Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1796 E. 2021/844 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1796 Esas
KARAR NO : 2021/844 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2019
NUMARASI : 2019/284 Esas 2019/701 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili firma tarafından davalı şirkete 38/09/2015 tarihli irsaliye fatura ile Polyol ST: 8110 AE 16 EC 97 ve ISOCYANATE 5002- AE91 EC 09 kod numaralı ürünler gönderdiğini, ürünlerin teslim alınmasına rağmen davalı tarafça bedelin ödenmediğini, davacı şirket ödemenin yapılması için Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı şirketin takibe haksız ve yersiz sebeplerle itiraz ettiğini, anılan tüm bu sebeplerle takibe yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptali ile davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğine karşı cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 08/07/2019 tarih ve 2019/284 Esas – 2019/701 Karar sayılı kararında;”…..Somut olayda davacı taraf ticari defterlerine dayanmıştır. Ticari defterlerin delil olması, eski TTK’nın aksine, Ticaret Kanunu’nda değil, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir (HMK md. 222). Bu hükme göre, ticari defterler, belirtilen şartların varlığı halinde, ticari uyuşmazlıklarda, ispat aracı (delil) olarak kullanılabilir. Ancak somut olayda davacı taraf delil olarak her ne kadar ticari defter ve bilirkişi incelemesi dayanmış ise de mahkememizce belirlenen günde ticari defterlerini hazır etmediği gibi herhangi bir mazeret de sunmamıştır. Bu nedenle taraf ticari kayıtları üzerinde alacağın varlığı için inceleme yapılmamıştır. Davacı tarafın Y.İ.B.K nun 2017/1 esas sayılı kararı uyarınca açıkça yemin deliline dayanmamış olması nedeniyle bu hakkı hatırlatılmamıştır. Bu açıklamalar ışığında davacının iddiasını ispat edemediği takdir ve sonucuna varılarak davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir….”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/284 Esas 2019/701 Karar 08/07/2019 tarihli kararında özetle; belirlenen günde ticari defterlerinin hazır etmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, Söz konusu karar ilgili mevzuat hükümlerine aykırı nitelikte olduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/669 Esas ve 2019/432 Karar Sayılı Kararında Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/908 Esas no.lu dosyası kapsamında verilen karar bozulmuş olmasına rağmen söz konusu bozma kararı sonrası gerçekleştirilen ilk celsede esasa yönelik hiçbir inceleme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiş olup müvekkilinin ticari defter ve belgelerini sunmak üzere herhangi bir tarih tayin edilmediğini,
Diğer taraftan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/669 Esas ve 2019/432 Karar Sayılı Kararı öncesinde Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/908 Esas no.lu dosyası kapsamında da bilirkişi incelemesinin gerçekleştirileceği duruşma gününde sağlık problemleri sebebiyle ticari defter ve destekleyici nitelikteki belgeler suulamamış olması sebebiyle hiçbir ek süre hakkı tanımaksızın davanın reddine karar verilmiş olup bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, Dava dilekçesinde de detaylı olarak açıklandığı üzere müvekkili … davalıya 28.09.2015 tarihli irsaliyeli fatura ile gönderdiği polyol st 8001 AE 16 EC 97 ve isocyanate 5002-AE 91 EC 09 kodlu ürünleri gönderdiği, ancak söz konusu ürün bedelleri davalı tarafından süresinde ödenmediğini, Söz konusu alacak ile ilgili öncelikle Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü nezdinde … esas numaralı dosya kapsamında davalıya ödeme emri gönderilmiştir ancak davalı söz konusu ödeme emrine itiraz ettiğini, her ne kadar davalı söz konusu ödeme emrine itiraz etmiş olsa da dava dilekçesi ekinde yer alan mail yazışmalarından söz konusu ürünlerin davalı tarafından teslim alındığı açıkça anlaşılmakta olduğunu, dava konusu alacak ile ilgili irsaliyeli faturalar ve mail yazışmaları da dahil olmak üzere gerekli evraklar Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulduğunu, 10.04.2017 tarihinde gerçekleştirilen 1. celsede tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde 17.04.2017 günü bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiğini, her ne kadar konu ile ilgili tutanakta bilirkişi ücretinin ödenmediği ifade ediliyor olsa da bilirkişi incelemesi için gerekli ücret de taraflarınca ödendiğini, Bilirkişi incelemesinin gerçekleştirileceği duruşma gününde sağlık problemleri sebebiyle ticari defter ve destekleyici nitelikteki belgeler sunulamamış olması sebebiyle hiçbir ek süre hakkı tanımaksızın davanın reddine karar verilmiş olup bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, Ayrıca bilirkişi incelemesi ile ilgili verilen ara kararda sadece ticari defterler değil diğer belgelerin de incelenmesi yönünde karar verildiğini, her ne kadar mahkeme kararında ispat yükümlülüğümüzün yerine getirilmediği ifade ediliyor olsa da müvekkili tarafından davalı tarafa ve dosyaya sunulan faturalar irsaliyeli faturalardır ve bu durum hem faturanın hem de faturaya konu malzemelerin davalıya teslim edildiğini tek başına ispatlar nitelikte olduğunu, dolayısıyla dosya kapsamında mevcut olan ve iddiaların ispatı açısından yeterli olan delilleri ile ilgili herhangi bir inceleme yapılmamış olması da bir diğer hukuka aykırılık olduğunu, Ayrıca dava kapsamındaki iddiaları ile ilgili davalı taraf ticari defterlerinin de incelenmesi gerekirken bu kapsamda herhangi bir inceleme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiş olması da Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, Üzerinde durulması gereken bir diğer hukuka aykırılık ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/669 Esas ve 2019/432 Karar Sayılı Kararında “Öncelikle, mahkemece doğru icra dosyası olan Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas celp edildikten sonra davalının icra müdürlüğünün yetkisine itirazının (Yrg. içtihatları uyarınca taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı tespitine göre) değerlendirilerek icra müdürlüğü yetkili ise yetki itirazı ara karar ile red edildikten sonra işin esası hakkında karar verilmeli, icra müdürlüğü yetkisiz ise HMK 114 /2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmelidir.” şeklinde hüküm kurulmuş olmasına rağmen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bu yönde herhangi bir ara karar verilmeksizin ve devamında tekrar dosyanın esas yönünden incelemeksizin hüküm kurulmuş olması olduğunu, bu durumunda bozma sebebi olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak dava dilekçesinde yer alan talepler doğrultusunda, davalı tarafından Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bir adet fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dairemizin 20/03/2019 tarih ve 2018/669 Esas – 2019/432 Karar sayılı kararımız ile ilk derece mahkeme kararının HMK. 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verildiği, Dairemiz kararından sonra mahkemece davaya konu Büyükçekmece…. İcra Dairesinin … e sayılı dosyasının uyap kayıtlarının getirtilerek dosya arasına konulduğu ve davalı borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının reddine karar verildiği tesbit edilmiştir.Davalı borçlu icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ederek alacaklıya hehangi bir borcu olmadığını beyan etmiştir.Davalı ilk derece mahkemesine verdiği cevap süresinin uzatılması dilekçesinde, icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisine itiraz ettiğini belirtip süre verildiğinde ayrıntılı cevap dilekçesinin ibraz edileceğinin belirtildiği, mahkemece 2 haftalık ek süre verildiği halde gerekçeli cevap dilekçesinin ibraz edilmediği anlaşılmıştır.Davalı vekili 10/04/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında;” söz konusu dosya yetkisiz icra dairesine ve mahkemesine açılmıştır, borcu kabul etmiyoruz, herhangi bir ihtarat olmaksızın faiz işletilmiştir bunuda kabul etmemiz mümkün değildir,” şeklinde beyanda bulunmuştur.Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 Esas ve 2017/2738 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, fatura içeriği malların teslim edildiğinin ispat külfeti davacıya aittir.Davacı vekili, davaya ve icra takibine konu 14.793,23 TL. Miktarlı 28/09/2015 tarihli fatura ve aynı tarihli irsaliye faturasını icra dosyasına ve mahkeme dosyasına ibraz edildiği halde bu fatura ve irsaliyenin davalı tarafa tebliğ edilip irsaliyedeki malları teslim alan … isimli kişinin davalı çalışanı olup olmadığı ve malların teslim alınıp alınmadığı yönünde beyanının alınmadığı halde ilk derece mahkemesince verilen karar gerekçesinde davacı tarafından davalıya malların ve faturaların teslim edildiğine ilişkin bir delil bulunmadığına yönelik tesbiti yerinde görülmemiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mail yazışmalarından söz konusu ürünlerin davalı tarafından teslim alındığının açıkça anlaşılmakta olduğunu beyan etmiş isede dava dilekçesi ekinde ve dosya içerisinde dava dilekçesinde delil olarak bildirilen mail yazışmalarının dosya içerisinde olmadığı ve ibraz edilmediği, uyap sisteminden yapılan kontrolde de uyap sisteminden de gönderilmediği tesbit edilmiştir.Mahkemece 12/06/2017 tarihli duruşmanın ara kararı ile;” davacı vekilinin yeniden defter inceleme talebinin geçen celse verilen 4 nolu ara karar uyarınca gerekli ihtarların yapılmış olmasına rağmen davacı tarafın defterleri sunmadığı gibi mazerette göstermediği göz önünde bulundurularak yeniden defter inceleme talebinin reddine,” yönelik karar verilmiş ise de mahkemenin bilirkişi incelemesi yapılmasına yönelik verilen 10/04/2017 tarihli duruşmanın ara kararında tarafların hangi yıllara ait ticari defter ve kayıtlarının ibraz edileceğinin açıkça belirtilmediği ve mahkemece defter ibrazı için verilen sürenin kesin süre olduğuna dair açık beyanın olmadığı tesbit edilmekle, buna göre mahkemece verilen ara kararın usule uygun olmadığı tesbit edilmiştir. Takibe ve davaya konu faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) Mahkemece, davalının davaya ve takibe konu faturaları BA formu düzenlemek suretiyle vergi dairesine bildirip bildirmediği araştırılmamıştır.Mahkemece, davaya ve icra takibine konu irsaliye ve fatura eklenmek suretiyle davalı şirket yetkilisine HMK. 171 madde uyarınca isticvap davetiyesi çıkartılmadığı, irsaliyedeki teslim alan imzasının teslim tarihinde davalının sigortalı çalışanı olup olmadığı yönünde ilgili SGK dan sorulmadığı tesbit edilmiştir.6100 sayılı HMK’ nın 31.maddesi kapsamında hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü dahilinde, mahkemece alacağın varlığına ilişkin davalının bağlı olduğu vergi dairesinden fatura dönemine ait mal ve hizmet alımına ilişkin BA formlarının istenilerek dosyaya konulması, sevk irsaliyesi ve fatura eklenmek suretiyle sevk irsaliyesindeki teslim alan kişinin o tarihteki davalı şirket yetkilisi veya çalışanına ait olup olmadığı hususunda beyanının alınması için HMK. 170 Maddesi uyarınca davalı şirket yetkilisine HMK. 171 Maddesine uygun isticvap davetiyesi çıkartılıp beyanının alınması, imzaların kabul edilmediği taktirde irsaliyeyi teslim alan kişinin teslim tarihinde davalı şirketin sigortalı çalışanı olup olmadığı yönünde ilgili SGK. dan sorularak ve taraflara incelenecek döneme ait ticari defterlerini inceleme gün ve saatinde bilirkişi incelemesi için ibraz etmesi, edilmediği taktirde sonuçları da hatırlatılmak suretiyle kesin süreli davetiye çıkartılıp mali müşavir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının olup olmadığı duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken, davanın esası ile ilgili deliller toplanmadan ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK.nın 3531-a-6 mad. uyarınca; Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemesi halini de bu madde kapsamında değerlendirmek gerekecektirSonuç itibariyle, açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının HMK’ nın 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2019 tarih ve 2019/284 Esas 2019/701 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/06/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.