Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1985 E. 2021/1327 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1985 Esas
KARAR NO: 2021/1327 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/935 Esas – 2019/458 Karar
TARİH: 14/05/2019
DAVA: İtirazın İptali (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili sigorta şirketine; nakliyat abonman sigorta poliçesi ile sigortalı … A. Ş.’ne ait ahşap levha cinsi emtianın, Çerközköy sevkiyatı esnasında hasar gördüğünü, müvekkili şirketin eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırdığını ve söz konusu hasar için sigortalısına 10.100,24 TL hasar tazminatı ödediğini, yapılan bu ödeme ile müvekkili şirketin TTK md. 1472 gereği sigortalısının kanuni halefi olduğunu, müvekkili şirketin alacağını tahsil amacıyla Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, ancak borçlunun takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun likit alacağa zaman kazanma ve süreci uzatma niyeti ile itiraz ettiğini, itirazın iptali ve takibin devamına, alacağın asgari %20’si kadar icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, huzurdaki davaya konu edilen taşımanın Almanya-Türkiye arası kara yolu ile uluslararası taşıma olduğunu, bu çerçevede, iş bu davaya konu uyuşmazlığın CMR Konvansiyonu hükümleri uyarınca çözülmesi gerekeceğini, buna göre zaman aşımı itirazları bulunduğunu, uyuşmazlığa konu emtianın, 03.03.2011 tarihinde alıcıya teslim edildiğini ve taşıma esnasında oluştuğu iddia edilen hasara dair ödemenin 18.04.2011 tarihinde sigortalıya yapıldığını, taşımadan kaynaklanan hak ve alacakların, CMR m. 32/a hükmü uyarınca, eşyanın teslim edildiği tarihten itibaren 1 yılda zaman aşımına uğramakla ve iş bu dava ile itirazın iptali istenen icra takibinin, 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmamış olduğundan davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, Almanya’da emtianın teslim alındığı noktada/ fabrika sahasında, yüklemeyi dava dışı gönderen yabancı şirketin fiilen gerçekleştirdiğini, huzurdaki davaya konu mallarda, taşıma esnasında hasar olduğu varsayılsa dahi, müvekkili … Lojistik şirketinin hiçbir kusuru olmadığını, üstlenmediği ve bilfiil yapmadığı yükleme-istifleme-boşaltma edimleri eğer kötü ifa edilmiş ise bununla ilintili hasarın da bunu bilfiil ifa edene, kifayetsiz ambalajlayana/kötü yükleyene/dava dışı gönderen firmaya/ve tahliye eden, boşaltan alıcı şirkete ait olduğunu, bu nedenle de davacı sigortacının ödediği tazminatın uhdesinde kalacağını, taşıma esnasında kifayetli bir ambalajlama ve/veya istiflemeye rağmen, mala zarar verecek bir kaza vb hiçbir vakıa yaşanmadığını bu nedenlerle, davanın zamanaşımı sebebiyle reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama ücretleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/05/2019 tarih 2016/935 Esas – 2019/458 Karar sayılı kararında; “İhtilaf konusu taşımada, davalı taşımacının eşyayı gönderenden taşımak ve gönderilen alıcısına tam ve eksiksiz olarak teslim etmek üzere teslim aldığının kabulü gerekecektir. Zira davaya konu edilen taşımayı yaptığını, taşımanın, Almanya-Türkiye arası kara yolu ile uluslararası eşya taşıması olduğunu, dolayısıyla ihtilafın CMR Konvansiyonu hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerektiği, şu hale göre, dava dışı sigortalı ile davalı taşıyıcı arasında taşıma sözleşmesi kurulmuş olduğundan bahsedilebilecektir. Ancak, dosya içerisinde CMR-Uluslararası Hamule Senedi bulunmamaktadır. Söz konusu Taşıma Senedi bulunmadığından, eşyanın varış yerinde antrepoya boşaltılması ile teslimi esnasında da eksiksiz ve tam teslimine dair tesellüm kaşe ve imza, yada emtia-eşyanın hasarlı teslimi söz konusu ise, CMR-Taşıma senedi üzerinde bu defa alıcı/boşaltılan genel antrepo işletme yetkilisince derç edilmiş hasar ile ilgili çekinceyi görebilmenin mümkün olmadığı, bu durumda, davalı taşıyıcının Almanya’dan Türkiye’ye taşımak suretiyle Çerkezköy’de bir antrepoya boşaltarak teslim ettiği ana kadar geçici zilyetliğinde bulunan eşyaların CMR 17/1 hükmü uyarınca alıcısına/genel antrepoya eksiksiz, hasarsız ve tam olarak teslim ettiğine dair ispat ile yükümlü olduğu, ancak bu yükümlülüğünü yerine getirme konusunda tam ve eksiksiz teslim detaylarını içerir şekilde dosyaya somut bir bilgi ve belge sunamadığı, meydana gelen zarar ve tazminatin CMR m.17/1 gereği taşıma sürecinde meydana geldiği ve süreç sonunda tespit edilen hasardan dolayı davalı taşıyıcının sorumlu olduğu ve CMR m. 23., 25. ve sair sorumluluk hükümleri gözetilerek hesaplanan tazminattan sorumlu olduğu, CMR m.25 gereği belirlenen (13) palet bakımından (18.900/34) x 13 = 7.226,44 kg yükün hasarlı olduğu tespit edilmiş, bunun içinden 3020 adet ahşap levha olan emtiaların zayi olduğu, 4.148,76 Euro zarara sebebiyet verdiği, bu durumda brüt/kg. başına 8,33 SDR sorumluluk sınırına göre çok daha düşük bir zararın meydana geldiği, bu durumda davalı taşıyıcının tüm tazminattan sorumlu tutulması gerektiği, davacınında 4.148,76 EURO karşılığı 10.100,24 TL sigorta tazminatını ödemiş olduğu, davacı … Sigorta A.Ş.’nin TTK 1472. Maddesi uyarınca sigortalısına halef olabileceği ve rücuen davalıdan alacağını talep edebileceği anlaşılmakla davanın kabulü ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın likit olması karşısında ayrıca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi uygun görülmüş, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporları denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ….”gerekçesi ile, 1-Davanın kabulü ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, takibin devamına, 2-Asıl alacak miktarı olan 10.100,24 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının yasaya ve usule aykırı olduğunu, Taşıyanın eksiksiz, hasarsız ve tam olarak teslim ettiğine dair ispat külfetinin olduğu ve eksiksiz teslim detaylarını içerir bir belge sunulmadığı müvekkili şirketin süreç sonunda tespit edilen zarardan sorumlu olduğu yönünde hüküm kurulduğunu, CMR belgesinin yerel mahkemeye sunulduğunu, yerel mahkemenin bu yöndeki gerekçesinin tamamı ile hatalı hale geldiğini, Uyuşmazlığa konu emtianın, 03.03.2011 tarihinde alıcıya teslim edildiğini ve taşıma esnasında oluştuğu iddia edilen hasara dair ödemenin de (davacı sigorta şirketi tarafından dosyaya sunulan dekont ile de tevsik edilmektedir) 18.04.2011 tarihinde sigortalısına yapıldığını, Davacı tarafından yapılan ödemeden yaklaşık 5 yıl sonra ilamsız icra takibi başlatıldığını, CMR Madde 32 hükmünün açık olduğunu, bu doğrultuda taşımadan kaynaklanan hak ve alacaklar eşyanın teslim edildiği andan itibaren 1 yılda zamanaşımına uğramakta olduğunu iş bu dava ile yapılan itirazın iptali istenen icra takibinin 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmamış olduğundan davanın her halde zamanaşımından reddi gerektiğini, davanın süresinde açılmamış olduğu sabit olmakla davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, hasarın taşıma sırasında oluştuğunun tespiti ve müvekkili şirketin zarardan sorumlu tutulabilmesi için alıcının malı teslim almasından itibaren 7 gün içinde malın hasarlı olduğuna dair bildirimde bulunması gerektiğini, CMR madde 30 da ”Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya zarar ve ziyan hasarın açıkca görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkca görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına kanıt oluşturur.” denildiğini. Dosyadan da anlaşılacağı üzere davacının böyle bir bildirimi bulunmadığını, taşıma sırasında hasar oluştuğu varsayımında davacının bu hususu müvekkili şirkete süresi içinde bildirmesi gerekirken; davacının böyle bir bildirim yapmamış olması karşısında da davanın reddi gerektiğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/13546 E. 25.6.2018 Tarih ve 2018/4750 Karar) Yerel mahkemenin bu yöndeki itirazları değerlendirmediğini bütün gerekçesinin ispat külfetinin tarafça yerine getirilmediği yönünde olduğunu, Mübrez bilirkişi raporunda davacı tarafça sunulan eskpertiz raporunun hangi ekspertiz tarafından düzenlendiğinin belirli olmadığını, belirgin olmayan hasar fotoğrafları olduğu ve açıkça yetersiz olduğunun tespit edildiğini, isim ve imza dahi içermeyen, teslimden 1 ay sonra düzenlenmiş ve eksikliği bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş bu ekspertiz raporunun kabulünün mümkün olmadığını, CMR m.30 hükmü çerçevesinde bildirim külfetine riayet etmeyen, CMR m.30 uyarınca bu sebeple ispat külfetini tersine çevirmiş olan davacı tarafın, taşıyan lehine oluşan bu karineyi yasal ve geçerli delillerle çürütmek zorunda olduğunu, itiraza halel gelmemek kaydı ile CMR Madde 17/IV (c) uyarınca yükleme, istifleme ve boşlatma işlemlerinin gönderen/gönderilence veya bunlar adına hareket eden üçüncü kişilerce yapılmış olmasının, taşıyıcının sorumluluktan kurtulması için dayanabileceği özel sebeplerden birisi olarak zikredildiğini, somut olayda, Almanya’da emtianın teslim alındığı noktada/ fabrika sahasında, yüklemeyi, dava dışı gönderen yabancı şirketin, fiilen gerçekleştirildiğini, davaya konu mallarda, taşıma esnasında hasar olduğu varsayılsa dahi, müvekkili …Lojistik’in hiçbir kusuru olmadığını, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, fazlaya ilişkin hakkın saklı kalmak kaydı ile davanın zamanaşımı sebebiyle reddine davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEPEBLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, uluslararası karayolu ile taşımadan kaynaklı zararın rucüen tazmini için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili şirkete sigortalı dava dışı alıcıya ait emtianın, Almanya- Türkiye (Çerkezköy) arası taşıma işinin davalı tarafça yapıldığını, sigortalı emtianın alıcısına hasarlı olarak teslim edildiğini, alıcı sigortalılarına hasar bedelini sigorta poliçesi kapsamında ödediklerini ve sigortalılarının haklarına halef olduklarını, hasardan sorumlu davalıya rucü şartlarının oluştuğunu, ödedikleri hasar bedelinin tazmini için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Her ne kadar, sigorta poliçesi ve sigortalıya yapılan ödemeye ilişkin belgeler dışında, davacı tarafça taşıma sözleşmesine ilişkin her hangi bir belge sunulmamış (CMR- uluslararası Hamule senedi) ve dava dosyası içine davacı tarafça sunulan belgeler, okunaksız ve imzasız, ekspertiz raporunun kimin tarafından düzenlendiği belirsiz ve imzasız, hasar tespitine ve hasarın bildirimine ilişkin belgeler okunaklı değil ise de, davalı söz konusu taşımayı yaptığını kabul ettiğinden taraflar arasında taşıma sözleşmesinin kurulduğunun ve davaya konu emtianın davalı tarafça Almanya-Türkiye (Çerkezköy) arası taşıma işinin yapıldığının kabulü gerekmektedir. Yine davalı tarafça CMR- Uluslararası hamule senedi fotokopisi dosyaya sunulmuş olup, davalı tarafça örneği sunulan hamule senedine göre taşımaya konu emtia varma verinde hasarlı olarak teslim alınmıştır. Bu belgelere göre taşınan emtianın varma yerine hasarlı olarak teslim edildiği sabittir. Belgelerden ve taraf beyanlarından emtianın varma yerinde 03/03/2011 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır. Davaya konu takip ise takip dosyasına göre 12/04/2012 tarihinde başlatılmıştır. Davalı cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunmuştur. İlk derece mahkemesince davalının zaman aşımı itirazı konusunda her hangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Yine mahkeme gerekçesinde davalının CMR hamule senedini (taşıma senedi) verilen süreye rağmen sunmadığı belirtilmiş ise de mahkemece verilen süre içinde davalı söz konusu belgenin okunaklı fotokopisini dosyaya sunmuştur. Mahkemenin bu tespiti hatalı olmuştur. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Kanun No’lu 22/07/2020 kabul tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 35. mad. uyarınca; “6) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Buna göre, davalının zaman aşımı itirazı konusunda değerlendirme yapılarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece davalının zaman aşımı itirazı konusunda değerlendirme yapılarak karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a6 maddesi ile kaldırılmasına dosyanın zaman aşımı itirazı konusunda değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2019 tarih ve 2016/935 Esas – 2019/458 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/10/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.