Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1924 E. 2019/1911 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1924
KARAR NO : 2019/1911
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/1307 Esas – 2018/962 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 25/12/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı banka tarafından, ihyası talep edilen Tasfiye Halinde …Ticaret Anonim Şirketi (İstanbul Ticaret Sicil No: …)’ne, kredi kullandırıldığı; ihyası talep edilen şirket tarafından kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın katedildiği ve alacağın tahsili için şirket hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı; borçlular tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine de itirazın iptali istemli olarak İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/759 esas sayılı itirazın iptali davası açıldığı; ihyası talep edilen şirketin, tasfiyesinin yapıldığı ve ticaret sicilinden 31/12/2012 tarihinde terkin edildiği; davalılar …, … ve …’nın ihyası talep edilen şirketin tasfiye memurları oldukları, … Ticaret Anonim Şirketi firmasının İstanbul ticaret Sicil Müdürlüğünden terkin edilen kaydının İstanbul Anadolu….İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/759 E sayılı dosyası üzerinden yürütülecek işlemler açısından ihyasına karar verilmesine talep ve dava etmiştir. Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olaydada müvekkili kurumun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici 7. mad. ile ”Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketleri ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ticaret sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliği”hükümleri çerçevesinde işlemin gerçekleştiğini şirketin re’sen terkin edildiğini müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığını,yasal hasım konumunda bulunan müvekkil yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin sorumlu tutulamayacağını,Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 29/01/2017 tarihli 2005/14259 E.ve 2007/927 K.sayılı ilamı ve yerleşik uygulamanın bu yönde olduğunu savunarak müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerin ortak ve yetkili oldukları … Tic. A.Ş.’ nin tasfiyesine karar verildiği, tasfiye ilanının gerçekleştiği, şirketin hiçbir aktifi bulunmadığını, şirket ihya edilse dahi, bu hususun davacı yana bunun hiçbir yararı olmayacağını, bu nedenle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/11/2018 tarih ve 2017/1307 Esas – 2018/962 Karar sayılı kararı ile; ” … İncelenen tüm dosya kapsamına göre; İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/579 E. sayılı dosyasının sonuçlandırılması ve infaz kapsamındaki işlemlerle sınırlı olmak üzere işlem yapılmasının gerektiği; bu nedenle, davacının işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle; davacı tarafından, açılan davanın sübut bulduğundan kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün … sicil numarasında kayıtlı … Ticaret Anonim Şirketi yeniden 6102 sayılı TTK.nun. 643.maddesi yollamasıyla aynı kanunun 547-(2). maddesi uyarınca ticaret siciline kaydına ve tesciline … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Davanın kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün … sicil numarasında kayıtlı iken terkin edilen “Tasfiye Halinde … Ticaret Anonim Şirketi” nin; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/759 Esas sayılı dosyasının sonuçlandırılması ve infazı ile sınırlı olarak ticaret siciline kayıt ve tesciline, Tasfiye memuru olarak …’nın atanmasına, Kararın tescil ve ilanı için davacıya yetki verilmesine, Karar kesinleştiğinde; keyfiyetin …ne yazı ile bildirilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı Tasfiye Memurları vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Tasfiye Memurları vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının dosyadaki delilleri dikkate alınmadan verildiğini, HMK m 114/g fıkrasında belirtilen dava şartlarından birisi olan ” hukuki yararının bulunmaması ” ve bu hususun Mahkemece gözetilmemesi nedeni ile kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle bozularak kaldırılması gerektiğini, Davacı yanın hiçbir aktifi bulunmadığını, bu nedenle şirketin ihya edilmesinin davacı yana hiçbir yararı olmayacağını, HMK md 114/2 fıkrasında; ” Hukuki yararın bulunması “nın dava şartlarından biri olarak zikredildiğini, Gerçekten de işbu davanın davalıları olan …, … ve …’ nın itirazın iptali ve alacak davasının görüldüğü İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/759 Esas sayılı dosyasının dava davalıları olup, işbu davada ihya kararı verilmesi halinde ” …Tic. A.Ş. ” nin yeniden ihyasının, davacı alacaklıya ilaveten hiçbir hukuki veya ticari yarar sağlamayacağını, ….Tic. A.Ş.’ nin tasfiye sürecinde, İlgili vergi dairesinden borçlarının sorulduğunu, bildirilmiş bulunan borçlarının tamamının yapılandırılmak ve ödenmek sureti ile şirket tasfiyesinin gerçekleştirilmiş olduğunu, İtirazın iptali ve alacak davasının görüldüğü İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/759 Esas sayılı dosyasının konusunun ise; şirketin tasfiyesi tarihinden 18 yıl öncesine ait, ” …Tic. A.Ş.” nin yaptığı ithalat-ihracat işlemi sırasında davacı bankaca yapılması gereken ” Kaynak Kullanım Destekleme Fonu ” kesintisinin, Davacı alacaklı bankanın 18 yıl öncesinde yapması gereken kesintiyi yapmaması, bu hususun da, bankaya karşı yürütülen vergi incelemesinde ortaya çıkmasından sonrasında ödemesinden kaynaklanmakta olduğunu, …Tic. A.Ş.’ nin tasfiyesi esnasında ” Hiçbir aktifi bulunmadığı da ” gözetildiğinde; Davacı banka açısından şirketin ihya edilmesinde hiçbir hukuki ve fiili yararı bulunmadığını, Hukuki yarar, dava şartlarından birisi olduğundan bu hususun Mahkemece re’sen gözetilmesi gereken hususlardan olduğunu ancak Mahkemece gözetilmediğini beyanla; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 07/11/2018 tarih ve 2017/1307 Esas – 2018/962 Karar sayılı kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’ sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; TTK 547. maddesine dayanan ek tasfiye amacıyla yeniden tescil davasıdır. Davacı tarafından açılan dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643.maddesi yollamasıyla aynı kanunun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir. İhyası istenen şirketin 21/12/2012 tarihli olağan genel kurul kararıyla tasfiyesine karar verildiği ve bu durumun 9 Ocak 2013 tarih ve 8232 no.lu sicil gazetesinde ilan edildiği anlaşılmaktadır. Davacının tasfiye edilen şirket aleyhine 24/01/2013 tarihinde icra takibi başlattığı itiraz üzerine İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/759 E sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı, taraf teşkili için davacıya süre verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının bu davayı açmakta hukuki menfaati bulunmaktadır. Davacının alacaklı olup olmadığı o davada halledilmesi gereken bir meseledir. TTK’ nın 547. maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Somut olayda davacı ile ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu, açılıp devam eden icra takibi ve İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ ndeki dosyanın görülüp sonuçlandırılması için terkin edilmiş şirketin yeniden tescili zorunludur. Davacının açtığı dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1277 E.) TTK 547 maddesi kapsamında açılan davada ise zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir. Bu itibarla davalı tasfiye memurları vekilinin istinaf nedeni yerinde değildir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı tasfiye memurları vekilinin istinaf başvurusunun vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memurlarının istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tasfiye memurları tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı tasfiye memurları üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 25/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.