Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1761 E. 2019/1143 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1761
KARAR NO : 2019/1143
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/07/2019 ( İhtiyati Haciz Talebinin Reddine İlişkin Karar )
DOSYA NUMARASI: 2019/518 D. İş – 2019/518 Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 18/09/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati haciz isteyen vekili tarafından ibraz olunan talep dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıya 282.256,06 Euro tutarında mal satılarak fatura edildiğini ve ürünlerin teslim edildiğini, fatura bedelinin 161.745,20 Euro’ luk kısmının davalı tarafça ödendiğini, bakiye 120.510,86 Euro’ nun ödenmediğini, davalıya pek çok kez yazlı ihtarlarda bulunulduğunu, müvekkilinin alacağının rehin ile teminat altına alınmadığını, vadesinin geldiğini, İİK 257 maddesinde aranan şartların oluştuğunu belirterek davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 23/07/2019 tarih ve 2019/518 D. İş – 2019/518 Karar sayılı değişik iş kararı ile; ” … Sunulan belgeler itibariyle İİK 257 ve devamındaki koşullar mevcut olmadığından, talep yargılamayı gerektirdiğinden … ” gerekçeleri ile; ” İhtiyati haciz talebinin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için söz konusu alacağın üç şarta haiz olmasının yeterli görüldüğünü, buna göre ihtiyati haciz kararı için ( a ) ortada bir para borcu bulunması gerektiğini, ( b ) bu para borcunun rehin ile temin edilmemiş olması gerektiğini ve ( c ) bu para borcunun vadesinin gelmiş olması gerektiğini, Müvekkil şirketin davalı şirketten olan alacağının bir para alacağı olduğu ve rehin ile teminat altına alınmamış olduğunun zaten ihtilaf dışı olduğunu, Müvekkil şirketin alacağının vadesi geldiğine de bir şüphe olmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin hukuki vasfının ” satım sözleşmesi ” olduğu göz önüne alındığında Türk Borçlar Kanunu’ nun 234. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ” Aksine sözleşme yoksa, satılan alıcının zilyetliğine girince satış bedeli muaccel olur ” hükmünün malın teslim edilmesi ile satış bedelinin de muacceliyet kesbedeceğini düzenlediğini, İhtiyati haciz talebinin kabulü için davalı şirketin temerrüde düşmesine de gerek bulunmadığını, alacağın muaccel olmasının yeterli olduğunu, bu doğrultuda Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi içtihatları ile de kabul edildiği üzere; rehinle temin edilmemiş bir para alacağının vadesinin gelmiş olması durumunda, alacaklının ihtiyati haciz talebinde bulunabileceğini, mahkemenin de ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için sadece ” alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması ” nın yeterli sayılacağını ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulun da kanunda yer almadığı için aranmayacağını, yoksa alacaklının alacağın varlığı ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesinin aranmadığını, aksine bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesinin yeterli kabul edildiğini, Huzurdaki davada ise dosyada mevcut faturalar ve taşıma ve gümrük belgeleri ile davalı şirketin ürünleri teslim almış olduğu ve müvekkil şirketin bundan doğan para alacağını mevcudiyetini tereddüte yer vermeyecek bir şekilde tam ve kesin olarak ispatlamış bulunduğunu, yani Yargıtay’ ın aradığı ” alacağın varlığı hakkında kanaat edinilmiş olması ” kriterinden öte daha sağlam bir şekilde ” alacağın tam ve kesin olarak ispatlanmış olması ” kriterinin gerçekleşmiş bulunduğunu, Mahkemece taleplerinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla; İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/518 D. İş sayılı dosyada verdiği 23.07.2019 tarihli kararın kaldırılmasına, Teminatsız veya mahkemenin takdir edeceği teminat mukabilinde; davalı şirketin borçlu olduğu 120.510,86 Euro asıl alacaklarını ve işleyen ve işleyecek faiz tutarı ile yargılama giderlerini teminen, davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep ihtiyati haciz talebine ilişkindir. Mahkeme İİK 257. maddedeki koşulların oluşmadığı ve talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle talebi reddetmiş, ihtiyati haciz talep eden istinafa gelmiştir. İhtiyati haciz talep eden yabancı bir firma olup, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, davalıya satılan ve teslim edilen malların bir kısmının bedelinin ödenmediğini öne sürerek ihtiyati haciz istemiştir. İhtiyati haciz talep eden, talebine dayanak olarak yabancı dilde faturalar, gümrük evrakı, e.posta yazışmalarını içeren evrak sunmuş, mahkeme ara kararı üzerine evrakın Türkçe’lerini de ibraz etmiştir. Sunulan belgelerden İİK 257/1. maddesindeki koşulların oluştuğu kolaylıkla çıkarılamamaktadır. Alacağın var olup olmadığı, varsa muaccel olup olmadığı hususları her halükarda yargılamayı gerektirmektedir. İİK 258 ve HMK 390/3. maddesi uyarınca talepte bulunan firma, ihtiyati haciz verme koşullarının oluştuğunu yaklaşık olarak kanıtlamış değildir. İstinaf nedenleri yerinde değildir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı istinaf talep eden tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/09/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.