Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1664 E. 2021/1002 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1664
KARAR NO : 2021/1002
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2016
DOSYA NUMARASI : 2014/1280 Esas – 2016/723 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile yapılan ticari ilişkiden nedeniyle cari hesap ekstresinden de anlaşılacak olan faturaya dayalı alacaklarının tahsili için Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile başlattıkları icra takibinin, davanın itirazı neticesinde müvekkilinin davalıya tekstil ürünleri sattığını, davalının bakiye 17.707,00 TL borcunu ödemediğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve % 20 den az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını belirterek, davanın reddine ve alacağın % 20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/11/2016 tarih ve 2014/1280 Esas – 2016/723 Karar sayılı kararı ile; “…Mahkememizce davalı şirketin ticari mali kayıtlarının incelenmesi için Ankara Nöbetçi Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve alınan bilirkişi raporunda davalı defterlerinin usule uygun tutulduğu ve takip tarihinde davalı tarafın davacıya 1.506,98 TL borçlu olduğunun tespit edildiği görüşünün bildirildiği anlaşılmıştır.Mahkememizce ardından davacı defterlerinin ve belgelerinin incelenmesi için mali bilirkişi tayin edilmiş ve alınan 10/12/2015 tarihli raporda davacı şirketin ticari defterlerinin usule uygun tutulduğu, takip tarihinde davacının ticari kayıtlarında davalının 17.707 TL borçlu göründüğü, diğer taraftan davalının ticari defter kayıtlarında da davacının 1.506,98 TL alacaklı göründüğü ve taraflar arasındaki bakiye farkının 16.200,02 TL olduğu ve bu farkın davalı şirket tarafından davacı şirket adına tanzim edilen 16.200 TL bedelli fiyat farkı faturasından kaynaklandığı ve bu faturanın irsaliyeli fatura olduğu ancak fatura altında teslim eden teslim alan imzası olmadığı gibi hangi ürünler için düzenlendiğine dair açıklama olmadığı ve buna göre davalı tarafın fiyat farkı faturasını davacı tarafa tebliğ ettiğini ispatlayamadığı ve takip tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 17.707 TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, içeriği yeterli ve istinaf denetimine elverişli görülen bilirkişi raporu içeriğine itibar edilmemesi uygun görülmüş ve ayrıca taraflar arasındaki ihtilafta davalı defterlerinde davacı tarafın alacaklı olduğu miktarı aşan 16.200.TL’lik fiyat farkı faturasının davalı tarafından davacı tarafa tebliğ edilmesinin gerekli olduğu ve dosyaya sunulan tebligat fotokopisinde … Taşımacılık tarafından, 28/06/2013 tarihinde davacı şirketin adresinde kargonun … adına tebliğ edildiği ve imzalandığının anlaşıldığı ve davacı tarafın, … davacı şirkette çalışmadığına dair bir itirazlarının bulunmadığı ve bu itibarla usul ekonomisi yönünden SGK ‘ya müzekkere yazılmamasına karar verildiği ve ayrıca … davacı şirkette çalışmadığı ve imzanın da ona ait olmadığı davacı tarafından inkar edilmediğine göre bu halde sözü geçen tebligatın içeriğinin iade farkı faturası olan 16.200 TL bedelli fatura olup olmadığının ve bu hususta ispat yükünün kime ait olduğunun belirlenmesi önem taşımaktadır, buna göre artık belirtilen tarihte bir kargonun davalı tarafından davacı tarafa gönderildiği hususunda bir ihtilaf bulunmadığı ve davacı tarafından itiraza uğramadığı dikkate alındığında artık davalının davacıya gönderdiği kargo içeriğinin ticaret karinesi sebebiyle tacirin işlerinin ticari olması asıl olduğundan ve ayrıca TTK md. 82/1 – B uyarınca alınan ticari mektupları ve C bendine göre gönderilen ticari mektupların suretlerini saklamakla yükümlü olduğundan bu kez davacı tarafın artık davalı tarafın belirtilen 28/06/2013 tarihinde davalı tarafından kendisine gönderilen belge içeriğinin eğer 16.200 TL bedelli fiyat farkı faturasından başka bir şey ise kendi lehine olmak üzere dava dosyasına sunması gerekirken bu yükümünü yerine getirmediğinden belirtilen 16.200 TL lik faturanın artık davalı tarafından davacıya tebliğ edildiğini kabul etmek gerekmiş ve bu itibarla bilirkişi raporunun bu kısmına itibar edilememiş olup artık davacının, davalının kayıtlarında da yer alan şekilde 1.506,98 TL alacaklı olduğunu kabul etmek ve aşan kısma dair talebi red etmek gerekmiş olup açıklanan gerekçelerle davalının, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasındaki takibe itirazının 1.506,98.TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin talepnamedeki koşullarla devamına, fazlaya dair talebin reddi suretiyle ve ticari defterlerde kayıtlı ve likit olan alacağa davalının hükmolunan asıl alacak kısmı üzerinden takibe itirazın haksız görüldüğünden ve kendi ticari defterlerinde de davacının bu tutarda alacaklı olduğu anlaşıldığından hükmolunan asıl alacağın % 20’si olan 301,39 TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesi suretiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibe itirazının 1.506,98 TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin talepnamedeki koşullarla devamına, fazlaya dair talebin reddine, 2-Davalının hükmolunan asıl alacak kısmı üzerinden takibe itirazın haksız görüldüğünden ve kendi ticari defterlerinde de davacının bu tutarda alacaklı olduğu anlaşıldığından hükmolunan asıl alacağın % 20 si olan 301,39 TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … TİC LTD. ŞTİ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin, ticari defterlere ve bilirkişi raporuna aykırı olarak karar vermesinin kararın kaldırılması sebebi olduğunu, mahkeme gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, toplanan deliller ve yapılan defter incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporu ile de, davalarının haklılığının sabit olduğunu, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, müvekkili şirketin, davalı şirketten 17.707,00 TL alacaklı olduğunu, bu sebeplerle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiğini, Müvekkiline tebliğ edildiği iddia olunan bir kargonun iade fatura olduğuna dair hiçbir delil bulunmadığını, davalı yanın bun ispatlamadığını, buna rağmen tebliğ olduğu kabul edilerek bilirkişi raporuna aykırı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğunu, tacir olan tarafların, tebliğ ettiği belgelerin içeriğini ispatlaması gerekirken, bu durumu ispat edemeyen davalı lehine tamamen yorumsal olarak hüküm kurulmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tebliğ edildiği iddia olunan iade faturasının usule uygun olarak müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bu nedenle ticari defterlere de işlenmediğini, Bilirkişi raporunda belirtilen, ”faturanın altında teslim eden ve teslim alan bölümlerinin herhangi bir kaşe ve imzanın bulunmadığı, bu faturada davacının hangi faturasındaki ürünlerin fiyat farkı olarak düzenlendiğine dair bir açıklamanın bulunmadığı” hususlarının mahkemece irdelenmediğini, Bilirkişinin tespiti doğrultusunda, faturanın hangi ürünlere ait olduğunun belli olmaması ile faturada teslime dayalı bir ibarenin olmaması dikkate alındığında ve müvekkili defterlerinde bulunmaması da dikkate alındığında, davalarının haklılığının sabit olup ticari defter ve kayıtlar ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü gerekirken, kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın bilirkişi raporu doğrultusunda kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesap ve faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; takip tarihi itibarı ile davacının ticari defterlerine göre davalının 17.707,00 TL borçlu, davalının ticari defterlerine göre ise davacının 1.506,98 TL alacaklı göründüğü, taraflar arasındaki bakiye 16.200,02 TL farkın, davalı şirket tarafından davacı şirket adına tanzim edilen 16.200 TL bedelli fiyat farkı faturasından kaynaklandığı ve bu faturanın irsaliyeli fatura olduğu ancak fatura altında teslim eden teslim alan imzası olmadığı gibi hangi ürünler için düzenlendiğine dair açıklama da olmadığı belirtilmiştir. Faturadan kaynaklanan alacağın talep edilebilmesi için, öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması, faturanın karşı tarafa tebliğ edilmesi, sekiz gün içerisinde itiraza uğramaması ve karşı tarafça akdi ilişkinin inkar edilmemesi gerekmektedir. Somut olayda uyuşmazlığa konu fiyat farkı faturasının bilirkişi raporunda belirtildiği üzere hangi fatura ya da hangi ürünler için düzenlendiğinin belli olmadığı, davacı tarafça bu faturanın tebliğ edildiği hususu kabul edilmemiş olup, dosya kapsamı ile faturanın davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini ispatlayacak delil bulunmadığı, kargo ile gönderildiği belirtilmiş ise de, kargo teslim belgesi üzerinde kargo içeriğinin ne olduğu ile ilgili açıklayıcı bilgi bulunmadığı, dosyaya getirtilen davacıya ait BA formlarının dairemizce yapılan incelemesine göre davacı tarafça bu faturanın vergi dairesine de bildirilmediği, faturanın davacı defterlerinde de kayıtlı olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, 16.200,00 TL bedelli fiyat farkı faturasına konu alacağın varlığı ve davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğininde davalı tarafça ispatlanmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kısmen kabul kararı verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2016 tarih ve 2014/1280 Esas – 2016/723 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, Davanın KABULÜ ile; davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına vaki İTİRAZININ İPTALİNE, 2-Takibe konu 17.707,00 TL alacağın %20’si oranında 3.541,4 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Alınması gereken 1.209,57 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 302,4.TL harcın mahsubu ile bakiye 907,17 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 331,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İlk Derece Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti ile 206,30 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere; toplam 2.006,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İlk Derece Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmiş ise; bu giderlerin davalı üzerinde bırakılmasına, 7-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 AAÜT uyarınca davacı lehine hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Talep halinde kullanılmayan gider avansının, avansı yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 10-Davalı tarafından sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 40,00.TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş-dönüş masrafı olmak üzere; toplam 161,330 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/07/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.