Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1779 E. 2021/912 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1779 Esas
KARAR NO: 2021/912 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2019
NUMARASI: 2018/186 Esas 2019/356 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu ve davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takip yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili ile davacı arasında Danimarka ve Polonya’dan İran’a eşya taşınması hususunda alt taşıma sözleşmesi yaptıklarını, eşyanın taşınmak üzere araçlara yüklendiğini, araçların İran sınırına gelmesine rağmen evrak eksikliği nedeniyle tamamen davacının kusuru ile İran’a giremediğini, eksikliklerin 20-25 gün sonra giderildiğini ve eşyanın da İran’da gecikmeli teslim edildiğini, buna rağmen müvekkilinin davacının belgelendirdiği faturaları ödediğini, davacının faturaya yansıttığı 1.300,00 Euro bekleme bedelini iyiniyetle ödediğini,ancak davacının 835,00 Euro manifesto, 500,00 Euro bazargan ceza ve 600,00 Euro islamşah gümrük cezalarını belgelendiremediği için ödemediğini, davacının belgeleyemediği ve açıklamasını yapmadığı soyut masraflar ihdas ederek fatura kesmesinin haksız olduğunu savunarak davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/03/2019 tarih ve 2018/186 Esas – 2019/356 Karar sayılı kararında; “….Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış; iddia ve savunmaların irdelenip değerlendirilmesi bakımından bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi 21/09/2018 tarihli raporda özetle:” Davalı şirket defterlerine göre davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 6.965,96 TL alacaklı bulunduğu, takipten sonra tahakkuk ettirilen 1.771,53 TL kur farkı faturasının da eklenmesiyle davacının davalıdan 8.737,49 TL alacaklı bulunduğu” bildirilmiştir. Alınan rapora itiraz edilmesi ve bilirkişinin taşıma bilirkişisi olmaması nedeniyle bu kez taşıma uzmanı bilirkişiden rapor alınmıştır. Taşıma bilirkişisi 03/01/2019 tarihli raporunda özetle: “Taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu, davalının davacının eksik belge nedeniyle İran’a giremediğini ve geciktiğini savunmuş ise de gerekli belgelerin davalı tarafından verilmediği, eksikliklerin bilahare davalının yetkilendirmesi ile davalının acentesi tarafından giderildiği, gecikmenin davalının eylemlerinden kaynaklandığı, eşyanın davacı taşıyan tarafından tam ve eksiksiz teslim edildiği, dolayısı ile önceki bilirkişi raporunda belirtilen 8.737,49 TL alacaktan davalının sorumlu olduğu” bildirilmiştir. Bilirkişi gerekçesine nazaran kabule şayan bulunarak hükme esas alınmıştır. Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere, bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine göre davacı taşıyan tarafından sözleşmeye konu yükün taşınarak tam ve eksiksiz teslim edildiği, geç teslimin davacıdan değil davalıdan kaynaklandığı ve dolayısı ile sorumluluğu bulunduğu sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile,Davanın Kısmen kabulü ile davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın takip ve dava konusu alacağın 8.737,49 TL’si yönünden iptaline,takibin bu miktar alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 8.737,49 TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı … Ltd. Şti. , fatura alacağı iddiası ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilimiz aleyhine icra takibi başlattığını, Başlatılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olması sebebiyle taraflarınca takibe itiraz edildiği , bunu müteakiben davacı şirket tarafından müvekkili aleyhine Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde işbu dava açıldığını, İlk Derece Yargılaması aşamasında sunmuş oldukları cevap dilekçesinde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, müvekkili ile davacı şirket arasında bulunan işbu dava konusu ilişki Danimarka ve Polonya’ dan İran’ a eşya taşınması konusunda olup, taraflar arasında bu bağlamda Alt Nakliyeci Taşıma Sözleşmesi imzalandığını, Müvekkili ile davacı arasında imzalanan Alt Nakliyeci Taşıma Sözleşmesi doğrultusunda, müvekkiline ait mallar davacıya ait araçlara yüklenerek davacı şirket tarafından taşınması amacıyla yola çıktığı, davacı şirket araçlarının, İran sınırından geçebilmesi için gereken evrakların mevcut olmaması nedeniyle araçlar, İran sınırına ulaşmasına rağmen sınırdan geçemediğini, mahkemece taktir edileceği üzere dosya kapsamına sunmuş oldukları delil ve belgelerden davacının araçlarının İran sınırından geçememesi hususunda müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, davacıya ait araçların İran sınırını geçememesinin sebebi tamamıyla davacı şirketin kusur ve ihmalinden kaynaklandığını, Yaşanılan gecikme nedeniyle müvekkili şirkete ait davacı şirketin araçlarına yüklenilen mallar İran’ a teslim edilmemiş, müvekkiline ait malların gecikmesinden kaynaklı müşterilerinin mağduriyeti meydana geldiği, ortaya ciddi bir zarar çıktığını, ayrıca davacı şirketin umursamazlığı, ihmalleri ve kusuru nedeniyle müvekkilinin Yurtdışında yıllarını vererek kazanmış olduğu ticari itibarı yerle yeksan olduğunu, Davacı şirket tarafından araçlarda bulunan evrak eksiklikleri planlanan tarihten 20 – 25 gün sonra giderilmiş ve araçlar uzun bir süre sonra İran’ a girebildiğini, Yaşanılan onca aksaklığa rağmen müvekkili iyi niyetli davranmış, davacı şirketin gecikmeli de olsa malları teslim ettiğini göz önünde bulundurmuş, davacının belgelendirdiği fatura bedellerini davacıya ödediğini, ancak davacı yan bu durumu kötü niyetli bir şekilde kullanarak gecikmeden kaynaklandığı iddiası ile bir takım masraflar olduğunu söylediği, bu faturaları belgelendireceği iddiası ile mükerrer fatura kestiği, ancak bu faturalarla ilgili herhangi bir belge sunamadığı gibi müvekkili şirketten mükerrer şekilde tahsilat yapmaya çalıştığını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte bahse konu faturalarda yansıtılan toplam 1.300,00 Euro’ luk bekleme bedelini davacı şirket ile bir süredir devam eden ticari ilişkilerinin zedelenmemesi adına zararı davacı şirket ile paylaşmayı üstlenerek iyi niyetli kuralları çerçevesinde davacı şirkete ödediğini, ancak müvekkilinin E- Posta kayıtlarında belirtilen ve toplamda 3 (üç) kalemden oluşan 1.935,00 Euro’ luk bedeli davacı tarafın makbuzlandıramadığı gerekçesi ile davacıya ödemekten imtina ettiğini, kaldı ki müvekkilinin, alacaklı olduğu iddiası ile işbu davayı ikame eden davacıya 1.935,00 Euro’ luk bedeli ödenmesini gerektirecek herhangi bir yasal dayanakta bulunmadığını, davacı yan işbu üç alacak kalemi hakkında müvekkilinden alacaklı olduğuna dair herhangi bir delil dosya kapsamına sunamadığını, İlk derece yargılaması sırasında dilekçe ekinde sundukları e postalar ile de görüldüğü üzere ; 835,00 EURO Manifesto, 500,00 EURO Bazargan Ceza, 600,00 EURO İslamşah Gümrük Cezası bedellerine ilişkin makbuzların davacı tarafından, müvekkili şirkete gönderilmesi halinde müvekkilinin iyi niyetli olarak yukarıda ki konulara ilişkin ödemeleri gerçekleştireceğini ifade ettiğini, ancak davacı taraf hiçbir şekilde makbuz sunmadığı ve müvekkilinin iyi niyetini kullanarak haksız kazanç elde etmeyi amaçladığını, Davacı yan belgelendiremediği ve açıklamasını yapamadığı soyut masraflar ihdas ederek müvekkili aleyhinde fatura düzenlemesi / kesmesi haksız ve hukuka aykırı nitelikte olduğunu, Yukarıda açıklandığı üzere müvekkili şirketin davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığı gibi davacı şirketin kusuru ile meydana gelen gecikmeden kaynaklı müvekkili şirketin ticari itibarı zedelendiği, müvekkili şirket açısından ciddi bir mağduriyet söz konusu olduğunu, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde gerçekleştirilen ilk derece yargılaması sonucunda dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarına itibar edilerek müvekkili aleyhinde karara bağlanan hüküm haksız ve hukuka aykırı olduğunu, İlk derece yargılaması sırasında dosya kapsamına arz edilen 21.09.2018 tarihli bilirkişi raporuna karşılık taraflarınca sunulan itirazlar mahkemece incelendiğinde, Bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporların inceleme konularının duruşma tutanağının ” e ” maddesinde belirlenen uyuşmazlık noktaları ile alakasız bir şekilde düzenlendiğinin görüleceğini, dosya kapsamına atanan bilirkişiler tarafından davacının bahsi geçen üç alacak kalemini davalıdan talep edip edemeyeceğinin tespiti istendiği halde bilirkişiler, raporda istenen hususların dışına çıkarak sadece tarafların ticari defterlerindeki alacak ve borç bakiyelerine göre hesaplama yaptığı, kur farkından dolayı davalının davacıya borçlu olduğu sonucuna vardığını, bilirkişinin raporda vardığı bu sonucun işbu dava konusu edimler ile bir ilgisi bulunmadığını, oysa ki işbu dava konusu üç edim sırası ile ; 835,00 EURO Manifesto, 500,00 EURO Bazargan Ceza, 600,00 EURO İslamşah Gümrük Cezası bedellerine ilişkin olduğunu, Davacının işbu davaya konu alacak kalemlerini kesin deliller ile ispatlaması gerekmekte olduğunu, Bu konuda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda ; “Senetle ispat zorunluluğu MADDE 200- (1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. ” şeklinde belirtildiğini, Rapora karşı sundukları itiraz ve beyanlar neticesinde ilk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamına yeni bilirkişi atanarak, yeniden rapor tanzim edilmesi talep edildiği, 03.01.2019 tarihli ek rapor’ a karşı sunmuş oldukları beyan ve itirazları açıklandığı üzere, 03.01.2019 tarihli ek raporda bulunan son bent incelendiği taktirde raporda”.. Konu ile ilgili Sayın Mahkemece atanmış olan mali bilirkişi Sayın … tarafından hazırlanıp sunulan 21.09.2018 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmının 3. Maddesinde belirtilen ; 8.737,49 -TL’ lik bedelin.. ” şeklinde ifade edilen kısımdan kök raporda belirlenen haksız ve hukuka aykırı bedele aynen riayet edildiği ve müvekkilinin davalı yana raporda bahsi geçen şekilde bir borcunun olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte ek rapor ile riayet edilen işbu bedelin söz konusu uyuşmazlık konusu üç alacak kalemi ile herhangi bir ilgisi bulunmadığı, dolayısı ile ilk derece mahkemesi tarafından, bilirkişilerce tanzim edilen her iki raporunda ağır kusurlu olduğu hususu göz önünde bulundurulmaksızın işbu raporları hükme esas alarak karar vermesi hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan 15/11/2016 tarihli Alt Nakliyeci Taşıma Sözleşmesinden kaynaklı alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili ile davacı arasında Danimarka ve Polonya’dan İran’a eşya taşınması hususunda alt taşıma sözleşmesi yaptıklarını, eşyanın taşınmak üzere araçlara yüklendiğini, araçların İran sınırına gelmesine rağmen evrak eksikliği nedeniyle tamamen davacının kusuru ile İran’a giremediğini, eksikliklerin 20-25 gün sonra giderildiğini ve eşyanın da İran’da gecikmeli teslim edildiğini, buna rağmen müvekkilinin davacının belgelendirdiği faturaları ödediğini, davacının faturaya yansıttığı 1.300,00 Euro bekleme bedelini iyiniyetle ödediğini,ancak davacının 835,00 Euro manifesto, 500,00 Euro bazargan ceza ve 600,00 Euro islamşah gümrük cezalarını belgelendiremediği için ödemediğini, davacının belgeleyemediği ve açıklamasını yapmadığı soyut masraflar ihdas ederek fatura kesmesinin haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, Taraflar arasındaki alt taşıyıcılık sözleşmesi nedeniyle davacının faturaya yansıttığı 835,00 Euro manifesto, 500,00 Euro bazargan ceza ve 600,00 Euro İslamşah gümrük cezalarını davalıdan talep edip edemeyeceği, davacının davalıdan takip miktarı kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı vekilinin, istinaf sebepleri incelendiğinde, Taraflar arasında imzalanan 15/11/2016 tarihli Alt Nakliyeci Taşıma Sözleşmesi incelendiğinde; taşımayı yaptıran davalının üst taşıyıcı (akdi taşıyıcı) , fiili taşımayı yapan davacının ise alt taşıyıcı olduğu, yükleme adresinin Danimarka olduğu, yükleme tarihinin 16/11/2016 olarak yazıldığı ancak 17/11/2016 olarak düzeltildiği, yüklemeninde mail yazışmalarında aynı gün olarak davalıya bildirildiği, maksimum taşıma süresinin 14 gün olarak düzenlendiği, taşıma süresinin aksaması durumunda davalı/borçlu tarafa derhal bilgi verileceğinin şart koşulduğu, yükün İran’a gittiğinin davacı tarafından davalıya bildirildiği yükün boşaltma adresinin Tehran/İRAN olduğu tesbit edilmiştir. Mahkemece, tarafların ticari defterleri inceletilmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış olup bilirkişi raporunda;”….Dosya içine ilgili verdi dairesi müdürlüklerinden gönderilen taraflara ait BA/BS formları incelendiğinde, davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı davalı şirkete düzenlediği 53.587,00 TL. Tutarındaki 6 adet faturanın BS formu ile beyan edildiği, davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı davacı şirketten alınan 53.587,00 TL. 6 adet faturadan 38.284,00 TL. Tutarındaki 5 adet faturanın BA formu ile beyan edildiği, davacı şirketten alınan ve davalı şirketin kendi ticari defterlerinde kayıtlı olan 15.303,00 TL. Tutarındaki 1 adet faturanın BA formu ile beyan edilmediği, davalı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinde davacı şirketin 2016 yılından 18.308,36 TL. Alacaklı olduğu, 06/01/2017 tarihinde davacı şirkete 11.342,40 TL. Ödeme yapıldığı, 1.771,53 TL. Kur farkı hesaplandığı, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 6.965,96 TL. , yıl sonu itibariyle ise davalı ticari defterlerine göre davacının 8.737,49 TL. Alacaklı olduğunun tesbit edildiği…,” belirtilmiştir. Mahkemece, taşıma uzmanı bilirkişiden uyuşmazlık doğrultusunda rapor alınmış olup bilirkişi raporunda;”…Davacı/taşıyan ile davalı/taşıtar arasında konu taşımaya ilişkin sözleşme şartlarının belirlenmiş olduğu, sözleşmede; davacı/alacaklı tarafından hiçbir şekilde ihracatçı ve ithalatçı firmaların aranamayacağı, ihtiyaç duyulması halinde taşıma esnasında konuya ilişkin tüm talimatların davalı/borçlu tarafından verileceğinin kayıt altına alındığı, taşımanın başladığı andan son aşamasına kadar yüke ait belgelerin , tüm mail yazışmalarında davacı tarafça talep edildiği halde , davalı tarafça davacı tarafa talimat ve bu belgelerin verilmediği, davacı tarafın mevcut sıkıntıları davalı tarafa bildirdiği halde davalı tarafından problemin çözümü için davacıya bilgi,belge verilmediği, bu nedenle gecikmelerin ve gümrük işlemlerinin meydana geldiği, sorunun çözülmesi için en son noktada davalının talimatı üzerine davacının acentesinin devreye girmesi ile problemlerin çözüme kavuşturulduğu, gecikmenin davalının eylemlerinden kaynaklandığı, eşyanın davacı taşıyan tarafından tam ve eksiksiz teslim edildiği, dolayısı ile önceki bilirkişi raporunda belirtilen 8.737,49 TL alacaktan davalının sorumlu olduğu, ” belirtilmiştir. Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2004/7898 Esas – 2005/2012 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, 6100 Sayılı HMK.’ nın 222 maddesi uyarınca kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı,sahibi ve halefleri aleyhine delil sayılır. Davalı, icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde ve cevap dilekçesinde borcu olmadığını savunmuştur. Mahkemece alınan mali müşavir bilirkişi raporunda, davalı şirketin kendi ticari defterlerine göre de davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 6.965,96 TL alacaklı bulunduğu tesbit edilmiş olup davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan borcu ödediğine dair ödeme belgesinin dosyaya sunulmadığı tesbit edilmiştir. Bu durumda ispat külfeti davalı tarafta olup, tüm bu değerlendirmeler ışığında, davalının ticari defterlerindeki 6.965,96 TL. borcun ödendiğini kanıtlaması gerekmektedir. Davalı tarafından ödeme yapıldığına dair ödeme belgesinin sunulmadığı anlaşılmakla; Bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle davalının ticari defterlerine göre 6.965,96 TL. davacıya borçlu olduğu tesbit edilmiş olup mahkemece bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken davalının yıl sonu itibariyle davacıya borçlu olduğu 8.737,49 TL. yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi kısmen yerinde görülmüştür. Sonuç olarak; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak, dairemizce yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın 6.965,96 TL. yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2019 tarih ve 2018/186 Esas 2019/356 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, 1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın takip ve dava konusu alacağın 6.965,96.TL’si yönünden iptaline, takibin bu miktar alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2-Kabul edilen 6.965,96.TL alacağın %20’si oranında (1.393,20.TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 475,84.TL harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 112,24.TL harcın mahsubu ile bakiye 363,60.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 153,34.TL toplam harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından sarf edilen 125,00.TL tebligat gideri, 19,50.TL müzekkere gideri ve 1.200,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam: 1.344,50.TL yargılama giderinin davanın kabul / ret oranına göre (%75 kabul) hesap ve takdir olunan 1.008,38.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 4.080,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca ret edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.327,34.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, (44,40.TL+104,81.TL=) 149,21.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 11-Davalı tarafından sarf edilen 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 45,10.TL dosyanın istinafa gidiş / dönüş gideri olmak üzere toplam: 166,40.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 12-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 13-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.