Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/189 E. 2019/788 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/189 Esas
KARAR NO : 2019/788 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2019
DOSYA NUMARASI : 2018/284 Esas 2018/853 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 22/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirkete nakliyat abonman sözleşmesi sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı firmadan satın alınan emtianın Çin’den Türkiye’ye kadar olan nakliyesinin bir numaralı davalı firma, Ambarlı Limanı’ndan sonraki nakliye kısmının iki numaralı davalı tarafından gerçekleştirildiğini, emtianın sigorta yetkilileri tarafından teslim alındığı sırada hasarlı olduğunun tespit edildiğini, hasar bedelinin sigortalıya ödemesinin yapıldığından TTK 1472 madde hükmü gereğince sigortalının haklarına halef olunduğu 184.426,18 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı …. Tic. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevine itiraz edildiğini, hasarlandığı iddia edilen emtianın deniz yoluyla taşındığından görevli mahkemenin Denizcilik İhtisas Mahkemesi olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.Davalı …San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili firmanın kusur ya da sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 21/09/2018 tarih 2018/284 Esas – 2018/853 Karar sayılı kararında;”…Dava, taşımacılık sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, her ne kadar dosyada deniz ve kara olmak üzere karma taşıma olduğu anlaşılmış ise de; uyuşmazlığın gemide taşınan emtiaya ilişkin ziya ve hasarın deniz yolundan mı, kara yolundan mı olduğu, dosya kapsamıyla belirli olmayıp bu konudaki uyuşmazlığın çözümünde deniz ticaretine ilişkin hükümlerin uygulanmasının gerekip gerekmediğine dair tartışma görevi Denizcilik İhtisas Mahkemesi’ne aittir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/1115 esas, 2018/552 karar)Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatlı ticaret mahkemesi ile diğer ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, Denizcilik ihtisas mahkemelerinin görev alanının tayininde uyuşmazlığın deniz ticaretinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı esas alınır.Görev hususu resen ve davanın her aşamasında incelenmesi gereken hususlardan olup, somut olayda deniz ticaretine ilişkin hükümlerin uygulanmasının gerekip gerekmediğini tartışma görevi Denizcilik İhtisas Mahkemesi’ne ait olduğu…”gerekçesi ile, 1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddeside belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine,2-Görevli Mahkemenin Deniz Ticaretinden doğan davalara bakmakla görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtaratına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Dava konusu olayda karma taşımanın mevcut olduğunu, ilk derece mahkemesi de bu hususu kararında kabul ettiğini, Karma taşımanın mevcut olduğu hallerde görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, bu hususun Yerleşik İçtihatlarında da kabul edildiğini, ( Yargıtay 11 HD. 2016/4543 E. – 2016/5725 K., Yargıtay 11 HD 2014/17518 E. – 2015/3432 K.) İlk derece mahkemesi tarafından usul ve yasaya aykırı bir kararın verildiğini, kararın kaldırılmasının gerektiğini,İleri sürerek, istinaf talebinin kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Davacı tarafından müşterisine ulaştırılmak üzere davalıya teslim edilen emtia hasarlı bir şekilde varma yerine ulaştırılmıştır. Zararın giderilmesi konusunda davalı ihtar edilmiş, emtiadaki hasar eksper raporu ile tespit edilmiştir.Taraflar arasında yapılan taşıma sözleşmesi kapsamında taşımaya konu emtia davalıya tam ve sağlam bir şekilde teslim edilmiş, emtia gemi ile Çin’den varma limanına, buradan da karayolu ile taşındığı, emtianın hasarlandığı iddia edilmiştir. Taşıma hem deniz hem de kara yolu ile gerçekleştirilmiş olup, karma niteliktedir. Ekspertiz raporunda, emtianın deniz yolu ile nakliyesi safhasında hasarlanmış olabileceği, limanda konteyner kapakları mühürlü olup açılmadığından emtianın tıra yüklenmesi sırasında farkedilemeyeceğini, 35 günlük deni yolculuğu sırasında aktarma limanlarında konteynerin çarpması sonucunda hasar oluştuğuna ilişkin ifadelerin olduğu belirlenmiştir. Uyuşmazlığa 6762 sayılı TTK’nun “Deniz Ticareti” başlıklı Beşinci kitabında yer alan 619 ve onu izleyen maddelerde düzenlenen hükümlerin uygulanması ihtimali vardır. Bu durumu değerlendirme görevi de Denizcilik İhtisas Mahkemesine aittir. Uyuşmazlık, 6102 Sayılı Yasanın beşinci kitabında düzenlenmiş olup, TTK 1352/1-h bendinde, gemide taşınan, bağaj tahil, eşyaya gelen veya bu eşyaya ilişkin ziya ve hasar bedelleri deniz alacağı olarak tarif edilmiştir. Deniz ticareti genel olarak TTK’nın 5. kitabında düzenlenmiştir. Birinci kısım da Gemi, ikinci kısımda donatan ve donatma iştiraki, üçüncü kısım da kaptan, dördüncü kısımda deniz ticareti sözleşmeleri, beşinci kısımda deniz kazaları, altınca kısımda gemi alacakları, yedinci kısımda sorumluluğun sınırlanması ve petrol kirliliği zararının tazmini, sekizinci kısımda cebri icraya ilişkin özel hükümler düzenlenmiş olup, gemi alacakları başlıklı altınca kısımda yer alan 1320. madde de gemi alacaklısı hakkı veren alacaklar, sekizinci kısımda yer alan 1352. madde de ise deniz alacakları düzenlenmiştir. TTK 5/2.bendi uyarınca, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa HSYK tarafından Asliye Ticaret Mahkemelerinden biri veya bir kaçı deniz ticaretine ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir. Bu kapsamda, deniz ticaretinden doğan uyuşmazlıklara bakmak üzere İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesi görevlendirilmiştir. Davamıza konu uyuşmazlığın çözümünde deniz ticaretine ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğine dair tartışma görevi Denizcilik İhtisas Mahkemesine aittir (Yargıtay 11. H.D’sinin 25/04/2017 tarih, 2015/15175 E. 2017/2422 K., aynı dairenin 24/01/2017 tarih, 2017/104 E. 2017/458 K sayılı ilamları. Bu ilamlarda Yargıtay 11. H.D’si İstanbul 17. ATM tarafından verilen aynı konudaki ilk derece mahkemesi kararlarını esastan inceleyip onamıştır ).Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatlı ticaret mahkemesi ile diğer ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Denizcilik İhtisas mahkemelerinin görev alanının tayininde uyuşmazlığın deniz ticaretinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı esas alınır. Görev hususu resen ve davanın her aşamasında incelenmesi gereken hususlardan olup somut olayda ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar verme görevsizlik kararı verilerek, dosyanın İstanbul 17. Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/05/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-c gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.