Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1707 E. 2019/1779 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1707
KARAR NO : 2019/1779
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
DOSYA NUMARASI : 2017/1057 Esas – 2019/139 Karar
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 11/12/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin avukatlık faaliyetlerini sürdüren, bugüne kadar kullandığı kredilerini düzenli olarak ödeyen bu konularda çok hassas birisi olduğunu, davalı bankanın Göztepe şubesinden 50.000 TL bedelli 24 ay vadeli ihtiyaç kredisi kullandığını, ancak davalı bankanın söz konusu krediyi ticari kredi olarak kullandırdığını, davaya konu kredinin alınma amacının müvekkilinin eşi adına ve kendisinin de kefil olduğu araç kredisinin erken kapatılması ve yeni bir ihtiyaç kredisinin alınmasından ibaret olduğunu, müvekkilinin söz konusu kredinin taksitlerini bankaya ödemesine rağmen davalı bankanın bir kısım iddialarla müvekkilinin Kredili Mevduat Hesabı olduğunu, yapılan ödemelerinden hesap işletim ücretlerinin tahsil edildiğini ve bu nedenle kredi borcunun henüz bitmediğini bildirdiğini, ancak müvekkilinin davalı bankanın kendisine bildirdiği IBAN numarasına her ay düzenli olarak ödeme yaptığını, bunun dışında davalı bankadan başkaca bir hizmet almadığını, dolayısıyla başkaca bir borcu bulunmadığından bahisle müvekkilinin davalı bankaya karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/02/2019 tarih ve 2017/1057 Esas – 2019/139 Karar sayılı kararı ile; ” … Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin, davalı tarafça davalıya kullandırılan kredi bedellerinin ödenmesi nedeniyle davacının kullandığı kredi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti talebi olduğu, davacı tarafça kredi bedellerinin tamamının ödendiğinin iddia edildiği, davalı tarafça davaya cevap verilmeyerek iddiaların inkar edildiği anlaşılmıştır. HMK’ nın 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş, Mahkemenin görevi de dava şartları arasında sayılmakla birlikte 115. maddesinde de dava şartının eksik olması halinde davanın usulden reddedileceği hükmüne yer verilmiştir. Mahkememizin görevi TTK’nın 4.maddesinde belirlenmiştir. Bir davanın ticari dava olması için davanın madde metninde belirlenen dava türlerinden olması veya taraflarının tacir olması ve davanın ticari işletmeden kaynaklanmış olması gerekmektedir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1. madde ve fıkrasında tanımlara yer verilmiştir. Yasa maddesine göre satıcı; ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici işlemi ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Dosyamız bakımından taraflar arasındaki kredi sözleşmesi nedeniyle eldeki dava her ne kadar TTK’ nın 4/1.madde ve fıkrasının (f) bendi uyarınca mutlak ticari dava ise de; davacının tacir olmadığı, avukat olması nedeniyle de tacir kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafça alınan kredinin bir önceki araç kredinin kapatılması ve kalan kısmının şahsi ihtiyaçlar için kullanıldığına ilişkin beyanı dikkate alındığında, davacının krediyi mesleki veya ticari amaçla da kullanmadığı, bu hali ile davacının davacı karşısında tüketici konumunda bulunduğu ve taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olduğu, 6502 sayılı Yasa’nın 73/1.madde ve fıkrasında yer alan “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” düzenlemesi ve aynı Yasa’nın 83/2. madde ve fıkrasında yer alan “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” düzenlemesi karşısında eldeki dava bakımından tüketici mahkemesinin görevli olduğu, bu hali ile Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’ nın 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın HMK nın 115/2. mad. uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, 3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle görevsizliğe ilişkin verilen kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, Yerel Mahkemenin, davacının beyanlarını esas alarak, inceleme yapmaksızın karar oluşturduğunu, Yerel Mahkeme kararına esas olarak “davacının tacir olmadığı, avukat olması nedeniyle de tacir kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafça alınan kredinin bir önceki kredinin kapatılması ve kalan kısmının şahsi ihtiyaçlar için kullanıldığına ilişkin beyanı dikkate alındığında, davacının krediyi mesleki veya ticari amaçla da kullanmadığı, bu hali ile davacının davalı karşısında tüketici konumunda bulunduğu ve taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olduğu” hususlarını dayanak oluşturduğunu ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu yönünde oluşturduğunu, Mahkemenin kararının dayanağının davacının beyanları olup, davacının kullandığı davaya konu kredinin dayanağı olan Genel Kredi Sözleşmesi’ nin dosyaya celbi ile inceleme yapılması gerekir iken inceleme yapılmaksızın verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının kullandığı kredinin ticari kredi olup, görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Davacı aleyhine başlatmış oldukları İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasına davacı tarafından yapılan itirazın iptali için İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde 2018/834 E sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, Söz konusu itirazın iptali davasında huzurdaki davaya konu Genel Kredi Sözleşmesi aslı ve davacının “Kredi Kullandırım Talebi ve Ticari Kredi Ödeme Planı” aslı sunulmuştur. Dilekçemiz ekinde “Kredi Kullandırım Talebi ve Ticari Kredi Ödeme Planı” suretini Ek’te sunduklarını, “Kredi Kullandırım Talebi ve Ticari Kredi Ödeme Planı” incelendiğinde de davacıın kredi talebinde bulunurken açıkça kredinin Taksitli Ticari Kredi olarak kullanmayı talep ettiğinin görüleceğini, davacının ihtiyaç kredisi olarak kullanmak istediği kredinin, ticari kredi olarak kullanıldırıldığına ilişkin beyanların gerçeği yansıtmadığını, Yerel Mahkemece, yeterli inceleme yapılmaksızın oluşturulan görevsizlik kararı sebebiyle davanın reddi ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğuna dair kararının hukuka aykırı olup bu kararın kaldırılması gerektiğini beyanla; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1057 Esas sayılı dosyanın 12.02.2019 tarihli görevsizlik sebebiyle verilen red kararının ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğuna ilişkin kararının istinafı ile bu kararların kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Uyuşmazlık konusu mahkemenin görevli olup olmadığı, verilen kararın yerinde olup olmadığı noktasındadır. Davacının avukat olduğu fakat, dava konusu borcun kaynağının taksitli ticari kredi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı esasen ihtiyaç kredisi kullanmak istediğini fakat kendisine ticari kredi tahsis edildiğini öne sürmektedir. Mahkeme davacının tüketici olduğunu kabul ederek hüküm kurmuştur. Davacının kullandığı kredi, ticari bir kredidir. Taraflar arasındaki ticari kredi verilmesine dayanak sözleşme gözönüne alındığında 6101 sayılı TTK’nın 4 ve 5.maddelerine göre bu davaya ticaret mahkemelerinin bakması gerekir. Bu durumda davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’ nın 353/1-a3 maddesi gereğince yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 12/02/2019 tarih ve 2017/1057 Esas – 2019/139 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında sarf edilen istinaf kanun yoluna başvurma harcı 121,30 TL, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 35,90TL ve – dosyanın daha önce de dairemize gönderilmiş olduğu ve dairemizce geri çevirme kararı verildiği anlaşılmakla – dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne ilk gidiş – dönüş masrafı 31,00 TL olmak üzere; toplam 188,2 TL’ nin davacıdan alınarak istinaf talep eden davalıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/12/2019 tarihinde HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.