Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1888 E. 2021/1025 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1888 Esas
KARAR NO: 2021/1025 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/41 Esas – 2019/437 Karar
TARİH: 10/04/2019
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin Pos, yazılım cihazları, yazar kasa teknolojileri üreten ve ARGE merkezi firması olduğunu, davalının bu birimde çalışması sebebiyle müvekkili şirkete ait projeleri bilmesi ve öğrenmesinin oldukça kolay olduğunu, davalının 03/03/2017 tarihinde istifa dilekçesi sunarak davacı şirketten ayrıldığını, bir yıldan daha az süre içerisinde “Dijital Tanıma Sistemleri” isimli şirkette çalışmaya başladığını, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinde çalışanın hizmet sözleşmesinin sona ermesinden itibaren iki yıl süreyle Borçlar Kanunu 444 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş rekabet yasağı hükümlerine uyacağının kararlaştırıldığını, çalışanın iş akdinin sona ermesinden itibaren iki yıl süreyle önceden iş verenin iznini almadan işverenin iştigal ettiği iş konularında şahsen veya kurulmuş yada kurulacak şirketlere ortak olarak yahut herhangi bir sıfatla işveren ile rekabet yaratacak şekilde çalışmalarda bulunamayacağını kabul ve taahhüt ettiğini, davalının ARGE birimi uyarınca öğrenmiş olduğu en ufak bilginin dahi bir rakip firma veya aynı sektördeki firma ile paylaşılmasının davacı şirketi ticari piyasada özel projeler açısından zor duruma düşüreceğini, davacının zararına sebebiyet vereceğini bu nedenle rekabet yasağından dolayı şimdilik 5.000 TL’lik cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacı şirkette sadece bir yıl süreyle çalıştığını, … isimli yazar kasanın yazılımı ile ilgili bilgilere sahip olduğunu, işten ayrıldıktan sonra dava dışı … Ltd. Şti.nde çalışmaya başladığını, bu şirkette toplu taşıma araçlarındaki kartlı geçiş cihazlarının üretimi konusunda uzmanlaştığını, davacı ile müvekkilinin halen çalıştığı şirketin faaliyet alanlarının farklı cihazlar üzerine olduğunu, bu nedenle rekabet yasağının ihlal edilmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/04/2019 tarih 2018/41 Esas – 2019/437 Karar sayılı kararında; ” İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna yazılan müzekkere cevabında davacı şirketin her türlü elektronik ve elektrikli cihazlar, her marka ve model masaüstü ve taşınabilir türde cihazlar, iletişim cihazlarının üretimi, alımı, satımı şeklinde çalışma konusunun belirlendiği, internet sitesi incelendiğinde ürün yelpazesinin yazar kasa, pos cihazı, barkod okuyucu, fiş yazıcı, şifre cihazı, klavye, para çekmecesi ve bunların tamamlayıcı ürünleri ile pos sistemlerine entegre yazılımlar olduğu davacı şirketten istifası sonrasında … Ltd. Şti.nde çalışmaya başlayan davalının bu şirkete ilişkin ürün yelpazesi ve incelikleri incelendiğinde iki şirketinde bilişim şirketi olduğu ancak içerik olarak farklı konularda olduğu ve rekabet oluşturması mümkün olmayacak ticari faaliyetlerde bulunduğu bu nedenle davacı şirketin zararra uğramasının mümkün olmadığı bilirkişi raporu ile de tespit edilmiştir. BK 445 maddesi rekabet yasağını işçinin ekonomik geleceğini, hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek şekilde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez hükmünü getirerek, rekabet yasağının sınırlarını belirlemiştir. Somut olayda sözleşmede ki rekabet yasağı hükmünün coğrafi sınıf içermeksizin aynı faaliyet konusunun tamamında işçiye çalışma yasağı getirdiği görülmektedir. Bu taahhüt işçiye aynı sektörde tüm Türkiye’de çalışma ehli getirdiği bu durumun BK 445 maddesine aykırı olduğu gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmiştir. …”gerekçesi ile, Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Taraflar arasındaki sözleşmede yer alan rekabet yasağına ilişkin hükmün geçerli olduğunu, bu sebeple yerel mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, (TBK 445 Maddesi – Söz konusu hizmet sözleşmesinin “7.8 ve 7.9uncu” maddesi ) Davalının müvekkili şirkette çalışmış olduğu pozisyon düşünüldüğünde; müvekkili şirkete ait projeleri bilmesi ve öğrenmesinin oldukça kolay olduğunu, müvekkili şirket için son derece önem arz eden AR-GE biriminde çalışmış olan davalının, AR-GE birimi uyarınca öğrenmiş olduğu en ufak bir bilginin dahi herhangi bir rakip firma veya aynı sektördeki firma ile paylaşılmasının müvekkili şirketi, içinde bulunmuş olduğu ticari piyasada özel projeler bakımından zor duruma düşürecek ve müvekkili şirketin her türlü zarara uğramasına sebep olacak nitelikte olması sebebiyle müvekkili şirkete ait önemli bilgilerin şirket dışına çıkmaması için davalı çalışan ile rekabet yasağına ilişkin sözleşme imzalandığını, (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2009/3417 E, 2009/3417 K. 03.02.2011 tarihli karar) Davalının rekabet süresini ihlal ederek müvekkili ile aynı ilde bulunan ve aynı alanda faaliyet gösteren bir firmada işe başladığını, Yargıtay kararlarında da görüleceği gibi rekabet sözleşmesinin geçerli olacağını, Rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin geçersizliğini kabul etmemek kaydı ile aşırı nitelikte olduğu düşünülse dahi ; TBK 445 “Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmünden de görüleceği üzere, aşırı nitelikte rekabet yasağı olması halinde dahi söz konusu sözleşme mutlak biçimde geçersiz olmayıp, bu halde dahi hakimin sözleşmeyi sınırlayabileceğini fakat yerel mahkemece gerek bu hüküm gerekse bilirkişi raporuna karşı bu yöndeki itirazların hiçbir şekilde değerlendirilmediğini eksik ve hatalı hüküm kurulduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/295 E, 2017/3142 K sayılı 29.05.2017 tarihli ilamı – Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1658 E. 2016/2244 K. Sayılı 1.3.2016 tarihli ilamı) Bilirkişi raporunun hatalı ve eksik değerlendirmeye dayandığını, hükme esas alınmaya elverişli olmadığını, Yerel mahkemece bilirkişi raporuna karşı itirazların ve üç kişilik yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması veya ek rapor alınması yönündeki beyanların değerlendirilmeden usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, Yerel mahkemenin gerekçeli kararının HMK madde 297/2 hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, dosya kapsamındaki taleplerin, beyan ve itirazların açık ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde değerlendirilmediğini, yerel mahkemenin HMK 297/2 hükmüne aykırı olarak şüpheye yer bırakmayacak şekilde hükmün gerekçesini tesis etmemesi sebebiyle de söz konusu kararın bozularak ortadan kaldırılması gerektiğini, Davalının ilgili şirkette çalışmasının, müvekkili ile arasındaki rekabet yasağı hükmünün ihlalini teşkil ettiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava rekabet yasağına aykırılıktan kaynaklı cezai şart alacağına ilişkindir. Davacı vekili, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinde davalı çalışanın hizmet sözleşmesinin sona ermesinden itibaren iki yıl süreyle borçlar kanunu 444 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş rekabet yasağı hükümlerine uyacağı aksi halde cezai şart ödeyeceğinini kararlaştırıldığını, davalının müvekkili iş yerinden ayrıldıktan sonra dava dışı şirkette işe başladığını, böylece rekabet yasağına aykırı davrandığını belirterek cezai şartın tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosyada alınan bilirkişi raporu, davacı ile dava dışı şirket ticaret sicil kayıtları ve davalıya ait SGK kayıtlarından, davacının sicil kaydına göre telekomünikasyon alanında, davalının çalışmaya başladığı dava dışı şirketin ise bilgi teknolojileri alanında faaliyet gösterdiği, her iki firmanın faaliyet alanlarının farklı olduğu, davalının çalışmaya başladığı dava dışı şirketin davacı ile rekabet etmesine olanak bulunmadığı, böylece davalının rekabet yasağına aykırı davranmadığı anlaşılmakla mahkemece verilen karar esas itibarıyla usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusu yerinde değildir. Bu nedenle yerinde olmayan davacı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi ile esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,9 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/07/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.