Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1999 E. 2021/1218 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1999 Esas
KARAR NO: 2021/1218 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/06/2019
NUMARASI: 2017/305 Esas 2019/567 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davalı şirket tarafından, 6475 sayılı posta hizmetleri kanunu ve 5584 sayılı Posta Kanunun posta tekel hakkını düzenleyen ilgili maddelerine aykırı olarak, fatura, banka kredi kartı ekstresi ve banka kredi kartı taşımasının yapıldığı, aynı zamanda toplu gönderi kabul ve dağıtım hizmeti verildiği halen hizmet vermekte olan internet sitelerinden görülmekte olup, söz konusu aykırılığın tespiti ile tespit sırasında ele geçen gönderilerin 6475 sayılı Kanunun 6 ‘ncı maddesi çerçevesinde alıcılarına tesliminin sağlanması amacıyla (sevki sağlamak üzere) evrensel hizmet yükümlüsü sıfatıyla şirketlerine teslimi istemli olarak İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/124 D.iş dosyasına kayden tespit davası açıldığını, … Ltd. Şti. Aleyhine, iş bu şirket tarafından 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun posta tekel hakkını düzenleyen ilgili maddelerine aykırı faaliyet gösterilerek, dava neticesinde tespit edilebilecek başkaca firmalara ait posta tekeline tabi gönderilerin kabulü, taşınması, dağıtımı vs. İşlemlerin yapılması nedeniyle, bu kapsamdaki tüm gönderilere ilişkin olarak, müvekkili kuruluş nezdinde belirlenen ücret tarifesindeki posta ücretinin on katı tutarında tazminata hükmedilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ‘nin, ihlal tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tamamının, … Ltd. Şti. ‘den tahsilini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkili şirketin sektöründe yıllardır faaliyet gösteren, tanınan, bilenen ve Ulaştırma Bakanlığının il içerisinde kurye işi yapabilmesi için gerekli kıldığı ve müvekkili şirkete vermiş olduğu P1 belgesine sahip kurye şirketi olduğunu, P1 belgesine sahip olmayan firmaların il içerisinde bu hizmeti vermelerinin yasak olduğunu, müvekkili şirketin davacının posta tekelini ihlal edecek herhangi bir eylem içerisinde bulunmadığını, müvekkili … Ltd. Şti. Şirketi ulaştırma bakanlığının kanunen istemiş olduğu P1 belgesini aldığını ve bu çerçevede yasal sınırları içerisinde hizmet verdiğini, davacının müvekkili şirketi dağıtım şirketleri ile karıştırarak söz konusu davayı müvekkiline karşı yöneltmiş ise de müvekkili şirketin dağıtım şirketi değil kurye şirketi olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/06/2019 tarih ve 2017/305 Esas – 2019/567 Karar sayılı kararında; “…Bankalardan gelen ve yukarda bilgileri sunulan yazılara göre Bankaların gönderilerinin, lider … Ltd. Şti.’nce yapıldığı konusunda kanaat oluşmamıştır. … Anonim Şirketinin, posta tekelini ihlal nedeni ile … Ltd. Şti. aleyhine açtığı dava ile ilgili olarak, … Ltd. Şti’nin, sadece 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu Yönetmeliği uyarınca il içi paket taşıma amaçlı P1 yetki belgesi sahibi olduğu, bu yetki belgesi ile ancak İstanbul iI içi 5 kg’a kadar paket taşımaya yetkili olduğu, gerek lider … Ltd. Şti fatura suretleri, gerekse mahkememizin Bankalara yazdığı müzekkerelere gelen yanıtlardan posta tekelini ihlal eden bir fatura açıklamasına ve Bankalardan gelen ve yukarda bilgileri sunulan yazılara göre Bankaların gönderilerinin, lider … Ltd. Şti.’nce yapıldığı konusunda kanaat bilirkişi raporunda tespit edilemediğinden, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir. …”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkilinin kuruluşu, yapılanması, faaliyet konuları ve hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesine ve posta sektörünün düzenlenmesine ilişkin 6475 Posta Hizmetleri Kanunu, 28655 Sayılı Resmi Gazetede 23/05/2013 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdiğini, Bu çerçevede Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile müvekkili şirket arasında 23/07/2013 tarihinde Posta Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Görev Sözleşmesi akdedildiği ve müvekkili Evrensel Posta Hizmetleri Yükümlüsü olarak belirlendiğini,
6475 Sayılı Yasa ile Evrensel Posta Hizmetleri Yükümlüsü olarak belirlenen müvekkili kuruluşun görev ve hizmet alanına ilişkin tekel hakkı (posta tekeli) 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun 6’ncı maddesinde düzenlendiğini, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun posta tekeli başlıklı 6’ncı maddesinde düzenleme bulunduğunu, 6475 sayılı Kanunun geçici 8’nci maddesinde yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar mülga 5584 sayılı Posta Kanununun ilgili hükümlerinin yürürlükte olacağının düzenlendiğini, 5584 sayılı Posta Kanununun PTT İdaresinin görevleri başlıklı 1/A maddesinde; “açık ve kapalı mektuplar, kartlar, gazeteler ve belli zamanlarda çıkan dergiler, kitaplar, her türlü basılmış kağıtlar, küçük paketler, değer konulmuş mektuplar ve kutular, değer konulmamış posta kolileri ve tebliğ kağıtları kabul etmek, taşımak ve dağıtmak” müvekkili şirketin görevleri arasında sayıldığını, 5584 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde bazı bankalarca kredi kartlarının posta tekeli kapsamında olmadığı yönündeki yanlış değerlendirmelerin yasal zeminde çözülmesini teminen taraflarınca açılan dava sonucu Yargıtay 11. Hukuk Dairesince verilen 02/02/2001 tarih 2000/8055 E. 2001/721 K.sayılı kararındaki gerekçe ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verildiğini, Ayrıca posta tekilini ihlal ederek taşıma işi yapan bir başka şirket tarafından, posta tekeline ilişkin kuruluşça düzenlenen 07/10/1997 gün PİG.0.08.00.01-265 sayılı genelgenin iptali talebi ile kuruluşun aleyhine açılan dava sonucu Danıştay 10. Dairesince verilen 20/11/2000 tarih ve 1998/1581 E. 2000/5799 K.sayılı karar gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, Buna göre Bakanlar Kurulu tarafından yurt içi ve yurt dışı haberleşme gönderileri ile ilgili ağırlık ve ücret henüz belirlenmediğinden, anılan hükümler gereğince, açık ve kapalı mektuplarla üzerlerinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunan kartları kabul etmek, taşımak ve dağıtmak görevine ilişkin olarak, PTT idaresinin, tekel hakkı mevcut olup, bu görevlere ilişkin aynı tür hizmetleri gören rakip firmalar bulunmadığı gibi, eşit şartlarda rekabet edilebilecek bir piyasa ortamının söz konusu olamayacağı evleviyetlere açık olduğunu, Davalının yetkili olduğuna dair dayanak gösterdiği P1 yetki belgesi il içinde 5 kg ağırlığa kadar kargo taşıyabilmesine olanak sağlayan bir yetki olup posta tekeline dair faaliyet izni mahiyetinde olmadığını, Müvekkili tarafından davalı şirketin müvekkili idareye anılan hükümler gereğince tanınan tekel hakkına aykırı faaliyetlerinin tespiti ile bu faaliyetler nedeniyle doğan idare zararının tahsilini teminen, davalı şirket aleyhine fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000.TL tazminat istemi ile açılan işbu davada davanın reddine karar verildiğini, kararın açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkeme kararında davalının posta tekeline aykırı gönderi taşıdığına dair kanaat oluşmadığı, davalının taşıdığı gönderilerde posta tekeli mahiyetinde bir hizmet verildiğinin tespit edilemediği gerekçesine yer verildiğini, Dava dilekçesinde belirtildiği üzere davalı şirketçe http://www…com.tr/… linki üzerinden banka kredi kartları, hesap ekstreleri, broşür, katalog vb toplu taşıma yapıldığına dair bilgilendirme yapıldığı, davalının bu hizmetleri verdiği hususunda alenen tüketiciyi bilgilendirdiğini, bunun üzerine posta tekeline aykırılık teşkil eden gönderi taşınıp taşınmadığının tespitini ve yapılan muarazanın önlenmesi talebiyle söz konusu davayı açmak gerektiğini, Mahkemece davalıya ait tüm ticari defter, fatura kayıtlarının incelenmesi, internet sitesinde banka kredi kartları, hesap ekstreleri taşıdığına dair verdiği bilgi nedeniyle tüm bankalara müzekkere yazılarak davalıya posta tekeli mahiyetinde gönderi taşınıp taşıtmadıklarının bildirilmesinin istenilmesi, bankalarca talebe uygun cevap verilmediği takdirde tekit yoluna gidilmesi gerekirken mahkemece bu yollar izlenilmeksizin tespit isteminin gereği yerine getirilmediğini, Mahkemece davalı tarafa, Posta Hizmetleri Kanunu yürürlüğe girdiği 23/05/2013 tarihinde dava tarihine kadar geçen süreye ait ticari defter ve kayıtlarını sunması için süre verildiği ancak davacı tarafça yalnız 2016 yılına ait defter kayıtlarının sunulduğunu, davacı tarafından işbu kayıtların sunulmasından kaçınılması iyi niyetli olmayıp davanın ispatını engeller mahiyette olduğunu, yerel mahkemece davacıya ait 23/05/2013 tarihinden dava tarihine kadar tutulan tüm ticari defter kayıtları ve fatura bilgilerinden sunulmayanların istenilmesi lazım gelirken sunulan kayıtlarla yetinilerek hüküm kurulmasının isabetli olmadığını, Bilirkişi tarafından inceleme yapılırken 2016 yılına it ticari defter ve faturaların sondajlama usulü incelenmesinde genellikle dava dışı firmalara verilen kurye hizmet bedelleri olduğunu, ancak sondajlama usulü ile yapılan incelemenin Yargıtay kararları gereğince kabulünün mümkün olmadığını, nitekim açılan dava gönderi mahiyeti ve adedi üzerine değer kazanacak olup, incelemenin her kayıt için ayrı ayrı yapılması gerekirken sondaj usulü ile bir kısım kaydın incelenmesi isabetli olmadığını, yerel mahkemece bu usul ile yapılan incelemeye paralel hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, Bununla birlikte davacının incelenen fatura kayıtlarında Gebze İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne ve … firmasına kesilen fatura açıklaması dağıtım bedeli olarak belirtilmiş olup, işbu dağıtımı yapılan gönderilerin haber mahiyeti taşıyıp taşımadığının işbu yerlerden sorularak, ayrıca davalıya dayanak fatura ve belgelerle açıklama yapması için süre verilerek konunun aydınlatılması gerektiğini, nitekim söz konusu gönderiler, zarf, mektup, haber mahiyeti taşıyan her türlü bilgi – belge olabileceğinden, işbu hususun yerel mahkemece aydınlatılmasına ihtiyaç duyulduğu halde talep dikkate alınmaksızın davanın reddine karar verilmesi hakkaniyetli olmadığını, Ayrıca taraflarınca davacıya taşıtılan posta tekeline aykırı gönderilerin tespitini teminen bildirdikleri bankalara kendilerine ait 23/05/013 tarihinden dava tarihine kadar tutulan tüm ticari defter ve kayıtların sunulması istenilmiş ise de, işbu bankalarca verilen cevaplarda davacıya ait anlaşılamadığının görüldüğünü, haliyle söz konusu bankalara yazılan müzekkerelerden sonuç alınamadığından, konunun ve taleplerin dava konusunun da belirtilerek açık ve net bir şekilde açıklanmak suretiyle işbu bankalara yeniden müzekkere yazılması gerekirken işbu talep de dikkate alınmaksızın davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı tarafından posta tekeline aykırı faaliyette bulunulduğu iddiasıyla 10.000,00 TL ‘nin ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili, davalı şirketin tekel hakkının ihlali niteliğinde gönderi taşıtan diğer şirketlerin ve taşıttıkları gönderi adedinin tespiti ile gönderi ücretinin on katı tutarındaki gönderi tazminatının davalı firmanın ihlal tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili ile muarazanın meni ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece 22/12/2017 tarihli duruşmanın 3 nolu ara kararı uyarınca; ihtilaf dönemine ilişkin olmak kaydıyla tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle rapor alınmasına karar verildiği halde, ihtilaf döneminin hangi yıllara ilişkin olduğuna dair ön inceleme duruşmasında ve bilirkişi raporu alınmasına yönelik ara kararda bu yönde bir tesbit yapılmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili, 22/12/2017 tarihli duruşmanın ara kararına yönelik uyap sisteminden 27/12/2017 tarihinde gönderdiği dilekçe ile, davalı şirketin 6475 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren posta tekelini ihlal ettiğinin ve bu kapsamda taşıdığı gönderi adedinin tespiti ve bunları teminen defter ve kayıtlarının incelenmesi olduğundan davalı tarafından defter ve kayıtların sunulması ve incelemenin bu kayıtlar üzerinden ve dosyadaki deliller kapsamında yapılması gerektiği beyan edilmiş olup mahkemece bu beyan doğrultusunda incelenecek ticari defterlerin hangi yıllara ait olacağı yönünde bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili uyap sisteminden 02/10/2018 tarihinde gönderdiği dilekçe ile; dava dilekçemiz ile dayandığımız dava dışı şirketlerden kendilerine ait gönderileri, İstanbul Ticaret Odası … Sicil No’lu davalı … Ltd. Şti. (sicil ve ünvan bilgileri belirtilerek) adlı firmaya taşıtıp taşıtmadıklarının tespiti için, Posta Hizmetleri Kanunun yürürlüğe girdiği 23.05.2013 tarihinden itibaren tutulan tüm ticari defter kayıtları ve dayanak faturalarının gönderilmesi için bildirilen bankalara müzekkere yazılması talep edilmiş olup mahkemece bu talep üzerine istenilen bankalara müzekkere yazıldığı ancak yazılan müzekkere içeriği incelendiğinde davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği talebi karşılar nitelikte müzekkere yazılmadığı, eksik yazılan müzekkereler uyarınca ilgili bankalardan yeterli cevabın verilmediği tesbit edilmiştir. Davacı vekili son bilirkişi raporuna yönelik uyap sisteminden 02/02/2019 tarihinde gönderdiği itirazlarını içerir beyan dilekçesinde; ”1-Davalıya ait 23.05.2013 tarihinden dava tarihine kadar tutulan tüm ticari defter kayıtları ve fatura bilgilerinden sunulmayanların sunulmasına karar verilmesine, 2-Gebze İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne ve … firmalarına müzekkere yazılarak 23.05.2013 tarihinden dava tarihine kadar davalıya taşıtılan gönderilere ait fatura ve işlem kayıtlarının istenilmesine, 3-Tarafımızca daha önce bildirilen bankalara davanın mahiyeti, davalının ünvanı, vergi numarası ve ticaret sicil bilgileri de yazılmak suretiyle, davalıya gönderi taşıtılıp taşıtılmadığı, taşıtılmış ise gönderilerin mahiyetinin öğrenilmesi amacıyla 23.05.2013 tarihinden dava tarihine kadar olan ticari defter ve fatura kayıtlarının sunulması için yeniden müzekkere yazılmasına, karar verilerek dosyanın rapor alınmak üzere, yeniden seçilecek bilirkişiye tevdiine hükmedilmesi, ” yönünde beyanda bulunulduğu halde mahkemece bu talep konusunda olumlu/olumsuz bir karar verilmediği tesbit edilmiştir. Taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaya göre, mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve değerlendirmenin karar vermek için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik uyap sisteminden 02/02/2019 tarihinde gönderdiği itirazlarını içerir beyan dilekçesinde belirttiği hususlarda belirtilen kurumlara müzekkere yazılıp, gelen cevabi yazılar ve Posta Hizmetleri Kanununun yürürlüğe girdiği 23.05.2013 tarihinden dava tarihine kadarki dönemi kapsayan davalıya ait 2013-2017 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları inceletilmek suretiyle bilirkişiden iddia ve savunma doğrultusunda rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.HMK.nun (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/06/2019 tarih ve 2017/305 Esas – 2019/567 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/09/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.