Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1672 E. 2021/830 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1672 Esas
KARAR NO : 2021/830 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/1291 Esas – 2019/248 Karar
TARİH: 26/03/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının ticari ilişki nedeniyle müvekkiline borcunun bulunduğunu, alacağın cari hesap hareketlerinden anlaşılacağını, alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı ile müvekkili arasında TTK ‘ya uygun bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, müvekkilinin … şirketler topluluğunun bir üyesi olduğunu, … ile davacı arasında 30/04/2014 tarihli ” Lojistik Hizmet Sözleşmesi”nin müvekkili şirketi ile davacı arasındaki ticari ilişkide aynen tatbiki hususunda taraflar arasında mutabık kalındığını ve bu kapsamda davacıdan emtia taşımacılığı hizmeti alındığını, karşılıklı olarak düzenlenmiş faturalardan doğan borç ve alacakların mahsubu neticesinde ödenmesi gereken bakiye borcu bulunmadığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 26/03/2019 tarih 2016/1291 Esas – 2019/248 Karar sayılı kararında;”davacının taşıma sözleşmesi gereğince taşıma hizmetini verdiği ve bu suretle alacaklı bulunduğunu taşınan malları alıcılarına teslim ettiğine dair belgeleri ibraz ederek kanıtlamak zorunda olduğu, davalının icra takibine itiraz dilekçesinde taşıma sözleşmesini inkar etmediği gibi takip tarihine kadar karşılıklı olarak düzenlenmiş faturalardan doğan borç ve alacakların mahsubu neticesinde ödenmesi gereken bakiye borcu bulunmadığını, aksine düzenlenen ve tebliğ edilmeyen faturalar nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunu beyan ettiği, bu beyanını, davaya cevap dilekçesinde de ileri sürdüğü, davalının … şirketler topluluğunun bir üyesi olduğu, ana şirketin dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. olduğu, davacı ile akdedilen çerçeve niteliğindeki Lojistik Hizmet Sözleşmesi (davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuştur) hükümleri çerçevesinde sözleşmenin taraflarının dava dışı ana şirket olan … Sanayi ve Ticaret A.Ş. olduğu, dava dışı bu şirketin müşteri ve tedarikçilerinden teslim alınan ürünleri bildirilen noktalara taşınması ve teslim edilmesi, yükleme, boşaltma, personel tedariki ve diğer lojistik hizmetlerinin davacı tarafından sunulmasının kararlaştırıldığı, bu sözleşme kapsamında yapılan taşıma hizmetinin davalıya verildiğinin taşıma senedi veya buna eşdeğer belgelerle kanıtlanması gerektiği, davalının, arada bir cari hesap sözleşmesi bulunmamasına rağmen sözleşmenin devamlılığı çerçevesinde alacak ve borç kayıtlarını usulüne uygun olarak tuttuğu, bu doğrultuda, davacıya teslim edilen ürünlere dair kayıt ve belgelerin irsaliye fişlerinin bulunduğu, davalının ise sunduğu taşıma hizmeti çerçevesinde ücrete hak kazanabilmesi için alıcılara taşınan ürünlerin ve malların teslim edildiğini kanıtlaması gerektiği, taşıma teammülleri ve taraflar arasındaki sözleşmenin 6.5 maddesi gereğince fatura ekinde irsaliyelerin müşteri kaşeli ve imzalı suretinin taşıyıcı olan davacı tarafından gönderici yahut taşıtan niteliğindeki davalıya sunulması gerektiği, müşteri tarafından teslim alındı kaşe ve imzası bulunmayan irsaliyelere ait hizmet bedelinin davalıdan talep edilemeyeceği anlaşılmış; tüm bu nedenlerle davacının davalı hakkında başlatmış olduğu icra takibinin haksız olduğu kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir….”gerekçesi ile, Davacının davasının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,Bilirkişilerin davalının tarafı bulunmadığı sözleşme hükümlerini ihtilafa uygulamaya çalışarak hukuki yorumda bulunduklarını, raporu bu doğrultuda hazırladıklarını, ancak her iki tarafın ticari defterlerinde davacı müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun sabit olduğunu, Yerel mahkeme tarafından davacının taşıma konusu malları teslim ettiğini kanıtlayamadığından bahisle bu hususu kararına gerekçe yapmasının haksız olduğunu, taşıma konusu malların teslim edilmediğine dair 3. kişiler veya davalı tarafından ileri sürülmüş bir zarar – ziyan talebi olmadığı gibi açılmış bir davanın da bulunmadığını,İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava taraflar arasında açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davacı, davalıya lojistik hizmetleri (taşıma hizmeti) verdiklerini, bu hizmet karşılığında davalıdan açık hesap alacakları bulunduğunu, alacağın tahsili için yaptıkları takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Taraflar arasında açık hesap şeklinde işleyen ve davacının davalıya taşıma hizmeti verdiği ticari ilişki bulunduğu sabittir. Uyuşmazlık bu ticari ilişkide davacının alacaklı olup olmadığı noktasından doğmaktadır.Davalı, davacının kendisine taşınmak üzere teslim edilen malları alıcılarına teslim etmediğini, alıcıların teslim edilmeyen mal bedeli kadar iade faturaları düzenlediklerini, kendilerinin de teslim edilmeyen mal bedeli kadar fatura düzenleyerek bu faturaları davacıya teslim ettiğini, davacının taşınmak üzere teslim aldığı malları alıcısına teslim etmediğinden taşıma ücretine hak kazanmadığını, taşıma ücreti adı altında düzenlenen davacı faturasına süresinde itiraz edilerek bu faturayı davacıya iade ettiklerini, açık hesap ticari ilişkide davacının herhangi bir alacağı bulunmadığını, aksine kendilerinin alacaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Taraf ticari defter ve belgeleri üzerine bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalı adına düzenlediği, 56.808,37 TL bedelli navlun faturası davalı ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Davalı tarafça düzenlenen 7 adet toplam 60.971,48 TL bedelli teslim edilmeyen ürünler konulu faturalar ise her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olup, davacı faturası davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından davalı ticari defterlerine göre davalı 37.392,69 TL alacaklı görünmektedir. Davacı ticari defterlerinde ise 56.808,37 TL ihtilafa konu davacı faturası kayıtı olup davalı tarafça düzenlenen teslim edilmeyen mal bedeli faturaları düşüldükten sonra davalıdan 66.689,15 TL alacaklı görünmektedir.Davacı, davalı tarafça düzenlenen teslim edilmeyen mal bedeli faturalarını ticari defterlerine kaydetmiş olup bu faturalara itiraz etmemiştir. Söz konusu fatura içerikleri itiraz edilmeden ticari defterlere kaydedildiğinden davacı bu fatura içeriği malları taşınmak üzere teslim almasına rağmen malları alıcılarına teslim etmediğini kabul etmiş olmaktadır. Davacı söz konusu taşımak üzere teslim aldığı malları alıcılarına teslim ettiğine ilişkin bir belge dosya içine sunmamıştır. TTK 850/2 maddesine göre taşıyıcının edimi taşınmak üzere kendisine teslim edilen eşyayı alıcısına teslim etmektir. Bunun karşılığında gönderen de taşıma ücretini ödeme yükümlülüğüne girer. 870. Maddeye göre de taşıma ücreti eşyanın tesliminde ödenir. Buna göre taşıyıcının ücrete hak kazanabilmesi için taşınmak üzere kendisine teslim edilen eşyayı alıcısına teslim etmesi gerekir. Taşınmak üzere teslim alınan eşya alıcısına teslim edilmemişse taşıyıcı ücrete hak kazanamaz. Davacı, davalı adına düzenlediği ve iade edilerek kabul edilmeyen navlun ücretine ilişkin faturaya konu taşıma işini gerçekleştirdiğini, teslim aldığı malları alıcısına teslim ettiğini ispatlayamadığından faturada belirtilen ücrete hak kazanamayacaktır. Buna göre davacı ticari ilişkide davalıdan alacaklı olduğunu ispatlayamadığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.