Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1873 E. 2021/845 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1873 Esas
KARAR NO : 2021/845 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI: 2018/650 Esas 2019/449 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,Müvekkilinin sahibi olduğu … firması ile davalı şirketin talebi oldukça akaryakıt nakliyesi işlerinin yapıldığını tarafların daha önce de ticari ilişkisinin bulunduğunu, davalı şirketin, müvekkilinden Samsun dan Hendek ilçesine nakliye işlerini gerçekleştirmek üzere 8 adet tırın hazır edilmesini talep ettiğini bu kapsamda müvekkilinin 13/07/2017 tarihinde 8 adet tırı Samsun’a gönderdiğini ancak davalının yükleme yamayarak tırları Samsun’dan geri gönderdiğini, müvekkilinin 01/08/2018 tarihli fatura ile 26.500,00-TL alacağının davalıdan talep ettiğini, müvekkilinin, davalı tarafından talep edilen araçların süresinde organize etmesine rağmen, davalının basiretli bir tacirin davranışlarına uygun olmayacak şekilde davranarak nakliye bedelini ödemediğini, faturanın kargo ile gönderilerek tebliğe edilmesine rağmen alacağın alacağın ödenmemesi üzerine Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkilinin belirtilen şekilde nakliye işleri veya talebinin bulunmadığını, müvekkilinin ticari defter ve belgelerinde bu tür bir alacağın kayıtlı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 16/04/2019 tarih ve 2018/650 Esas – 2019/449 Karar sayılı kararında;”…. Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacı tarafından, 07/05/2018 tarihinde 26.500,00-TL asıl alacak 7.875,40-TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 34.375,40-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 10/05/2018 tarihinde tebliği üzerine süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.Davacı tarafça düzenlenen taşıma irsaliyeleri dosyaya sunulmuş olup, irsaliyelerden teslim alanın imzası bulunmamaktadır. 01/08/2015 tarihli nakliye bedeli faturası davalının ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde davacı alacağın miktarının belirlenmesi amacıyla mali müşavir ve taşıma bilirkişisi aracılığıyla inceleme yapılmış olup bilirkişilerce 08/01/2019 tarihli rapor dosyaya ibraz edilmiştir. Raporun incelenmesinde tarafların incelemeye iştirak ederek ticari defterlerini sunmadığı, sevk irsaliyelerinde alıcı imzasının bulunmadığı faturan tebliğ edildiği bildirilmiş ise de gönderi cinsinin dosya olarak belirtilmesi karşısında faturanın tebliğ edilip edilmediği anlaşılamadığı, TTK’nın 865.maddesi dikkate alındığında davacının 8.833,00-TL alacağı bulunduğunun kabul edilebileceği belirlenmiştir. Dava taşıma alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir, taraflar tacir olup taşıma sözleşmesinin kurulduğunun davacı tarafça usulüne uygun delillerle kanıtlanması gerekmektedir. Her ne kadar taşınmaz sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması geçerlilik koşulu değil ise de, davalı tarafça sözleşme ilişkisinin inkar edilmesi karşısında, sözleşmenin HMK’nın 200.maddesi gereğince kesin delille ispatlanması gerekmektedir. Davacı taraf yazılı sözleşme sunmadığı gibi yemin deliline de dayanmamıştır. HMK’nın 190.maddesi gereğince ispat yükü davacı da olup, taşıma sözleşmesi usulüne uygun delillerle kanıtlanmadığından, sözleşmenin davalı tarafça nedensiz şekilde yerine getirilmediğinden söz edilemeyecektir. Bu nedenle davacının sabit görünmeyen davasının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Davacının sabit görülmeyen davasının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince verilen kararın hukuka ve yasalara aykırılık teşkil etmekte olduğunu, Gerekçeli kararda taşıma sözleşmesinin varlığının usule uygun deliller ile kanıtlanamadığı belirtilmekte olduğunu, Söz konusu icra takibinin dayanağı müvekkilin sahibi olduğu … firması ile davalı şirket arasındaki taşıma sözleşmesinden kaynaklandığını, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi sözlü olarak kurulduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 1995/3835 K. 1995/4830 T. 9.6.1995, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2008/9468 K. 2010/664 T. 25.1.2010)Sözleşme doğrultusunda yerine getirilen taşıma hizmeti kapsamında müvekkili ile davalı Şirket’in nakliye birimi müdürü … ile görüştüğünü, davalı tarafından müvekkilinin 26.500-TL fatura düzenlemesi istenmiş ve gelecek günlerde ödeneceği belirtildiğini, Müvekkili bu duruma istinaden faturayı 01.08.2015 tarihinde tanzim ettiğini, davalı tarafından istenilen şekilde fatura tanzim edilmesinin ardından müvekkili birçok kez davalı şirket merkezine gitse de ödeme noktasında olumsuz dönüşler aldığını, bunun üzerine bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere … … Kargo takip numarası ile fatura davalıya 15.09.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, söz konusu fatura … yevmiye numaralı işletme hesabı defterinin 380. sırasına 01.08.2015 tarihinde işlendiğini, Dosya kapsamındaki irsaliyeler, tebliğ edilen faturalar ve bu hususlar yanında müvekkili ile davalı şirketin daha önceki ticari ilişkileri de göz önünde bulundurulduğunda HMK 202. Maddesi kapsamında ilk derece mahkemesine isimlerini bildirdikleri gerek taraflar arasındaki sözleşmenin kurulmasında bizzat görgüsü olan gerekse de taşıma işini gerçekleştirmek üzere Samsun’a giden ve geri dönen şoförlerin dinlenmesi gerekmekteyken mahkeme eksik inceleme ile hüküm kurulması hukuka aykırılık oluşturmakta olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk E. 2003/8652 K. 2004/3254 T. 29.3.2004) Tüm bu hususlar yanında ilk derece mahkemesine sunulan 02.07.2018,05.02.2019 tarihli dilekçelerde yemin deliline dayanılmış olmasına karşın mahkemece bu hususun gözardı edilerek hüküm kurulması hukuka açıkça aykırılık oluşturmakta olduğunu, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E. 2003/2436 K. 2003/3445 T. 24.6.2003, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E. 2009/6940 K. 2009/13154 T. 12.11.2009) Özetle müvekkili ve karşı taraf arasında akdedilen sözleşme kapsamında müvekkili nakliye işi için gerekli organizasyonu sağladığını, tırlara dolum yapılamaması davalının eksikliği olduğu, müvekkili bu kapsamda belli bir emek ve zaman harcadığını, tırlarını yolladığı ve işçilerine ödemeler yaptığını, dosyada mübrez faturaya dayanılarak Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında Davalı aleyhine ilamsız icra takibine başlandığını, davalı vekili tarafından 11.05.2018 tarihinde haksız bir şekilde icra takibine itiraz edilmiş ve takip durduğunu, davalının takibe itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu, zira müvekkili ile davalı arasındaki nakliye bedeli faturada görüleceği üzere davalının borcu sabit olduğunu, takibe yapılan itiraz hukuka uygun olmadığından, haklı davanın kabulü ile likit alacağa istinaden başlatılan icra takibine haksız bir şekilde itiraz edilmesi sebebiyle davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yukarıda açıkladığımız hususlar doğrultusunda hatalı şekilde kurulan hükmün bozulmasını talep ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bir adet fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının talebi ile müvekkili tarafından temin edilen 8 tır Samsun-Hendek arası akaryakıt nakliyesi amacı ile 13.07.2017 tarihinde Samsun’a gönderildiği ancak davalı araçlara yükleme yapmayacağını bildirdiği için yükleme yapılamadı, yapılan organize ve hazır edilen tırlar için düzenlenen fatura bedelinin ödenmediğini belirtilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafça iddia edildiği şekilde müvekkili tarafından araç temini ve organizasyonu talep edilmediği gibi böyle bir hizmetinde alınmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davaya ve icra takibine konu faturanın … tarafından davalı şirket adına düzenlendiği halde davacı tarafından taşıma irsaliyesi olarak ibraz edilen 13/07/2015 tarihli …- SERİ NO.lu irsaliyelerin …. TİC. LTD. ŞTİ. Tarafından 13/07/2015 tarihli 199102-101 No.lu irsaliyelerin ise … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Tarafından düzenlendiği, fatura düzenleyen ile irsaliyeleri düzenleyenlerin aynı firma olmadığı tesbit edilmiştir. Taraflar tacir olup taşıma sözleşmesinin kurulduğunun davacı tarafça usulüne uygun delillerle kanıtlanması gerekmektedir. Her ne kadar taşınmaz sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması geçerlilik koşulu değil ise de, davalı tarafça sözleşme ilişkisinin inkar edilmesi karşısında, sözleşmenin HMK’nın 200.maddesi gereğince kesin delille ispatlanması gerekmektedir.Dava değeri itibariyle tanıkla isbatı mümkün olmadığı ve davalı vekili de açıkça 13/02/2019 tarihli dilekçesi ile tanık dinlenmesine muvafakat etmediğini beyan ettiğinden davacı vekilinin tanıklarının dinlenmediğine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davacı vekili yargılama aşamasında davalı şirket yetkilisine yemin teklifinde bulunulmasını talep ettiği, mahkemece 13/02/2019 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı ile, dava dilekçesinde ve delil dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmaması nedeniyle davacının yemin deliline dayanma talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.6100 Sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda yasa koyucunun taraflara hangi delilin, hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtme, yani somutlaştırma külfeti getirdiği, bu düzenlemeye göre tarafların iddia ve savunmasını ispatlamak bakımından yemin deliline başvuracaklarını dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde açıkça belirtmesi gerektiği, tarafın “sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller” gibi ibareler kullanmış olmasının açıkça yemin deliline dayanmış olduğu biçiminde yorumlanamayacağı, bu bağlamda davacı delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmadığından ilk derece mahkemesince yemin deliline dayanma talebinin reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olup bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. (benzer mahiyette 03.03.2017 gün ve 2015/2 Esas – 2017/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ) Açılan davada ispat külfeti fatura nedeniyle alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerindedir. Akdi ilişkinin inkarı nedeniyle fatura düzenlenmesi ve bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olması tek başına akdi ilişkinin kanıtı olamaz. Davacının faturalara konu hizmeti verdiğini ve taraflar arasındaki sözleşmeyi ispatlaması gerekmektedir. (benzer mahiyette 19 HD 2015/13357-2016/2695 E-K) Davalı tarafça akdi ilişki inkar edildiğinden akdi ilişkinin davacı tarafça HMK’nın 200.maddesi gereğince kesin delille ispatlanamadığı dosya kapsamından tesbit edilmiştir.İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında kurulan hüküm gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve davacının istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.