Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1910 E. 2019/1327 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1910
KARAR NO : 2019/1327
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DOSYA NUMARASI : 2019/37 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
BİRLEŞEN DAVADA
İNCELENEN – İSTİNAF EDİLEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2019 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI : 2019/71 Esas
DAVA: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 09/10/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı tarafın, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/71 Esas sayılı dosyasında açtığı ve daha sonra İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/37 E. Sayılı dosyasında birleştirilen dava dosyasına ilişkin dava dilekçesinde özetle; davacı vekili, müvekkilinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı bulunan … San. Ve Tic. A.Ş.’ nin B grubu yönetim kurulu üyesi ve sınırsız müşterek imza yetkilisi ve % 10 pay sahibi olduğunu, şirketin çoğunluk pay sahiplerinin yönetim kurulunu 18/01/2019 tarihinde toplayarak aralarında şirket esas sözleşmesinin yeter sayılı düzenlemesine, organların görev ve yetkilerine, şirketin temsil ve ilzamına ilişkin amir düzenlemelerine aykırı 2019/3 sayılı kararları aldıklarını, yine 2019/3 sayılı toplantıda yeni seçilen üye …’ ın katılımı ile şirketin temsil ve ilzamına ilişkin karar alındığını, 2019/3 sayılı toplantıda alınan 2-3-4 numaralı kararların yok hükmünde ve batıl olduğunu, alınan kararların 22/01/2019 tarihinde geçici olarak tescil edildiğini, … ailesinin bu geçici temsile dayanılarak çıkartılan imza sirküleri ile şirket hesaplarını boşalttıklarını, müvekkilinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nden geçici tescilin kaldırılmasını ve sicilden silinmesini talep ettiğini, müvekkilinin bu talebinin reddedildiğini, davalı tarafından yapılan geçici tescil işleminin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir taleplerinin bulunduğunu belirterek; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün 18/01/2019 tarihli yok hükmündeki yönetim kurulu toplantısında alınan kararlara istinaden yaptığı geçici tescil işleminin silinmesi yönündeki talepleri üzerine verilen ret kararının kaldırılmasına, geçici işleminin TTK’ nun 34. maddesi hükmü uyarınca kesin surette kaldırılmasına, söz konusu olguların ticaret sicilinden silinmesine, şirket sicil kaydının tescil işleminden önceki eski hale iadesine ve bu durumun ticaret sicil gazetesinde ilanına, şirketin 18/01/2019 tarihli 1-2-3-4 numaralı yönetim kurulu kararlarına ve buna bağlı olgulara ilişkin 22/01/2019 tarihli tarihli geçici tescil işleminin durdurulması hususunda teminatsız olarak dava sonuna kadar geçerli olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 18/02/2019 tarih ve 2019/71 Esas sayılı ara kararı ile; ” HMK’ nın 389 maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceğinin veya gecikme sebebi ile sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK.nun 390.maddesine göre tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davacının, davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek delillerini sunmadığından haklılığı yapılacak yargılama sonucunda belirleneceğinden, HMK.nun 389 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin, yok hükmündeki yönetim kurulu kararlarının ve buna bağlı olgulara ilişkin 22.01.2019 tarihli geçici tescil işleminin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir taleplerinin konusunu ve niteliğini doğru olarak anlamasına rağmen reddetmesinin hatalı olduğunu, Huzurdaki asıl davaya konu davalı ticaret sicilinin geçici tescil işleminin silinmesi, kaldırılması yönündeki taleplerinde haklı olduklarını, bu sebeple dava dışı …Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ nin yönetim kurulu üyesi atamasına ilişkin esas sözleşme hükümlerinin izah edileceğini, 18/01/2019 tarih ve 2019/3 sayılı toplantının, toplantı yeter sayısına uyulmaması nedeni ile ” Yok ” hükmünde olduğunu, Toplantı yeter sayısına uyulmadan toplanan yönetim kurulunda alınan geçici üye atama kararının, hem toplantı hem de karar yeter sayısına uyulmaması nedeni ile yok hükmünde olduğunu, Yeter sayılara uyulmamasının haricinde, müvekkil davacı kasten ve kötü niyetle toplantıya çağrılmadığında, ” gizlice ” yapılan yönetim kurulu toplantısı ve alınan kararların yok hükmünde olduğunu, Şirket esas sözleşmesinin 10. maddesinin ” Yönetim Kurulu Üyeliği görevinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde ” Yedek Üyenin Atanması ” yetkisini yalnızca genel kurula tahsis ettiğini, bu hususun da geçersizlik sonucunu doğuran bir neden olduğunu, 18/01/2019 tarih ve 2019/3 sayılı toplantıda alınan 1 numaralı ” geçici üye atama kararı “, Esas Sözleşmenin 10. maddesi ile ağırlaştırılmış toplantı ve karar yeter sayılarına aykırı olduğundan yok hükmünde olduğunu, Müvekkil davacı yönetim kurulu üyesi toplantıya çağrılmaksızın, ondan gizlenerek yapılan yönetim kurulu toplantısı ve orada alınan kararların yok hükmünde olduğunu, Ayrıca esas sözleşmenin 10. maddesi ile geçici üye atama yetkisinin açıkça genel kurula bırakıldığını ve bu nedenle Yönetim Kurulu’ nun bu konuda aldığı kararın, TTK m 391 ve TBK m 29 uyarınca kesin hükümsüz olduğunu, Anlatılan nedenlerle, …’ ın 1 numaralı karar ile yönetim kurulu üyeliği sıfatını kazanmadığını, 18/01/2019 tarih ve 2019/3 sayılı toplantıda alınan, şirketin temsil ve ilzamına ilişkin 2-3-4 numaralı kararların da, esas sözleşmenin 10. maddesine aykırı olarak, ” 3 üyenin katılımı ve 3 üyenin oyu ile alınmış olduğunu, bu nedenle de alınan tüm kararların yok hükmünde olduğunu, Şirket yönetim kurulunun aldığı 2,3 ve 4 numaralı temsil ve ilzam kararının da ayrıca esas sözleşmeye aykırılık ve yetki gaspı nedeni ile yok hükmünde ve her halde batıl olduğunu, buna göre çıkartılan 22.01.2019 tarih ve 01996 yevmiye numaralı yeni imza sirkülerinin usulsüz olduğunu, hukuken geçersiz olduğunu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yapılan geçici tescil işleminin hukuka aykırı olup, müvekkilin hukuka aykırı surette tescil edilen işlemin silinmesi yönündeki talebin reddinin de hukuka aykırı olduğunu, Ticaret Sicili müdürünün, şirketin diğer yönetim kurulu üyelerinin açıkça kanuna ve esas sözleşmeye aykırı surette topladıkları yönetim kurulunda aldıkları, kanuna ve esas sözleşmeye açıkça aykırı ( yok / batıl ) kararların hukuka aykırılığını aslında tespit ettiğini, Ancak, her ne hikmetse, tescil talebini reddetmek yerine, ” kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar ” varmışcasına geçici tescil işlemi yaptığını, Ticaret sicilinin, açık aykırılıkları tereddüt konusu yapıp bu işlemi gerçekleştirerek, … ailesinin şirketin banka hesaplarını boşaltmasına imkan verdiğini, Tüm nedenler çerçevesinde 1-2-3-4 numaralı yönetim kurulu kararlarına ve buna bağlı olgulara ilişkin 22.01.2019 tarihli geçici tescil işlemi uygulamasının durdurulması hususundaki ihtiyati tedbir taleplerinin yerel mahkemece reddi kararının istinafen kaldırılması ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, İhtiyati tedbir talebinin reddi kararının hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir taleplerinin reddi kararı kaldırılarak ihtiyati tedbire hükmedilmesi gerektiğini, Yaklaşık ispat ölçüsünü aşan bir kanaat oluşumuna esas delillerle ispat etmiş olduklarını, buna rağmen yaklaşık ispatın gerçekleştiğinin kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, Taleplerinin reddedilmesinin hiçbir gerekçesi olmadığını, tedbir talebinin reddi kararı için de dava sonunda verilecek hüküm kadar ayrıntılı olmasa da bir gerekçe yazılmasının zorunlu olduğunu beyanla; Hukuka aykırı işlem ve eylemlerin etkisini durdurmak, devamını engellemek telafisi imkansız zararın önüne geçmek adına, teminatsız olarak HMK m.390/2 maddesi uyarınca karşı taraflar dinlenmeksizin, dava sonuna kadar yürürlükte kalmak üzere;
– Birleşen dosya olan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 18/02/2019 tarihli kararı tahtında verdiği ihtiyati tedbir kararının reddi yönündeki kararın kaldırılmasına, – Yerel Mahkeme önündeki 3 nolu tedbir taleplerini tazammun etmekle; 18/01/2018 tarih ve 2019/3 sayılı yok hükmündeki 1-2-3-4 numaralı yönetim kurulu kararlarına ve buna bağlı olgulara ilişkin 22/01/2019 tarihli geçici tescil işleminin durdurulması hususunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, – Yerel Mahkeme önündeki 4 nolu taleplerini tazammun etmekle, HMK md.393/2, c.2 hükmü uyarınca, anılan tüm kapsamı ile ihtiyati tedbirin uygulanmasında, icra dairesinin değil, yazı işleri müdürünün görevlendirilmesine, – Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün geçici tescil işleminin silinmesi yönündeki talebin reddi kararının kaldırılması, eski hale iadesi davası olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebi üzerine verdiği kararın dosya içeriğine usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır. Davalı yanında davaya feri müdahil olarak katılan … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yönetim kurulunun dava konusu 18/01/2019 tarihli kararının, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünce 22/01/2019 tarihinde geçici tescil edildiği ve Türkiye Tic. Sicil Gazetesinin 28/01/2019 tarihli nüshasında ilan edildiği anlaşılmaktadır. Davacının, … şirketinin pay sahibi, yönetim kurulu üyesi ve sınırsız müşterek imza yetkilisi sıfatıyla 24/01/2019 tarihinde geçici tescil işleminin sicilden terkinine ilişkin talepte bulunduğu anlaşılmakla birlikte dosyada, ticaret sicil müdürlüğünün buna karşı ne gibi işlem yaptığına dair bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Dava 11/02/2019 tarihinde açılmıştır. Davalı sicil müdürlüğü 27/06/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında davacının talebine karşı verilmiş bir red kararı olmadığını dolayısıyla da dava açılamayacağını savunmuştur. Davacı, bu davayı TTK 34 e göre açtığı, dosyanın birleştirildiği İ.3 ATM’ nin 2019/37 E sayılı dosyasının ise TTK 32 ye göre açtığını beyan etmiştir. Sonuç olarak talep yargılamayı gerektirmektedir. HMK’nın 389. maddesindeki koşulların oluştuğu yönündeki iddia, HMK’ nın 390. maddesine göre yaklaşık olarak ispatlanmamıştır. Ayrıca davanın konusu da esasen geçici tescilin silinmesi olup, ihtiyati tedbirle davanın sonunda elde edilecek hukuki yarar karşılanamaz. Bunun dışında ticaret sicil müdürlüğünün TTK 34 e göre verdiği bir kararın da olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/10/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.