Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2 E. 2019/896 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2 Esas
KARAR NO : 2019/896 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/624 Esas 2018/627 Karar
TARİH: 21/06/2018
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 26/06/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile tasfiye edilen şirket arasında, 29.05.2002 tarihinden itibaren İstanbul 5. İş Mahkemesinin 2005/242 E. sayılı dosyasında açılmış dava bulunduğunu, bu davanın bozularak 2016/1124 esası aldığını ve halen derdest olduğunu, Şirketin 26/02/2010 tarihinde tasfiye kararı tescil edilerek, 19/07/2010 tarihinde kapatıldığını, müvekkilinin işçilik alacaklarının olması ve devam eden iş davasının bulunması, tasfiye dışında kaldığından, usulsüz olarak tasfiye edilen davalı şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin tescil konusundaki talepleri, yasanın kendisine verdiği yetki içinde değerlendirdiğini, yargı merci gibi hareket edemediğini, sadece tescil için aranan kanuni şarların var olup-olmadığını incelemekle yükümlü olduğunu, Tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket Tasfiye Memuruna ait olduğunu, tasfiye memurunun eksik işlemlerini müvekkilinin tespit etmesinin mümkün olmadığını ve davanın açılmasına sebep olacak her hangi bir işlemi yapmadığını ileri sürerek, müvekkili açısından davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Tasfiye Halinde … A.Ş. Tasfiye Memuru … cevap dilekçesi ile; davacı tarafın kanuni süreler dahilinde tasfiye memurluğuna her hangi bir müracaatının ve hukuki başvurusunun bulunmadığını, şirket kayıtlarında davacının her hangi bir alacağının gözükmediğini, yasal tüm haklarının ödendiğini, tasfiye işlemlerinin yasaya uygun olduğunu, davacının halen hukuken kesinleşmiş bir alacağının mevcut olmadığını, zaman aşımı süresinin de dolmuş bulunduğundan, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 21/06/2018 tarih 2017/624 Esas 2018/627 sayılı kararında;”Dava; tasfiye edilmiş İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil numarasında sicile kayıtlı Tasfiye Halinde …A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesi talebinden ibarettir.Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil numarasında sicile kayıtlı Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin İstanbul 5. İş Mahkemesi’nin 2016/1124 esas sayılı dosyasında temsili ve kararın infazı işlemleri açısından ihyasına, … tasfiye memuru olarak görevlendirilmesine” karar verilmiş ve karara karşı Tasfiye Halinde … A.Ş. Tasfiye Memuru … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Tasfiye Halinde … A.Ş. Tasfiye Memuru … istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının hukuken hatalı olup bozulması gerektiğini, … Holding’in tasfiyesi süresi boyunca tüm tasfiye işlemlerinin hukuk ve kanuna uygun olarak yerine getirildiğini, Şirket tasfiyesine ilişkin yasal ilanlar yapıldığını ve şirketten alacaklı olanların tasfiye memurluğuna başvurmaları için gereken kanuni sürelerin tüm ilgililere verilerek ilan edildiğini, Davacı tarafın şirketin tasfiyesinden haberdardar olduğu halde tasfiye memurluğuna yasal bir müracaatta bulunmadığı, tasfiye memurluğuna herhangi bir mahkeme kararı, tedbir kararı ve buna benzer bir belge ibraz etmediğini, Bu husustaki itirazlarının ilk derece mahkemesince gerektiği gibi yeterince değerlendirilip, dikkate alınmadan hukuken hatalı ve yanlış bir karar oluşturulduğunu, Tasfiye işlemleri sırasında da şirket kayıtlarından davacının çalıştığı süreye dair tüm hak ve alacaklarının ödenmiş olduğu ve davacının şirketten herhangi bir alacağı gözükmediğini, bu konuda şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi talebinde bulunulmuş ise de mahkemece bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadan nihai karar verildiğini, Yasal gerekli ilanlar akabinde tasfiye memurluğuna herhangi bir müracaatta bulunulmadığından tasfiye memurluğunca kanuna uygun tasfiye işleminin kapatıldığını, Davacının hukuken kesinleşmiş herhangi bir alacağı bulunmamasına ve yasal zamanaşımı süresinin de dolmuş olmasına karşın mahkemece bu konuda haklı itirazlar yeterince değerlendirilmeden nihai karar oluşturulduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/624 Esas 2018/627 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava şirket ihyası davasıdır.Davacı, tasfiye sonucu ticaret sicilden kaydı silinen şirket ile aralarında işçilik alacakları nedeniyle dava olduğunu, bu dava sonuçlanmadan şirketin sicilden terkin edildiğini, tasfiye işlemlerinin eksik bırakıldığını belirterek şirketin ihyasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne şirketin ihyasına tasfiye memuru olarak davalının atanmasına karar verilmiş, karara karşı tasfiye memuru istinaf başvurusunda bulunmuştur.İstinafa başvuran davalı tasfiye memuru, istinaf aşamasında 19/05/2019 tarihinde vefat etmiştir.İhyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanması yasal zorunluluk olduğundan ve mahkemece atanan tasfiye memuru vefat ettiğinden, tasfiye işlemlerinin tamamlanması için şirkete yeni bir tasfiye memurunun atanması gerekir. İstinaf aşamasında istinafa başvuran tasfiye memuru öldüğünden, bu aşamada istinaf incelemesi yapılmasına olanak bulunmamaktadır.Bu nedenle ihyasına karar verilen şirkete yeni tasfiye memuru atanması için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstinaf eden tasfiye memuru vefat ettiğinden TTK 5472 mad.si uyarınca yeni tasfiye memuru atanmak üzere dosyanın MAHKEMESİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE, 2-Yeni tasfiye memuru atandıktan sonra kararın istinaf edilmesi halinde dosyanın dairemize gönderilmesine, 3-İstinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3-Verilen kararın niteliğine göre harç ve yargılama giderleri yönünden bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 26/06/2019 tarihinde oy birliği ile HMK’ nun 352. maddesi uyarınca karar verildi.