Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1858 E. 2021/1021 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1858 Esas
KARAR NO : 2021/1021 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/1185 Esas – 2019/639 Karar
TARİH: 23/05/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı borçlu arasında yapılan ticaret kapsamında müvekkilinin satmış olduğu ürünlere ilişkin davalı borçluya 10.12.2014 tarihli … numaralı faturayı kestiğini ve davalının bu faturayı kabul ettiğini, akabinde müvekkiline 25.12.2014 tarihinde 2 adet 15.000 TL bedelli … Bankası Gölcük şubesine ait toplamda 30.000 TL bedelinde, … nolu ve 30.07.2015-30.08.2015 keşide tarihli çek teslim ettiğini ve çeklerin tahsil edildiğini, ancak kalan 20.506,35 TL bakiye borcunu ödemediğini, tahsil edilen çeklerin de müvekkili ile davalı/borçlu arasındaki ticareti ispatlayan delil olduğunu, müvekkili ile davalı/borçlunun cari hesap üzerinden çalışmadığını ve aralarında cari hesaba ilişkin herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığını, davalı/borçlunun 20.506,35 TL bedele ilişkin müvekkiline ödeme yapmadığını, bu nedenle müvekkilinin alacağını tahsil etmek amacıyla borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, (sehven icra takibinin tüm alacak 50.506,35 TL üzerinden açıldığını) davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği beyan edilerek; davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin 20.506,35 TL asıl alacağa, fatura tarihi olan 10.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ve avans faizi ile birlikte devamına, davalı aleyhine asıl alacak bedelinin %20 sinden aşağı olmamak kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekaleti ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile, 50.306,35TL asıl alacak ve yıllık %20 faiz uygulanmak suretiyle hesaplanan 30.051,28TL gecikmiş gün faizi olmak üzere toplam 80.577,63TL takip tutarı üzerinden müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, borca esas gösterilen şekilde müvekkilinin davacıya borcu olmadığından süresinde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davacının ise itirazın iptal davası açtığını, açılan davanın haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ayrıca davacının alacak iddiasının kabul edilmemekle birlikte zamanaşımına uğradığını, icra takibine konu alacak iddiasının 30.051,28TL gecikmiş gün faizi olmak üzere toplam 80.577,63TL olduğunu ve bu meblağ üzerinden icra takibi başlatıldığını, daha sonrasında sehven bu miktar üzerinden açıldığını beyan ederek davanın harca esas değerinin 20.506,35TL gösterilmesinin usule aykırı olduğunu, kısmi dava açılmasının hukuka ve hakkaniyet aykırı olduğunu, davacının verilecek kesin süre içerisinde takip çıkış miktarı olan 80.577,63TL üzerinden harçlarını yatırarak itirazın iptali davasını devam ettirmesi, aksi taktirde davanın usulen reddi gerektiğini, açılan davanın itirazın iptali davası olması sebebiyle davacının iddiası olan 20.506,35TL asıl alacak üzerinden takip tarihinde kadar olan faiz oranının açıkça gösterilmesi gerektiğini ve bu miktarın harca konu edilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıya icra takibine konu borcu bulunmadığını, takibe konu edilen fatura bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, davacının dilekçesinde de beyan ettiği üzere, 50.506,35 TL meblağlı faturanın 30.000,00 TL sının müvekkili tarafından … Bankası Gölcük Şubesine ait çekler ile ödendiğini ve davacının bu durumu ikrar ettiğini, geriye kalan 20.506,35 TL lık tutarın, davacının yapacağı işe ön ödeme olarak 30.11.2014 vade tarihli 10.000 TL lık … Bankası çekini davacıya teslim ederek ödeme gerçekleştirdiğini, müvekkilinin faturaya istinaden 21.03.2016 tarihinde ve 03.02.2015 tarihinde, davacı …’ın … Bankası A.Ş. deki … IBAN nolu hesabına 5.000 er TL lık olmak üzere 10.000 TL eft yapıldığını, geriye kalan 506,35 TL nın da ofiste elden ödendiğini beyan ederek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/05/2019 tarih 2017/1185 Esas – 2019/639 Karar sayılı kararında;”mal satışından kaynaklanan fatura bedelinden çek ile yapılan ödemenin mahsubu ile alacak bakiyesinin (60506,95 – 40.000 = 20.506,95 TL) olacağının belirtildiği,Tüm dosya değerlendirildiğinde, her ne kadar davalı borcun tamamının ödendiğinden bahsetmiş ise de fatura bedeli karşılığında 3 adet toplam 40.000 TL lık çekin ödeme yerine geçer şekilde verildiği ve bakiye davacı alacağının 20.506,35TL olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına karar verilerek faturaya itiraz etmeyerek kesinleşen faturanın ödenen miktarı bilmesine rağmen itiraz ederek takibi durduran hakkında inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiş,temerrüt kanıtlanamadığından takipten itibaren asıl alacağa faiz yürütmek gerekmiştir…”gerekçesi ile, -Davanın KABULÜNE, Bakırköy … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davalı tarafın 20.506,35TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına,2-20.506,35TL’sına takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına,3-20.506,35TL’sına %20 icra inkar tazminatı uygulanmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,Takip çıkış miktarının 80.557,53-TL olmasına rağmen harca esas değer 20.506,35-TL olarak kısmi dava olarak açıldığını, itirazın iptali davasının mahiyetine aykırı işbu davaya rağmen yargılamanın eksik harç tamamlatılmadan devam edilerek dosyanın karara bağlandığını, defterleri incelemesi için görevlendirilen bilirkişinin defterleri ve tüm dosya kapsamını inceleyerek bakiye 10.506,95-TL alacağın kaldığına ilişkin kanaatinin dikkate alınmadığını, şirket yetkilisi ve müvekkilinin öz oğlu … söz konusu fatura borcuna istinaden yapmış olduğu iki adet 5.000-TL’lik EFT’nin kararda hiç değerlendirilmediğini, ödeme yapıldığına ilişkin işbu iddianın yerel mahkemece araştırılmadığını, EFT kanalı ile yapılan ödeme de dikkate alındığında bilirkişinin sonuç kısmında tespit ettiği bakiye alacağa ulaşılacağını, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır.Davacı, fatura bakiye alacaklarının ödenmediğini, alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı her ne kadar faizi ile birlikte 80.557,53-TL üzerinden takip yapmış ise de, dava dilekçesinde sehven ödemeler düşülmeden takip yaptıklarını, asıl alacaklarının 20.506,35 TL olduğunu belirterek bu miktar üzerinden itirazın iptali davası açmıştır. Kısmi dava açılması mümkün olduğu gibi, davacı takipte talep ettiği fazla miktardan ve faizden vazgeçmiştir. Davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davacı tarafından davalıya düzenlenen faturalar her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlıdır. Davacının fatura bedelleri kadar alacaklı olduğu, bunlara karşılık davalının toplamda 40.000 TL bedelli 3 adet çekle ödeme yaptığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf dava dışı … tarafından davacıya EFT yapılan 10.000 TL’nin davalının borcuna mahsuben yapılıp yapılmadığından kaynaklanmaktadır.Davacı bu EFT’lerin … borcuna karşılık yapıldığını, davalı ile ilgisi bulunmadığını belirtmiştir. EFT’ler … tarafından yapılmıştır. Davalı bu EFT’lerin kendi borcuna mahsuben yapıldığını yazılı olarak ispatlayamamış, bunun üzerine davacıya yemin teklif etmiştir. Davacı asil usulüne uygun olarak davalının kendisine 20.506,35 TL borcu olduğu, bu borca mahsuben başkasından herhangi bir ödeme almadığına ilişkin yemin etmiştir. Bu nedenle davalının istinaf sebebi yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.400,78.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan (44,40.TL + 350,19=) 394,59.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.006,19.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/07/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.