Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1822 E. 2020/1436 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1822 Esas
KARAR NO: 2020/1436 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/652 Esas – 2019/346 Karar
TARİH: 04/04/2019
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 13/06/2012 tarihinde … Bankasından Genel Kredi Sözleşmesi ile 2.600.000,00 USD tutarlı ihracat döviz kredisi kullandığını, bu tarihten yaklaşık 1 yıl sonra müvekkili düşük kredi oranlarını dikkate alarak davalı bankadan kullanacağı yeni bir kredi ile mevcut krediyi yapılandırmak istediğini, davalı bankaca piyasa rayicinden yüksek kredi oranları teklif edilmesi üzerine müvekkilinin krediyi ödeyerek kapattığını, bu süreçte (geçen 1 yıl) müvekkilinin, bankaya 204.298,61 USD tutarında faiz ödemiş olmasının yanı sıra, bu faiz ödemesine ek olarak davalı bankanın kredinin kapatılması üzerine “kredi erken kapama” adı altında müvekkili şirketten 177.727,11- USD tahsil ettiğini, Müvekkili ile davalı banka arasındaki genel kredi sözleşmesinin eki mahiyetindeki “ticari kredi komisyonları” isimli tabloda açıkça “taksitli ticari krediler/erken kapama komisyonu” nun kredinin %2’si oranında olduğunun belirtildiğini, dolayısıyla, “kredi erken kapama komisyonu” olarak, müvekkili şirketten bu oran üzerinden tahsil edilmesi gerekirken yasaya, yerleşik uygulamaya, istikrar kazanmış içtihatlara, hakkaniyete, aradaki sözleşmeye, davalı banka tarafından ilan edilen ticari kredi komisyon oranlarına aykırı olarak rıza hilafına fahiş bir tutar tahsil edildiğini, iş bu haksız ve hukuka aykırı işlem dolayısıyla müvekkili şirket tarafından davalı bankaya Beşiktaş … Noterliği’nin 25.07.2013 tarih … yevmiye sayılı ihtarname gönderildiğini, fazladan tahsil edilen tutarın iadesinin istendiğini, Davalı bankanın Hadımköy Şubesi tarafından bu ihtarnameye cevaben Büyükçekmece … Noterliğinden gönderilen 12.08.2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamede tahsil edilen tutarın “erken kapama komisyonu” değil “Erken Kapama maliyeti” olarak tahsil edildiğini, fakat bu tahsilatın hangi dayanakla yapıldığı, erken kapama maliyetinin ne olduğu ve ne sebeple alınması gerektiğinin hiçbir şekilde müvekkili şirkete açıklanmadığını, bunun üzerine yine müvekkili şirket tarafından Beşiktaş … Noterliğinden 16.08.2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname gönderilerek tahsil edilen tutarın hangi maliyetlere ilişkin olduğunun tevsik edici belgelerle birlikte açıklanması gerektiğini, yapılan fazladan ve fahiş kesintinin yasal hiçbir dayanağının olmadığını, yapılan ödemenin iade edilmesi gerektiğini bildirildiğini, davalı bankaca bu ihtarnameye rağmen müvekkili şirkete herhangi bir para iadesi yapılmadığını, ihtarnameye cevap dahi verilmediğini, bu sebeplerle İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/942 Esas sayılı dosyası ile görülen alacak davası açıldığını, açılan davada davanın kabulü ile, 125.272,11-USD’nin 17/06/2013 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD’cinsi bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek orandaki faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verdiğini, ancak söz konusu mahkeme kararının Yargıtayca bozulduğunu, müvekkilinin mağduriyeti ve hak kaybı devam ettiğini bildirerek; Davalı banka tarafından Bankacılık Kanunu, Borçlar Kanunu ve genel ahlaka aykırı olarak müvekkili şirketten kredi miktarının %7 den fazlası için fazladan tahsil edilen 125.727,00- USD’nin kesintinin gerçekleştiği 17.06.2013 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD cinsi bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek orandaki faizi ile birlikte iadesine, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, kredi sözleşmesi, sözleşme öncesi bilgi formu, ödeme planı nedeniyle kendisinden tahsil edildiğini iddia ettiği 125.727 USD karşılığı 606.796,22,-TL’nin iade talebinde haksız olduğunu, yapılan kesintilerin usul ve yasaya uygun olduğunu, tacir olan davacının ihtirazı kayıt konulmaksızın kesintilerin davacının bilgisi dahilinde yapıldığını, sözleşmede erken ödemeye ilişkin şartlar düzenlendiğini, erken kapama maliyeti ile erken kapama komisyonu sözleşmeye göre birbirinden farklı anlamlara geldiğini, bankacılık uygulamasında krediler erken kapama opsiyonlu ve erken kapama opsiyonsuz olarak ayrıldığını, erken kapama opsiyonunun sunulduğu sözleşme şartları ile erken kapama opsiyonunun olmadığı sözleşme şartları ve hükümlerinin de farklı olduğunu, erken kapama opsiyonsuz kredi, erken kapama opsiyonlu krediye göre daha maliyet açısından ucuz olduğunu, kredi kullanan tarafından erken kapama talebinde bulunması halinde erken kapama komisyonu dışında erken kapama maliyetini de yükümlenmiş olduğunu ve sözleşme ile kabullenmiş olduğunu, kredi erken kapama opsiyonlu olarak alınmış olsa idi davacıdan sadece erken kapama komisyonu alınması gerektiğini, hesaplanan 218.240,32 USD erken kapama maliyetine rağmen davacıdan 177.727,11 USD sözleşme gereğince erken kapama maliyeti tutarı ve sözleşmede yazılı oranda erken kapama komisyonu tahsil olunduğunu, işin özünde fazla ödenen değil, eksik ödenmiş bir bakiye söz konusu olduğunu bildirerek; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/04/2019 tarih 2018/652 Esas – 2019/346 Karar sayılı kararında; ” Taraflar arasında imzalanmış olan genel kredi teminat sözleşmesinin 23.maddesinde müşterinin kredinin bakiye borcunu vadesinden önce kapatmak istemesi durumunda bunun kabul edilip edilmemesinin bankanın yetkisinde olduğu, bankanın belirleyeceği erken kapama ücretinin de ödenmesi ile mümkün olacağının kararlaştırıldığı, davacının banka nezdinde bulunan hesabından 17/06/2013 tarihinde 177.727,11 USD erken kapama açıklaması ile hesaptan düşüm yapıldığı, kredi kapama tarihi itibariyle ana para tutarının 2.600.000 USD olduğu, %2 oranına tekabül eden tutarın 52.000 USD bulunduğu, erken kapama halinde erken ödeme komisyonu alınabileceğinin taraflarca kararlaştırıldığı, ancak erken kapama oranının taraflarca belirlenmediği, bu durumda Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamaları doğrultusunda ödeme sonrası kalan ana para bakiyesine %2 oranında kesintinin kabul edilebileceği, davalı tarafından erken kapama komisyonuna ilişkin belirlenmiş bir oranın var olduğunun ispat edilemediği anlaşıldığından; davacının fazladan ödediği 125.727,00 USD’lik erken kapama komisyon bedelinin kesinti tarihi olan 17/06/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile davalıdan talep edebileceği hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından; Davanın kabulüne, 125.727,00 USD’nin 17/06/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş…”gerekçesi ile, Davanın kabulüne, 125.727,00 USD’nin 17/06/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kredi sözleşmesinin davacı tarafından 13/06/2012 tarihli talimatı üzerine sona erdiğini, müvekkili banka tarafından erken ödeme ücreti talep edilmiş, yerel mahkeme hükmünde anılan talimatın dikkate alınmadığını, Banka tarafından erken kapatma ücretini kabul ettiklerini, erken kapama ücreti olarak 177.727,11 USD söz konusu kredinin kapatılması için … numaralı hesaplarından tahsil edilerek kredi borçlarına mahsup edildiğini, fazla ödenen değil eksik ödenen bakiyenin söz konusu olduğunu, davacını davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, talebinin haksız olduğunu, Davacı şirketin basiretli tacir gibi davranmadığını, Yerel mahkemece dava konusu kredinin 1 yıl geri ödemesiz erken kapama opsiyonsuz bir kredi olduğu hususunun dikkate alınmadığını, Erken kapama opsiyonsuz kredide banka tüm hesaplamalarını bu kredinin erken kapanmayacağından hareketle pozisyonunu aldığını, kredi sözleşmesi çerçevesinde kapama tarihindeki piyasa koşullarına göre bankanın hesaplayacağı erken kapama maliyetinin firmadan talep edileceğini, aktiflerinde azalma meydana geldiğini dolayısıyla gelir kaybı oluştuğunu zarar ettiğini,
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dönemin emsal faiz oranları dikkate alınmadan yapılan hesaplamalar neticesinde müvekkili bankanın hesaplamış olduğu erken ödeme ücretine kıyasla çok daha düşük bir erken ödeme ücretinin tespit edildiğini, Yargıtay 13. HD 22/03/2011 T. 2010/14259 E. 2011/4306 K. Numaralı kararda tüketiciler ile bankalar arasındaki sözleşmelerin iltihaki sözleşmeler olmadığı bu nedenle bankaların gördükleri hizmetin uygun bir karşılığını isteme hakkına sahip olduğu bunun haksız ve şart teşkil etmeyeceği hususuna açıklık getirdiğini, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının müvekkili lehine bozulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, kullanılan kredinin erken kapatılması nedeniyle alınan erken kapama komisyon ücretinin fazla hesaplandığından bahisle fazla tahsil edilen bedelin iadesi talebine ilişkindir. Davacı, davalı banka ile genel kredi sözleşmesi ile kredi kullanıldığını, kredi borcunun erken kapatılması için davalıya başvurulduğunda kredi erken kapama ücreti olarak fazla kesinti yapıldığını belirterek haksız tahsil edilen erken kapama adı altında tahsil edilen bedelin davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Taraflar arasında 01/06/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, iş bu genel kredi sözleşmesi uyarınca davacı tarafça 13/06/2012 tarihinde 2.600.000 USD bedelli kredi kullanıldığı, söz konusu kredinin davacı tarafça 14/06/2013 tarihinde erken ödeme yapılmak suretiyle kapatıldığı, davalı bankaca 17/06/2013 tarihinde “kredi erken kapama komisyonu” adı altında 177.727,11 USD tahsil edildiği, davacının 25/07/2013 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile erken kapama komisyonunun %2 oranında olduğu, davalı bankanın belirlenen komisyon oranından fazla olarak 125.727 USD komisyon tahsil ettiği, uyuşmazlığın fazla tahsil edilen komisyon bedelinin iadesi talebinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bankalar kullandırdıkları kredilerin erken kapatılması halinde erken kapama nedeniyle uğrayacakları faiz gelir kaybı nedeniyle müşterilerinden erken kapama bedeli talep edebileceklerdir. Nitekim taraflar arasında imzalanan 01/06/2012 tarhli genel kredi sözleşmesinin 23. Maddesinde de kredinin erken kapatılması halinde bankanın belirleyeceği erken kapama ücretinin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşme serbestisi içinde taraflar sözleşmenin başında kredinin erken kapatılması halinde bankanın talep edebileceği komisyon oranını belirleyebilecekleri gibi bu komisyon oranının tespitine yönelik ilkeleri de kararlaştırabilecekleri gibi, belirli bir komisyon oranı haricinde ek olarak bankanın erken kapama nedeniyle uğrayacağı faiz gelir kaybı nedeniyle uğrayacağı zararlar ile bu nedenle yapacağı masrafların da ödenmesini erken kapama için şart koşabilirler. Yine taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde erken kapama halinde davalı bankanın belirleyeceği erken kapama ücretinin ödeneceği kararlaştırılmış ise de belirli bir oran belirtilmemiş, bankanın talep edebileceği ücretin nelerden ibaret olabileceği genel olarak belirtilmiş ancak hangi kıstasa göre ücretin belirleneceği düzenlenmemiştir. Davacı belirlenen erken kapama komisyon oranının kalan ana para borcunun %2’si oranında belirleneceğinin kararlaştırldığını, davalı bankanın bu orandan daha fazla ücret tahsil ettiğini ileri sürmüş, delil olarak da yürürlük tarihi belli olmayan ve davalı bankaca kredi erken kapama halinde uygulanacak komisyon oranının %2 olacağına ilişkin masraflara dair yazısını sunmuştur. Davacı daha sonra bu yazının 2018 yılına ait olduğunu belirtmiştir. Kredinin erken kapama tarihinde davalı bankaca erken kapama halinde tahsil edilecek erken kapama ücretlerine ilişkin bir yazı dosyaya sunulmamıştır. Ancak davacının uygulanması gereken erken kapama komisyon oranının %2 olarak belirlendiği fazla komisyon tahsil edildiğine ilişkin ihtarnamesine verdiği yanıtta kararlaştırılan komisyon oranının %2’den fazla olduğuna ilişkin bir itirazda bulunmamış, alınan ücretin erken kapama komisyonu olmadığını, erken kapama maliyeti olduğunu savunmuştur. Davaya verdiği yanıt dilekçesinde de bu savunmasını tekrarlamış, alınan ücretin erken kapama komisyonu olmadığını, erken kapama maliyeti olduğunu belirtmiş, davalı bankanın davaya konu kredinin erken kapatılması halinde bankanın talep edebileceği komisyon oranına ilişkin her hangi bir belge dosyaya sunmamıştır. Buna göre kredinin erken kapatılması halinde komisyon ücreti olarak kalan kredi ana parasının %2’si oranında ücret talep edilebileceğine dair bilirkişi raporu ve mahkeme kararı usulüne uygundur. Davalı banka kredi sözleşmesinde kararlaştırılmış olduğu üzere kredinin erken kapatılması halinde belirlenen bu komisyon oranı dışında erken kapama nedeniyle uğrayacağı maliyetleri de talep edebilecektir. Ancak davalı belirlenen komisyon oranı dışında erken kapama nedeniyle bankanın uğradığı maliyetlerin bulunduğunu ispatlayamamış, bunlara ilişkin her hangi bir delil dosyaya sunmamıştır. Bu durumda davalı banka davacının iddia ettiğinin aksine taraflar arasında kredinin erken kapatılması halinde %2’den daha fazla oranda erken kapama komisyon ücreti alınacağının kararlaştırldığını, ayrıca kredinin erken kapatılması nedeniyle uğradığı ek maliyetler bulunduğunu ispatlayamadığından erken kapama halinde alabileceği ücret kalan kredi borcu üzerinden %2 oranında tespit edilecek ücret olup bunun dışında tahsil ettiği bedeli iadesi gerekir. Mahkemece de bu oran üzerinden talep edilebilecek ücret bilirkişiye hesaplatılmış olup, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 41.462,54.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 10.362,56.TL harcın mahsubu ile bakiye 31.099,98.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 10/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.