Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/186 E. 2019/184 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/186 Esas
KARAR NO : 2019/184 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/1114 D.iş 2018/1114 Karar
TARİH: 22/11/2018 (Ek Karar)
DAVA: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 13/02/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.353.175,25.TL alacaklarının tahsilini teminen, mahkemece takdir edilecek teminat mukabilinde borçluların menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 28/09/2018 tarihli kararı ile, alacaklının borçlulardan alacağı olan (3.353.175,25)-TL alınmasının temini bakımından vaki isteği İcra İflas Kanununun 257. maddesinin 1.fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve diğer taraflarla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı kafi teminat da alınmış bulunduğundan adı geçen borçlular; …,, …, …, … malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının; İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde, ihtiyaten haczine, …’ın 15.08.2018 tarihinde ölmesi sebebiyle hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi yer olmadığına karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili itiraz dilekçesi ile, müvekkillerinden … San. Ve Tic. Ltd. Şti., … ve …’ın adreslerinin Büyükçekmece olduğunu ve yetkili Mahkemenin Büyükçekmece Mahkemeleri olduğunu, müvekkilleri … ve …’ın adreslerinin Silivri olduğunu ve yetkili Mahkemenin Silivri Mahkemeleri nin olduğunu, 11.08.2016 tanzim tarihli 24.09.2018 vade tarihli 7.000.000 TL bedelli ve 25.10.2017 tanzim tarihli 24.09.2018 vade tarihli 7.000.000 TL bedelli toplam 14.000.000 TL bedelli senetlerin dayanak gösterilerek 3.353.175,25 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, alacaklı tarafça ihtiyati haciz dayanağı olan 25.10.2017 tarih 24.09.2018 vade tarihli 7.000.000 TL bedelli bono hakkında takip yapılmaksızın sadece 25.10.2017 tarih 24.09.2018 vade tarihli 7.000.000 TL bedelli bononun takip dayanağı yapıldığını ve takip başlatıldığını, iki farklı sened incelendiğinde taraflarının farklı olduğunu ve ihtiyati haciz kararının hangi senet üzerinden verildiğinin belli olmadığını ileri sürerek, verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 22/11/2018 tarih 2018/1114 D.iş 2018/1114 sayılı ek kararında;”İİK’nın 257/1.maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz sebepleri; mahkemenin yetkisi,teminat, ihtiyati haczin dayandığı sebepler olarak sınırlı şekilde sayılmıştır.Somut olayda;Mahkememizin 2018/1114-1114 D.İş sayılı 28/09/2018 tarihli kararı ile iki adet bono gereğince İhtiyati Haciz kararı verilmiş, itiraz eden borçlu vekili; mahkememizin yetkisine ve hangi bono nedeniyle müvekkili olan aval verenlerin sorumlu olduklarının açık olmadığı konusunda itiraz ettiğini, ancak alacağın dayanağı olan 24.09.2018 vadeli 7.000.000 TL bedelli ve 24.09.2018 vade tarihli 7.000.000 TL bedelli bonoların düzenleme yeri İstanbul olup, ödeme yeri de İstanbul olduğu, bu nedenle mahkememiz yetkili ve görevli olduğu, İtiraz eden aval verenlerin hangi bono nedeniyle sorumlu oldukları itirazı konusunda mahkememiz kararının HMK 304 maddesi gereğince açıklanması gerektiği…”gerekçesi belirtilmek suretiyle ihtiyati hacze itirazın reddine, İtiraz eden borçlu-aval verenler …, …’ın 11/08/2016 düzenleme tarihli 24/09/2018 ödeme tarihli 7.000.000,00 TL bedelli bono nedeniyle,İtiraz eden borçlu-aval verenler … ve …’nun 25/10/2017 düzenleme tarihli 24/09/2018 ödeme tarihli ve 7.000.000,00 TL bedelli bono nedeniyle, İtiraz eden bono borçlusu … Tic. Ltd. Şti.’nin 11/08/2016 düzenleme tarihli 24/09/2018 ödeme tarihli 7.000.000,00 TL bedelli bono nedeniyle ve 25/10/2017 düzenleme tarihli 24/09/2018 ödeme tarihli ve 7.000.000,00 TL bedelli bono nedeniyle,Taleple bağlı olmak üzere ve tahsilde tekerrür olmamak üzere her bir aval veren ve asıl senet borçlusu hakkında 3.353.175,25 TL üzerinden ihtiyati haciz talebinin kabul edildiğinin açıklanmasına karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile, İhtiyati haciz isteyen banka tarafından müvekkilleri aleyhine talep edilen ihtiyati haciz dosyasında mahkemece talebin kabul edildiği, verilen karara karşı yaptıkları itiraz üzerine, yerel mahkemece gerekçeli kararda; yetki itirazı reddedildiği, diğer itirazlar hakkında ise HMK 304′ üncü maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararının açıklanmasına karar verildiğini, ancak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Öncelikle yetki itirazının reddinin hukuka aykırı olduğunu, takibin yetkisiz İcra Müdürlüğünde başlatıldığını, müvekkillerinin adreslerinden de anlaşılacağı üzere … San. Ve Tic.Ltd.Şti.,…, … için yetkili İcra Müdürlüğü B.Çekmece İcra Müdürlüğü olduğunu, … ve … açısından yetkili İcra Müdürlüğü Silivri İcra Müdürlüğü olduğunu, Yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı gereği 11.08.2016 tanzim ve 24.09.2018 vade tarihli 7.000.000.-TL bedelli ve 25.10.2017 tanzim ve 24.09.2018 vade tarihli 7.000.000.-TL bedelli toplam 14.000.000.-TL bedelli senetler dayanak gösterilerek 3.353.175,25.-TL tutarlı ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu mahkemecede bu iki senede dayanak gösterilerek ve taleple bağlı olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak üzere her bir aval veren ve senet borçlusu hakkında 3.353.175,25.-TL tutarında İhtiyati haciz kararı verildiğini, Alacaklı tarafından da İhtiyati haciz dayanağı olan 25.10.2017 tanzim ve 11.08.2016 vade tarihli 7.000.000.-TL bedelli bono hakkında takip dayanağı yapılmaksızın sadece 25.10.2017 tanzim ve 24.09.2018 vade tarihli 7.000.000.-TL bedelli bono takip dayanağı yapılarak takip başlatıldığını, iki farklı senet incelendiğinde taraflarının farklı olduğu net bir şekilde görüleceğini, ihtiyati haciz kararı dayanağı senetlerden sadece bir tanesine dayanak yapılarak ihtiyati haciz bedelinin tamamı üzerinden takip başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olup bu nedenle takibin iptal edilmesi gerektiğini, Yerel mahkemece her ne kadar ihtiyati haciz kararı açıklanarak, “talepte bağlı kalınarak tahsilde tekerrür olmak üzere her bir aval veren için..” denilmiş ise de belirtilen açıklama hukuka aykırılığı gidermediğini, zira müvekkillerinin borcu olduğunu kabul etmemekle birlikte; birbirinden bağımsız iki senet söz konusu olup, bakiye bir alacak kaldığı iddiasında bulunuluyor ise hangi senetten ne kadarlık bir alacak kaldığı da belirtilmesi ve buna göre hüküm kurulması gerektiğini, sadece alacaklısı aynı diye bir kısım borçluları farklı olan iki senedin bedelinin toplanması suretiyle bakiye kaldığı iddia edilen bedelden iki senet borçlularını birleştirerek sorumlu kılmanın hukuka aykırı olduğunu, burada maddi gerçeklikte borcu olmayan veya borcunu aşan kişi açısından tüm bedelin tahsili ile o kişi açısından banka lehine sebepsiz zenginleşmeye neden olunacağını, Ayrıca yerel mahkemece HMK 304′ üncü maddesi gereği hüküm açıklanarak yeniden kurulmuş ise de bu hususun da hukuka aykırı olduğunu,HMK 304′ üncü madde “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.” şeklinde olduğunu, yani görüleceği üzere yerel mahkemece HMK 304′ üncü maddeye dayanılarak hükmün açıklanarak kurulabilmesi için basit hataların söz konusu olması gerektiğini, ancak burada basit hatadan ziyade, talebin ilk başta hatalı olarak kabulüne karşı, müvekkilleri yönünden yeniden sorumluluk sınırı belirtilmek suretiyle bir açıklama yapıldığını, hal böyle olunca, yapılan açıklama basit bir hatanın düzeltilmesinin ötesine geçtiğini, Yerel mahkemece açıklama yapılması hukuka uygun bulunsa bile yapılan açıklama ile hukuki yarar kalınmadığından yine hatalı olduğunu, nitekim İİK 261′ inci maddesi gereği, alacaklı ihtiyatî haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çerçevesindeki icra dairesinden kararın infazını istemeğe mecbur olduğunu, aynı kanunun 264′ üncü maddesi gereği ise alacaklı dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı, haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz zabıt varakasının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (Haciz veya iflâs) bulunmaya veya dava açmaya mecbur olduğunu, söz konusu kanun maddelerinde öngörülen süreler kararın açıklandığı tarih olan 22.11.2018 tarihine göre çoktan geçmiş olduğundan artık alacaklı tarafından işlem yapılmayan 25.10.2017 tanzim ve 11.08.2016 vade tarihli 7.000.000.-TL bedelli bono hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1114 D.iş 2018/1114 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. İhtiyati haciz talep eden vekili, ihtiyati haciz talep edilen şirket ile arasında imzalanan Kredi Sözleşmesi kapsamında şirkete kredi kullandırıldığını, kredi sözleşmesine karşılık diğer ihtiyati haciz talep edilenler lehtarı şirket, …, …’ ın keşideci oldukları vade tarihi 24/09/2018, 7.000.000TL meblağlı bono; lehtarı şirket, …, …, …’ ın keşideci oldukları vade tarihi 24/09/2018, 7.000.000TL meblağlı bono tanzim ederek, müvekkiline verdiklerini, kredilerin geri ödemelerinin zamanında yapılmadığını, alacağın muaccel olduğunu, borçluların mallarını kaçırma hazırlıkları içeresinde olduklarını bildirmek suretiyle şimdilik 3.353.175,25 TL meblağ üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İhtiyati haciz kararı bonoya dayalı olarak verilmiş olup, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiştir. İİK’ nın 258’nci maddesi hükmü uyarınca ihtiyati hacze, aynı Kanun’un 50’nci maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Bu madde de HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır. Kural olarak ihtiyati haciz kararı için yetkili mahkeme HMK’nın yetkiye ilişkin maddelerine göre belirlenmelidir. Bu durumda niteliği itibariyle aranacak borçlardan olan kambiyo senedinden kaynaklanan alacağa dayalı ihtiyati haciz isteminde yetkili mahkemelerin HMK’nın 10. maddesi gereği akdin ifa yeri olarak kabulü gereken ödeme yeri ve borçlunun ikametgahının bulunduğu yerin bağlı olduğu mahkemeler olduğu gibi, bonoların keşide yeri veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunulabilir. Takibe konu bonoların her birinin keşide yerlerinin İstanbul olduğu, itiraz eden borçluların İkametgahının Silivri olduğu, buna göre de İhtiyati haciz talep eden alacaklının, bonoların keşide yeri İstanbul mahkemesinden talepte bulunduğu görülmekle, borçlular vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. İhtiyati haciz kararının Kredi Sözleşmesinden kaynaklı alacağa karşılık tanzim edilen ve vadesi geldiği halde ödenmeyen iki bonoya dayalı olarak verildiği, kredi sözleşmesinden doğan borca karşılık tanzim edilen kambiyo senedinin birden fazla olması halinde, aynı talepte her iki senet için, ihtiyati haczin talep edilebileceği, sonuçta senetlerin aynı alacağın teminatı için verilmiş olduğu, sadece tek bir senet için talepte bulunulabileceği, yani her iki senet için aynı talepte ihtiyati haciz istenmeyeceğine dair engel bir düzenleme bulunmadığı, alacaklı tarafınca muaccel olan alacağın tahsili amacıyla kredi sözleşmesine dayalı ilamsız icra takibi başlatılmadan önce, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatılabileceği gözetildiğinde, haklarında ihtiyati haciz talep edilenlerin vekillerinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Alacaklı vekili tarafından kredi sözleşmesinden kaynaklı teminat olarak verilen bonolar üzerinden 3.353.175,25 TL miktar ile sınırlı olarak ihtiyati haciz talep edildiği ve mahkemece de alacağın % 15 oranında teminat altına alındığı ve kararında tahsilde tekerrür olmamak kaydının belirtildiği, her ne kadar mahkemece ihtiyati haciz kararının maddi hata olarak düzeltilerek karar verilmiş ise de, sonuçta borçlular vekilinin ihtiyati haciz kararının infazının, tekerrür tahsile sebebiyet vereceği ve bu şekilde belirlenen teminat ve talebin aşılmış olacağına yönelik itirazının kararın düzeltilerek karşılanmış olduğu, böylelikle, takip sırasında alacağın 3.353.175,25 TL olarak sınırlı ve tekerrür tahsilin önlemiş olduğu anlaşıldığından bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemenin ihtiyati haciz kararının süresi içinde infaz edilmediği istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de, borçluların bu durumu mahkemeye itiraz olarak ileri sürmedikleri gibi, İ.İ.K.’nın 265. maddesindeki itiraz nedenlerinin olmadığı anlaşıldığından, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL’nin ihtiyati hacze itiraz edenlerden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/02/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.