Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/176 E. 2019/222 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/176 Esas
KARAR NO : 2019/222 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/766 Esas 2018/551 Karar
KARAR TARİHİ: 20/02/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinin davalıya sebze – meyve sattığını, hesap ekstresine göre davalının müvekkilerine olan borcu için yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, hesap ekstresindeki imzayı kabul etmediklerini, borçları bulunmadığını savunarak, davanın reddini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 21/05/2018 tarih 2017/766 Esas 2018/551 sayılı kararında;”Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü adına tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi marifeti ile inceleme yapılmış, ancak davalı tarafın ticari defterlerini sunmaması nedeni ile sadece davacı kayıtları üzerinde inceleme yapılmıştır. Buna göre, taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğu borçlulardan …’nun imzasını taşıyan bu cari hesaptan dolayı takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 119.106,35 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafın sunmuş olduğu cari hesabın SGK kayıtları uyarınca davalı …’nun çalışanı olan … tarafından imzalandığı, bu nedenle bu kişinin HMK 169 maddesi uyarınca ekstrenin altındaki yazı ve imzanın kendisine ait olup olmadığı noktasında isticvabına karar verildiği, ancak bu kişinin isticvap davetine icabet etmediği anlaşılmıştır. Davalı taraf, …’in 20.05.2017 tarihinde işten çıkartıldığını ve söz konusu ekstreninde işten çıkartıldıktan sonra atılmış olabileceğini, bu nedenle bu kişi tarafından atılan imzayı kabul etmediği savunmasında bulunmuştur. Ancak her ne kadar cari hesap ekstresinde imzanın ne zaman atıldığı belli değil ise de cari hesabın konu edildiği takibin 08.05.2017 tarihinde yani …’in işten çıkartılmadan önce başlatıldığı, dolayısı ile söz konusu cari hesabın …’in işten çıkartılmadan önce imzalandığı ve bu kişinin imzasınında davalıları bağlayacağı açıktır. Bu aşamadan sonra bu kişinin davalılar zararına hareket ettiği hususunun davalı tarafca ispatı gerekmekte olup bu hususta dosyaya bilgi ve belge sunulamamıştır. Bu açıklamlar ışığında takip tarihi itibari ile davacının alacağının sabit olduğu takdir ve sonucuna varılmıştır.Davalı tarafın işlenmiş faize itirazının yerinde olduğu zira takip öncesi davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne ilişkin davacı tarafın dosyaya bilgi ve belge sunmadığı, borcun talep edilebilirliği ile temerrüdünün farklı şeyler olduğu faiz talebinin temerrüt ile söz konusu olacağı anlaşılmakla işlenmiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir…”gerekçesi ile, Davanın kısmen kabulü ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın asıl alacak yönünden iptali ile, asıl alacak miktarı olan 119.106,35.TL üzerinden takip tarihinden itibaren talep gereği yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, işlenmiş faiz talebinin reddine, alacağın likit olması ve itirazın haksız olması nedeniyle asıl alacak üzerinden hesaplanan 23.821,27 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı tarafça dosyaya sunulan cari hesap ekstresinde müvekkili şirketin kaşesi ve yetkilisinin imzası bulunmadığı gibi davacı tarafça borçtan işbu müvekkilinin sorumlu olduğunu gösterir tek bir delil ve belge de sunulmadığını, altında kaşesi ve yetkilisinin imzası bulunmayan bir belgenin şirketi bağlamayacağını, müvekkili için davanın kabulünü gerektirir hiçbir delil, bilgi ve belge bulunmadığını, Müvekkili … yönünden davanın dayanağını oluşturan cari hesap ekstresindeki kaşenin sahte olduğunu, işbu kaşe üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, Davaya konu cari hesap ekstresindeki kaşe üzerinde bulunan imzanın müvekkiline ait olup olmadığına dair itirazda bulunulduğunu, ancak mahkemece kaşe üzerindeki imzanın müvekkili eli ürünü olup olmadığı hususunda bir inceleme yapılmadığını, Başkaca şahıslar tarafından imzalanan belgelerin müvekkili için bağlayıcılığının bulunmadığını, (Yargıtay 19. H.D. 2005/1967 E. 2005/11954 K. 01/12/2005 T.)Müvekkili aleyhine davranışlarda bulunan bir şahsın isticvap davetiyesine icabet etmeyeceğini, bu nedenle … ihtar müzekkeresi ile celbedilmesi gerektiğini, bu hususun dile getirilmiş olmasına rağmen mahkemece talepler dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili …’nun davacıya borçlu değil davacıdan alacaklı durumda bulunduğunu, bu hususta takip dosyası bulunduğunu, davacının itirazı üzerine davacının itirazının iptali için taraflarınca Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/606 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, Davacının ticari defterlerinin incelenmesinde davacı defterlerinin TTK ve VUK gereğince usulüne uygun olarak tutulmadığı ve lehine delil niteliğinin bulunmadığının bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/766 Esas 2018/551 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: 6100 sayılı HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davası istemine ilişkin olup davacı, davanın temeline oluşturan ilamsız icra takibinde cari hesap mutabakat formuna dayanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, taraflar arasında mevcut olan ticari ilişki kapsamında davacının davalıya takip konusu cari hesap ekstrasına göre malları sattığı, lehe delil teşkil eden davacı defterlerine göre takibe itirazın asıl alacak yönünden haksız olduğu gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık yaş sebze ve meyve alım-satımına ilişkindir. Davalı şirket, ticari ilişkiyi reddetmemiş ve kendilerine herhangi bir mal teslimi yapılmadığını savunmuştur. Davacı, davalı şirket ile arasındaki meyve alım satım ilişkisinden kaynaklı alacaklı olması nedeniyle ilamsız takip başlattığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürmüştür. Kural olarak davacı davasını ispatla yükümlüdür. İddia olunan yaş sebze ve meyve satışına ilişkin olduğu, takibe dayanak mutabakat metninin davalı … adına atfen imzalandığı, davalı şirket’ in kaşesi ve unvanı bulunmadığı gibi, mutabakat metni olarak belirtilen belgenin ” cari hesapta” mutabakat kalındığına yönelik davalıların beyanını da içermediği, davacı tarafça cari hesaptan dolayı bu belgenin düzenlendiği ileri sürülmüş ise de, belgeye imzanın hangi amaçla atıldığının anlaşılamadığı, imzalı mutabakat belgesinin usulüne uygun olmadığı ve davalı şirket yönünden borçlandırıcı belge olarak tek başına ispata yeterli olmadığı, bunun yanı sıra davacı tarafından takibe konu 01/01/2017 tarihli hesap mutabakat formunun şirket yetkilisi …’ un usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname ile görevlendirdiği … tarafından imza altına alındığının da ispatlanamadığı, ticari sicil kayıtlarında …’ in temsilci olarak kaydının bulunmadığı görülmüştür. Taraflar arasında bu yönde fiili bir uygulama olduğu yönününde de iddia yoktur. Bu durumda, usulüne uygun olmayan mutabakat belgesi ispata yeterli olmadığıdan, davacının davalıya mal satıp teslim ettiğini yazılı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Faturanın davacının ticari defterinde kayıtlı olması, tek başına malın teslimini göstermeyeceği, tüm bu olgular karşısında, vekil yada imza atmaya yetkili olduğu ispatlanamayan dava dışı … in şirketin eski çalışanı olarak takibe dayanak belgedeki imzası ile ilgili beyanı alınmak üzere mahkemece isticvap davetiyesi ile çağrıldığı halde, duruşmaya katılmamasının ispata yönelik hukuki bir sonuca bağlanamayacağı, bu nedenle mahkemenin gerekçeli kararında gönderilen isticvap davetiyesi ve meşruhatından sonuç çıkartılarak, karara dayanak yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, sonuç olarak davacı tarafça irsaliye yada teslime dair belge sunulmadığı, ayrıca takibe dayanak belgede davalı şirketin kaşesi ve unvanı olmaması dikkate alındığında, davacının, hangi davalıdan, hangi nedenle ve ne miktarda alacaklı olduğu somut vakalara dayalı olarak açıklanıp, HMK.199. ve maddeleri uyarınca usulünce kanıtlanmamış olduğundan davalılar vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüştür. Sonuç olarak, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b2 maddesi gereğince kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dairemizce yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/05/2018 tarih ve 2012017/766 Esas – 2018/551 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden hüküm kurularak; 1-İspatlanamayan davanın REDDİNE, 2-Davacının kötüniyeti kanıtlanamadığından davalılar vekilinin koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN : 3-Harçlar Kanunu gereğince ve dairemiz karar tarihi itibari ile alınması gereken 44,40.TL karar harcının davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.451,64.TL harçtan mahsubu bakiye 1.407,24.TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama sırasında sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Davalılar tarafından yapılan yargılama sırasında yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, dairemiz kararı tarihinde geçerli olan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.365,44.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN : 7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davalılar tarafından yatırılan 98,10.TL ve 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, toplam 4.068,06.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesine, 8-İstinaf aşamasında davalılar tarafından sarf edilen 98,10.TL ve 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile 70,00.TL dosya gidiş dönüş gideri toplamı 289,40.TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 9-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 20/02/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.