Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1694 E. 2021/1004 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1694
KARAR NO : 2021/1004
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2019
DOSYA NUMARASI : 2016/559 Esas – 2019/43 Karar
DAVA: Ticari Şirket
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin %75, müvekkilinin %25 hisse ile dava dışı … Tic.Ltd.Şti’nin ortakları olduklarını, dava dışı … Şirketinin müdürlüğüne davalı şirket ile bu şirketin ortağı …’ın TTKnın 390. maddesine aykırı hareket ederek o sırada müdürler kurulu olarak yönetilen dava dışı … Şirketinin genel kurulunu, müdürler kurulundan bir kararı olmamasına rağmen münferiden yetkisiz bir şekilde toplantıya çağırdığını ve müvekkili şirketin temsilcisi …’ı müdürlükten azlettiğini, bu genel kurul kararının iptali için Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20157455 esas sayılı dosyası ile taraflarınca dava açıldığını, daha sonra yapılan 2014 yılına ait genel kurul kararının iptali için de Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/756 esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, Davalıların TTK’nın 437.1 maddesine aykırı olarak finansal tabloları hiç bir zaman bulundurmadıklarını, bilgi alma haklarını kullanmak için gönderdikleri ihtarnamelere cevap vermediklerini, müvekkilince beyanname ve eklerinin talep edildiğini ancak bu hususta da bilgi verilmediğini, davalılara gönderdikleri bütün ihtarlara rağmen kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı hareket eden ve küçük ortak olan müvekkilini yok sayan şirket müdürü davalılar hakkında Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/440 esas sayılı dosyasıyla ortaklıktan çıkma davası açtıklarını, çıkma davasından sonra müvekkilinin hisselerinin değerini yok etmek için büyük ortak davalı şirketin ortağı da olan …’ın, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/455 esas ve 2015/756 esas sayılı dava dosyalarında iptali istenen genel kurul kararlarında ve gündeminde gayrimenkul satışı konusu olmamasına, gayrimenkul satışı hakkında bir karar alınmamasına ve müvekkili … azil edildiği tarih itibariyle … hiç bir ciddi borcu bulunmamasına rağmen, şirketin tek gayrimenkulünü (şufa davasıyla müvekkilinden alınan hisseler de dahil) şirketin içini boşaltmak amacıyla davalı şirket müdürü …’ın tümüyle sahibi olduğu … AŞ’ne, … Petrolün mamelekinde bulunan ve işletmenin üzerinde kurulu bulunduğu tek gayrimenkuldeki hisselerinin tamamını sattığını, satışın müvekkiline haber verilmediğini ve muvazaalı olduğunu, müvekkilinin dava dışı… Ticaret Limited Şirketi’ndeki azlık hisselerinin değerinin yok edildiğini belirterek, yönetici olan davalıların yönetim haklarının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili davalı …’nin dava dışı …Ticaret Limited Şirketi’nin yüzde 75 hakim hissedarı, davacının ise yüzde 25 azınlık hissedarı, müvekkili …’ın… Ticaret Limited Şirketi’nin münferit imza yetkili müdürü, dava dışı … ise hissedar davacı şirketin hakim ortağı ve münferit imza ile temsil ve ilzam yetkilisi olduğunu, bu şahsın aynı zamanda 2014 yılı 10. ayına kadar müvekkili şirketinde münferit imza yetkili müdürü olduğunu, … Ticaret Limited Şirketinin 02.10.2014 tarihinde yaptığı ortaklar kurulu toplantısında şirketteki usulsüz işlemleri tespit edilen şirket müdürlerinden …’ın müdürlük görevinden azline ve kendisi hakkında şirketi zarar uğratmaktan dolayı dava açılmasına karar verildiğini, bunun üzerine davacı şirket ile eski müdür … müvekkili şirket aleyhine Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/455 esas sayılı dosyası ile genel kurulda alınan kararların iptali için dava açtıklarını, müvekkili şirket tarafından da, eski müdür… ile onun sahibi bulunduğu … A.Ş. aleyhine Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/331 esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, 28.04.2015 tarihinde yapılan ortaklar kurulu toplantısında şirketin 3. şahıslara olan borçlarının ödenmesi için şirket yönetiminin sermaye artırımı ile ilgili önerisinin görüşüldüğünü, ortakların bu öneriyi kabul etmediklerini ve borçların mevcut şirket mallarının tasfiyesi ile kapatılması yönünde karar oluşturulduğunu, bu genel kurulda alınan kararların iptali için de Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/756 esas sayılı dosyasıyla dava açtıklarını, daha sonra davacının ortaklıktan çıkma davası açtığını, söz konusu itilafların, … Ticaret Limited Şirketi’nde yetkili müdür olduğu 2014 yılında usulsüz işlemleri ve hayali faturalarla …. Ticaret Limited Şirketi’ni bir taraftan hissedarı olduğu … Anonim Şirketi’ne borçlandırmış olması, diğer taraftan da … üzerinde kiracı olarak akaryakıt istasyonu işlettiği taşınmazın bir kısım hissesini … AŞ üzerine alarak azınlık ortağı bulunduğu … yüksek bir bedelle satmak planından kaynaklandığını, ilk sahibinden 1.00.000,00 TL’ye alınan bu gayrimenkulün hissesi tapuda 1.400.000,00 TL gösterildiği için satıştan sonradan haberi olan müvekkili şirketin şufa haklarını yitirmemek için Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014.465 esas sayılı dosyasında şufa davası açmak ve bu hisseyi mahkemenin depo karar doğrultusunda 3. Şahıslara borçlanarak almak durumunda kaldığını, bu aşamada zaten usulsüz işlemlerle ciddi biçimde borçlandırılmış olan müvekkili şirketin borçlarını ödeyebilmesi için sermaye arttırımı gereksinimi doğduğunu, bu amaçla yapılan ortaklar kurulunda bizzat davacı şirket dahil tüm hissedarların bu artırımı kabul etmeyip borçların şirket üzerindeki taşınmazların tasfiyesiyle kapatılması yönünde kanaat bildirmesi üzerine, şirket yönetiminin de kendisine verilen yetki doğrultusunda … Ticaret Limited Şirketi’nin satın aldığı taşınmaz hisselerini asıl ticareti olan akaryakıt istasyonundaki işletme ve kiracılık haklarını koruyarak ve piyasa rayiç bedellerine uygun şekilde satarak şirketin borçlarını bu suretle kapattıklarını, ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, müvekkili şirketin hiç bir zaman bu taşınmazın tamamen maliki olmadığını, akaryakıt işletmeciliğine ilk başladığı andan itibaren bu taşınmazı ilk sahibinden kiraladığını ve halen de aynı kira akti ile işletmesini sürdürdüğünü, yeni malik …AŞ’nin de yine istasyondaki işletme haklarının devamı süresince kendi hissesini de …Ticaret Limited Şirketi’ne kiraladığını, davacının iddialarının tamamen kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/01/2019 tarih ve 2016/559 Esas – 2019/43 Karar sayılı kararı ile; “…Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti … ve arkadaşlarına tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 10/08/2018 tarihli raporlarında dava konusu şirketin borçlarının ödenmesi için sermaye artışı veya gayrimenkullerinin satışının gerekip gerekmediği yönünde bir tespit ve değerlendirmenin yapılamadığı, şirketin aktifinde yer alan taşınmazın rayiç değerinin altında satıldığının Bakırköy 3.ATM 2015/440 esas sayılı dosyasında aldırılan rapor ile belirlendiğini teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir. Her ne kadar bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu raporda, Bakırköy 3.ATM 2015/440 esas sayılı dosyasında düzenlenen rapora istinaden şirkete ait taşınmazın rayiç değerinin altında satıldığı hususunda tespitte bulunmuş ise de; iş bu rapora davalı tarafın yapmış olduğu itiraz sonucunda Bakırköy 3.ATM 2015/440 esas sayılı dosyasında … ve arkadaşları tarafından düzenlenen ek raporda taşınmazın rayiç bedeliyle ilgili yanlış değerlendirme yaptıklarını, sonuç itibariyle davacı tarafın ayrılma akçesinin 694.619,21-TL olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişler, böylece taşınmazın iddia edildiği gibi şirketi zarara uğratacak şekilde düşük bedelle satıldığı hususunun sabit olmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalılar aleyhine TTK 630/2 maddesi gereğince davalı yöneticilerin yönetim hakkını ve temsil yetkisinin kaldırılması amacıyla dava açıldığ, toplanan deliller ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre davalıların temsil yetkisinin kaldırılmasını gerektirir haklı sebeplerin varlığının ispatlanamadığı, davalı yöneticilerin eylem ve işlemleri nedeniyle şirketin zararına hareket etmeleri halinde kendilerinin ibra edilmeyerek tazminat sorumluluğu yoluna başvurulabileceği, kaldı ki davacı tarafın da şirket ortaklığından ayrılmak amacıyla Bakırköy 3.ATM 2015/440 esas sayılı dosyası ile dava açtığı, ayrılma akçesinin de ek rapora göre 694.619,21-TL olarak belirlendiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Sabit görülmeyen davacının davasının REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Şirketin iki ortaklı olup, 1 ortağının çoğunluk hisseye (yüzde 75) sahip olan davalı, diğerinin ise azlık hisseye (yüzde 25) sahip olan müvekkili olduğunu, bu durumda mahkemenin gerekçesi olan “ibra etmeyip tazminat davası açabilirler” görüşünün hukuken ve fiilen ortaklık hisseleri dikkate alındığında mümkün olmadığını, bu gibi nedenlerden dolayı TTK 630 maddesinin kanununda yer aldığını, Müvekkilinin, davalıya gönderdiği ihtarnamelere, tüm iyiniyetli çabalarına rağmen hiçbir cevap alamadığını, mahkemenin gerekçeli kararında ihtarnamelere ve bu hususlara hiç değinmediğini, Dava dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları tutanağın 10.08.2018 günlü bilirkişi raporunda “”… Ticaret Limited şirketi ortağı olarak … A.Ş nin yetkilisi … … Mahallesi … Cad.No:… Bodrum/Muğla adresine gelmiş bulunmaktayım. 28.04.2015 günü saat 15.00 da şirket merkezinde yapılacak olan genel kurula katılmamız istenmiş olmasına rağmen, şube adresine geldiğimde incelemem için hazır bulundurulması gereken evrakların olmadığı şirket çalışanı … tarafindan söylenmiştir.” şeklind belirtildiğini, söz konusu tutanağın davacı … Şirketi adına …, şahit olarak da … tarafından imza altına alındığının görüldüğü şeklinde bilirkişilerin bir tespitte bulunmalarına rağmen mahkemece bütün bu hususların göz ardı edilerek hukuka aykırı karar verildiğini, Davanın delillerinden birini oluşturan Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/440 E. Sayılı dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunun değerlendirme kısmında yer alan; – İki ortaktan oluşan ortaklar kurulunun şirkette %75 paya sahip … Ticaret Ltd. Şti. tüzel kişiliğini temsilen seçilen şirketi münferit imzası ile temsil ve ilzama yetkili müdürü (…) tarafindan 2014 ve 2015 yıllarına ait genel kurul toplantıları da yasal süreleri içerisinde yapılmamış olmakla bilanço gelir tablosu hesaplarının ortaklar kurulu tarafindan yıllar itibariyle ayrı ayrı görüşülerek müspet/menfi herhangi bir şekilde karara bağlanmamış olması, şirket karının dağıtılıp dağıtılmamasına karar verilmemiş olması, – %25 paydaş davacı ile %75 paydaş davalı şirketin (…Ltd.Şti.) arasında oluşturduğu 400.000 TL sermayeli ve TTK m.18/2 ve TMK m.2 ile bağlı olan şirketin amacını gerçekleştirmek için gerekli 31.12.2014 t. bilançosunda 2.900.000 TL bedelle kayıtlı benzin istasyonu v.b. ticari nitelikteki taşınmazlarının, davalı şirket ortaklar kurulunu toplantıya çağırarak karara bağlamadan, dava dışı üçüncü kişi … Ltd. Şti. deki %75 paydaş olan hakim konumdaki dava dışı şirket ortağını (… Ltd. Şti) temsilen seçilen müdür (…) tarafindan 05.05.2015 t. Davadışı … A.Ş ne devir edilmiş olması, – Davalıların yöneticisi olduğu şirketin 31.12.2014 t. İtibariyle aktifinde 2.900.000.TL bedelle kayıtlı 05.0$.2015/8920 yev. nolu tapu işlem belgesi ile, mülkiyetindeki (2) adet taşınmaz payını toplam 4.260.000 TL bedelle satmış bulunduğu dosyaya eelbedilen ticaret sicili kayıtlarına göre 1.000.000 TL sermayeli …A.Ş’de de davalı şirket müdürü …’ın (997.450:1.000.000=) %99,74 paydaş veyönetim kurulu başkanı olması, – Davalı şirket müdürü …’ın 2009-2012 (3) yıllık, 2014-2015 arasındaki (2) yıllık dönemde şirketin yıllık faaliyet raporlarını TTKm.625/1-f amir hükmüne rağmen hazırlayarak davalı şirket ortaklar kurulunu toplantıya davet etmek suretiyle yıllık faaliyet raporları ile mali durum tablolarını (bilanço ve gelir tablosu) ortaklar kurulunca görüşülmesini sağlamamış olması gibi usulsüz kanuna aykırı ve iyi niyetten yoksun davalı davranışlarının yerel mahkemece hiç dikkate alınmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 10.08.2018 günlü bilirkişi heyet raporunda, dava dışı şirket olan ve davalıların yöneticisi bulunduğu şirket olan … şirketinin sermaye artışı ya da gayrimenkul satışı yapılmadan borcunun ödenip ödenmeyeceği, gayrimenkul satılmadığı durumda söz konusu borcun ödenip ödenmeyeceği, gayrimenkulün satış bedelinin satış tarihindeki rayiç değere uygun olup olmadığı, gayrimenkulün satış bedelinin nasıl tahsil edildiği, elde edilen satış bedelinin nerelere harcandığı hususunda yapılan incelemeler kısmında;- Davalıların yöneticisi olduğu dava dışı şirketin borçlarının seyrine bakıldığında 31.12.2013 tarihinde 2.837.056,85.- TL, 31.12.2014 tarihinde 2.190.138,71.- TL tutarında ve gayrimenkul satışları sonrasında ise 1.271.906,81.- TL tutarında olduğunun görülmekte olduğunu, söz konusu bilirkişi raporunda gayrimenkul satışının 4.260.000.- TL bedelle satılmış olduğunun belirtildiğini, bu bedel ile dava dışı şirketin borçlarının tümünün ödenmiş olması gerekmesine karşın, dava dışı şirketin borçlarında sadece 918.231,90.- TL tutarında azalış gerçekleşmiş olduğunu, dava dışı şirketin yasal defterlerinde gayrimenkul satışı kayıtları ile bu satışlardan elde edilen ticari karların gelir tablosuna aktarılmayarak kayıt dışı bırakıldığının belirtildiğini, – Diğer yandan davalıların yöneticisi olduğu dava dışı şirket aktifine kayıtlı 2.900.000.- TL maliyet bedelli gayrimenkullerin satış bedelinin nasıl belirlendiği, satış tarihindeki rayiç değerin ne olduğu, rayiçlerden düşük satılıp satılmadığı, satış bedelinin nasıl tahsil edildiği, tahsil edilen satış bedelinin nerelere harcandığı hususunda dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığını, – Davalıların yöneticisi olduğu dava dışı şirkette gayrimenkul satışlarının BS formunda bildirilmemesinin de davalı müdürün sorumluluğunda olup KDV beyannamesi ile geçici vergi ve yıllık kurumlar vergisi beyannamelerinde beyan edilip edilmediği hususunda bir değerlendirmenin, söz konusu bilirkişi raporunda yer almamakla birlikte, hem KDV, hem de gayrimenkul satışından elde edilen ticari karların geçici ve kurumlar vergisinde beyan edilmemiş olmasının, dava dışı şirketin önemli tutarda vergi asıl ve cezalarına muhatap olacağı anlamına geldiğini, – Davalıların yöneticisi olduğu dava dışı … şirketine ait gayrimenkullerin satıldığı … AŞ. nin % 99,75 hissesinin davalı …’a ait olduğunun dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmış olduğunu, söz konusu gayrimenkullerin satış tarihindeki rayiç değerinin altında satıldığı tespiti bilirkişi raporunun 12. ve 13. sayfalarında yer aldığından davalıların yöneticisi olduğu dava dışı … Şirketi’ nin zararına olacak şekilde davalı …’ ın % 99,75 oranında ortağı olduğu … AŞ. ye aktarıldığı kanaatine varılmış olduğunu,Dava dışı … şirketine ait gayrimenkullerin … A.Ş. ne satış bedeli 4.260.000.- TL olarak belirlenmesine karşın ara kararda belirtilen bilirkişi raporunda söz konusu gayrimenkullerin rayiç bedelinin 5.847.166,41.- TL olarak belirlenmiş olduğunu, bu durumda şirketin satışa esas rayiç değerleri arasında 5.847.166,41 – 4.260.000 = 1.587.166,41.- TL fark bulunduğunu, bu çerçevede dava dışı … şirketinin 5.847.166,41 – 2.900.000 (gayrımenkul maliyet bedeli)= 2.947.166,41.- TL tutarındaki ticari karın mali tablolara yansıtılmayarak şirketin ve ortakların zarara uğratıldığının anlaşıldığını, Satış bedeli ile tüm borçların ödenip üstüne şirkette para kalması gerekirken halen borç görünmesinin, dava dışı ve davalıların yöneticisi olduğu şirketin yasal defter kayıtlarının sağlıklı bir incelemeye imkan vermeyecek şekilde güvensiz olduğu yönünde kanaate varılmasını sağladığını, Netice itibariyle gayrimenkul satışları çerçevesinde dava dışı ve davalıların yöneticisi olduğu … şirketini davalılardan …’ ın % 99,75 oranında ortağı ve yönetim kurulu baskanı olduğu … A.Ş. lehine zarara uğrattıklarının tespit edildiğini, bilirkişi tespitleri sonucunda ortaya çıkartılan usul ve yasaya aykırı durumların yerel mahkeme tarafından değerlendirilmeyerek, davanın reddedildiğini, Bilirkişilerin yaptıkları değerlendirme sonucunda; – Davalıların yöneticisi olduğu dava dışı … şirketi aktifine kayıtlı gayrimenkullerin davalılardan …’ın % 99,75 oranında ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu … A.Ş. lehine zarar uğratacak şekilde satıldığı, – Ara kararda belirtilen bilirkişi raporunda dava dışı şirkete ait gayrimenkullerin rayiç değerinin 5.847.166,41.- TL olarak belirlendiği, ancak davalıların söz konusu gayrimenkulleri 4.260.000.- TL tutara sattıklarının anlaşıldığı, bu çerçevede davalıların satış bedelini düşük tespit ederek dava dışı ve davalıların yöneticisi olduğu … şirketinin zarara uğramasına sebep oldukları, – Gayrimenkul satışı nedeniyle ortaya çıkan karın mali tablolara yansıtılmadığı, gayrimenkullerin şirketin borçlarının ödenmesi için satıldığının belirtilmesine ve gayrimenkul satış bedelinin borçların toplam tutarından % 50 daha fazla olmasına karşın satış sonrası şirketin yasal defterlerinde halen borç görünmesi nedeniyle satış bedelinin nerelere harcandığı hususunun dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamadığı, diğer yandan gayrimenkul satışından elde edilen karın mali tablolara yansıtılmaması ve vergi beyannamelerinde de beyan edilmemesi nedeniyle şirketin vergi ziyaına sebep olunduğu, şirketin vergi aslı ve cezası ile karşı karşıya olduğu, – Davalıların yöneticisi oldukları dava dışı … şirketinde müdürlük ve temsil yetkilerinin olduğu dönemde dava dışı … şirketi aktifine kayıtlı gayrimenkullerin davalılardan …’ın ortak olduğu … A.Ş.’ne rayiç değerlerin altına satılmak suretiyle dava dışı … şirketinin zarara uğramasına sebep olduklarının belirtildiğini, ancak mahkemece bütün bu tespitler göz ardı edilerek, davanın ispat edilemediğinden bahisle ve usulsüzlük varsa yöneticiyi ibra etmeyip, yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davası açılabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, kararın uusul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, Dosyada mevcut bilgi ve delilleri dikkate alınarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün kaldırılarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’nın 630/2 maddesi gereğince haklı sebebe dayalı olarak yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK’nın MADDE 630. Maddesinde” (1) Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir.(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. (3) Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. (4) Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır.” hükmü yer almaktadır. Davacı tarafça, davalı yöneticinin, müvekkilinin şirketle ilgili bilgi alma hakkını engellediği, TTK ön görülen görevlerini yerine getirmediği, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/455 esas ve 2015/756 esas sayılı dava dosyalarında iptali istenen genel kurul kararlarında ve gündeminde, gayrimenkul satışı konusu olmamasına, gayrimenkul satışı hakkında bir karar alınmamasına ve … azil edildiği tarih itibariyle … hiç bir ciddi borcu bulunmamasına rağmen, işletmenin üzerinde kurulu bulunduğu tek gayrimenkulünü şirketin içini boşaltmak amacıyla davalı şirket müdürü …’ın tümüyle sahibi olduğu … AŞ’ne satarak … zarara uğrattığı, müvekkilinin … azlık hisselerinin değerini yok ettiği ileri sürülerek, yönetici olan davalıların yönetim haklarının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Dava dışı … Tic.Ltd.Şti’nin 02/10/2014 tarihli genel kurul kararı ile; …, … müdürlüklerinin azli ile şirket müdürlüğüne 10 yıl süreyle şirketin hissedarı olan … şirketinin her hususta en en geniş şekilde şirketi ünvanı altına atacağı imzası ile temsil ve ilzam etmesine … Akaryakıt şirketi adına yetkileri kullanmak üzere …’ın atanmasına oy çokluğu ile karar verildiği, bu kararın iptali için davacı tarafça Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20157455 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, Dava dışı … Tic.Ltd.Şti’nin 28/04/2015 tarihli genel kurul kararı ile; sermaye artırımına dair önerinin şimdilik ertelenmesine, şirket borçlarının iç kaynaklardan ve mevcutlardan karşılanması için şirket müdürüne yetki verilmesine karar verildiği, bu genel kurulda alınan kararların iptali için davacı tarafça Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/756 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, Davacı tarafça Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/440 esas sayılı dosyasıyla ortaklıktan çıkma davası açıldığı, Dava dışı … Tic.Ltd.Şti’nin ticari nitelikteki taşınmazlardaki hisselerinin, 05.05.2015 tarihinde, davalı …’ın % 99,75 oranında hisse sahibi olduğu dava dışı … A.Ş’ne satıldığı görülmektedir. Mahkemenin 09/05/2018 tarihli ara kararı ile, dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edilerek, tarafların iddia ve savunmaları, Bakırköy 3.ATM 2015/440 ESAS sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporu da dikkate alınarak ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 10.08.2018 tarihli raporda; dosyada dava dışı …. Petrol şirketine ilişkin yasal defter kayıtlarının bulunmadığı, bu nedenle defterler üzerinde herhangi bir inceleme yapılamadığı, inceleme ve değerlendirmelerinin mahkeme ara kararına uygun olarak Bakırköy 3.ATM’nin 2015/440 Esas sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda yer alan bilgiler çerçevesinde yapıldığı, Bakırköy 3.ATM’nin 2015/440 Esas sayılı dosyasına sunulan 15/11/2017 tarihli raporda, … Petrol şirketinin borçlarının kimlere olduğu, vadesinin ne olduğu, bu borçların gayrimenkul satışı gerçekleştirilmeden ödenip ödenemeyeceği hususunda herhangi bir bilgi bulunmadığı, dava dışı şirket aktifinde yer alan 2.900.000,00 TL maliyet bedelli gayrimenkulün satış bedelinin nasıl belirlendiği, satış tarihindeki rayiç bedelin ne olduğu, rayiçlerden düşük satılıp satılmadığı, satış bedelinin nasıl tahsil edildiği, tahsil edilen satış bedelinin nerelere harcandığı hususunda dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı, dava dışı şirketin yasal defterlerinde yer alan borç tutarlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ve borçlara ilişkin mutabakat ve ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarında dosyada bir belge bulunmadığı, bu nedenle dava konusu şirketin borçlarının ödenmesi için sermaye artışı veya gayrimenkullerinin satışının gerekip gerekmediği yönünde bir tespit ve değerlendirme yapılamadığı, davalıların dava dışı … şirketinde müdürlük ve temsil yetkilerinin olduğu dönemde dava dışı …Şirketi aktifine kayıtlı gayrimenkullerin davalılardan …’ın ortak olduğu …AŞ’ne rayiç değerinin altında satılmak suretiyle dava dışı şirketin zarara uğramasına sebep oldukları belirtilmiş, mahkemece Bakırköy 3.ATM’nin 2015/440 Esas sayılı dosyasına ibraz edilen 03/12/2018 havale tarihli ek raporda bilirkişilerin, taşınmazın rayiç bedeliyle ilgili yanlış değerlendirme yaptıklarını, sonuç itibariyle davacı tarafın ayrılma akçesinin 694.619,21-TL olduğunu teknik kanaatleri olarak belirttikleri, böylece taşınmazın iddia edildiği gibi şirketi zarara uğratacak şekilde düşük bedelle satıldığı hususunun sabit olmadığının değerlendirildiği belirtilerek, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. HMK’nın 282 maddesinde “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir” yasal düzenlemesi, aynı yasanın 221- (1) maddesinde ” Mahkeme, üçüncü kişi veya kurumun elinde bulunan bir belgenin taraflarca ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu olduğuna karar verirse, bu belgenin ibrazını emreder.” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı tarafça dava dışı şirket taşınmazlarının şirketin içinin boşaltılması için satıldığı, satışlarla şirketin zarara uğratıldığı iddia edilmiş, davalı taraf ise, davacı şirket yetkilisi ve dava dışı şirketin eski müdürü olan…ın, … Petrol şirketini, hissedarı olduğu … Anonim Şirketi’ne borçlandırdığı, yine … üzerinde kiracı olarak akaryakıt istasyonu işlettiği taşınmazın bir kısım hissesini … AŞ’nin dava dışı maliklerden satın aldığı, müvekkili şirketin şufa haklarını yitirmemek için açtığı şufa davasında mahkemenin depo kararı doğrultusunda para yatırması gerektiğinden 3. şahıslara borçlandığı, dava dışı şirket taşınmazlarının bu borçların ödenmesi için ve sermaye artırımı kabul edilmeyerek şirket yönetiminin kendisine verdiği yetki doğrultusunda satıldığı savunulmuştur. Taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaya göre, mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve değerlendirmenin karar vermek için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Tarafların iddia ve savunmalarına göre, taşınmazların satış tarihinde dava dışı …Petrol şirketinin borcunun bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, borçların ödenmesi için sermaye artışı ya da gayrimenkul satışı yapılması gerekip gerekmediği, satış hususunda usulünce alınmış bir karar bulunup bulunmadığı, 28/04/2015 tarihli genel kurul kararının şirket taşınmazının satılması için yeterli olup olmadığı, sermaye artışı ya da gayrimenkul satışı yapılmaması halinde şirketin mali durumuna göre borçların ödenip ödenemeyeceği, gayrimenkulün satış bedelinin nasıl tahsil edildiği, elde edilen satış bedelinin ne şekilde kullanıldığı hususlarında, HMK’nın 221- (1) maddesi uyarınca dava dışı … Tic.Ltd.Şti’nin ilgili yıllara ilişkin ticari defterlerinin ibrazı da sağlanarak konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor veya rapor ibraz eden bilirkişilerden ek rapor alınıp, taraf delilleri ile birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Kabule göre de, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20157455 esas sayılı dosyası, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/756 esas sayılı dosyası ve Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/440 esas sayılı dosyasıyla açılan davalar sonucunda verilecek kararların işbu dava sonucunda verilecek kararı etkileyebileceği nazara alınarak, sonuçlanmaları beklenilmeden karar verilmesi de doğru görülmemiştir. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Kanun No’lu 22/07/2020 kabul tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 35. mad. uyarınca; “6) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2019 tarih ve 2016/559 Esas – 2019/43 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/07/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.