Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1965 E. 2019/1534 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1965 Esas
KARAR NO : 2019/1534 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/1493 D.iş 2019/1493 Karar
TARİH: 16/05/2018 Ek Karar
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ 06/11/2019
lk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden dava dilekçesi ile; fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, 01/10/2018 tarih … yevmiye no ile keşide edilen ihtarnamede belirtilen 27/09/2019 tarihi itibariyle 3.751.206,41.TL müvekkili banka alacağının tahsilini teminen borçluların menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının teminatsız ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 21/11/2018 tarihli kararı ile; alacaklının borçlulardan 3.751.206,41.TL alacağının temini bakımından vaki isteği İİK’nun 257. maddesinin 1. fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve diğer tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına kafi teminatta alınmış bulunduğundan borçlu; 1- …San. Tic. A.Ş., 2- … Ltd. Şti., 3- … San. Tic. A.Ş., 4- … San. Tic. Ltd. Şti. malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının; İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili itiraz dilekçesi ile; Mahkemenin 2018/1493 D.İş sayılı dosyasından 21.11.2018 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu karar doğrultusunda İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, müvekkili olan …. San. ve Tic. A.Ş.’nin kefalet sözleşmesinde tek başına imzası bulunan … şirkette müdür olarak görev aldığını, temsil yetkisinin ise … ile birlikte müşterek imza ile olduğunu, söz konusu kefalet sözleşmesinin şirket açısından geçerliliğinin bulunmadığını, ihtiyati hacze konu genel kredi sözleşmesinin rehinle teminat altına alındığını, İİK 257 maddesinin şartlarının oluşmadığını verilen ihtiyati haciz kararının yasaya ve usule aykırı olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 16/05/2018 tarih 2018/1493 D.iş 2018/1493 Karar sayılı ek kararında;İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK 265 maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz sebepleri; mahkemenin yetkisi,teminat, ihtiyati haczin dayandığı sebepler olarak sınırlı şekilde sayılmıştır.Somut olayda: mahkememizin 2018/1493 D.İş 2018/1493 Karar sayılı 21.11.2018 tarihli kararı gereğince genel kredi sözleşmesi kefilleri hakkında İhtiyati Haciz kararı verilmiştir.İtiraz gerekçesi olarak belirtilen; borcun rehinle teminat alındığı açıklamasında; verilen rehnin asıl kredi borçlusu lehine olduğu kefillerin borcu için verilmiş bir rehin teminatının bulunmadığı, İİK 257 maddesinde aranan muacceliyet vd koşulların itiraz eden kefillerin şahsında gerçekleştiği, yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu, kefaletin geçersizliği itirazının ise İİK 265 kapsamında bulunmadığı …” gerekçesi ile; İhtiyati Hacze yapılan itiraz İİK’nun 265. Maddesi kapsamında olmadığından itirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile;İhtiyati hacze dayanak kredi sözleşmesinden doğan alacak rehinle temin edilmiş olmakla, İİK 257/1 şartları oluşmadığından ihtiyati haciz kararının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, Ret kararının gerekçesi açıklanmışsa da işbu kararın tamamıyla hukuka ve usule aykırı olduğunu, nitekim ihtiyati hacze konu genel kredi sözleşmelerinin rehinle teminat altına alınmış krediler olduğunu, ekte sunulan ipotek sözleşmesinde yer aldığı üzere Halk Bankası’nın kredi borçlusu şirketten olan alacaklarının “10.000.000-TL” bedelli üst sınır ipoteği ile teminat altına alındığını, bunun karşılığında; talep eden tarafça “4.117.975-TL” lik takip yapıldığını, takip tutarının “2” katından fazlasını karşılayacak tutarda ipotek teminatı bulunduğunu, bu itibarla, söz konusu kredi borcu rehinle temin edilmiş olmakla, İİK’nun 257. maddesindeki şartların oluşmadığını, keza İİK’nun 257. Maddesinde ihtiyati haciz talebinde bulunmak için alacağın rehinle temin edilmemiş olması, vadesi gelmiş olması ve para borcu olması gerektiğinin belirlendiğini, Belirtilen sebeplerle rehinle temin edilmemiş bir alacak söz konusu olmadığından ihtiyati haciz şartları oluşmadığı, ihtiyati haciz kararı yasaya ve usule aykırı olup, kaldırılmasını gerektiğini, yerel mahkemece rehin teminatının asıl kredi borçlusu lehine olduğu gerekçe gösterilmişse de kredi borcunun tek bir borç olduğunu, Müvekkili …. San. Tic. Ltd. Şti. açısından kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını, Talep eden tarafından “…San ve Tic Aş”nin kredi borçlusu olduğu 02.05.2017 tarihli … müşteri numaralı ve 10.03.2010 tarihli 2405275 müşteri numaralı Genel Kredi Sözleşmesinin mahkemeye kanıt olarak sunulduğunu, bu kredi sözleşmesine binaen yapılan Kefalet Sözleşmesi uyarınca müvekkili şirketler aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, işbu kefalet sözleşmesi incelendiğinde; müvekkili …. San. Tic. Ltd. Şti. (şimdi AŞ) adına tek başına … imzası bulunduğu, ancak, belirtilen tarihte “02.05.2017” … San. Tic. Ltd. Şti.’nde müdür olarak görev aldığı, temsil ve ilzam yetkisinin ise … ile birlikte “MÜŞTEREK” imza ile yetkili olduğu, nitekim, 04.01.2017 tarihli 9234 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan 19.12.2016 tarihli Genel Kurul Kararı ile “… şirket müdürü Sn. … ile birlikte müştereken şirket Ünvan veya kaşesi altında atacakları imza ile şirketimizi……temsil ve ilzam etmelerine oy çokluğu ile karar verilmiştir.” şeklinde şirket temsil ve ilzam yetkisinin nasıl kullanılacağı belirlendiği, Bu itibarla, söz konusu kefalet sözleşmesinin müvekkili …Tic. Ltd. Şti. açısından geçerliliği bulunmamakla, ihtiyati haciz kararının derhal kaldırılması gerektiğini, Dayanak olarak sunulan Beşiktaş …. Noterliği’nin 01.10.2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesine süresi içerisinde itiraz edilip kesinleşmediğini,Bu nedenle, vadesi gelmiş kesinleşmiş bir borçtan söz edilemeyeceği gibi İİK 68. maddesi hükmünde belgenin varlığı da söz konusu olmadığı, belirtilen sebeplerle, İİK 257. Maddesindeki ihtiyati haciz şartları oluşmadığından haksız ve hukuka aykırı ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, Kredi borçlusu … San. Tic. A.Ş. konkordato ilan etmiş olmakla, asıl ödeme borçlusu ile kefiller arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmakla, kefillere başvurulmuş olmasının ayrıca haksız ve hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin itirazın reddine dair kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, itirazın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1493 D.iş 2018/1493 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, genel kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan borçlular hakkında kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak için verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir.Talep eden banka, borçluların müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesi gereğince asıl borçluya kullandırılan kredi borcunun ödenmediğini, hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini belirterek, müteselsil kefil olan borçlular hakkında ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece talebin kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmesi üzerine borçlular vekili karara itiraz etmiş, mahkemece itirazın reddine karar verilmiştir.İİK 257/1 maddesine göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.)İİK 265. madde de ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmış olup bunlar dışında bir nedenle ihtiyati hacze itiraz edilmesine olanak bulunmamaktadır.Somut olayda ihtiyati haciz talep eden alacaklının sunduğu deliller ile alacağı yaklaşık olarak ispatlanmıştır. Asıl borçlu yönünden hesabın kat edilmesi kredi sözleşmesinden doğan alacağın muacceliyeti için yeterlidir. İtiraz eden borçlular vekili kat ihtarına süresinde itiraz edildiğini belirtmiş ise de kat ihtarına itiraz edilmiş olması alacağın muaccel hale gelmesini engellemediği gibi, alacağın varlığına ve macceliyetine ilişkin söz konusu itirazlar yargılamayı gerektirmekte olup İİK 265. madde de sayılan itiraz sebeplerinden değildir.Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenler müteselsil kefil olup, dosyaya sunulan ipotek akit tablosuna göre kredi sözleşmesi gereğince verilen ipotek asıl borçlunun borcunu teminat altına almak için verilmiş olup müteselsil kefillerin sorumluluğunu kapsamamaktadır. İtiraz eden borçlular vekili de rehnin asıl borçlu lehine verildiğini istinaf dilekçesi ile kabul etmiştir. Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Buna göre müteselsil kefil olan borçlular lehine verilmiş bir rehin söz konusu olmadığından, hesap kat ihtarı asıl borçluya tebliğ edilmiş olup, borç da ödenmediğinden TBK’nın 586. maddesi gereğince alacaklı, asıl borçluyu takip etmeden ve rehnin paraya çevrilmesini talep etmeden müteselsil kefilleri takip edebileceğinden, müteselsil kefil olan borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Borçlular vekilinin diğer itiraz sebepleri ile müvekkillerinden …. San. Ltd. Şti.’nin geçerli bir kefaleti bulunmadığına ilişkin itirazı, yargılamayı gerektirmekte olup İİK 265. madde de öngörülen sınırlı itiraz sebeplerinden değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30.’er.TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40’er.TL istinaf karar harcı ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/11/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.