Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1715 E. 2021/886 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1715 Esas
KARAR NO: 2021/886 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/88 Esas – 2019/440 Karar
TARİH: 16/04/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin alacağı nedeniyle davalı hakkında İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, borçlunun 10/01/2017 tarihli itirazı üzerine söz konusu takibin durduğunu, davalı ile dava dışı … A.Ş ve … firmalarının birleştiğini, söz konusu firmaların alacak ve borçlarının da davalı tarafa devredildiğini, davalı ile bakiye borcun belirlenmesi amacıyla 30/06/2016 tarihli mutabakat imzalandığını, mutabakat sonrası kısmi ödeme yapıldığını ancak borcun tamamının ödenmediğini, davalı ile yapılan email yazışmalarında cari hesap ekstre bilgilerinin gönderilmesinin talep edildiğini, davalı şirketin 02/01/2017 tarihinde vermiş olduğu cevapta müvekkili şirkete ait güncel ekstreyi email olarak gönderdiklerini, gönderilen emailde davalı şirketin müvekkili şirkete bakiye 54.080,07 TL borcunun bulunduğunu kabul ve ikrar ettiğini, icra takibine kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, alacağın likit olduğunu iddia ederek; davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamını, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin kayıtlarında cari hesap ilişkisine göre alacak ve borç kayıtlarının farklı göründüğünü, talep konusu alacağın yargılamaya muhtaç olduğunu, davacının daha önce Bakırköy …İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile … aleyhine icra takibi başlattığını ve takibe taraflar arası hesap mutabakatının sağlanamamış olması ve borcun bulunmamasından dolayı itiraz edildiğini, yasal süreler içinde herhangi bir işlem yapılmadığından dolayı davacının bu haklarının düştüğünü, icra dosyasının düşmesinin ardından cari hesap ilişkisinin … ve …’nın müvekkili şirket tarafından devralınmasından sonra da devam ettiğini, buna rağmen hiçbir zaman önceki dönemi de kapsayan tam bir hesap mutabakatı yapılamadığını, müvekkili şirketin … kayıtlarına göre davacıdan 27.963,20 TL alacağının bulunduğunu, … alacakları dolayısıyla da müvekkili şirketin aynı dönemde davacıdan 26.386,87 TL alacaklı göründüğünü, davacı tarafından sunulan cari hesap ektresinde bu döneme ilişkin kayıtların farklı olduğunu, davacının sunmuş olduğu ekstre kayıtlarının da birbirini tutmadığını, davacının sunmuş olduğu kayıtların taraflar arasındaki alacaklılık-borçluluk ilişkisi bakımından gerçeği yansıtmadığını, her alacağın tek tek incelenmesi gerektiğini, irsaliye ve faturaların tebliğinin uygun şekilde yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini savunarak; davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/04/2019 tarih 2017/88 Esas – 2019/440 Karar sayılı kararında; ” Mahkememiz yargılama aşamasında tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, taraflar ve davalı ile birleşen … A.Ş ve … A.Ş.’nin ticari defter kayıtları incelenmiştir. İncelenen taraf defterlerinin usul ve yasaya uygun olarak tutuldukları ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı görülmüştür. İncelenen davacı kayıtları uyarınca, davacının dava dışı … ve … isimli şirketlere yönelik olarak düzenlemiş olduğu faturalardan dolayı 54.080,07 TL alacaklı olduğu, bu durumun ünvanları yukarıda belirtilen birleşen şirket kayıtlarıyla da örtüştüğü, buna göre davacı alacağından belirtilen şirketlerin birleştiği davalının sorumlu olduğu anlaşıldığından, davanın belirlenen alacak miktarı üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir. …”gerekçesi ile, 1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 54.080,07 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, 2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, … ile …’nın ayrı tüzel kişilikleri bulunması ve ardından birleşme gerçekleşmiş olması sebebiyle davacı karşısında müvekkili şirket alacağı olarak … döneminden kalan alacakların da hesaba katılması gerektiğini ancak yerel mahkemenin aksi şekilde hüküm kurduğunu, Müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu,Ticaret Kanunun gerekçesi, doktrindeki görüşler ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları irdelendiğinde davanın kabulü yönündeki kararın hatalı olduğunu, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın reddi yönünde yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı, davalı ile birleşen … A.Ş ile … A.Ş.’den ticari ilişkiden kaynaklı alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Mahkemece, davacı ile davaya konu birleşen şirket ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup alınan rapora göre davacı ticari defterleri ile davalı ile birleşen … A.Ş ve … A.Ş. Ticari defterlerindeki kayıtlar birbirini doğrulamakta olup ticari defter kayıtlarına göre davacı ilgili şirketlerden takipte talep edilen miktar kadar alacaklı görünmektedir. Bilirkişi raporunda davalı ile birleşen … A.Ş. Ticari defterlerinde de davacıya borçlu olduğu kayıtlıdır. Söz konusu şirketler davalı ile tüm aktif ve pasifleri ile birleştiğinden davalı bu borçtan sorumludur. Davalı, … A.Ş.’nin davacıdan alacaklı olduğuna ilişkin her hangi bir belge sunmamıştır. Bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.Takipte talep edilen miktar kadar davalının borçlu olduğu davalı ticari defter kayıtları ile de sabit olduğundan davalının takipte talep edilen alacağın likit ve belirli olmadığı ve dolayısıyla icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğine ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.694,20.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 924,00.TL’nin mahsubu ile bakiye 2.770,20.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.