Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1925 E. 2021/1262 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1925 Esas
KARAR NO: 2021/1262 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/495 Esas – 2019/393 Karar
TARİH: 08/05/2019
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketin, davacı şirketten hazır beton satın aldığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi oluşturularak ticari alışveriş gerçekleştirildiğini, davacı müvekkili tarafından düzenlenen faturalar ve faturaların içeriğini oluşturan malların irsaliye karşılığı davalıya teslim edildiğini ve faturalara da itiraz edilmemiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenle İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … ve … sayılı icra takip dosyaları ile icra takibine girişildiğini ve yetki itirazı ile İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … ve İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyalarından borçluya tekrar ödeme emri gönderildiğini ve takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu; bu nedenlerle, takip dosyalarındaki borçlu itirazının iptaline, takibin devamına ve alacağın %20 si oranında kötüniyet tazminatına hükmolunmasını; talep ve dava etmiştir. Davacı yargılama sırasında ıslahla davasını alacak davasına dönüştürmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında cari hesapla ilgili bir uyuşmazlık söz konusu olduğunu, mevcut uyuşmazlığın çözülmesi için müvekkili şirketin tüm çabalarının semeresiz kaldığını, bu uyuşmazlığın giderilmesi, mutabık kalınacak borç miktarının ödenmesi için davacı şirkete 21/04/2017 tarihli yazının gönderildiğini, bu yazıya karşı davacı tarafından Beşiktaş … Noterliği’nden keşide edilen 17/05/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile davalı şirket ile ilgisi bulunmayan iki ayrı şirketten olan alacakların da 24 ay içerisinde ödenmesi talebinde bulunulduğunu, bu ihtarnameye karşı cevabi ihtarname gönderilerek hukuki olmayan bu talebi kabul etmediklerini, diğer iki şirketle organik bağlarının bulunmadığını, mutabık kalınacak borç miktarını ödemeye hazır olduklarını bildirdiklerini, bu nedenle, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/05/2019 tarih 2017/495 Esas – 2019/393 Karar sayılı kararında; “taraflar arasında süregelen cari hesap ilişkisi bulunduğu, sonraki takip tarihi olan 17/06/2016 tarihi itibariyle davacının 528.560,88 TL alacaklı olduğunun her iki taraf kayıtları ile belirlendiği, ne var ki taraflar arasında mal alım-satım ve ödeme ilişkisinin takip tarihlerinden sonra devam ettiği ve dava tarihi olan 28/04/2017 tarihi itibariyle davacının, davalıdan 404.479,60 TL alacaklı olduğunun her iki taraf ticari defterleri ile kayıt altına alındığı belirlenmiştir. Bu itibarla davacı vekilinin alacak talebinin kısmen kabulüne 404.479,60 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekilince her ne kadar faiz başlangıç tarihi olarak 14/06/2019 tarihi gösterilmiş ise de; dava konusu edilen 528.560,93 TL alacağın 451.788,89 TL’si yönünden takip tarihinin 14/06/2016 olmasına karşın 76.772,04 TL’si yönünden takip tarihi 17/06/2016 tarihidir. Yetki itirazı üzerine süresinde icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesi talep edilmesi üzerine, İstanbul …İcra Müdürlüğü nezdinde başlatılan takipler ile temerrüt oluşmuştur, ancak alacağın 76.772,04 TL’si yönünden temerrüt tarihi 17/06/2016 tarihidir ve hükmolunan 404.479,60 TL’ye nazaran bakiye 327.707,56 TL yönünden, temerrüt tarihinin 14/06/2017 tarihi olduğu gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, 1-Davanın kısmen kabulü ile 404.479,60 TL alacağın ; 327.707,56 TL’si yönünden 14/06/2016 tarihinden, 76.772,04 TL’si yönünden 17/06/2016 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davalı şirketten alacaklı olan müvekkilinin alacağı ile ilgili olarak icra takibine girişildiğini ve itirazın iptali davası açıldığını yargılama devam ederken davalı şirket aleyhine icra takibine girişilememesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olduğundan davanın 02.11.2018 tarihli dilekçeleri kapsamında HMK’nın 176. maddesi uyarınca ıslah edilerek alacak davasına dönüştürüldüğünü, Islah talebinden önce yapılan yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alındığını ve bilirkişi raporu ile müvekkili şirketin davalı şirketten 528.560,93 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, ıslah talebinin de bu miktar üzerinden gerçekleştirildiğini ve davanın tümü ile alacak davasına dönüştürüldüğünü ancak yerel mahkemece verilen kararda bilirkişi raporuna itibar edilerek icra takibindeki miktar ile sınırlı kalınmak suretiyle karar verilmiş olmasının yasal olmadığını, yerel mahkeme kararının gerekçesinde alacaklı olunan miktar zikredildikten sonra neden davanın kısmen reddedilmiş olduğunun açıklanmadığını, İleri sürerek, davanın reddine ilişen kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, ilk önce taraflar arasındaki açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı alacaklarının tahsili için davalı hakkında yaptıkları takiplere haksız itiraz edildiğini belirterek, haksız itirazların iptaline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesi ile davasını tümden ıslah ederek itirazın iptali davasını alacak davasına dönüştürmüş, dava tarihi itibarıyla davalıdan olan528.560,88 TL alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, her iki taraf ticari defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu ve dava tarihi itibarıyla her iki taraf ticari defter ve kayıtlarında davacının davalıdan 404.479,60 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu belirtilmiştir. Her dava açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilecektir. Davacı verdiği ıslah dilekçesi ile davasını alacak davasına çevirmiştir. Dava itirazın iptali davası olmadığı için takip tarihlerindeki değil dava tarihindeki taraflar arasındaki borç alacak durumuna göre karar verilecektir. Buna göre dava tarihi itibarıyla her iki taraf ticari defter kayıtları ve bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere açık hesap ticari ilişkide davacı davalıdan 404.479,60 TL alacaklı olduğundan davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Dava dosyası içindeki belge ve bilgilere, delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 23/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.