işletme yatırım destek bedeli ödeneceğini, ticari şartlar ve önemlisi tesis edilen ticari ilişkinin 15 yıl süreceğinin kararlaştırıldığını bu protokolün davacı, davalı şirket ve diğer davalılar tarafından imzalandığını, bilahare Rekabet Kurumu tarafından alınan kararlar ve uygulamalar sonucu sözleşmelerin 5 yıla indirgenmesi, 5 yılı aşan kısımların geçersiz olmasından bahisle sözleşmenin bayi tarafından feshedildiğini, Taraflar arasında akdedilen 30.05.2008 tarihli Protokole göre 15 yıllık süre için ödenecek işletme yatırım destek bedelinin 370.000 USD olduğunu, Kararlaştırılan işletme yatırım destek bedelinin, davalı şirkete 28/05/2009 tarihinde 325.000 TL, 31/12/2009 tarihinde 184.080,00 TL olmak üzere toplam 481.000,00 TL olarak ödendiğini,Yerel Mahkemehin her ne kadar ödemelerin Rekabet Kurumu tarafından verilen karar tarihlerinden sonra yapıldığını belirtmişse de; esasen ödemelere dayanak olanın 30.05.2008 tarihli Protokol olduğunu, işbu protokolün anahtar bir rol oynadığını, bu protokolde taraflar iradelerini davaya konu akaryakıt istasyonunda 15 yıl süre ile … amblem ve logosu altında … ürünlerinin satışının yapılması, ödenen tüm bedellerin söz konusu taşınmazda 15 yıl süre ile … ürünlerinin satılmasının karşılığında verildiğinin açık olduğunu, Taraflar arasında akdedilen protokol ve sözleşmelerin, bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kira sözleşmesinin başlangıç tarihi taraflarca kira sözleşmesinin “kiranın başlangıcı” başlıklı bölümünde çok açık ve net bir şekilde ilk akaryakıt satış tarihi olarak belirlendiğinden kök rapordaki belirleme gibi kira sözleşmesinin başlangıcının 10.11.2009 tarihi olarak baz alınmasıyla iadeye konu tutarın KDV dahil 426.224,24 TL olarak kabulü gerektiğini, sebepsiz zenginleşme halinde sebepsiz zenginleşenin başlangıçtan beri temerrüt halinde olduğundan 28.05.2009 ve 31.12.2009 tarihlerinden itibaren faiz hesaplanması gerektiğini, Somut olayda, davacının boş bir arazi üzerine akaryakıt istasyonu kurulması için tüm yatırımı yaptığını, taşınmazın değerine değer katılmasını sağladığını ve bunu da 15 yıl için yapmışken 5. yılın sonunda, henüz daha 10 yıl varken hiçbir bedel iade almaksızın ‘ilişki sonlanmıştır’ demenin davalıların sebepsiz zenginleşmelerinden başka bir şey olmadığını, davacının zararı ve mağduriyetinin büyük olduğunu, yerel mahkemece kullanılmayan süreye karşılık gelen işletme yatırım destek bedelinin iadesine karar verilmesi gerektiğini, Yerel Mahkemece kefalet şartlarının oluşmadığından bahisle davanın diğer davalılar … ve … yönünden reddine karar verilmişse de, diğer davalıların … Ltd Şti’nin borçlarına “garantör” olması karşısında esasen kefalet ilişkisi değil garantörlük ilişkisi kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini, Garanti sözleşmesi ile kefalet sözleşmesi arasındaki farklılıklara temas edilmesinin isabetli olacağını, kefalet ve garanti sözleşmelerini birbirinden ayırmak için üç farklı kriter olduğunu, kefaleti benzeri garantiden ayıran en önemli ölçütün, fer’ilik olduğunu, ikinci olarak, kefalet sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına ve kefilin sorumlu olacağı azami meblağın sözleşmede belirtilmesi koşuluna bağlı olduğunu, (BK md. 484). üçüncü olarak, kefil ödemede bulunduğu oranda alacaklının haklarına halef olacağı ve borçluya rücu edebileceğini, (BK md. 496). garanti verenin ise, kanuni bir halefiyet hakkına haiz olmadığını, 30.05.2008 tarihli Protokol’ün 8. Maddesinde; “Bayi’nin …’e karşı olan tüm yükümlülükleri … tarafından Müşterek Borçlu ve Müteselsil Kefil sıfatıyla garanti ve tekeffül edilmiştir”. 30.05.2008 tarihli protokol aynı gerekçe ile … ve … tarafından da imzalandığını, temel ölçütler doğrultusunda yapılan bu incelemenin dahi, gerçek kişi davalı …’nın taahhüdünün garanti sözleşmesi şeklinde tezahür etmekte olduğunu, bu durumda …’in … olan alacaklarına … ve …’nın garantör olduğunu, Kefalet taahhüdünün şekle aykırılıktan geçersiz olduğu yönündeki tespite ilişkin olarak ise; 818 Sayılı BK zamanındaki Yargıtay İçtihadına göre “BK m 484 uyarınca sözleşmede kefilin sorumlu olacağı azami tutarın belirtilmesi şartı varsa da; şayet kefalet beyanı, kefil olunan borcun kaynaklandığı sözleşme metninde yer almışsa ve bu sözleşmede asıl borca ilişkin herhangi bir tutar açıkça yazılmışsa, artık bu BK 484 uyarınca kefilin sorumlu olduğu azami miktar sayılır ve kefalet bu miktara kadar geçerli olur.” (YARGITAY 19.Hukuk Dairesi 2009/ 6105 E. 2010 / 4179 K. Karar Tarihi: 08.04.2010 – YARGITAY 11.Hukuk Dairesi 2003/ 7454 E. 2004 / 1749 K. Karar Tarihi: 26.02.2004) denildiğini, Birleşen 15 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/518 Esas sayılı dosyası yönünden; Yargılama sırasında Menemen Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazılan talimat üzerine yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu alınan 28.05.2015 tarihli Bilirkişi Raporunda iadeye konu duran varlık bedelinin 77.100,00TL olarak hesaplandığını; yine Bilirkişi Kurulu tarafından hazırlanan 11.01.2017 tarihli raporda; sabit yatırım adı altında 77.100,00 TL talep edilebileceği belirlemelerinin yapıldığını, bu durumda sabit yatırım alacağı yönünden tespit edilen alacağın ilk akaryakıt alım tarihi olan 10.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili, sözleşmenin feshi tarihi itibariyle faiz uygulanmasına karar verilmesi halinde ise semere taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, Yerel Mahkemece sabit yatırım bedeli alacağına ilişkin olarak kefalet şartlarının oluşmadığından bahisle davanın diğer davalılar … ve … yönünden reddine karar verilmişse de, yapılann açıklamalar doğrultusunda … ve …’nın diğer davalı … Ltd Şti’nin borçlarına ” garantör” olması karşısında esasen kefalet ilişkisi değil garantörlük ilişkisi kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini, Birleşen 2019/8 Esas, 2019/1 Karar sayılı dosyası yönünden, Yerel Mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu edilen kira alacağına ilişkin herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf sebepleri doğrultusunda kaldırılmasını, Davacı müvekkilinin işletme yatırım destek bedeli yönünden davanın kabulü ile, 361.206,98 TL+KDV karşılığı 426.224,24 TL’nin (alacağın 205.206,98 TL’si için 28.05.2009 tarihinden , 156.000,00 TL’si için ise 31.12.2009 tarihinden itibaren) avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Sabit yatırım alacağı yönünden davanın kabulü ile, sabit yatırım alacağına ilk akaryakıt alım tarihi olan 10.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, tarafların kira sözleşmesinde 15 yıl 6 ay için ödenecek kira bedelini 24.000 USD+KDV olarak kararlaştırdığını, bu miktarın üzerinde akaryakıt işletmesi bulunan bir taşınmaz için sembolik bir miktar olduğunu, aksini düşünmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kirayı gün bazına çevrildiğinde 5 lira gibi bir miktara tekabül ettiğini, kira sözleşmesinin süresinin bayilik sözleşmesinin süresini belirlemek amacı taşıdığını, Rekabet Kurulu’nun 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalar Grup Muafiyeti Tebliğ’i uyarınca süresi beş yılı aşan dikey anlaşmalar grup muafiyetinden yararlanamayacağını, 5 yılı aşan sözleşmeler Rekabet Kanunu m. 56’ya göre geçersiz olduğunu, Rekabet Kurulu’nun 2002/2 sayılı Tebliği uyarınca asıl olan; anlaşmanın yapıldığı tarihten itibaren her beş yılın sonunda bayinin mevcut anlaşmayı sonlandırmak ya da yeniden müzakere ederek azami beş yıllık bir süre için yenilemek konusundaki “özgür iradesinin tam olarak” ortaya konulabilecek olması olduğunu, Sözleşmenin taraflarından davacı …’nin güçlü olan taraf olduğunu, taraflar arası imzalanan 30.05.2008 tarihli ön bayilik protokolünün bile tek nüsha olarak hazırlandığını ve o nüshanın da davacı …’e verildiğini, Rekabet Kuruluhuh 05.03.2009 tarihli kararlarında intifa ve tapuya şerh edilmiş kira gibi sözleşmelerin rekabet yasağının süresini fiili olarak uzattığı tespitine yer vermiş ve beş yılı aşan süreler bakımından bu sözleşmelerin Tebliğ ile tanınan muafiyetten yararlanamayacağının belirtildiğini, Taraflar arasında imzalanan Bayilik Sözleşmesi 17.09.2009 tarihli olduğunu, yani bu tarihte …’in Rekabet Kurulu kararları ile kendi aleyhine çıkan Danıştay kararlarından haberdar durumda olduğunu, Davacı …’nin bu kararlardan haberdar iken protokol hükümlerini revize etmeden, intifa süresini kısaltmadan Kanuna aykırı işlem yaptığını, bu nedenlerle davacı …tarafından yapılan işletmesel yatırımlar ile taşınmaza ödenen kiranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin istenmesihih hakkaniyete aykırı ve kötüniyetli olduğunu, … AŞ’nin davalı müvekkili …’ya ait taşınmaz üzerindeki değişiklikler için ödediği sabit yatırım bedellerinin bayilik anlaşmasının süresinden bağımsız halde olduğunu, anlaşma ister 5 yıl ister 10 veya 15 yıl olsa da işletmeye yapılacak yatırımların aynı miktarda olduğunu, üstelik yapılan ödemeler esnasında hiçbir ihtirazi kayıt da bulunmadığını, bu nedenle Birleşen 15 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/518 E. Sayılı dosyası uyarınca verilmiş olan 61.514,11 TL sabit yatırım bedelinin KDV’si ile …’den tahsiline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/14256 E-2015/3638 K numaralı 16.03.2015 tarihli kararı – Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/12172 E-2017/1232 K numaralı 16.02.2017 tarihli kararı) Davacı … AŞ’nin işbu davayı açtığında taşınmaz üzerindeki intifa hakkı ve kira sözleşmesi şerhini terkin etmediğini, davacının işbu davayı açmakta hukuki bir yararı bulunmadığını, müvekkili davalıları zarara uğratacak bir durumun oluşmasına neden olduğunu, İleri sürerek, İstanbul 5. Asliye ticaret Mahkemesi 2015/1242 E-2019/263 K sayılı dosyasının;”Birleşen mahkemenin 2019/8 Esas, 2019/1 Karar sayılı dosyasının kabulü ile 28.701,31 TL’nin KDV’si ile birlikte 09/10/2013 tarihinden işleyecek avans faizi ve faizin KDV’sinin …’dan tahsiline” hükmü ile, Birleşen 15 Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/518 E sayılı dosyasının; “Birleşen 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/518 E. Sayılı dosyasında kısmen kabul kısmen red kararı vererek 61.514,11 TL sabit yatırım bedelinin KDV’si ile birlikte 09/10/2013 tarihinden işleyecek avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalı …den tahsiline” hükümlerinin bozularak davanın tamamının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEPEBLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl ve birleşen davalar, taraflar arasında imzalanan protokol, bayilik sözleşmesi ve kira sözleşmesi gereğince, davalılardan … adına kayıtlı taşınmazın davacı tarafça 15 yıl 6 ay süreyle kiralanması, kira bedelinin peşin ödenmesi, taşınmaz üzerinde davalı şirket tarafından davacı bayii olarak akaryakıt istasyonu olarak faaliyette bulunması karşılığında davalı şirkete yapılan sabit yatırım giderleri ile, yatırım destek bedelinin taraflar arasındaki sözleşmelerin süresinden önce sona ermesi nedeniyle, gerçekleşmeyen sürelere tekabül eden miktarlarının sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tazmini istemine ilişkindir. Davacı vekili, taraflar arasında 19/08/2008 tarihli protokol imzalandığını, protokol gereğince davalılardan … adına kayıtlı taşınmazın müvekkili tarafından 15 yıl 6 aylığına kiralandığını, kira bedeli olarak 24.000 USD’nin bu davalıya peşin olarak ödendiğini, kira sözleşmesinin söz konusu taşınmazda müvekkili şirket bayi olarak akaryakıt istasyonu (davalı şirketçe) işletilmesi amacıyla yapıldığını, davalı şirket ile 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, protokol hükümleri gereğince davalı şirkete yatırım destek bedeli ödendiğini ve sabit yatırım yapıldığını, söz konusu bu yatırımların sözleşmelerin 15 yıl süreceği inancı ile yapıldığını, ancak davalı şirketin bayilik sözleşmesini 5yıllık süre sonunda yenilemeyerek sona erdirdiğini, böylece yapılan kira sözleşmesinin de konusuz kaldığını, müvekkilinin kira sözleşmesini, yatırım desteğini ve sabit yatırımları taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 15 yıl devam edeceğini öngörerek yaptığını, bu nedenle kullanılamayan süreye tekabül eden ve davalı …’e peşin ödenen kira bedelinin bu davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, davalı şirkete yapılan yatırım desteğinin yine kullanılmayan süreye isabet eden kısmının ve sabit yatırımlar nedeniyle davaya konu taşınmaza değer katıldığından bu yatırım bedelinin davalı şirket ve diğer davalılar davalı şirketle imzalanan protokölü garantör sıfatı ile imzaladıklarından diğer davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece, davacının, davalı … hakkında açtığı birleşen davanın kabulü ile 28.701,31 TL’nin KDV’si ile birlikte 09/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, asıl davada davacının işletme yatırım destek bedeli tahsili talebinin reddine, birleşen davada davacının sabit yatırım bedeli talebinin kısmen kabulü ile 61.514,11 TL sabit yatırım bedilinin KDV’si ile birlikte 09/10/2013 tarihinden işleyecek avans fazi ile davalı … şirketinden tahsiline fazlaya ilişkin talebin reddine, … ve … hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinafa başvurmuştur. Taraflar arasında protokol imzalandığı, protokol gereğince davalı … adına kayıtlı taşınmazın davacı tarafça 15 yıl 6 aylığına kiralandığı kira bedelinin davacı tarafça peşin ödendiği, kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiği, protokol gereğince davalı şirket ile davacı arasında 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığı, bayilik sözleşmesinin süre sonunda davalı şirketçe uzatılmayarak sona erdiği, protokol gereğince davacının dava dilekçesinde belirttiği işletme yatırım destek bedelini davalı şirkete ödediği, akaryakıt istasyonuna sabit yatırım yaptığı hususları çekişme konusu değildir. Davacı ile davalı arasında imzalanan 15 yıl 6 ay süreli kira sözleşmesinin, taşınmaz üzerine davacı şirket bayisi olarak akaryakıt istasyonu kurulup işletilmesi amacıyla yapıldığı sunulan kira sözleşmesi ve protokolden anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava tarihi itibarıyla tapuya şerh edilen kira sözleşmesi feshedilmemiş olup, tapu kaydındaki şerh de kaldırılmamış ise de kira sözleşmesinin 11. Maddesine göre sözleşmenin uygulanması bayilik sözleşmesinin uzatılmaması nedeniyle imkansız hale geldiğinden ve kira bedeli kira süresinin 15 yıl 6 ay süreceği koşuluyla peşin ödendiğinden kullanılmayan süreye ilişkin kira bedelinin davacıya iade edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı … vekili her ne kadar kira bedelinin bayilik sözleşmesine dayalı olarak sembolik bir miktar belirlenerek yapıldığını, kira bedelinin düşük olduğunu bu nedenle kullanılmayan süreye ilişkin bedelin iadesi gerekmediğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de taraflar arasında imzalanan sözleşme ile kira bedelinin belirlenmiş olması, kira bedelinin peşin ödenmesi ve kira sözleşmesinin 11. Maddesi hükmü dikkate alındığında bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı … vekilinin birleşen ve kullanılmayan kira sözleşmesi süresine tekabül eden bedelin iadesine ilişkin dava yönünden yaptığı istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Yine mahkeme kararında belirtildiği üzere, davaya konu taşınmazın akaryakıt istasyonu olarak faaliyet göstermesi için davacı sabit yatırım yapmış olup, davacı tarafça davalı şirkete teslim edilen sabit yatırımların dava tarihi itibarıyla akaryakıt istasyonu olarak kullanılan taşınmazda mevcut olduğu, davalı şirketin başka bir bayilik alarak akaryakıt istasyonunu halen işlettiği, davacı tarafça yapılan sabit yatırımlar nedeniyle taşınmazın değer kazandığı, davalı şirketin bu nedenle fayda sağladığı ve faydalanmayı sürdürdüğü yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile sabit olduğundan davalı şirket vekilinin birleşen davada sabit yatırım bedellerinin rayiç değerinin davacıya ödenmesine ilişkin verilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde değildir. Mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere, davacı yatırım destek bedelini taraflar arasında imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmesi gereğince bayilik sözleşmesinin 5 yıl süreceğini bilerek yapmıştır. Bayilik sözleşmesi de 5 yıllık süre sonunda yenilenmeyerek sona erdiğinden ve taraflar arasında imzalanan protokol ve bayilik sözleşmesinde işletme yatırım destek bedelinin iadesine ilişkin bir düzenleme bulunmadığından davacının bu bedelin kullanılmayan süreye tekabül eden kısmını talep etmesine olanak bulunmamaktadır. Davacının asıl davada verilen karara karşı yaptığı istinaf başvurusu yerinde değildir. (Yargıtay 19. HD’nin 2017/5497 E., 2018/6693 K. Sayılı kararı da bu yöndedir) Taraflar (davacı ve davalı şirket) arasında imzalanan protokolü diğer davalılar müteselsil kefil olarak imzalamışlardır. Protokolün 8. Maddesinde her ne kadar …’nın davalı şirketin taahhütlerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile taahhüt ve garanti ettiği belirtilmiş ise de protokol davalı … tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalanmıştır. Protokolü diğer davalı … malik olarak imzalamıştır. …’in kefil veya garantör olduğuna ilişkin bir ibare protokolde bulunmamaktadır. Davalı … ise müteselsil kefil sıfatı ile imzalamıştır. Ancak protokolde kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktar gösterilmediği gibi protokolde tarafların karşılıklı pek çok yükümlülükleri belirlenmiş olduğundan protokol içeriğinden kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktar tespit edilememektedir. Mahkeme kararında da belirtildiği üzere kefalet sözleşmesi protokolun imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK:’nın 484. Maddesinde öngörülen şartları taşımadığından geçersizdir. Davacının bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Yine mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin süre sonunda uzatılmayacağına ilişkin davalı şirket ihtarına davacı ihtarla karşılık vermiş olup bu ihtarında kira bedelinin, sabit yatırımların ve işletme yatırım destek bedellerinden kullanılmayan süreye tekabül eden kısımlarının iadesi için davalı şirkete süre vermiştir. Mahkemede davacı tarafça davalılara yapılan bu ihtarda öngörülen süre sonunda davalıların temerrüde düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faiz yürütülmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Dava dosyası içindeki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesince ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, mahkeme hüküm ve gerekçesinde taraf vekillerinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30.TL (*6) istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen davalar için davacıdan alınması gereken 59,30.TL(*3) istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL(*3) harcın mahsubu ile bakiye 44,70.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Birleşen Mahkemenin 2019/8 Esas, 2019/1 Karar sayılı dosyası için; Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalılardan alınması gereken 1.960,58.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 490,15.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.470,43.TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Asıl davada;(İstanbul 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1242 E.) Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalılardan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-Birleşen 15 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/518 Esas sayılı dosyasında; Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalılardan alınması gereken 4.202,02.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 1.239,50.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.962,52.TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 7-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 8-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 06/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.