Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1711 E. 2019/1436 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1711
KARAR NO : 2019/1436
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/789 Esas – 2018/922 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 16/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; İstanbul Avrupa Yakası PTT Başmüdürlüğü’ne bağlı Hadımköy PTT Merkez Müdürlüğü hizmet binasının bodrum katında bulunan arşiv, depo ve güç odasının 25/07/2018 tarihinde yaşanan yağış nedeniyele su bastığını, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı Avrupa Yakası Müdürlüğünce düzenlenen 25/07/2018 tarihli yangın raporu başlıklı tutanakta belirtildiği üzere anılan mahallin 20 cm yüksekliğinde su baskınına maruz kaldığını, merkez müdürlüğü personelince yerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 31/08/2018 tarihli yazıda 2010-2018 yıllarına ait Hadımköy PTT merkez ve şubelerine ait tüm … Bank işlemlerini içeren karton kutu ve çuval içerisinde toplam 200 adet … Bank arşiv zarfı-belgenin zayi olduğunu, müvekkil şirket tarafından saklama yükümlülüğü olan belge ve evraklara ilişkin zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 12/09/2018 tarih ve 2018/789 Esas – 2018/922 Karar sayılı kararı ile; ” … TTK.nun 82/7. maddesi gereğince “Bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defterler ve belgeler, yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrarsa tacir ziyağı öğrend,iği tarihten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır, mahkeme gerekli gördüğü taktirde delillerin toplanmasını da emredebilir.” Davamızda dosyaya sunulan su baskını olayının 25/07/2018 tarihinde gerçekleştiği, davanın 25/07/2018 tarihinden itibaren 15 gün içerisinde açılması gerekirken bu süre geçtikten sonra 31/08/2017 tarihinde açılmış olduğu ve hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşılmakla, yasal sürede açılmayan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. … ” gerekçesi ile, ” 1-Dava hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,TTK 82/7 maddesindeki hak düşürücü sürenin işlemeye başlayabilmesi için ziyaının öğrenilmiş olması gerektiğini, müvekkil kuruluşun bir kamu tüzel kişisi olduğunu, hak düşürücü ve zamanaşımı süresinin başlangıcının tüzel kişilerde dava açılmasına emir vermeye yetkili makamın öğrenme gününden itibaren işlemeye başlayacağını, yasal düzenlemede yer alan süre hesaplanırken dava açmaya yetkili makamın öğrenme tarihinin esas alınması gerektiğini, Davaya konu Hadımköy PTT Merkez Müdürlüğü’ nde yaşanan su baskını olayı her ne kadar 27.07.2018 tarihinde gerçekleşmişse de olayın 17.08.2019 tarihinde Hukuk Müdürlükleri’ ne bildirildiğini, dava konusu olayın bildirilmesi ile birlikte aynı gün dava aç emri vermeye yetkili Genel Müdürlükleri’ ne aktarıldığını, genel müdürlükten gelen emir üzerine de süresinde davanın açıldığını, dava açmaya yetkili Genel Müdürlükleri’ nin dava konusu olaydan 17.08.2018 tarihinde haberdar olduğunu, dolayısıyla kanunda belirtilen dava açma süresi 17.08.2018 tarihinden itibaren işlemeye başlayacağından kendileri tarafından süresinde davanın ikame edildiğini, Mahkemece sürenin hesaplanmasında olay tarihinin değil, kuruluşları tarafından dava açmaya yetkili organın olayı öğrenme tarihinin esas alınması gerekmekte iken aksi şekilde red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, Emsal kararlarda da hukuki süreçlerin hesaplanmasında tüzel kişinin dava açmaya, emir vermeye yetkili organının öğrenme gününün esas alınması gerektiğinin hüküm altına alındığını, ( Yargıtay 4. HD 2004/ 4478 Esas – 2004/13064 Karar sayılı ve 11.11.2004 tarihli karar – Yargıtay 3. HD 2011/12410 Esas – 2011/ 17343 Karar sayılı ve 03.11.2011 tarihli karar – HGK 2013/ 1227 Esas – 2014/906 Karar sayılı ve 12.11.2014 tarihli karar ) bu sebeple eksik incelemeye dayalı olarak kurulan hükme itiraz ettiklerini beyanla; İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 12/09/2018 tarihli ve 2018/789 Esas – 2018/922 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde bozulmasına ve davanın kabulü yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, zayi belgesi verilmesine ilişkin hasımsız davadır. Mahkeme süresinde dava açılmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Uyuşmazlık konusu davanın süresinde açılıp açılmadığı noktasındadır. Davacı kurum vekili, Hadımköy PTT Merkez Müdürlüğü hizmet binasının bodrum katını 25/07/2018 tarihinde yağıştan su bastığını, bir kısım evraklarının zayi olduğunu öne sürerek zayi belgesi verilmesini istemiştir. Dava tarihi 31/08/2018′ dir. Davacı vekili, dava açma süresinin tüzel kişilerde yetkili makamın öğrenmesiyle başlayacağını, 25/07/2018 de gerçekleşen olayın, 17/08/2018 tarihinde hukuk müdürlüğüne bildirildiğini, Genel Müdürlüğün 28/08/2018 tarihli yazısı üzerine davanın açıldığını öne sürmektedir. Dosyada bulunan … A.Ş. Hukuk Müşavirliği’ nin 28/08/2018 tarihli yazısına göre PTT hukuk müşavirliği, durumu 17/08/2018 tarihli yazıyla öğrenmiş olmakla birlikte davacı TTK hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Davacı şirketin Hadımköy merkez müdürlüğü hizmet binasında gerçekleşen olaydan, aynı gün haberdar olması gereken söz konusu hizmet binasında çalışan davacı kurum personelinin, sorumlu birimlerini 15 günden sonra haberdar etmelerini gerektirecek mücbir sebebin ne olduğu konusunda bir açıklama ve delil bulunmamaktadır. Sonuç olarak; davacının, diğer ticaret şirketlerinden ayrı değerlendirilmesini gerektiren bir hukuk normu bulunmamaktadır. Yargıtay 11. H.D’nin 26/06/2012 Tarih ve 2011/12383 E-2012/11001 K . Sayılı kararında da belirtildiği gibi, 6102 sayılı TTK’ nın 82/7.maddesi uyarınca 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddi yönünde verilen karar, usul ve yasaya uygun olup istinaf nedenleri yerinde olmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/10/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.